Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığında MİLGEM Projesinin 5'inci gemisi olan İstanbul (F-515) Fırkateyni'nin Denize İniş Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Sevinçte ve tasada bir olduğumuz Pakistanlı kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Bugün tarihten süzülüp gelen Türkiye-Pakistan kardeşliğini, hamdolsun bir adım daha öteye taşıyoruz. Geçen sene İslamabad'a yaptığımız ziyaret vesilesiyle yeni boyutlar kazanan iki ülke iş birliği, inşallah her alanda güçlenmeye devam edecektir. Pakistanlı kardeşlerimizle özellikle savunma sanayi alanında çok ciddi bir potansiyelimizin olduğunu biliyoruz. Türkiye gibi Pakistan da oldukça zorlu bir coğrafyada terör örgütleri başta olmak üzere birçok tehditle mücadele ediyor. Bu tehditlerin bertaraf edilmesinde iki kardeş ülkenin birbirine sunabileceği çok ciddi katkılar olduğuna inanıyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Savunma alanında güçlü, bağımsız ve teknolojik bakımdan yeterli olmayan milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir. pic.twitter.com/88oofdQCfC
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) January 23, 2021
Savunma alanında güçlü olmayan milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir. Bu durum bizim gibi aynı anda farklı cephelerde beka mücadelesi yürüten ülkeler için daha çok geçerlidir. Türkiye, hem milli güvenliğini garanti etmek hem de dostlarının haklarını savunabilmek için caydırıcılığını en üst düzeyde tutmak mecburiyetindedir. Biz yakın tarihimizde silah, mühimmat ve askeri teçhizat açısından dışa bağımlılığın acısını da çok çekmiş bir ülkeyiz. Kıbrıs Barış Harekatımız dolayısıyla uğradığımız ambargoları daha dün gibi hatırlıyoruz. Bırakın parasını peşin ödediğimiz uçakları teslim almayı, periyodik bakım için gönderdiğimiz uçaklarımızı dahi bu dönemde geri alamadık. Hatta yıllarca bize teslim edilmeyen uçaklar için hangarda saklama ücreti ödemek zorunda kaldık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz yakın tarihimizde silah, mühimmat ve askeri teçhizat açısından dışa bağımlılığın acısını çok çekmiş bir ülkeyiz. Milli güvenliğimizi korumak amacıyla attığımız her adımda baskıyla karşılaştık. pic.twitter.com/QCXqpOJR9x
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) January 23, 2021
Suriye'deki ve Irak'taki meşru terörle mücadele harekatlarımızdan Doğu Akdeniz ve Ege'deki çıkarlarımızı savunma mücadelemize kadar milli güvenliğimizi korumak amacıyla attığımız her adımda baskıyla karşılaştık. Biz, iddiaları, hedefleri, dünyanın gidişatına dair söyleyecek sözü olan bir milletiz. Biz, 83 milyon vatandaşımızla beraber milyonlarca kardeşimizin de sorumluluğunu taşıyan bir ülkeyiz. Öyleyse askeri, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur. 2002'den itibaren savunma sanayiinde yerlilik seviyesinin azami seviyeye çıkarmak için tüm imkanları seferber ettik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Savunma sanayiinde 2002 yılında sadece 62 proje yürütülürken bugün bu sayı 700'e yaklaştı. https://t.co/l2bVhgqvU7 pic.twitter.com/XFgANVarsN
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) January 23, 2021
Savunma sanayinde 2002 yılında sadece 62 proje yürütülürken, bugün bu sayı 700'e yaklaştı. Sadece son 5 yılda yaklaştık 350 yeni projeyi başlattık. Bütçesi 5,5 milyar doları ancak bulan savunma projelerini yaklaşık 11 katlık bir artışla 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaştırdık. Bu alanda 75 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşıyoruz. Sektörün ancak 1 milyar dolara yaklaşan yıllık cirosu bugün 11 milyar doları buldu. Aynı yıllarda savunma sanayi alanında çalışan firma sayımız 56'dan 1500'ün üzerine çıktı. Sektörün 1 milyar dolara ancak varan yıllık ciro rakamı bugün 11 milyar doları buldu. İhracatımız ise 248 milyon dolar seviyesinden 3 milyar doları aşan bir noktaya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kara ve deniz araçlarında kendimizle beraber dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke haline geldik. İnsansız hava aracı, silahlı insansız hava aracı ve TİHA üretiminde artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız. pic.twitter.com/OPYHFEwNcd
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) January 23, 2021
"İHA ve SİHA'larımız dünyada gıpta ile takip ediliyor"
Üç kıda 9 ülkeye toplam bedeli 3 milyar doları bulan deniz platformu ihraç ettik. Sadece 4 yıl önce dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde 2 firmamız varken, hamdolsun bugün aynı listede 7 firma ile temsil ediliyoruz. Kara ve deniz araçlarında kendimizle beraber dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke içinde yer alıyoruz. İnsansız hava aracı, silahlı insansız hava aracı ve TİHA üretimindeyse artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız. Nereden nereye. İçimizdeki gafillerin tüm karalama kampanyalarına rağmen silahlı, silahsız insansız hava araçlarımız tüm dünyada gıptayla takip ediliyor. En son 44 günlük Karabağ zaferinde olduğu gibi Türk SİHA'ları elde ettikleri başarılarla harp yöntemlerini de değiştiriyor. Aynı şekilde Libya'da bütün oradaki savaşın akışını değiştirmiştir.
"Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı"
SİHA'ların göz dolduran başarılarıyla beraber ülkemizin diğer savunma ürünlerine yönelik ilgi de artıyor. Küresel tedarikçilerin önümüze çıkardığı zorlukları ve uyguladığı gizli, açık ambargoları kendi gücüyle aşabilen bir ülke konumundayız. Öyle bir yere doğru gidiyoruz ki maalesef hiç arzu etmeyiz ama kötü komşular bizi ev sahibi yaptı.
"Senle biz NATO'da beraber değil miyiz?"
Örneğin kamera... Güya dostuz, güya NATO'da beraberiz, kamera istiyoruz kamera vermiyor. Niye? 'Sen niye Ermenistan'la savaşıyorsun?' Ermenistan benim dostuma, soydaşlarıma saldırıyor, biz de bundan dolayı burada elimizden gelen desteği vermek durumundayız, bunu yapıyoruz. Senle biz NATO'da beraber değil miyiz? Beraberiz. NATO'da beraber olduğumuza göre niçin burada bu tür bir yaklaşım yapıyorsun? Ne oldu? Şimdi bunu da hamdolsun biz kendimiz üretir duruma geldik, geliyoruz. Bugüne kadar yapılan çalışmaların başarısını kurumlarımız arasındaki iş birliğini geliştirmemize borçluyuz. Kara, deniz ve hava gücümüzü artırırken kurumsal taassuplarla değil, vizyoner bir bakış açısıyla hareket ettik.
"Planlamalarımızın omurgası mutlaka milli imkanlara dayanmalıdır"
Kamu, özel sektör, üniversite ayrımına gitmeden tüm bilgi birikimimizi en etkin şekilde değerlendirmeye çalıştık. Şimdi bunu bir adım daha öteye taşımamız gerekiyor. Mevcut bilgi birikimi ve kaynakları en doğru şekilde kullanarak israfa mahal vermemeliyiz. Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı bir yüzyılda yaşamanın avantajlarını değerlendirmeliyiz. Herhangi bir alanda muadil ürünler ve projeler arasında mutlaka kendi firmalarımızı, kendi milli kuruluşlarımızı tercih etmek birinci önceliğimizdir. Acil ihtiyaçları karşılayacak özellikle de dışardan temin yoluna gitsek bile planlamalarımızın omurgası mutlaka milli imkanlara dayanmalıdır. Tüm bu hususlarda Savunma Sanayi Başkanlığımıza, üniversitelerimize, SAGE ve STM gibi savunma sanayi kuruluşlarımıza, firmalarımıza çok önemli görevler düşüyor. Bu uğurda çalışan işinin ehli, üretken ve samimi tüm girişimcilerimizin ve firmalarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.
"Donanmamızı çok güçlü bir konuma getireceğiz"
Savunma sanayisinde sadece geçmişin eksiklerini gidermekle kalmıyoruz, aynı zamanda geleceğe de hazırlanıyoruz. İnşallah 5 yılda hizmete alacağımız 5 büyük proje ile donanmamızı çok güçlü bir konuma getireceğiz.
Bugün MİLGEM Projesinin 5. gemisi ülkemizin ilk milli fırkateyni olacak İstanbul'u mavi denizle buluşturuyoruz. STM'nin altında 150 sistem için 80 civarında alt yüklenici görev yapıyor. Korvet sınıfı MİLGEM'lerde ulaşılan yerlilik oranı yüzde 70 iken bunu İstanbul gemisinde yüzde 75'e çıkarılması memnuniyet vericidir. Milli imkanlarla tasarlanan fırkateynimiz gelişmiş hava savunma ve su üstü harbi, deniz altı savunma harbi ve karakol faaliyetlerini icra edecektir. Ayrıca keşif ve gözetleme, hedef tespit, teşhis ve tanıma, erken ihbar kabiliyetleriyle üs ve liman savunması görevlerini gerçekleştirecektir. İstanbul Fırkateyni'mizi Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza kazandırmayı hedefliyoruz. Savunma sanayinde sadece geçmişin eksiklerini gidermekle kalmıyor, aynı zamanda geleceğe de hazırlanıyoruz. Araştırma, geliştirme yatırımlarımızı artırarak yüksek teknoloji gerektiren sistemleri hayata geçirmeye devam ediyoruz.
"Yeni tip 6 denizaltımızı hizmete alacağız"
Korkut alçak irtifa hava savunma sisteminin deniz versiyonu olan Gökdeniz'i ilk kez İstanbul Fırkateyni'yle birlikte envantere alacağız. Yerli ve milli olarak geliştirilen 3 boyutlu radarı gibi sistemlerimizi de bu gemi ile ilk kez kullanmaya başlayacağız. İlk milli gemi savar sistemi Atmaca'yı gemilerimize entegre etmeye başladık. Ayrıca denizaltı teknolojisinde önemli kabiliyetler edindiğimiz yeni tip 6 denizaltımızı 2022 yılında Piri Reis'ten başlayarak her yıl birer tane olmak üzere hizmete alacağız.
İnşallah 5 yılda hizmete alacağımız 5 büyük proje ile donanmamızı çok güçlü bir konuma getireceğiz. Bu sene içinde test ve eğitim gemimiz Ufuk'u, yine bu yıl içinde üzerine konuşlandıracağımız helikopter ve İHA'larla hava operasyonları yapabileceğimiz çok maksatlı amfibi hücum gemimiz Anadolu'yu, önümüzdeki yıl yeni tip denizaltılarımızın ilki olan Piri Reis'i, 2023'te İstanbul Fırkateynimizi, 2024'te denizde ikmal ve muharebe destek gemisi DİMDEG'i inşallah Deniz Kuvvetlerimize kazandıracağız. Ayrıca denizaltı teknolojisinde önemli kabiliyetler edindiğimizi yeni tip 6 denizaltımızı 2022 yılında Piri Reis'ten başlayarak her yıl birer tane olmak üzere hizmete alacağız.
"Uçak gemimiz bizi bu alanda en üst lige taşıyacaktır"
Anadolu gemimizden sonra yerli ve milli olarak planlayacağımız uçak gemimiz bizi bu alanda en üst lige taşıyacaktır, bunun da görüşmelerini yapıyoruz ve süratle onun da adımını inşallah atacağız. Kaptanı Derya Barbaros Hayrettin Paşa 'Denizlere hakim olan cihana hakim olur.' diyerek deniz gücünün önemini ifade etmiştir. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak kendimizi bu alanda sürekli geliştirmek, ileri teknolojilerle altyapımızı güçlendirmek durumundayız. Bunu da ancak bütüncül bir bakış açısıyla başarabiliriz. Kamu ve özel sektörüyle Türk savunma sanayinin tamamı bir bütündür. Terör örgütleriyle simbiyotik ilişkisi olanların tamamı yalan, tamamı çarpıtma ürünü hezeyanlarının bizi doğru yoldan alıkoymasına müsaade edemeyiz. Bunların amacı ülkemizi sadece askeri açıdan değil ekonomik olarak da dışarıya bağımlı kılmaktır.
"Bugün artık güçlü, büyük Türkiye var"
Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak kendimizi bu alanda sürekli geliştirmek durumundayız. Bunu da ancak üçüncül bir bakış açısıyla başarabiliriz. Türk Savunma Sanayii'nin tamamı bir bütündür. Terör örgütleriyle ilişkisi olanların tamamı yalan tamamı çarpıtma ürünü hezeyanlarının bizi yolumuzdan alıkoymasına izin veremeyiz. Bunların amacı sadece ülkemizi askeri açıdan değil ekonomik olarak da dışa bağımlı kalmasını sağlamaktır. Onlar eski Türkiye'deydi bugün artık güçlü, büyük Türkiye var. Onlar ne yaparsa yapsın biz güvenli yarınlar şiarıyla çalışan kurumlarımızın gayretleriyle ulaşacağız.
Milli fırkateyn 'İstanbul' denize indirildi
İstanbul Fırkateyni, düzenlenen törenle suyla buluşturuldu. Başkanlığın 2021 yılı savunma sanayi projeleri kapsamında inşası süren gemi denize indirilecek.
Yüksek yerlilik
Fırkateyn tamamlandığında tam boyunun 113 metre ve genişliğinin 14,4 metre olması planlanıyor. Yaklaşık 3 bin ton deplasmana sahip İ sınıfı fırkateyn, Ada sınıfı korvetlerden farklı olarak satıhtan havaya güdümlü mermi bulunduracak ve fırlatabilecek.
İ sınıfı fırkateyn, milli bir elektronik harp sistemine ve yeni nesil milli savaş yönetim sistemine, geliştirilmiş silah, radar ve sensörler ile muhabere ve seyir sistemlerine yüzde 75’in üzerinde yerli katkı payıyla sahip olacak.
Yerli tedarikçiler, geminin silah elektronik sistemleri ile gemi elektrik sistemi, yardımcı makine sistemleri (dizel jeneratör setleri, entegre platform kontrol ve izleme sistemi, KBRN üniteleri ile tespit ve teşhis sistemi, tulumbalar, valflar, elektrik güç sistemleri, kablolar, tablo ve panolar, hava kompresörleri, yangın söndürme sistemleri ve benzeri), gemide yaşam için gerekli ekipmanları (ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemi, tatlı su üretim sistemi, yaşam mahalleri mobilya donatımları, servis mahalleri, sıcak su sistemi ve benzeri), gemicilik donanımları (dümen takımı, vasıta mataforası, ırgatlar, kaportalar, hangar kapısı, torpido kovan mahalleri, sancak iskelesi ve benzeri) gibi platform sistemlerinin tedarikini sağlıyor.
İ sınıfı fırkateynlerin ilki olan İstanbul Fırkateyni'nin 2023 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi hedefleniyor.
Geminin inşa ve donatımına ilişkin her türlü dizayn, mühendislik ve sistem-malzeme tedarik faaliyetlerine STM tarafından devam ediliyor.