Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul İl Kadın Kolları Kongresi'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Bizim için İstanbul, sade bir semtini sevmenin bile bir ömre değdiği yerdir. Bu şehri ancak gözleri kapalı dinlediğimizde anlayabiliriz. Bu şehir öyle bir şehir. Bu şehir, benim zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim, vatanım dediğimiz şehir. Burası güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar olan bir şehir. Ne kadar içinde yaşarsak yaşayalım, seni görüyorum yine, gözlerimle kucaklar gibi uzaktan diyerek bu şehre hasretimizi dindiremeyiz.
Ama her şeye rağmen Rumeli Hisarı'nda oturup bir türkü tutturduğumuz bu şehirde bunu da yaşamaktan asla vazgeçemeyiz. Kimi zaman 'Yine sen kazandın İstanbul, ben yenildim.' diye isyan etsek de sözümüzün sonunu 'Yine emrindeyim.' diye bitirmekten kendimizi alamayız. Hep dediğimiz ve diyeceğimiz gibi, seversen olayım yarin İstanbul.
"600'e çıkan milletvekillerimizin 98'ini tek başına İstanbul seçiyor"
Sizler işte böyle bir şehrin hanımefendileri olarak hem şanslısınız hem de büyük bir sorumluluk sahibisiniz. İstanbul 15 milyonu bulan nüfusuyla dünyadaki ülkelerin dörtte üçünden daha büyük bir şehirdir. Aynı şekilde İstanbul'un her bir ilçesi, nüfusuyla, ticaretiyle sosyal, kültürel, sportif altyapısıyla pek çok şehrimizden çok daha ileridedir. Tabii İstanbul siyasi temsilde de çok önemli bir yere sahiptir. Yeni sistemde 600'e çıkan milletvekillerimizin 98 tanesini tek başına İstanbul seçiyor. Böyle olunca İstanbul'da iddia ve güç sahibi değilseniz, Türkiye'nin kalanında belli düzeyin üzerine çıkabilmeniz neredeyse bir imkansız hale geliyor.
"İstanbul ne derse, Türkiye onu der"
24 Haziran’da Türkiye hem yeni yönetim sistemine göre görev yapacak cumhurbaşkanını seçecek, hem de meclisin 600 üyesini belirleyecek. İstanbul 24 Haziran’ın belirleyicisi olacak. İstanbul ne derse Türkiye onu der. Bilindiği gibi 2017 halk oylamasında İstanbul’da yaklaşık 4.5 milyon oy ile yüzde 48.6 düzeyinde bir ‘evet’ oranına ulaşmıştık. O zaman üzüntülüydüm. Çünkü biz yüzde 48.6 ile sandıklardan çıkmamalıydık. Çünkü bu İstanbul’a bizim aşkımızla mukayese edilebilecek başka aşık yoktu. Bu 48.6 önemli bir başarı ama beklediğimizin çok uzağında. AK Parti için İstanbul’un çıtası çok daha yüksektir. Öyle olmak zorundadır. Aksi takdirde Türkiye genelinde hedeflediğimiz düzeye çıkamayız. İyi bir çalışmayla oyumuzun üzerine 1.5 milyon rahat koyabileceğimize ben inanıyorum
"Kadınlarımızı daha yüksek oranda parlamentoda görmek istiyoruz"
Kadınlarımızı siyasette daha etkili, daha katılımcı, daha yüksek oranlarda temsil edilir şekilde parlamentoda görmek istiyoruz. Buradan tüm kadınlarımızı 24 Haziran’da ve mahalli seçimlerde AK Parti saflarında daha aktif bir şekilde yer almaya davet ediyorum.
"Hizmetlerimizden en büyük payı da İstanbul alıyor"
İstanbul, sadece gönlümüzün baş köşesinde yer almakta kalmıyor. Aynı zamanda hizmetlerimizden en büyük payı da İstanbul alıyor. Önce Marmaray, sonra Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve nihayet Avrasya Tüneli'yle iki kıtayı denizin altından ve üstünden birbiriyle üç kez daha buluşturduk. Şöyle bir özellik daha var; Biz, Fatih'in torunlarıyız. Fatih gemileri, kadırgaları karadan yürüttü. Biz de ahdettik, dedemiz Fatih gemileri, kadırgaları karadan yürüttüğüne göre biz de ondan ilham alarak 'Denizin altından Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'nden de otomobilleri yürütmekte kararlıyız' dedik ve bunu başardık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz Fatih'in torunlarıyız. Fatih gemileri karadan yürüttü. Biz de ondan ilham alarak denizin altından Marmaray'ı ve Avrasya Tüneli ile otomobilleri yürüttük.https://t.co/XOUtC3UXLy pic.twitter.com/OFzRHcsKQ0
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 28 Nisan 2018
"Sadece başkanlığı değil parlamentonun kahir ekseriyetini almamız lazım"
Yurt dışından gelen birçok lider bunları gördüğü zaman "Siz bunları nasıl başardınız?" diye soruyor. Ama bizim bir derdimiz var, sadece başkanlığı almayacağız. Aynı zamanda da parlamentonun kahir ekseriyetini de AK Parti olarak bizim almamız, 'Cumhurun İttifakı' olarak bizim almamız gerekiyor. Cumhur İttifakı, parlamentoda önemli, bunun başarmamız lazım ve kahir ekseriyetiyle başarmamız lazım ki birilerine özellikle de bu ana muhalefete ve terör destekli olan malum partiye, bunlara gerekli dersi inşallah 24 Haziran'da vereceğiz.
“İstanbul İzmir arasındaki mesafeyi 3,5 saate düşürüyoruz”
3. Havalimanının, ilk etabını inşallah 29 Ekim'de hizmete alıyoruz. Yılda 90 milyon insanın taşınacağı 3. Havalimanıyla dünyada ilklerin arasına giriyoruz. İnşallah 2023'te bu rakam 150 milyona çıkacak yılda. Orada belki de bir numara olacağız. Çünkü biz ilklerin partisiyiz, ilklerin iktidarıyız. Bize de bu yakışır, bunu yapmamız lazım. İstanbul İzmir arasındaki mesafeyi 3,5 saate düşürüyoruz. Ey gidi günler ey... 6 saat, 7 saat, 8 saat İstanbul İzmir, 10 saat İstanbul İzmir.
“En modern yolculuk, yollar bizim milletimize has”
Şimdi 3,5 saat ve yollar pırıl pırıl. Peki burada körfezi neyle geçiyoruz. Osmangazi Köprüsü'yle geçiyoruz. Osmangazi Köprüsü'yle bir şey daha başarıyoruz; İstanbul Bursa arasını da 1 saat 15 dakikaya, 1,5 saate indiriyoruz. Peki, bütün bunlar niçin yapılıyor, ne de biliyor musunuz? Biz milletimizi çok seviyoruz. Biz milletimize aşığız. Ya bizim milletimiz en güzeline layık. En modern yolculuk, yollar bizim milletimize has.
Şimdi şuradan çıkıyorsun, arabana biniyorsun, yolun sağı solu yemyeşil. Eskiden Avrupa'ya Amerika'ya gittiğimizde bakardık yolun sağı solu yemyeşil, her taraf orman. Onların arasından araçla gidiyorsun. Bu adamlar bunu yaptı. Hans yapıyor, George yapıyor, biz niye yapmıyoruz? Biz de 'Bunları yapacağız' dedik ve yaptık ama bitmedi. Daha yapacağımız çok şey var. İşte modern Türkiye'nin inşası budur.
“Bu ülkede bunların dikili bir ağacı yok”
Modern Türkiye’yi inşa ettik ama bunu inşa ederken, örneğin 'kentsel dönüşüm' diyoruz. Hemen karşımıza ana muhalefet çıkıyor. Niye? Rahatsız, rahatsız... Malum teferruatına girmeyeyim, siz anlıyorsunuz. Çünkü bu ülkede bunların dikili bir ağacı yok. Bunlar taş taş üstüne koymadılar. Ama biz istiyoruz ki, bir şeyler ortaya konsun, bunları yapalım. Biz ağaç dikiyoruz. Adam kalkıyor, yürüyüş yapıyor. Nerede? Gezide. Ne diyor? 'Bunlar ağaç söktü' diyor ya biz ağaç söker miyiz? Biz milyonlarca, milyarlarca fidan, ağaç diktik bu ülkede. Ey bay Kemal, senin dikili ağacın var mı ya? Kaç tane var onu söyle. Belediyelerin de dahil olmak üzere kaç tane var onu söyle. Ama biz geldiğimizde bu Türkiye'nin geneline fidanlarımız, ağaçlarımızla tarihi yazdık ve yeşil Türkiye'yi bu şekilde inşa ettik. Etmeye de devam ediyoruz.
“Çanakkale'deki o kopukluğu da gideriyoruz”
Kuzey Marmara Otoyolu'nun bir parçası 1915 Çanakkale Köprüsü'nün inşasına başladık. Gelibolu ayaklarının ve Lapseki tarafının kazıkları çakıldı, temelleri atıldı. Herhangi bir sıkıntımız yok. Yola devam ediyoruz. Çanakkale'deki o kopukluğu da gideriyoruz. Orada da Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlıyoruz. Biz buyuz, fakat bunu milletimize kim anlatacak? Siz hanım kardeşlerim anlatacaksınız. Şu an da ekranları başında bizi izleyenler olabilir ama olmayan da olabilir dolayısıyla hanım kardeşlerim bunları anlatmalı. Unutmayın 'Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür', unutur insanoğlu. Onların da unutmaması için bunları anlatmamız lazım. Bir kere anlatmak olmaz bir daha anlat. Anlatarak hedefe yürüyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 1915 Çanakkale Köprüsü'nün inşasına da başladık. Gelibolu ayaklarının temeli atıldı. İnsallah 4 yılda bitireceğiz.https://t.co/XOUtC3UXLy pic.twitter.com/AUO4scf5g8
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 28 Nisan 2018
“Dünyaya mesajımızı vereceğiz”
Bu şehrin en büyük projesi Kanal İstanbul olacak. Bu bir dünya projesi. Yani bir yerde Süveyş olabilir, bir yerde Panama olabilir ama burada da Kanal İstanbul. Bununla dünyaya mesajımızı vereceğiz. Yeni dönemde ilk işlerimizden biri Kanal İstanbul'un inşasını başlatmak olacaktır. İstanbul büyüklüğünde bir şehrin ulaşımını ancak raylı sistemler üzerinden çözmek mümkündür. Bunun için de İstanbul'umuzu raylı sistemlerle donattık, donatıyoruz.
Şimdi hazırlıklarını sürdürdüğümüz benim çılgın proje dediğim Kanal İstanbul Projesi var. Bu şehrin en büyük projesi Kanal İstanbul olacak. Bu projeyle dünyaya mesajımızı vereceğiz. Yeni dönemde ilk işlerimizden biri inşallah Kanal İstanbul'un inşasını başlatmak olacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şimdi sırada benim çılgın projem dediğim Kanal İstanbul var. Yeni dönemde ilk işlerimizden biri inşallah Kanal İstanbul'un inşasını başlatmak olacaktır.https://t.co/XOUtC3UXLy pic.twitter.com/MMN1KLwR3Z
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 28 Nisan 2018
“İki yakaya 2 dev şehir hastanesi yapıyoruz”
Kardeşlerim rahat olun biz bugüne kadar beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik biz sadece ve sadece Allah'ın huzurunda rükuda ve secdede eğildik, başka bir yerde asla. Şimdi hedef 190 kilometre tünel ve bin kilometre raylı sistem uzunluğuyla İstanbul'u dünya çapında bir ulaşım ağına kavuşturmaktır. Sağlıkta İstanbul'a 51'i hastane olmak üzere toplam 127 tesisi hükümetlerimiz döneminde kazandırdık. Şimdi de İstanbul'un iki yakasına 7 bin yatak kapasiteli 2 dev şehir hastanesi yapıyoruz. İkitelli'deki Başakşehir Şehir Hastanesi'nin inşaatı hızla sürüyor. Sancaktepe Şehir Hastanemizin de inşaatına inşallah en kısa sürede başlıyoruz.
“24 yaşındaki genç İstanbul'un susuzluğunu bilmez”
TOKİ vasıtasıyla 15 yılda başlattığımız 156 bine yakın konut projesiyle İstanbul'u adeta yeni baştan inşa ettik. Tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış İstanbul gerçekten eşsiz bir şehir. Tarih boyunca İstanbul’a su temininin temini önemli bir mesele oldu. Bir başka ifadeyle İstanbul suyun yanı başında ama suya hasret bir şehir olmuştur. İstanbul'da geçmişte yaşanan su sıkıntısının şehri nasıl esir aldığını ancak bilen bilir. Sene 1994 İstanbul susuz muydu? Gençler bilmeyebilir. Çünkü o zaman doğanlar şu anda 24 yaşında. Yani 24 yaşındaki genç İstanbul'un susuzluğunu bilmez. Şimdi söylüyorum, o susuz şehri su bulur hale kim getirdi? Biz getirdik. Susuzluktan daha kötü bir şey olabilir mi? Benzin istasyonları gibi İstanbul'da su istasyonları kurulmuştu. Biz 180 kilometreden Istranca Dağları'ndan İstanbul'a su getirdik ve İstanbul'u susuzluktan kurtardık.
“Onlar bizi susuz bıraktılar”
Su, abıhayattır. İstanbul'u abıhayata kavuşturduğumuza göre evet ben de halkımdan bir şeyler istiyorum. Ben inanıyorum ki benim halkım da bunun gereğini yapacaktır. Çünkü CHP, susuzluk demektir. O zaman İstanbul'da CHP iktidarı vardı. Onlar bizi susuz bıraktılar. Ümraniye'de çöplük patladı, 39 vatandaşım benim Ümraniye'de öldü. CHP, çöplük demektir. Biz oraları şimdi pırıl pırıl yaptık. Oralarda spor tesislerini kurduk ama bunlar asla bunları yapamadı. CHP demek hava kirliliği demektir. Yine o dönemde gazeteler maske dağıtıyordu, hava kirliliğinden dolayı, unutmayalım bunları.
“1 milyon 250 bin eve biz doğal gaz getirdik”
Bu dönemlerde yaşadığımız bu sıkıntılarda olduğu gibi biz doğal gazı İstanbul'a getirdik. Teslim aldığımız CHP yönetimi o dönemde İstanbul'daki ne kadar eve doğal gaz getirmişti biliyor musunuz? 50 bin. Ben İstanbul'dan ayrılırken İstanbul'a bizim getirmiş olduğumuz doğal gaz miktarı, 1 milyon 250 bin eve biz doğal gaz getirdik. Biz öyle çalıştık, çalışıyoruz. Ama şimdi zaten elhamdülillah 2 ilimizin dışında doğal gazın gitmediği il, bu yılsonu itibarıyla o 2 il de halloluyor ve böylece 81 ilimizin tamamına doğal gazı götürmüş oluyoruz. Şimdi bunlar modernite, modernizm, medeni olmak diyorlar. Ya sizin medeni olmakla ne işiniz var ya. Lafla medeni, modern olunmaz. İcraat, icraat. Sen benim vatandaşımı tezekten kurtarıyor musun? Yok. Çünkü CHP demek aynı zamanda tezek demektir. Evet, onlar tarih oldu ya.
“İstanbul'daki üniversite sayısı bugün 57. Nereden nereye”
Sadece İstanbul'a 21 milyon fidan dikerek şehrin yeşil alanlarını çoğalttık. Niye? Modern bir şehir. Aynı zamanda eğitim-öğretim şehri olan İstanbul'un bu konudaki çıtasını da yükselttik. 2002'de 21 olan İstanbul'daki üniversite sayısı bugün 57. Nereden nereye. Böylece 2002'de 206 bin olan İstanbul'daki üniversite öğrenci sayısı bugün 890 bini aştı.
İstanbul'a 34 bin derslik, 14 bin 500 kişilik Yüksek Öğrenim Yurtları kazandırdık. Önümüzdeki 3 yıl içinde 14 bin 250 kişilik yurtlar daha açıyoruz. İstanbul'a yaptığımız bu hizmetler yetmiyor. Bunu özetleyecek olursak biz gerçekten çok kısa bir özet yaptık. Bunları kampanyada sizlere animasyonlarla çok daha farklı bir şekilde anlatacağız.
Haziran'da çok farklı bir seçim olacak. İnşallah bir kez daha milletimizin karşısına çıkıyoruz, bugüne kadar yaptıklarımızın hesabını veriyoruz, yapacaklarımızı da anlatıyoruz.
Muhalefetin yaptığı bir şey yok. Neyi yaptığını anlatamayacağı için neyi yapmak istediğini söyleyecek. Karnemiz gayet dolu. Gayet iyi durumdayız. Yeni yönetim sisteminde Cumhurbaşkanı ve belediyeler olarak, el ele vererek İstanbul'u çok daha ileriye taşıyacak projeleri hayata geçireceğiz. Unutmayın İstanbul büyüdükçe Türkiye büyür. Bunun için Cumhurbaşkanı olarak mesaimin önemli bir bölümünü İstanbul'a vermemden daha tabii bir şey olamaz. Bizim İstanbul'a sevdamız son nefesimize kadar bitmeyecek. Böyle bir sevdadır.
“Bizim milletimiz için hayallerimiz var”
Biz gitsek de inşallah ülkemize ve özellikle İstanbul'a olan sevdamızın şarkısı Allah'ın izniyle dudaklarda kalacaktır. 24 Haziran seçimlerinde işte bu yolda, bir kez daha milletimizin huzuruna çıkıp destur isteyeceğiz. Bizim Türkiye için hedeflerimiz var, bizim milletimiz için hayallerimiz var. Bizim çocuklarımıza bırakmak istediğimiz bir ülke fotoğrafı var. Bu fotoğrafta yokluğa, yoksulluğa, yasaklara, -açıyorum- baskıya, zulme, haksızlığa, adaletsizliğe, esarete yer yoktur. Bizim, büyük ve güçlü Türkiye fotoğrafımızda sadece demokrasi vardır, sadece adalet vardır, sadece hukuk devleti vardır, sadece temel haklar ve özgürlükler vardır, sadece refah vardır, sadece kalkınma vardır.
“16 Nisan bunun tamamı değildi, sadece bir kısmıydı”
Geçtiğimiz 10 yılda yaşadığımız her hadise bize atılan bu adımın ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Ülkemizin yaklaşık 200 yılı bulan yönetim sistemi arayışlarında dönüm noktalarını Tanzimat'ın ilanı, Cumhuriyet'in kuruluşu ve özgür seçimlerle çok partili siyasi hayata geçmemiz olarak sayabiliriz. Şimdi, burada bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum. O da şudur; inşallah 16 Nisan'la hukuki temeli atılan 24 Haziran tarihini ne yapacağız, buna ilave edeceğiz. Çünkü 16 Nisan bunun tamamı değildi, sadece bir kısmıydı. Şimdi tamamını inşa ediyoruz. Esasen bunların hepsi birbirini tamamlayan bir sonrasının önünü açan atılımlardır.
"Gözleri yaşlı milletvekillerine üzüldüm"
Mesela; 2007'deki Anayasa değişikliğinin ülkemizi bugünlere getireceğini o zaman çok az kişi kavrayabilmişti. Aynı şekilde birilerinin hala 24 Haziran'ın önemini anlayamadığını görüyorum. Eğer anlasalardı 18 Nisan'dan bugüne kadar geçen süreyi, saçma sapan, milletvekili transferleriyle, adaylık tartışmalarıyla, polemiklerle heba etmezlerdi.
Ne yazık değil mi? Hale bakın. 15 tane milletvekilini kalkıyorsun, bir tane partiye, sözde bir partiye veriyorsun, neymiş grup kursunlar. Bu bir defa 15 tane milletvekiline saygısızlıktır. Onlara oy veren halkımıza da saygısızlıktır. Onlara demokratik haklarını kullanmak suretiyle bir milletvekili payesini verenlere saygısızlıktır ama hani bu diktatör var ya, ikide bir bana diktatör diyor, diktatörün ta kendisi sensin.
Hem de öyle bir diktatörsün ki insanların iradesine ipotek koyuyorsun. Baktım gözleri yaşlı milletvekilleri var orada. Üzüldüm. Çünkü bu parlamentonun içinde böyle milletvekilleri olamaz. Ne yapsın garibim. Genel Başkanları emretti onlar da gözleri yaşlı olarak oraya gitti. Gitti de parlamentoda o sözde, yeni adım atan partinin sıralarına oturmadılar. Yine nerede kaldılar?
Mevcut partisinin sırasında, koltuklarında kaldılar. Böyle bir demokrasi olur mu? Böyle bir politika olur mu? Böyle bir siyaset olur mu ama bu ana muhalefet işte bu ülkeye bunu da kazandırdı. Ben de diyorum ki asıl belirleyici sen değilsin, asıl belirleyici milletimdir 24 Haziran'da bunu sana gösterecek.
“Bu ittifak cumhurun ittifakıdır"
Seçimlerin 2019 yılında yapılacağını hesap ederken bile partimizi ve ülkemizi vakitlice bu büyük değişime hazırlamak için erkenden yola çıkmıştık. Seçim ittifaklarından milletimizle kucaklaşmaya kadar tüm altyapımızı oluşturduğumuz için 24 Haziran tarihi bizde herhangi bir telaşa, herhangi bir şaşkınlığa yol açmadı.
Teşkilatlarımızla ve parti organlarımızla kesintisiz bir istişare halinde adımlarımızı atıyoruz, Yüksek Seçim Kurulunun takvimine göre, ona paralel olarak, tüm hazırlıklarımızı tıkır tıkır yürütüyor, sandığın milletimizin önüne konacağı günü sabırsızlıkla bekliyoruz. Çünkü biz hiçbir zaman sadece seçimden seçime milleti hatırlayan parti olmadık
Bizim her günümüz, her anımız milletimizle birlikte geçiyor. Şimdi seçimler dolayısıyla milletimizle aramızdaki bu muhabbeti, bu hasbihali daha da sıklaştıracağız. Şimdi ben sizlere özellikle şunu söylüyorum; Milliyetçi Hareket Partisi ile biliyorsunuz bir ittifak oluşturduk. Bu ittifak cumhurun ittifakıdır.
Dolayısıyla cumhurun ittifakında ben inanıyorum ki sizler aramızdaki bu dayanışmayı daha da güçlendireceksiniz, hiçbir dedikoduya, fitneye, fesada fırsat vermeden, el ele, dayanışma halinde cumhurun ittifakı olarak hem Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz, hem de parlamentoda cumhurun ittifakı olarak çok güçlü bir grupla temsil yetkisini milletimizden alacağız.
"Afrin'de 4 bin 305 teröristi etkisiz hale getirdik"
Şu anda Afrin'de son geldiğimiz sayıyı da sizlere vereyim, Afrin'de 4 bin 305 teröristi etkisiz hale getirdik. Kuzey Irak'ta 372 teröristi etkisiz hale getirdik. Yurt içinde Cudi'de, Gabar'da 281 teröristi etkisiz hale getirdik.
KONGRE ÖNCESİ VATANDAŞLARA HİTAP ETTİ
AK Parti İstanbul Kadın Kolları 5. Olağan Kongresi’ne katılmak üzere Haliç Kongre Merkezi’ne gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salonun dışında bekleyen vatandaşlara hitap etti.
“Biz şu anda seçim takvimimizi uygulamaya koyduk”
24 Haziran seçimlerinin Türkiye’nin kırılma noktası olduğunu söyleyen Erdoğan, "Türkiye yeni bir döneme giriyor. Bütün altyapı hazırlıklarımız tamam. Her an hazırız. Ama muhalefet hala adayını belirleyemedi. Birbirlerine girdiler. Ne yaptıkları belli değil. Öyle de olsa böyle de olsa biz şu anda seçim takvimimizi uygulamaya koyduk. Aday adaylarımız müracaatlarını yapıyor. Seçim beyannamemiz hazır halde. Ayın 6’sında İstanbul İl Kongremizi yapacağız. Manifestomuzu açıklayacağız. Aday tanıtımında da seçim beyannamemizi açıklayacağız" diye konuştu.
“780 bin kilometrekare ile bu vatanı böldürmeyeceğiz”
Türkiye’nin bölünmesine izin vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan "780 bin kilometrekare ile bu vatanı böldürmeyeceğiz. Bunu bilme gayreti içerisinde olanlar var, bilmeme gayreti içinde olanlar var. Çok bölmeye çalıştılar. Çukurlar açtılar, hendekler kazdılar. Onlarla kol kola gezenler oldu. Adını da adalet yürüyüşü koydular. Ama kol kola gezdiler bu teröristlerle. İnşallah 24 Haziran sandıkta demokratik tokadın vurulduğu gün olacaktır. Şu ana kadar geldiğimiz bir nokta var. Bundan sonra gideceğimiz bir hedef var" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çukurlar açtılar hendekler kazdılar. Onlarla beraber kol kola gezenler oldu ve adını da Adalet Yürüyüşü koydular. 24 Haziran inşallah sandıkta demokratik tokadın vurulduğu gün olacaktır.https://t.co/XOUtC3UXLy pic.twitter.com/Bpi8Og2YNy
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 28 Nisan 2018
“Bizler birbirimize olan bu sevgi ile bu toprakları diri tuttuk”
Konuşmasında FETÖ’ye de değinen Erdoğan, "Tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devlet bu ülkede tanımıyoruz. Yok paralel devletmiş, yok şu devletmiş. İşte o Pensilvanya’da. Başka onun yanına gitmek isteyen varsa buyursun gitsinler. Biletlerini de alırız, yeter ki gitsinler. Biz bize yeteriz. Biz birbirimize aşığız. Bizler birbirimize olan bu sevgi ile bu toprakları diri tuttuk. Öyle de tutacağız" dedi.
Kaynak: AA