Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Denizli 15 Temmuz Delikliçınar Meydanı'ndaki toplu açılış töreninde konuştu.
Konuşmasına, "6 aylık aranın ardından yeniden sizlerle bir aradayım. Bu kadar kısa bir sürenin içinde hasret gidermenin memnuniyeti içindeyim. Böylece bu yıl içinde 3'üncü defa Denizli'li kardeşlerimle buluşmuş oluyorum." sözleriyle başlayan Erdoğan, bugüne kadar Türkiye'de gelmiş geçmiş tüm cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında ülkenin şehirlerini kendisi kadar çok ziyaret eden, vatandaşlarla çok sık iç içe olan bir başka kişinin bulunmayacağını söyledi.
“Bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik”
Erdoğan, milletin iradesinin üzerinde irade tanımadıklarını belirterek, "Çünkü biz, içinizden çıktık ve sizinle beraberiz. Bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bunu da bir şeref payesi olarak görüyoruz. Milletimizden, sizden aldığımız enerjiyle güçle çalıştığımız için bu kadar zamanda bunca büyük hizmetlere, yatırımlara, gelişmelere imza attık. Kendi sırça köşklerinde siyaset yaptığını sananlar, milletin ne istediğini, ne düşündüğünü, ne yaşadığını bilemezler." ifadesini kullandı.
40 yıldır siyaset yolunda milletle yürüdüklerini dile getiren Erdoğan, Allah nefes verdiği sürece aynı şekilde bu yolda yürüyeceklerini, bundan taviz vermeyeceklerini bildirdi.
Erdoğan, Denizli'ye elleri boş gelmediklerini, çeşitli bakanlıkların, büyükşehir belediyesinin, ilçe belediyelerinin tamamladığı yatırımların resmi açılışını yapacaklarını söyledi.
“275 kalem eseri hizmete açacağız”
Bugün, toplam yatırım bedeli yaklaşık 1 milyar 349 milyon lira olan 275 kalem eseri hizmete açacaklarını belirten Erdoğan, "Milli Eğitim Bakanlığımız 7 okulu, TOKİ 126 konutu ve bir ticaret merkezini, Orman Bölge Müdürlüğü 13 ayrı yatırımı tamamladı. Büyükşehir Belediyemiz 135 eseri hizmete sundu." dedi.
Erdoğan, 13 ilçe belediyesi tarafından yapılan yatırımları hizmete açacaklarını ifade ederek, ilgili kurumları ve belediyeleri Denizli'ye kazandırdıkları bu hizmetler için kutladı.
"İnşallah İzmir'i de alacağız, ona hazırlanıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin alameti farikasının "hizmet" olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Belediyecilik AK Parti'nin işidir, CHP filan bu işten anlamaz. Ben İstanbul'u kimden aldım? CHP'den aldım. İstanbul'da CHP'den belediyeyi aldığımız zaman İstanbul susuzdu, çöp dağları vardı, hava kirliliği maalesef tavan yapmıştı. O susuzluğun olduğu İstanbul'a 180 kilometreden dağları delerek su getirdik. 2040'a kadar İstanbul'un su sorununu çözdük. Bitti mi? Hayır. Bundan sonra da oldukça yine çözmeye devam."
İstanbul'a su getirdiklerini yineleyen Erdoğan, "Anadolu bir taraf, Avrupa bir taraf. Çift yönlü çalıştık. İşi sağlama alalım dedik. Boğazın altından da karşılıklı deplase ettik. Olur ya bir tarafta sıkıntı olursa, öbür tarafa oradan bu suyu verebilelim. İstanbul'da artık su sorunu yok, biz buyuz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İzmir'de bile susuzluk vardı, İzmir'in su sorununu da biz Devlet Su İşleri olarak çözdük. Baraj yapmak büyükşehir belediyelerinin görevidir ama yapamadılar, biz yaptık ve şimdi inşallah İzmir'i de alacağız, ona hazırlanıyoruz, inşallah bir Denizli'li ile de İzmir'i alacağız. Onun için hep birlikte gayret göstereceğiz." diye konuştu.
"Bay Kemal, haberin var mı senin bundan? Sen önce bunun hesabını ver"
İstanbul'da çöp dağlarının yükseldiğini, Ümraniye Belediyesinde çöp depolama alanında patlama yaşandığını ve 39 vatandaşın öldüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"CHP'li belediyeydi ama hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Herkes bunu unuttu. Kimse bunun hesabını sormuyor. Bay Kemal, haberin var mı senin bundan? Sen önce bunun hesabını ver. Hava kirliliği almış başını gidiyor, gazeteler maske dağıtıyordu. 50 bin haneye doğal gaz gelmişti. Orada belediye başkanlığım sürecinde 1 milyon 250 bin eve doğal gaz bağlattım. Bir anda İstanbul'un hava kirliliği temize dönüştü.
CHP demek çöp demektir, CHP demek susuzluk demektir, CHP demek hava kirliliği demektir, CHP demek yolsuzluk demektir, CHP demek yasaklar demektir. İşte biz bunları kaldırdık, daha iyi olacak şimdi inşallah. Önümüzde iyi günler var. Kurulduğumuz günden beri hem merkezi yönetimde hem mahalli idarelerde Cumhuriyet tarihimizin tamamında yapılanların 3 katı, 5 katı, 10 katı hizmetler kazandırdık."
“Söz veririz, yaparız”
Erdoğan, göreve geldiklerinde ancak kendisinin başbakan olmadığı dönemde Aydın ve Denizli arasındaki yolun kötü olduğunun söylendiğini belirterek, "Yol yok, sıkıntı büyük ve ben Aydın'da, Denizli'de bir söz verdim. Sadece Genel Başkanım. Başbakan değilim... 'Süratle, yanılmıyorsam 105 kilometre bir yol, bölünmüş yol, bunu yapalım' dedim. Söz verdik. Bir yıl içerisinde Aydın-Denizli bölünmüş yolunu yaptık. İşte biz buyuz. Söz veririz, yaparız." diye konuştu.
“Zaten 'AK Parti' demek, 'gençlik' demektir”
Erdoğan, şehirleri merkezlerinden en ücra köşelerine kadar baştan sona alt yapı ve üst yapı yatırımlarıyla donattıklarını ifade etti. Eski Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci'yi işaret eden Erdoğan, "Şu Denizli'nin ne kadar alt geçidi, köprülü kavşağı varsa hepsi onun döneminde, yapılmış parklar, bahçeler varsa onun döneminde yapılmış eserlerdir." dedi.
31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçime değinen Erdoğan, alandakilere, "Şimdi önümüzde ne var? 3,5 ay var. Şimdi 3,5 ay sonra gençler evelallah sandıkları patlatıyor muyuz? Sandıklardan inşallah AK Parti'yi en güçlü şekilde çıkartıyor muyuz? Kapı kapı dolaşıyor muyuz? Bu işi gençler bitirir. Zaten 'AK Parti' demek, 'gençlik' demektir." diye seslendi.
"Bunların işi gücü okey ıstakasını koyacak, tuğlaları dizecek"
"Dev proje" olarak nitelendirdiği millet bahçeleri ve millet kıraathanelerini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Unutmayın, 'iki dev proje' dedim. Bunlardan birisi neydi? Millet bahçeleri. Başlattık mı millet bahçelerini? Başlattık. İşte şurada daha bir ay olmadı. İstanbul'da 5 önemli millet bahçesinin açılışını yaptık. Toplam alan 1,5 milyon metrekare.
Açılışını yaptık ve oralar muhteşem oldu. Bir de ne demiştim? Yine bir söz, 'millet kıraathaneleri' dedim. Şu anda muhteşem millet kıraathaneleri açıyoruz. İçinde kek, simit, çay, kahve hepsi ücretsiz olarak gençlere ikram ediliyor. Fakat bu CHP ne dedi? 'Bu AK Parti kumarhane açıyor.' Yakışmıyor ama 'dervişin zikri neyse, fikri de odur' derler ama o derviş değil bunlar.
Bunlar farklı. Ne dedik? Kumarhane. Çünkü bunların işi gücü okey ıstakasını koyacak, tuğlaları dizecek. Yaptıkları iş bu. Peki kıraathane ne? Kıraathane okuma evi, okuma yeri. Manasını bilmiyor. Şimdi bu kıraathanelerde gençlerimiz gelecek, derslerini çalışacak ve oralardaki binlerce kitabın içerisinden alıp, kitabını okuyacak. Belki evine götürecek, evinde okuyacak. Ondan sonra teslim edecek. Ama çayını da kahvesini de simidini de kekini de orada bulacaktır. Bu nedir biliyor musunuz? Bu bir lütuf değil, devletin milletiyle kaynaşması demektir."
"Biz milletimizle beraber bu yola devam ediyoruz"
Eğitimden sağlığa, spordan sosyal güvenliğe kadar her alanda hayatına dokunmadık hiçbir vatandaş bırakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye büyüdükçe insanların hayallerinin de büyüdüğünü, daha düne kadar sadece hayatını idame ettirme mücadelesi veren insanların, bugün işinde kariyer, evinde konfor, aldığı hizmetlerde kalite hedefiyle yarıştığını söyledi.
"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." dediklerini hatırlatan Erdoğan, bu ilkelerine uygun şekilde ülkenin tüm kaynaklarını milletin emrine verdiklerini kaydetti.
Geçmişte bir avuç mutlu azınlığın sahip olduğu imkanlara bugün her vatandaşın ulaşabildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Sorunlar, sıkıntılar, eksikler yok mu? Elbette var. Ama sahip olduklarımıza baktığımızda gerçekten hep birlikte Rabb'imize her gün binlerce defa hamdetmemiz gereken bir seviyede bulunuyoruz." dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnşallah her geçen yıl ülkemizi daha ileriye götürecek, milletimizin hayat şartlarını daha da yükselteceğiz. Türkiye'nin yükselişi herkes tarafından görülüyor ve kabul ediliyor. Sadece ana muhalefet partisi bu gerçeklere kör, sağır ve laldir. Geçmişteki 14 seçimde olduğu gibi 31 Mart için de tek bir projeleri var.
O da AK Parti'ye ve Tayyip Erdoğan'a saldırmak, iftira atmak, çamur atmaktır. Bunun için terör örgütleriyle iş birliği yapmaktan darbe çığırtkanlığına, ülkede kaos çıkartma çağrısından Türkiye'yi dünyaya şikayet etmeye kadar her türlü rezilliği sergilemekten geri durmuyorlar. Bay Kemal, bak terörle mücadelede neler yapıyoruz? Gördün mü? Duydun mu? Bak Sincar'a girdik mi? Girdik, Karacak'a girdik mi?
Girdik. Uçaklarımız o PKK teröristlerine oraları mezar yaptı mı? İftihar etmen lazım, iftihar etmen lazım. Unutma bay Kemal, o kol kola gezdiğin terör örgütlerinin mensupları var ya onların açtıkları çukurları kendilerine mezar edeceğiz, mezar. Sen kimlerin yanında yer alacağını hala öğrenemedin. Sen onlarla beraber yola devam et, biz milletimizle beraber bu yola devam ediyoruz."
[Sincar ve Karaçok'a hava harekatı] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kazdıkları çukurları onlara mezar edeceğiz.https://t.co/vEiLbrj11w pic.twitter.com/asgQKmUOGM
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 15 Aralık 2018
"Adaletin gereği ne ise onun bedelini ödeyecek"
"Bir gece ansızın gelebiliriz." dediklerini anımsatan Erdoğan, "Geldik mi? Geldik. Zeytin Dalı operasyonunu yaptık mı? Yaptık. Afrin'i yaptık mı? Yaptık. Sincar'ı yaptık mı? Onu da yaptık. Nerede bir sıkıntı varsa, orada biz olacağız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
Çıkmışlar, parlamentoda bize akıl veriyorlar. Diyorlar ki, 'işte böyle böyle arkadaşlarımızı vurdular.' Ya sizin arkadaşlarınız değil mi vatandaşımızı birbirine kırdıran. Benim Kürt kardeşlerimi sokağa dökenler bunlar değil miydi? Şimdi bir tanesi içeride yatıyor. Diyorlar ki, 'böyle böyle bu kadar zamandır içeride, çıkması lazım.'
Adaletin gereği ne ise onun bedelini ödeyecek. Bölücü terör örgütünün başıyla ilgili yaptıkları ortada, hale bak. Hala durdukları yok. PKK'sı, PYD'si, YPG'si, FETÖ'sü bunların hepsi aynı. Bütün bunlarla beraber bunlar halkımızı böldüler, parçaladılar. Milletimize göğüslerini gererek ifade edebilecekleri hiçbir planları, projeleri, hayalleri, hedefleri olmadığı için işi yüzsüzlüğe vurdular."
“Hastanenin morguna rehine olarak alınanlar yok”
"CHP'nin başındaki zat, bütçe görüşmeleri için çıktığı kürsüde, hepsi de yalan, yanlış, uydurma olan bir sürü zırvayı peş peşe zırvaladı, yalancı." diyen Erdoğan, "Ben bu zatı muhatap almayacağım ama halkım bazı gerçekleri bilsin istiyorum." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun, "Hastanelerde tedavi yapılmıyor, muayene yok." dediğini aktaran Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü dönemindeki hastanelerin mazi olduğunu belirtti.
Halkın gerçekleri bildiğini, vatandaşların rahatlıkla hastaneye gittiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öyle senin dönemindeki gibi kuyruklarda ölenler yok. Hastanenin morguna rehine olarak alınanlar yok. Onlar senin genel müdürlüğündeydi. İlacını alamıyordu benim vatandaşım ama şimdi ilacını hastanenin eczanesinden almasına gerek yok, istediği eczaneden gidip ilacını alabiliyor." diye konuştu.
Şehir hastanelerinin hizmete sunulduğunu anımsatan Erdoğan, böylece sağlıkta modern bir yapılanmanın getirildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun yargıya olan güvenin düştüğünü söylediğini, bunu neye göre, hangi araştırmaya dayanarak söylediğinin de meçhul olduğunu belirtti.
Avrupa Komisyonu başta olmak üzere, uluslararası kuruluşların araştırmalarında Türkiye'de yargıya olanın güvenin diğerlerine göre oldukça yüksek seviyede seyrettiğinin görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, ihtiyari arabuluculuk, ihtiyari tahkim sistemlerinin hayata geçirilmiş olunmasına rağmen, milletin büyük bölümünün hala anlaşmalarını yargı kanalıyla çözmeyi tercih ettiğine değindi.
"Adalet sistemi milletin gönlündeki yerini korumaya devam ediyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şayet yargıya güven düşmüş olsaydı, bu tür yöntemler çok daha revaçta olurdu. Geçmişte, önce vesayet güçleri ardından FETÖ tarafından yıpratılan adalet sistemimiz, her şeye rağmen milletimizin gönlündeki müstesna yerini korumaya devam ediyor. Vesayetten ve FETÖ'den arındırdığımız yargı teşkilatımızın itibarının her geçen gün daha da yükseldiğini görüyoruz, müşahede ediyoruz. Ülkemiz ve yargımız böylesine bir ölümcül virüsten temizlenmişken çıkıp yargının güvenilirliğini sorgulamak terör örgütlerinin değirmenine su taşımaktır.
Bunların o gönlündeki yargı, 12 Eylül'ün 'bir sağdan bir soldan' diyerek, gençleri dar ağacına gönderen, 28 Şubat'ın cuntacılarından brifing alan hakim ve savcıların yargısıdır. Hiç kusura bakmasınlar, Bay Kemal o dönem kapandı. Ülkemizde artık adalet sistemi, sadece ve sadece Türk milleti adına görev yapacaktır. Bu zat Meclis kürsüsüne çıkıyor, 'Türkiye'de bir darbe varsa o da 20 Temmuz darbesidir' şeklinde sözler edebiliyor. Bu ne büyük bir gaflet." değerlendirmesinde bulundu.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Kılıçdaroğlu'nun Atatürk Havalimanı'nda tanklara sığındığını, yaklaşık 2 saat sonra Atatürk Havalimanı'na kendisinin geldiğini ve "Bana haber verselerdi ben de beklerdim." dediğini aktaran Erdoğan, kendisinin çağrısının ardından vatandaşların meydanlara döküldüğünü vurguladı.
"Sen korkaksın"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun yaşananları, kahvesini yudumlayarak televizyonlardan izlediğini belirterek, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"Sen korkaksın, korkak. Sen vatansever değilsin, sende milliyetperverlik yok. 20 Temmuz'da ne olmuş, onu da söyleyeyim. FETÖ ihanet çetesinin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından TBMM 20 Temmuz'da toplanıp hükümetin ülkede olağanüstü hal ilanı kararını onaylamıştır. Bay Kemal, egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Bu kararı kim aldı? Millet Meclisi aldı, ne oldu, işine mi gelmedi? Sana mı soracaktık, sana da sorduk, sen de oradaydın veya değildin ama kararı alan, kararı veren neresi, TBMM, iş bitmiştir."
Kılıçdaroğlu'nun, kendisinin içinde yer aldığı TBMM'nin iradesini "darbe" olarak nitelediğine değinen Erdoğan, "Bu ne anlayıştır? Bunların demokrasiye, milli iradeye, milletin ve onun temsilcilerinin tercihlerine saygısı işte bu kadar." dedi.
“Biz MHP ile bir Cumhur İttifakı oluşturduk ve seçime gidiyoruz”
Tek parti döneminin faşist uygulamalarını, askeri darbeleri her fırsatta özlemle yad edenlerin Meclis kararına darbe demesi kadar tabii bir şey olamayacağını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Çünkü demokrasi ve milli iradenin üstünlüğü bunların fıtratına terstir. CHP'de böyle bir şey yok. Onlar bu işten anlamaz. Onlar darbecilerle beraber. FETÖ'ye terör örgütü diyemeyenler, bölücü örgütün güdümündeki partiyle koyun koyuna seçime gidenler elbette Meclis kararına 'darbe' diyecek. Şimdi bak 31 Mart'a da terör örgütüyle koyun koyuna gidiyorlar. Şimdi bunların koalisyonunda ne var, aynı zamanda bir de malum terör örgütünün beslemesi olan parti var. Biz MHP ile bir Cumhur İttifakı oluşturduk ve seçime gidiyoruz. Bizim MHP ile azami müştereklerimiz var, onun için de Cumhur İttifakı'nı oluşturduk. İnşallah 31 Mart'ta Cumhur İttifakı'nın zaferini hep birlikte yaşayacağız."
"Kaşıkçı cinayeti ile ilgili akla ziyan iddialarda bulunuyor"
Bu zat çıkıp Türkiye'nin ilkeli duruşu ile tüm dünyada takdir topladığı kaşıkçı cinayeti ile ilgili akla ziyan iddialarda bulunuyor. Yargı, emniyet ve istihbarat birimlerimiz cinayetle ilgili bilgileri çok büyük emek sarf ederek ortaya çıkardı.
‘İşsizlik’ diyor. Başka bir yalan bu. İşgücü arzının son 10 yılına baktığımızda 23 milyondan 33 milyona çıktığını görüyoruz. 10 yılda 9 milyon vatandaşımıza çalışabileceği bir iş sahası temin ettik.
"Yine bunların hazırlıkları içindeler bedelini ağır ödetiriz"
CHP’nin muhalefet tarzında milli ve yerli olmak yok. Nerede ülkemizin aleyhinde bir iş varsa CHP orada. Fransa’da sarı yelekliler var, CHP orada. Gezi olayları nerede Bay Kemal de oralarda. Şimdi yine bunların hazırlıkları içindeler bedelini ağır ödetiriz. Sokağa davet ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir. Yargı bunlara gereken cevabı verecektir. Gezi’de ve 15 Temmuz’da bunlar gereken dersi aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çıkmışlar sokağa çıkmaya davet ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir? Gezi'de ve 15 Temmuz'da derslerini aldılar, yine hazırlık içindeler bedelini çok ağır ödetiriz.https://t.co/vEiLbrj11w pic.twitter.com/bGQAAtn4Gz
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 15 Aralık 2018
"Bin liranın altında emekli maaşı bırakmadık"
Kılıçdaroğlu’nun tahrik etmeye çalıştığı bir başka kesim emekliler. Emeklilere AK Parti kadar değer veren başka hükümet olmadı. Biz iktidara geldiğimizde bu ülkede emekli maaşı 66 liraydı. Son düzenlemeyle bin liranın altında emekli maaşı bırakmadık.
Üniversite öğrencilerine 45 lira burs veriliyordu. Şimdi ocakla birlikte bunu 500 liraya yükselttik.
Kaynak: TRT Haber / AA