AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Yarın, Türkiye Büyük Millet Meclisimizde ettiğimiz yeminle başladığımız yeni yönetim sisteminin ilk cumhurbaşkanlığı görevinda 3. yılı geride bırakıyoruz. Doğrudan milletin oyu ile doğrudan Cumhurbaşkanı seçilişimin 7. yılını tamamlayacağız.
Ağustos ayının da AK Parti'nin kuruluşunun 20'nci yıl dönümüdür. Buradan bir kez daha 24 Haziran 2018 seçimlerinde yurt içinde ve yurt dışında sandıkta şahsıma teveccüh gösteren 26 milyon 325 bin vatandaşımın her birine şükranlarımı sunuyorum.
Aynı seçimlerde sandığa giderek oyunu kullanan 59 milyon 355 bin vatandaşımızın her birine de demokrasiye ve milli iradenin üstünlüğüne olan bağlılıkları sebebiyle teşekkür ediyorum. Türkiye'nin, vesayetin ve darbecilerin üstünü örtmek için gösterdiği tüm çabalarına rağmen gücü ve büyüklüğü işte buradadır. Şartlar ne olursa olsun demokrasiyi işletme, ülkesine, özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkma iradesini ortaya koyan milletimiz, seçimleri bir murakabe ve muhasebe vesilesi olarak değerlendirmektedir. Rahmetli Menderes'ten beri kendi değerlerine saygılı, hayallerini gerçekleştirmek için çalışan herkesin yanında yer alan milletimiz, bize de yeri geldiğinde canı pahasına sahip çıkmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Girdiğimiz her seçimde sadece milletimize güvendik, milletimizden destek bekledik. Özellikle son 8 yıldır kesintisiz saldırı sürecinden milletimizden aldığımız güç ve destek sayesinde dimdik çıkmayı başardık.https://t.co/vwRlqTZ0n2 pic.twitter.com/locdrm4ktb
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 8, 2021
Girdiğimiz her seçimde sadece ve sadece milletimize güvendik, milletimizden destek bekledik. Sırtını karanlık mahfillere dayayarak efelenenler, sandıkta dersini alırken, milletimiz bizi hep iktidarda tutarak, itimadını gösterdi. Özellikle son 8 yıldır ülkemizle birlikte partimizin ve şahsımızın da yaşadığı kesintisiz saldırı sürecinden, milletimizden aldığımız güç ve destek sayesinde dimdik çıkmayı başardık. Hatırlarsanız, fitili ilk Gezi olaylarıyla ateşlediler. Batılı medya kuruluşlarının gece gündüz canlı yayın yaptığı, ayaküstü bin yalanın aynı anda söylendiği olayları hatırlıyorsunuz değil mi? Güya 'ağaç' diyerek, güya 'çevre' diyerek yola çıktılar, sonra işi ülkemizin tüm kalkınma projelerinin durdurulması, istiklalini ve istikbalini temsil eden milli politikalarından vazgeçilmesi talebine kadar götürdüler.
"Teröristleri açtıkları kuyulara gömdük"
Ardından FETÖ'nün emniyet ve yargı içindeki militanları üzerinden 17/25 Aralık kumpasını devreye soktular. Montajların, iftiraların, yalanların havada uçuştuğu bu kumpası da milletimizle birlikte hamdolsun boşa çıkardık. CHP'nin borazanlığını yaptığı bu süreci, mahalli seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini gölgelemek için kullanmaya çalıştılar. Bunun için çevirmedikleri fırıldak kalmadı ama milletimizin dirayeti ve kararlılığı sayesinde her iki seçimde de hüsrana uğradılar. Sonra PKK sahne aldı. Bazı il ve ilçelerimizde çukurlar kazarak, masum insanları canlı kalkan olarak kullanarak, kendilerince bir senaryoyu uygulamaya koydular. Yine milletimizle omuz omuza vererek, kahraman polislerimizin, jandarmalarımızın ve askerlerimizin fedakarca mücadelesiyle teröristleri açtıkları kuyulara gömdük.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 15 Temmuz darbe girişimi tarihimizin en büyük ihanet kalkışmalarından biridir. Milletimizle beraber darbecilere göğsümüzü siper ederek bu alçak kalkışmayı sabahın ilk ışıklarıyla birlikte akamete uğrattık.https://t.co/vwRlqTZ0n2 pic.twitter.com/7qxSgew3J3
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 8, 2021
"15 Temmuz darbe girişimi karşılaştığımız en büyük ihanettir"
Sınırlarımız içinde başaramadıkları tezgahı bu defa sınırlarımızın ötesinden kurmaya kalktılar. Ardı ardına gerçekleştirdiğimiz harekatlarımızla DEAŞ'ından PKK/PYD'sine kadar tüm teröristlerin tepesine bulundukları yerlerde bindik ve sınırlarımızı güvenli hale getirdik. Önümüzdeki hafta 5'inci yıl dönümüne ulaşacağımız 15 Temmuz darbe girişimi, FETÖ eliyle gerçekleştirilen ama arkasında çok daha geniş bir şebekenin bulunduğu, tarihimizin en büyük ihanet kalkışmalarından biridir. Milletimizle beraber darbecilere göğsümüzü siper ederek bu alçak kalkışmayı sabahın ilk ışıklarıyla birlikte akamete uğrattık. Bu vesileyle çukur eylemlerinde, sınır ötesi harekatlarımızda, sınır içindeki operasyonlarda, 15 Temmuz'da şehit olan güvenlik güçlerimize, askerlerimize, vatandaşlarımıza, dostlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
Şehitler tepesi boş değil, toprağını kahramanlar bekliyor. Ve bir bayrak dalgalanmak için rüzgar bekliyor. Milletimiz, son 8 yıldır yaşadığımız her hadisede 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak bayrağımızı dalgalandıran işte o beklenen rüzgarı estirmiştir. Hep söylediğim gibi; Rabb'ime beni böyle bir milletin mensubu olarak dünyaya getirdiği, böyle bir dönemde ülkemin başında olma şerefi bahşettiği için ne kadar hamdetsem azdır.
"Saldırılara karşı hazırlığımızı önceden yapmıştık"
Türkiye'ye diz çöktürme, milleti pes ettirme ve karanlık senaryoları hayata geçirme gayretlerin bu kutlu mücadelelere rağmen sona ermedi. Terör örgütlerini kullanarak kan dökmek suretiyle Türkiye'yi rayından çıkartmayı başaramayanlar, bu defa daha sinsi yol ve yöntemlere yöneldiler. Yeni hedef ekonomimizdi. Gece yarısı operasyonlarıyla döviz kurunu harekete geçirerek kur üzerinden faizleri ve enflasyonu yükselterek, ülkemizi ekonomik krizlerin altında ezmek için defalarca atağa kalktılar. Biz, yurt dışındaki altınlarımızın tamamını ülkemize getirmek ve döviz rezervlerimizi güçlendirmek suretiyle bu saldırılara karşı hazırlığımızı önceden yapmıştık. Aldığımız ilave tedbirler, kurduğumuz dengeleyici mekanizmalar ve uyguladığımız güçlü ekonomi politikası sayesinde hamdolsun bu süreci de en az hasarla atlattık.
Gezi olaylarındaki amaç neyse, ekonomimize yönelik saldıralarda amaç da odur
Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz ama hedeflenen sonuçlarla bu sıkıntılar arasında dağlar kadar fark vardır. Buradan bir kez daha ifade ediyorum Gezi olaylarındaki amaç neyse ekonomimize yönelik saldırılarda ki amaç da odur. Çukur eylemlerindeki niyet neyse kur, faiz, enflasyon üçgeni üzerinden kurulan oyun da aynıdır. 15 Temmuz darbe girişiminin gerisindeki sinsi gayeyle ekonomimizi krize sokma planlarındaki hedef aynıdır. Biz de diğer saldırılara ve tuzaklara hangi karşılığı vermişsek ekonomide de aynı mukabeleyi ortaya koyduk. Salgın dönemi, bize bu tuzakları kuranların, aslında ne kadar kırılgan ekonomik, siyasi, sosyal bir yapıya sahip olduklarını açıkça göstermiştir.
Gelişmiş ülkeler bile salgın döneminde bocalarken biz uygularken doğru, kararlı, hızlı, etkin sağlık, gıda ve kamu güvenliği sistemimiz ile herkesten ayrıştık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Önümüzdeki dönemde salgının küresel düzeydeki seyrine, ekonomideki gelişmelere ve diğer hususlara bakarak milletimiz için ilave destek adımları da atabiliriz.https://t.co/vwRlqTZ0n2 pic.twitter.com/TlnhAmDsGU
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 8, 2021
"İlave destek adımları atabiliriz"
İktidarımızı 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı üzerine bina etmiş bir parti olarak elbette önce vatandaşlarımızın huzurunu, güvenliğini, refahını sağlamak mecburiyetindeyiz. Bunun için önümüzdeki dönemde salgının küresel düzeydeki seyrine, ekonomideki gelişmelere ve diğer hususlara bakarak, milletimiz için ilave destek adımları da atabiliriz.
Milletimiz özellikle de gençlerimize sesleniyorum müsterih olun, bu ülkedeki hiçbir birey, hiçbir insanımız sahipsiz değildir.
"Niyetlerini gizleme gereği dahi duymuyorlar"
Dünyanın siyasi, diplomatik, ekonomik ve askeri olarak en güçlü ülkeleri arasına girmek için önümüzdeki 2023 virajını kazasız, belasız dönmemiz gerekiyor. Bu bakımdan 2023 seçimleri çok önemli hale gelmiştir. Nitekim karşımızdakiler de bu durumun farkındalar ve tüm güçleriyle 2023 için hazırlanıyorlar. Bunca zamandır Türkiye'ye diz çöktürememenin öfkesi içinde olanlar, önümüzdeki seçimlerle ilgili niyetlerini gizleme gereği dahi duymuyorlar. Terör örgütlerinden asırlık acılara, ekonomik tetikçilikten gizli ambargolara kadar her konuyu kullananlar, seçimler için muhalefete de açık çek vermiş gözüküyorlar. Muhalefetin giderek pervasızlaşan, çirkinleşen, özellikle arsızlaşan, buram buram kin ve nefret kokan üslubu, aslında 2023 ile ilgili telaşlarını da ele veriyor. Milletimizin geçmişini çok iyi bildiği için ülke yönetiminden ısrarla uzak tuttuğu bu faşist zihniyet, bu karanlık projenin sözcülüğüne soyunmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Muhalefetin giderek pervasızlaşan, çirkinleşen, özellikle arsızlaşan buram buram kin ve nefret kokan üslubu aslında 2023 ile ilgili telaşlarını da ele veriyor.https://t.co/vwRlqTZ0n2 pic.twitter.com/4OuPPZBUps
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 8, 2021
"Muhalefet freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor"
Kurdukları yalan ve iftira dünyasını tek hakikat gibi herkese dayatmaya çalışıyorlar. Yalanı ne kadar büyük söylerlerse inandırmasının da o kadar kolay olacağı telkinine öylesine iman etmiş durumdalar ki freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyorlar. Varsın gitsinler, eninde sonunda hak ve hakikat duvarına çarparak, kendilerine gelecekler.
Bizim güç ve destek kaynağımız da eser ve hizmet siyasetimizin muhatabı da milletimizdir. AK Parti teşkilatları olarak milletimizle gönül bağımızı güçlü tuttuğumuz müddetçe bunların yalan, iftira, inkar, çarpıtma siyaseti ülkemizde kök salamaz, karşılık bulamaz.
"Başarmak dışında bir alternatifimiz yoktur"
"Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin kaderinin bütünleştiği" ifadesi sıradan bir siyasi argüman değil, hakiki bir tespittir.
2023 seçimleri de bu büyük medeniyet ve tarih mücadelesinin çağımızdaki zirvesinden önceki son durağıdır. Seçimlere kadar önümüzde yaklaşık 2 yıllık bir vakit var. Sizlerden bu vaktin her gününü, her anını en verimli, en etkili, en dolu şekilde değerlendirmenizi istiyorum. Büyük kongresini yapmış, il, ilçe, belde teşkilatlarını genel merkez yönetimine oturtmuş bir parti olarak artık önümüzde beklemeyi gerektirecek hiçbir ajanda kalmadı.
Milletimize ve özellikle de gelecek nesillere yoğun bir vebalin altındayız. Burada hassasiyetimiz çok önemli. Çalışmak, daha çok çalışmak ve sonunda başarmak dışında bir alternatifimiz yoktur. AK Parti teşkilatları yanında Meclis'te Cumhur İttifakı, hükümette Cumhurbaşkanı Kabinesi olarak bu imtihandan da alnımızın akıyla çıkacağımıza inanıyorum.
"Meclis'in ara vermesiyle birlikte hepimiz arazide, meydanlarda olacağız"
Bir şey hatırlatacağım, burada kabine üyelerimiz var, yardımcıları var, milletvekillerimiz var. Meclis ara veriyor. Meclis'in ara vermesiyle birlikte hepimiz arazide olacağız, meydanlarda olacağız. Şunu özellikle hatırlatacağım, arazide yapacağımız çalışmaların raporlarını genel merkeze kesinlikle raporlayacağız. Grup başkanvekilliğine, vekillerine raporlayacağız. Hangi arkadaşlarımız ne kadar çalışma yaptı, nasıl çalışma yaptı, hangi ilimizin durumu nedir, ne değildir bunları sizlerden alacağız. Yoksa bir turistik seyahat olarak illerimize gideceksek nafile. 2023'e eğer kararlı bir şekilde hazırlanacaksak, bizim için şurada son iki durak var, çok önemli. Bu 2021'dir, 2022'dir. 2023 tamamen seçim yılıdır. Bu çalışmayla birlikte biz, istikametini kaybetmiş, avara kasnak gibi dolaşanlara bu memleketi teslim edemeyiz.
"Dünyayı dolaşacaksın, neyle? Tarifeli uçaklarla mı?"
Bir de neler söylediğini görüyorsunuz. Neymiş, gelince uçakları satacakmış. Yahu senden öncekiler de bunları söyledi. Bir defa devlet yönetmenin ne anlama geldiğinden senin haberin yok. Yani uçakları sattığın zaman devleti yönetmiş mi oluyorsun? Dünyayı dolaşacaksın, neyle? Tarifeli uçaklarla mı? Yarış edeceksin, neyle? Tarifeli uçaklarla mı? Trene binersin, otobüslerle beraber seyahat edersin ve ondan sonra da 'Ben muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacağım' dersin. Atatürkçüsün ya. Anlamaz, ama iyi bir vergi memuru olduğunu söylüyor. Oradan topladığı paralarla tarifeli uçağa binecekmiş. Hayırlısı olsun. Sen bu kafayla daha çok gidersin.