Puslu 4.2ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 17.03.2022 14:05

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimiz verdiğimiz mücadeleyi tasdik ediyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz hem elindekilerin kıymetini biliyor, hem oynanan oyunu görüyor hem de verdiğimiz mücadelenin gayesini kabul ve tasdik ediyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimiz verdiğimiz mücadeleyi tasdik ediyor
[Fotoğraf: AA]

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

Milletimizin ve tüm Müslümanların Berat gecesini canı gönülden tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Önümüzdeki ağustos ayında partimiz 21. yaşını kasım ayında da iktidarımız 20. yılını geride bırakıyor. Bir büyük davanın neferleri olarak AK Parti bayrağı altında yola nasıl, niçin ve hangi şartlarda çıktığımızın muhasebesini her şartta yapmaya çalışıyoruz. Öncelikle şu hususun altını tekrar çizmek isterim. Biz AK Parti'yi istişare ile kurduk. En büyük istişareyi de milletimizle yaptık.

Attığımız her adımda önce milletimize onunla birlikte teşkilatlarımızın gözüne baktık. Partimizin genel merkezinden il ve ilçe teşkilatlarına kadar her kademesinde kurumsal işleyişin harfiyen yürümesini sağladık. Genel başkan olarak biz de fevkalade bir durum olmadıkça MYK, MKYK, Meclis grubu toplantılarını belirli periyodlarla titizlikle gerçekleştirmeye özen gösterdik. İl ziyaretlerimizde teşkilatlarımızla bir araya gelmemize vesile olan Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantılarına mutlaka katılıyoruz. Dünyada bölgemizde ve ülkemizde yaşanan nice mesele ile nice krizle, nice gelişmeyle uğraşırken parti çalışmalırını da asla ihmal etmedik etmiyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimiz verdiğimiz mücadeleyi tasdik ediyor

Salı günü milletvekillerimizle yaptığımız sohbet toplantılarının dördüncüsünü gerçekleştirdik. Bugün sizlerle birlikteyiz, pazartesi günü Merkez Yürütme Kurulu'nu topluyor, ardından eski dönem milletvekillerimiz ve il başkanlarımızla bir yemekli toplantıda bir araya geliyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi AK Parti milletin partisidir. Milletin sesidir, milletin hizmetkarıdır. Günün 24 saati milletle beraberdir. Parti toplantılarında aynı zamanda sizler vasıtasıyla vatandaşlarımızın dertlerini, sıkıntılarını, beklentilerini de derli toplu bir şekilde öğrenme imkanı buluyoruz. Kendi tespitlerimizin sağlamasını yapıyor ortak aklın ürünü teklifleri kayıt altına alıyoruz.

Kadim davamızın bize gösterdiği istikamette yol yürürken partimizin 21 yıllık birikimi ışığında daha büyük hedeflere yöneliyoruz. Elbette kimi zaman konjektürel dalgalanmalar günlük telaşlar geçici oğlduğunu bildiğimiz sıkıntılar hepimizi bunaltıyor. Fakat gittiğimiz yolun doğru olduğunu bildiğimiz için sabırla ve sebatla çalışarak önümüze çıkan her engeli aşıyor, hen meseleyi çözüyor, her mücadeleyi zaferle neticelendiriyoruz.

"2023 seçimleri milletimizin kaderi bakımından gerçek anlamda bir yol ayrımını ifade edecektir"

Bugüne kadar girdiğimiz 15 seçimin istisnasız tamamında sandıktan açık ara birinci parti olarak çıkmamız milletimizin bu duruşumuzu gördüğünü, tasdik ettiğini, desteklediğini gösteriyor. Yeni bir imtihanın 2023 seçimlerinin arifesindeyiz. Bir kez daha milletimizin huzuruna çıkacak geçmişin hesabını verecek, gelecekte yapacaklarımızı ortaya koyacak, sonraki 5 yıl için seçmenden ruhsat isteyeceğiz. Şüphesiz her seçim önemlidir, hayatidir, belirleyicidir fakat 2023 seçimleri AK Parti'nin bunun yanında Cumhur İttifakı'nın geleceğinin ötesinde ülkemizin ve milletimizin kaderi bakımından gerçek anlamda bir yol ayrımını ifade edecektir.

Biz bu seçimde öncelikle Türkiye'yi Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına atfettiğimiz büyük hedeflerine ulaştırarak ülkemizin demokrasi ve kalkınma kazanımlarını korumanın peşindeyiz. Bununla kalmıyor ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline getirerek milletimizi asırlık özlemlerine kavuşturmanın taahhüdünü veriyoruz. Türkiye'nin son 20 yılına damgasını vuran her eserimizle, her hizmetimizle, her projemizle, her siyasi, ekonomik, sosyal reformumuzla bu büyük gayeyi hayata geçirmek için gereken alt yapıyı kurmaya çalışıyorduk. Artık fiziki kalkınma konusunda kayda değer bir eksiğimiz kalmadığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İşte yarın açılışını yapacağımız 1915 Çanakkale Köprüsü'nün en önemli sembollerinden biri olacağına inandığım kalkınma hamlemizi ihtiyacımız olan büyük atılımı destekleyecek seviyeye getirdik.


 

İnşallah Cumhuriyet tarihimizin özellikle de AK Partimizin şu iktidarı döneminde eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda özellikle dış politikada, tarımda ve enerjide bütün bu alanlarda şu anda özellikle de 1915 Çanakkale Köprüsü adeta bir taç mesabesindedir. İnşallah dünyanın en önemli köprülerinden biri olacak. Hatta bir numarası diyebileceğim bir köprüyü böylece inşa ettik. Anlamı var, nedir o? Burası Çanakkale, Çanakkale Zaferi'nin taçlandığı bu bölgede bu eseri ortaya koymak hatırlayın deniz dalgalı karşıdan karşıya geçilmez. Dalgalı olmasa kalabalık araç trafiği geçemezsin. Fakat şimdi bu köprümüzle 6 dakikada Asya'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Asya'ya geçecek bir adımı bir yatırımı gerçekleştirmiş olduk bu da bize nasip oldu.

"Milletimiz hem oynanan oyunu görüyor hem de verdiğimiz mücadelenin gayesini kabul ve tasdik ediyor"

Şimdi tüm vaktimizi ve imkanımızı devletinin gücü, ülkesinin gelişmişliği, vatandaşlarının refahı ile Türkiye'yi dünyanın en üst sıralarına taşımaya hasredecek bir yerdeyiz. Yarın hep birlikte heralde orada buluşacağız. Bilhassa son 10 yılda terörden darbeye, ekonomik tuzaklardan siyasi çelmelere kadar mağruz kaldığımız her saldırı ülkemizi yeniden istikrarsızlığa, güvensizliğe, kaosa sürükleyerek işte bu hedeften uzaklaştırma amacı taşıyordu. Hamdolsun başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü milletimiz hem elindekilerin kıymetini biliyor, hem oynanan oyunu görüyor hem de verdiğimiz mücadelenin gayesini kabul ve tasdik ediyor.

İşte, Yavuz Selim Köprüsü'nü yaptık ona takıldılar, Osmangazi'yi yaptık ona takıldılar, Nissibi Köprüsü'nü, Şanlıurfa'dan Adıyaman'ı birbirine bağladık ona takıldılar. Çünkü akılları bu tür şeyleri kabullenemiyor, almıyor. Bütün bunlarla beraber İstanbul-İzmir arası 7-7,5 saatken onu 3 saat 15 dakikaya indirdik, havsalaları almadı, almaz.


 

Biz bunlarla kalmadık Samsun, sınır kapısına varıncaya kadar o bölgeyi elhamdülillah, öyle tek gidiş tek geliş değil, otoyol haline getirdik ve onu da havsalaları almadı, almaz. Şimdi buradan sesleniyorum, ey ana muhalefet bak Ordu-Giresun'da denizin üzerinde bir havalimanı yaptık, haberiniz var mı? Şimdi Rize-Artvin, orada da havalimanımız bitiyor, inşallah önümüzdeki ay onun da açılışını yapacağız, haberiniz var mı? Şimdi Rize-Artvin orada da havalimanımız bitiyor inşallah önümüzdeki ay onun da açılışını yapacağız haberiniz var mı? 25 havalimanından 56 havalimanına çıktık. Yani ülkemizin bir yerinden bir yerine gidecek olan benim vatandaşım uçağa bindiği zaman uçaktan inince yarım saatte evinde.


 

Bugünlere bizleri kavuşturan Rabb'ime sonsuz hamdüsenalar olsun. Döviz kurundaki, faizlerdeki, enflasyondaki dalgalanmalar yaşadığımız geçiş sürecinin bedelleridir. Biz durmadık, çalışıyoruz. 'Efendim, işte fiyatlar, şunlar, bunlar...' Sevgili vatandaşlarım, ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarıma sesleniyorum, bakın durmuyoruz. Bütün bu yatırımları yaparken biz bu yatırımları da özellikle zaman oluyor bakıyorsunuz PPP denilen "yap-işlet-devret" ile bu adımları atıyoruz. Ama bunu da akılları almıyor, 'ne demek o' diyor 'bunu bize bir açıklayın.' Öğren de gel. Bu yüklenici firmaların kendi imkanlarıyla, yurt dışından veya kendi imkanlarıyla bütün bu yatırımı yapıp ondan sonra da yaptığımız ihaleyle ama 10 senede ama 15 senede ama 20 senede bunun bedelini devlet olarak biz kendilerine ne yapıyoruz, ödüyoruz. Devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor. Burada yüklenici firma bunu yapıyor ve belli bir ücretle ama köprüden ama otobanlardan geçen vatandaş bedelini ödüyor. Açık mı var? Bu açığı da devlet o yüklenici firmaya ödüyor. Bütün bunlarla beraber biz süratle bu yatırımları yaparak ülkemizi ayağa kaldırdık.


 

Bunu sadece otobanlarda, otoyollarda yapmadık hastanelerde de yaptık. İşte şu anda 19 şehir hastanesi var. Bu şehir hastanelerimizi biz aynı anlayışla yaptık. Şimdi şehir hastanelerimizle iftihar ediyoruz. Şimdi onların üzerine gelmeye başladılar, şehir hastanelerimize kulp takmaya başladılar. Boşuna uğraşmayın, bak sizin de eliniz ayağınız oralara düşer. Bak, şu koronavirüste işte bu şehir hastanelerimiz, bu eğitim araştırma hastanelerimiz olmamış olsaydı biz bu süreci öyle kolay kolay atlatamazdık ama bu hastanelerle biz bu süreci başarıyla atlattık.

"85 milyonun tamamıyla gönül bağımızı güçlendirirsek üstesinden gelemeyeceğimiz mesele, aşamayacağımız engel yoktur"

Bu millet, istiklali ve istikbali için Çanakkale'den Milli Mücadele'ye, darbelerden vesayete, dışarıda yazılıp içeride oynanan senaryolara kadar nice badireyi yaşamış, tecrübe etmiş, sonuçlarıyla yüzleşmiş bir halktır. Eğer biz kendimizi ve önümüzdeki bu tabloyu doğru ve samimi olarak anlatıp, 85 milyonun tamamıyla gönül bağımızı güçlendirirsek üstesinden gelemeyeceğimiz mesele, aşamayacağımız engel yoktur. Onun için ısrarla söylüyorum şu anda burada tüm il başkanlarım, Allah için hemen hemen yatırımın olmadığı, eserin olmadığı bir ilimiz yok. Dolayısıyla size düşen ne? Siz de bu ilinizdeki tüm eserleri eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda arkadaşlar bunları halkımla, vatandaşımla paylaşacaksınız, onlara anlatacaksınız.

Az önce televizyon ekranında paletli ambulanslarla hasta taşımasını izledim. Biz geldiğimizde bırakın siz paletli ambulansı normal ambulans var mıydı? Doğru, dürüst normal ambulans yoktu. Biz bunların hepsini aştık, paletli ambulansları devreye soktuk ve en sıkıntılı yerlere bu ambulanslarla çıkmaya başladık. Aynı şekilde ambulans helikopterlerimizi devreye soktuk, ambulans uçaklarımızı devreye soktuk. Böyle şeyler var mıydı? Bunları biz niye yaptık? İşte Tıp Bayramı'nı yeni geride bıraktık. Kanuni'nin ifade ettiği gibi 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi' dedik ve yola böyle koyulduk.

Çünkü biz milletimizi seviyoruz, milletimize inanıyoruz, dolayısıyla partimize de güveniyoruz. Çünkü biz bu kadronun, bu teşkilatın gücünden, kabiliyetinden, yapabileceklerinden eminiz ama bütün mesele bunları halkımıza, ne yapacağız, anlatacağız arkadaşlar. Unutmayın 'hafıza-i beşer nisyan ile maluldür', insanoğlu unutur, ne yaparsanız yapın bugün bilir, yarın unutur. Onun için de devamlı ne yapmamız lazım? Hatırlatmamız lazım. Bunları sadece teşkilatımızı da devreye sokarak köy köy, en ücra köşeye kadar anlatmamız lazım. Burada yeter ki ana kadememizle, kadın kollarımızla, gençlik kollarımızla, mahalle ve sandık temsilcilerimizle, bize gönül veren her bir kardeşimizle bir olalım, iri olalım, beraber olalım, diri olalım, kardeş olalım ve gece gündüz çalışalım. Gerisinin çok kolay olduğunu, milletimizin yüreği ve kolları açık olarak bizi beklediğini, ben şu anda görür gibiyim. Unutmayınız, Rabb'imiz herkese çalıştığı kadarının olduğunu emrediyor. Biz çalışacağız, çabalayacağız, gereken her şeyi yapacağız ondan sonra da hakkımızda hayırlısının tecellisi umuduyla ilahi iradeye teslim olarak tevekkül edeceğiz. Onun için de diyoruz 'niyet hayr, akıbet hayr.

"Çalışmaları, hazırlıkları, projeleri mevcut değil"

Muhalefet eser ve hizmet merkezli tartışmalardan ısrarla kaçıyor. Çünkü bu konuda hem geçmişteki müktesebatları itibarıyla söyleyecek sözleri yok hem de geleceğe dönük çalışmaları, hazırlıkları, projeleri mevcut değil. Bizim de üzerine üzerine gitmemiz gereken yer işte tam da burasıdır. Muhalefetin çapsızlığını eser ve hizmet siyasetimizin gücüyle ortaya koyarak ülkenin sadece geçmişinin değil geleceğinin de partisi olduğumuzu herkese kabul ettirebiliriz.

Mesela eğitimde, ülkemizdeki resmi, özel okul sayısını 50 binden 90 bine çıkarmışız. Bekleriz ki siyasi rakiplerimiz bunu 100 bine 120 bine çıkarma taahhüdü ile karşımıza gelsin. Böyle bir dertleri var mı? Yok. Biz bu okullarda görev yapan öğretmen sayısını 151 binden 1 milyon 212 bine getirmişiz. Bekleriz ki onlar daha iyisini nasıl yapacaklarını söylesinler. Okullarımızda 20 yılda, 3 milyar 400 milyona yakın ders kitabını çocuklarımıza ücretsiz dağıtmışız. Onlar daha ötesine geçerek bir proje ortaya koysunlar. Üniversite sayısını 76'dan 207'ye, akademik personel sayısını 70 binden 182 bine, öğrenci sayısını 1,6 milyondan 8,5 milyona çıkarmışız. Onlar daha kaliteli yükseköğretim için bir teklif sussunlar. Var mı böyle bir dertleri?

"Derdimiz Hakkari'deki evladımızın ayağına üniversiteyi götürmek"

Şu anda üniversitenin bulunmadığı il yok. Hatırlayın, ne dediler? 'Ne gerek var ya, şu anda 76 tane üniversite yeter.' dediler. Arkadaşlar, almıyor, kavramıyor. Bizim derdimiz Hakkari'deki evladımızın ayağına üniversiteyi götürmek. Hakkari'deki evladımızı İstanbul'a, Ankara'ya İzmir'e götürmek değil, üniversiteyi onun ayağına götürmek. Öyleyse doğu ve güneydoğuyu düşünen kim? Biz, biz... Hocalarımızı da tüm hizmet edecek elemanları da oraya götürdük. Kim seviyormuş Kürt kardeşlerimizi, evlatlarımızı? Biz seviyoruz, biz. Bizde ayrım yok. 'Batıda ne varsa doğuda da güneydoğuda da o olacak' dedik. Sözümüzde durduk, bundan sonra da duracağız. Bu ülkede Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü Abaza'sı ile 85 milyon bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.

Bazıları "Siz gerçekten Kürt'leri de seviyor musunuz?" diye saf saf soruyor. Allah'tan korkun ya. Rabb'imizin emrine bir defa ittiba etmişiz. Asla ayrım diye bir şey burada biz yapamayız. Rabb'imizin tüm yarattıklarının, siyahı ile beyazı ile Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abhaz'ı ile bunlar bizim kardeşlerimiz. Üstünlük şu kavim, bu kavimle değil sadece ittiga iledir. Şimdi onlara 'Siz ittigayı biliyor musunuz?' diye sormak lazım. Bilmezler çünkü onlar başka şeylerle meşgul. Allah katında en yüksek olanların kim olduğunu Rabb'imiz bilir ve en saygın olanlar da onlardır.

"Onlar daha ileri ne yapacaklarını anlatsınlar"

Sağlıkta tarihin en büyük reformunu yaptık. Hastanesinden doktoruna, ambulansından ilacına her alanda millete en üst standartlarda hizmet verilmesini temin ettik. Muhalefetten yapılanların üzerine ne ekleyeceklerini açıklamasını istiyorum. Çıksınlar söylesinler. Ülkemize şehir hastaneleri modeliyle salgın döneminde tüm dünyanın gıptayla baktığı bir altyapıyı kazandırmışız. Onlar daha ileri ne yapacaklarını anlatsınlar. Mesela adalette. Hakim, savcı sayısını 2,5, yardımcı personel sayısını 3 kat artırarak, mahkemeleri yaygınlaştırarak, modern binaları yaparak, bilişim altyapısını güçlendirerek milletimizin adalet hizmetlerine erişimini kolaylaştırmışız. Onlar daha yüksek standartlar taahhüt etsinler. Onlar, 'Bu güzel binaları yapmak adaleti getirmez' dediler. Biz de 'At denize, balık bilmezse Halik bilir.' diyoruz. Merdiven altlarında adalet arayışının olduğu dönemleri biliriz. Hakimin savcının bir odaya tıkıştığı dönemleri biliriz. Şimdi bütün bunları aşarak gayet lüks, modern adalet saraylarını yaparak hakim, savcı çok daha huzurlu, çok daha rahat çalışsınlar diye bu adımları atmışız. Bunu eleştiriyorlar.

"Seçim kanunundaki değişikliklere ilişkin çalışmayı geçtiğimiz günlerde yüce Meclisimizin takdirine sunduk"

Cumhur İttifakı olarak uzunca bir süredir hazırlıklarını yürüttüğümüz seçim kanunundaki değişikliklere ilişkin çalışmayı geçtiğimiz günlerde yüce Meclisimizin takdirine sunduk. Seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesinden ittifakların milletvekili çıkarma hesabının yeniden yapılmasına, seçmen kütüklerinin tanziminden yeni yönetim sistemimizle ilgili uyum hükümlerine kadar pek çok düzenlemeyi içeren bu teklifin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.


 

Bu teklifle ilgili detaylı açıklamaları arkadaşlarımız zaten kamuoyuyla paylaştılar. Burada sadece bir hususun altını çizmek istiyorum. Seçim Kanunu'nda yapılacak bu düzenlemeler, en çok CHP milletvekillerini rahatlatacaktır diye düşünüyorum çünkü biliyorsunuz bu partinin milletvekilleri seçimler öncesi gruplar halinde, gözleri yaşlı, boyunları bükük, bu şekilde başka partilere altın tepside ikram ediliyordu.

"Tabela partilerinin siyaseti manipüle etmelerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz"

Yeni düzenleme ile seçimlere katılmak için Mecliste grup kurmak tek başına yeterli olamayacağı için siyasi mühendislik gayretlerinin ürünü bu tür taşınmalara artık ihtiyaç kalmayacak. Böylece CHP milletvekillerinin tuzluk gibi siyaset masasında elden ele dolaştığı milli irade adına utanç verici yüz kızartıcı tablolarla inşallah bir daha karşılaşmayacağız. Yine bu düzenleme ile ittifaklar içinde yer alan partilerin sahip oldukları oy potansiyelinin çok üzerinde güç ve milletvekili elde edebilmelerini sağlayan sistemi de değiştiriyoruz. Böylece hem milli iradenin tecellisinde adaleti sağlamayı hem de tabela partilerinin siyaseti manipüle etmelerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz.

Bu düzenleme de en çok CHP milletvekillerinin işine yarayacaktır. Çünkü CHP ittifakını geniş tabanlı göstermek için kendi mensuplarının seçilmesi gereken yerlerin bir kısmını diğer partilerin adaylarına peşkeş çekiyordu. Meclis'e verilen teklifle bu garabetin de önüne geçilmekte, CHP'lilerin kendi listelerine sahip çıkabilmelerine imkan sağlanmaktadır. Sorsanız AK Parti'yi demokrat olmamakla, sadece kendi çıkarını düşünmekle suçlayacaklarını ama gördüğünüz gibi biz seçim kanunundaki değişikliği çalışırken bile CHP'li milletvekillerinin yaşadığı sıkıntıları da dikkate aldık, düşüncelerini, onların da endişelerini giderecek şekilde yaptık.

Bunun için Komisyon ve Genel Kurul görüşmelerinde CHP'li milletvekillerinin sunulan teklifi, "alenen yapamasalar bile kalben destekleyeceklerine" inandığını ifade eden Erdoğan, "Aslında siyasette elini en çok rahatlattığımız kişi de CHP'nin başında. Bunca yıldır hiçbir iş yapmadan, hiçbir seçim kazanamadan durmayı başarabilen Kılıçdaroğlu'dur. Öyle Ahlatlıbel'de yuvarlak masanın etrafında toplanmayla siyaset olmuyor. Bu zat önce AK Parti'nin yaptıklarına yapmakta olduklarına bakıyor sonra çıkıyor kürsüye bunların bir kısmını iftiraya varan yalan yanlış bilgilerle eleştiriyor, bir kısmını da kendi akıl etmiş kendi söylemiş gibi anlatıyor.

Bir gün bakıyorsunuz, terörle mücadele için yaptığımız sınır ötesi harekatlarına... Herhalde PKK'ya göbekten bağlı olduklarını gücendirmemek için zırva bahanelerle karşı çıkıyor. Sonra bir başka gün bu harekatları kendisinin önerdiğini söylüyor. Bir gün bakıyorsunuz, ülkemizin dünyadaki en önemli markalarından biri haline gelen insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayisi ürünlerimizi yerden yere vuruyor. Sonra bir başka gün bu projelerin kendisine ait olduğunu ifade ediyor. Hatta hatta o fabrikayı benden önce gidip gezmiş, görmüş. Böyle yalan olur mu? Böyle pespayelik olur mu? Anlamak mümkün değil. Bir gün bakıyorsunuz, Türkiye'nin onurlu dış politika duruşlarına en ağır, en galiz ifadelerle saldırıyor, sonra bir başka gün kendinden gayet emin şekilde bu duruşun patentine talip oluyor. Patent bize ait.

Bir gün bakıyorsunuz, Türkiye'nin enerji alanında yaptığı yatırımları çetecilikten kaynak israfına, iş bilmezlikten çevreciliğe kadar bir sürü bühtanla 'tukaka' ilan ediyor. Sonra bir başka gün hesaba kitaba gelmez yöntemlerle de aynı işleri kendisi proje olarak anlatıyor. Kendisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı çıkmasına rağmen ortaya yurt dışında hazırlanıp eline tutuşturulmuş malesef bir rapor dışında hiç bir teklif koyamadığını da unutmadık.

"Onlar bir araya gelene oturma düzenine ve söz sırasına karar verene, koridorda yürüme hizzasını tutturana kadar zaten iş işten geçer"

Daha masada nasıl oturacaklarına, koridorda nasıl yürüyeceklerine bile karar vermeyi beceremeyenlerin böylesine köklü bir reformu düşünmeleri, hazırlamaları, milleti ikna etmeleri, uygulamaya geçirmeleri elbette mümkün değildir. Allah muhafaza aynı ekibin bölgemizde yaşanan güvenlik krizleri, salgın gibi bir felaket, siyasi ve ekonomik fay hatları gibi hususlarda ülkemizin kaderini ellerinde tuttuğunu bir düşünün. Onlar bir araya gelen, oturma düzenine ve söz sırasına karar verene, yemek menüsünde anlaşana, koridorda yürüme hizasını tutturana kadar zaten iş işten geçer.

Böylesi bir karmaşadan ülkenin ve milletin hayrına bir kararın çıkması, hadi çıktı diyelim, hızla ve sağlıklı şekilde uygulanması mümkün mü? Bu tablonun sadece düşüncesi bile kabus gibi. Milletimize teklif edilen sistem işte budur. Gerçi Kılıçdaroğlu'nun bu tutarsızlıklarına, bu hezeyanlarına rüzgar gülü misali esintiye göre sürekli yön değiştirmelerine artık alıştık. Biz belki mecburen alıştık ama milletimiz kendisinden inanıyorum ki bıktı. İnşallah 2023 seçimleri diğer birçok hayırlı neticesinin yanında ülkemiz siyasetini bu karikatür tipten de kurtaracak bir vesile olacaktır.

Sıradaki Haber
Çanakkale Zaferi'nin 107. yıl dönümü
Yükleniyor lütfen bekleyiniz