Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Yerel yönetimler istişare ve değerlendirme toplantımız münasebetiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. 31 mart seçimlerinin sonrasında bütün belediye başkanlarımızın iştirakı ile tertiplediğimiz toplantımızın hayırlı olmasını diliyor, toplantının içeriğine katkı sunan ve katkı sunacak arkadaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum. Yeni belediye başkanlarımızı, yeniden seçilen belediye başkanlarımızı yürekten tebrik ediyor, hayırlı olsun diyor, şehirlerimize ve hemşehrilerimize hizmet yolunda her birinize ayrı ayrı başarılar diliyorum.
Genel merkez yerel yönetimler başkanlığımız ile birlikte toplantımızın düzenlenmesine destek veren tüm birimlerimizi tebrik ediyorum. Son bir yılda 10 ay arayla üst üste 3 seçim geçirdik. Seçim döneminde belediye başkanlarımızla çeşitli vesilelerle elbette bir araya geldik. Ancak AK Parti'nin adeta alameti farikası olan geniş katılımlı istişare ve değerlendirme toplantımızı seçimler nedeniyle gerçekleştiremedik. Geçen ay başında yine burada Kızılcahamam'da ilk etapta eski-yeni kurmay kadrosu ve milletvekilleriyle beraber olduk. Her kademede danışmaya, diyaloğa önem veriyor ülkemizin ve partimizin gündemindeki konulara ortak akılla çözüm yolları arıyoruz.
Bu anlayışla büyükşehirden il, ilçe ve belde belediyelerine kadar AK Partili tüm belediye başkanı arkadaşlarımızla bir araya gelelim istedik. Böylece hem yerel seçim sonuçlarını sizlerle de masaya yatıralım. Hem şehirlerimizin ihtiyaçlarını ve projelerimizi detaylıca görüşelim. Hem de önümüzdeki döneme dair yol haritamızı sizlerin de önerileriyle beraberce şekillendirelim dedik. Davetimize icabetle burada bulunan tüm belediye başkanlarımıza, grup başkan vekillerimize ve il genel meclisi başkanlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bundan sonra da gerek il ziyaretleri, gerekse farklı toplantılarla siz başkanlarımızla sık sık bir araya geleceğiz.
Hepinizin bildiği gibi AK Parti'nin hikayesi yerelden genele ilerleyen bir başarı hikayesidir. Biz başkaları gibi tepeden inme bir parti değil, yerelden bizzat halkın içinde zuhur etmiş ve yükselmiş bir partiyiz. Bundan tam 30 sene önce millete hizmet yolculuğumuza belediyelerden başladık, mahalli idarelerdeki örnek karnemizle yeni hedeflere yürüdük. Yerel yönetimlerdeki başarımız önümüze yeni kapıların ve yepyeni ufukların açılmasına vesile oldu. Politikalarımızı önce belediyelerdeki uygulamalarla ortaya koyduk. Milletimizin sorunlarına önce belediyelerde çözüm ürettik. Kendimizi halkımıza önce belediyelerde ispat ettik. Milletimiz bizi ilk olarak yerel yönetimlerde gördü, tanıdı, bizi orada inandı ve güvendi.
Mahalli idarelerdeki üstün hizmetlerimiz sonrasında 2002 yılında bu sefer ülkeyi yönetme sorumluluğunu AK Partili kadrolara tevdi ettik. Şunu unutmayınız, 2002'de bize iktidar kapısını açan da, 22 yıl boyunca iktidarda tutan da hiç tartışmasız yerel yönetimlerdeki başarılarımızdır, gayretlerimizdir. AK Parti'nin en büyük referans kaynağı son 30 yıldır yerel yönetimlerdir. Bu gerçek 1994 senesinden beri değişmemiştir ve değişmeyecektir. Bakınız burada şunu büyük bir gururla ifade etmek isterim; AK Parti birikimiyle, vizyonuyla, referanslarıyla, yerel yönetimlere sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın en yetkin, en donanımlı siyasi hareketidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: AK Parti belediyeciliği küresel ölçekte bir marka haline gelmiştir. pic.twitter.com/g970lXfQKc
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 1, 2024
AK Parti belediyeciliği bugün küresel ölçekte bir marka haline gelmiştir. Mahalli idareler alanında ülkemizde 30 yıldır standartları biz belirliyoruz. Öyle ki, rakiplerimiz bile bizi taklit etmeye bizden kopya çekmeye başladı. Pek çok başlıkta onların da yol haritasını dolaylı olarak biz şekillendiriyor, bir nevi siyasi rakiplerimize koçluk yapıyoruz. Tüm bunları söylerken elbette mükemmel olduğumuz iddiasında değiliz. Dünya değişirken Türkiye muazzam bir dönüşümden geçerken bizim de değişime daha hızlı adapte olmamız gereken kimi başlıklar vardır. Toplumun özellikle gençlerimizin nabzını daha iyi tutmamız, beklentilerini daha iyi karşılamamız, belediye hizmetlerinde daha yenilikçi uygulamalar geliştirmemiz gereken konular mutlaka olabilir. Ama şehirlerimizin sorunlarını çözme, şehirlerimizi geleceğe hazırlama, popülizme bulaşmadan politikalar üretme noktasında hiçbir parti, hiçbir belediye başkanı AK Partili kadrolarla yarışamaz, bizimle rekabet edemez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şehirlerimizin sorunlarına, popülizme bulaşmadan politikalar üretme konusunda hiçbir parti AK Parti kadrolarıyla yarışamaz. pic.twitter.com/jlfFBhsvqg
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 1, 2024
31 Mart seçimlerinden bu yana yaşananlar bu gerçeği çok net biçimde bir kez daha göstermiştir. Taşlar yerine oturdukça herkes daha sağlıklı ve objektif değerlendirmeler yapabiliyor. Son seçimlerde muhalefet hepimizin bildiği gibi tamamen ucuz popülizme dayanan bir kampanya yürüttü. Ekonomideki sıkıntıları da istismar ederek kim ne veriyorsa benden 5 katı anlayışıyla hiçbir temeli olmayan uçuk vaatlerde bulundular. Deprem riski ve kentsel dönüşüm dahil şehirlerimizin kanayan yaralarına dair maalesef ortaya hiçbir somut proje koymadılar. Hayat pahalılığının yükü altında ezilen insanlarımızın popülizm dalgasına kapılmasına maalesef engel olamadık. Muhalefetle yine ülkeye ve milletimize zarar verecek bir vaat yarışına girmeyi de açıkçası AK Parti'nin siyaset kodlarıyla bağdaştıramadık. İnsanımızla aramızdaki güven duygusunu zedeleyerek Türk ekonomisine ağır bedeller ödetecek her türlü popülizmden uzak durduk. Dünyanın ve Türkiye'nin gerçekleri temelinde hazırladığımız projelerimizi kamuoyumuzla paylaştık.
31 Mart günü milletimiz sandığa gitti son sözü söyledi, iradesini oraya özgürce yansıttı. Biz de bu iradeyi öperek başımızın üstüne koydu. Yüksek Seçim Kurulu'nun açıkladığı kesin sonuçlara göre Cumhur İttifakı 31 Mart seçimlerinde yüzde 40,5 oy oyanına ulaşmıştır. Milletimiz 12 büyükşehir, 12 il, 347 ilçe ve 170 belde olmak üzere toplam 541 belediyenin yönetimini AK Parti'ye emanet etmiştir. Cumhur İttifakı'ndaki müttefikimiz MHP ise 8 il, 114 ilçe ve 97 belde belediyesi kazandı. Böylece Cumhur İttifakı 12'si büyükşehir, 20'si il, 461'i ilçe, 267'si belde olmak üzere toplam 760 belediyede ipi göğüslemiş oldu. 31 Mart'ta seçim yapılan 1393 belediyenin yüzde 54,6'sını önümüzdeki 5 yıl boyunca inşallah Cumhur İttifakı yönetecektir.
Hatay'ın 10 yıllık fetret devrinin sona ermesinden ayrıca mutluluk duyduk. Bu vesileyle bir kez daha tercihini Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana kullanan tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Bir önceki yerel seçimlere kıyasla oy oranları açısından ortaya çıkan negatif sapmayı elbette gözardı etmiyoruz. Her ne kadar ekonomideki zorluklar öne çıkmakla birlikte bunun haricinde sonuçlara etki eden başka faktörlerin de olduğunu görüyoruz. Milletimizin iradesini sorgulamadan, seçmenin verdiği mesajların ışığında çok boyutlu olarak muhasebemizi yaptık ve yapıyoruz. Hatayı da kusuru da kendimizde arıyoruz. Muhalefetin son 21 yılda defalarca düştüğü halkı ve sandığı suçlama gafletine düşmeden, iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırıyoruz. İnşallah bu hassas süreci kendi takvimimiz içerisinde tam manasıyla bir bayrak değişimi havasında birlik ve kardeşliğimizden taviz vermeden bir kuyumcu titizliğiyle yürüteceğiz. Milletimizin AK Parti'den talepleri gerçekleşene kadar tüm kademelerde gereken adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Seçimler bitince muhalefetin vaat yağmurunun da sonuna gelindi. Gençlere, kadınlara, esnafa, emekliye verilen sözlerin tamamı unutuldu. Vaat yağmurunun yerini zam yağmuru, işçi kıyımı, baskı aldı. pic.twitter.com/03FqUzPfgH
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 1, 2024
Seçimler bitince muhalefetin vaat yağmurunun da sonuna gelindi. Gençlere, kadınlara, esnafa, emekliye verilen sözlerin tamamı unutuldu. Düne kadar seçim kazanmak için hesapsızca atıp tutanlar bakıyorsunuz bugün ekmekten suya ellerinin altındaki her şeye zam yapıyorlar. Ucuzlatacağız, fiyatını indireceğiz, hatta bedava yapacağız dedikleri hizmetlerin neredeyse tamamında astronomik fiyat artışlarına gittiler. Bu konuda gemi öyle bir azıya aldılar ki kendi partilileri bile isyan etmeye başladı. İş üretmek, verdikleri sözlerin arkasında durmak, hizmet etmek yerine bütün enerjilerini artık bahane bulmaya harcıyorlar. Devraldıkları kimi belediyelerde eski başkanlarımıza iftiralar atacak kadar siyasi ahlaktan yoksun davrandılar. Allah var, bu süreçte sadece bir kesime verdikleri sözlere sadık kalıyorlar. Şahsi reklam ajansı olarak kullandıkları bazı medya mensuplarına Roma turuyla diyet borçlarını ödemekte hiçbir kusur etmiyorlar.
Eş, dost, akraba, tanıdık çiftliğine çevirdikleri belediyelerde kayırmacılığın adeta kitabını yazıyorlar. Geride bıraktığımız 3 aylık dönemde güya özgürlük adına alkol tüketimini teşvik etmek, cinsiyetsizleştirme politikalarına aleni destek vermek, belediye binalarını LGBT paçavralarıyla donatma dışında herhangi bir icraatları olmadı. Makam odalarında vatandaş darp etmek, kadınların serbestçe hayata katılım alanlarını kısıtlamak, Arapça tabelalara karşı savaş açmak, gençlerimize hizmet eden vakıflara, derneklere, gönüllü kuruluşlara baskı uygulamaktan başka hiçbir iş yapmadılar. İşçinin ekmeğiyle oynamayacağız dediler fakat göreve geldikleri birçok il ve ilçede emekçi kardeşlerimizi kapı dışarı ettiler. Buna benzer örnekleri çoğaltmamız mümkün.
Görüyoruz ki muhalefet belediyelerinde 31 Mart'a kadar devam eden vaat yağmurunun yerini 1 Nisan sabahından itibaren zam yağmuru aldı, işçi kıyımı aldı, baskı, tehdit, yıldırma aldı. Muhalefetin siyaset anlayışında köklü bir değişim yaşanmazsa korkarım önümüzdeki 5 sene boyunca benzer hadiselere yine şahitlik edeceğiz. Biz böyle bir siyaset tarzını asla ve asla kabul etmiyoruz. Yerel yönetimlerde güç zehirlenmesine kapılarak vatandaşa hayat biçimi dayatılmasını doğru bulmuyoruz. Türkiye yakın geçmişte ideolojik fanatizmden çok çekti. Milyonlarca insanımız sadece inancına uygun hayat sürmek istediği için ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördü. Ötekileştirildi, haksızlığa uğradı. Çağdaşlık bahanesiyle bu ülkede yıllarca milletimize eziyet edildi. Belli bir yaşam tarzına kayıtsız, şartsız uyması beklendi. Tepeden inmeci yönetim anlayışının ülkemize ve demokrasimize ağır faturaları olmuştur. Biz bu anlayışa 1994 yılında belediyelerde, 2002 yılında da tüm Türkiye genelinde son verdik. Kimsenin hayat tarzına, inancına, tercihlerine karışmadık. Siyasi rövanşızimden her zaman ve her şartta uzak durduk.
Ancak son dönemde özellikle el değiştiren belediyelerde eski hastalıklar tekrar nüksetmeye başladı. Muhalefet içindeki radikal unsurların da kışkırtmasıyla 28 Şubat dönemini anımsatan uygulamalar yeniden devreye alınmak isteniyor. Buna müsaade edilmemeli. Türkiye'nin fay hatlarıyla oynamaktan herkes uzak durmalıdır. Muhalefetin aklıselim sahibi aktörlerinden eski Türkiye'nin kötü hatıralarını tekrar canlandıran sahnelerin önüne geçme noktasında daha çok çaba bekliyoruz. Aynı şekilde birilerinin kendi beceriksizliğinin faturasını savaşlar ve terör sebebiyle evini, barkını, vatanını terk etmek zorunda kalmış sığınmacılara kesme kurnazlığına da göz yumulmamalıdır. Toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamaz. Dün Kayseri'de küçük bir grubun yol açtığı müessif olayların sebeplerinden biri muhalefetin bu zehirli söylemleridir. Kim olursa olsun insanların evlerini, akrabalarını yakmak, vandallık yapmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez.
Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevessül edilmesini acizlik olarak görüyoruz. Biz hiçbir zaman böyle olmadık inşallah bundan sonra da olmayacağız. Ayrımcılık, ötekileştirme, nefret diliyle insanları düşmanlaştırma, AK Parti siyasetinde kendisine yer bulmamıştır, asla ve asla yer bulamayacaktır. Biz bunları ifade ederken sırf birilerini eleştirmek için söylemiyoruz. Biz birilerini yıpratmanın da peşinde değiliz. Biz iktidarı ve muhalefetiyle el birliği içinde tüm Türkiye'ye layıkıyla hizmet etmek arzusundayız. Bizim siyasete bakış açımız bellidir. Muhalefetin on yıllardır yaptığı gibi siyaset beyaza siyah, siyaha beyaz demek değildir. Siyaset yanlışa engel olmak, doğruya güç vermek, hayırlı, faydalı, güzel işleri desteklemektir. Millete hizmet götürenlere engel çıkarmak, köstek olmak, elini kolunu bağlayacak bir mantıkla hareket etmek bize yakışmaz. Tam tersine vatandaşa hizmet eden şehirlerimizin sorunlarına çözüm üreten, derdi kendi ilinin, ilçesinin, beldesinin derdi olan herkese yardımcı olmayı görev biliyoruz.
İstiyoruz ki, milletimiz hizmet görsün, şehirlerimize hizmet götürülsün. İstiyoruz ki, şehirlerimizin kaynakları o kaynakların asıl sahibi olanların rafahı, huzuru, esenliği için kullanılsın. İstiyoruz ki, günlük siyasi çıkarlar uğruna milletimizin birlik ve bütünlüğü yara almasın, sosyal barışımız bozulmasın, ağzımızın tadı kaçmasın. Bunun dışında hiçbir gayemiz, beklentimiz ve gizli gündemimiz yoktur.
31 Mart seçimlerinde milletimiz belediye başkanlarına önemli görevler verdi. Her biriniz, aziz milletimizin takdiri ile mesuliyeti çok yüksek ancak aynı zamanda onurlu, şerefli bir emaneti yüklendiniz. Zannetmeyin ki sadece küçük bir beldeyi yönetiyorsunuz, zannetmeyin ki sadece bir mahalli birimin başındasınız, bilakis siz gölgesinde milyonların huzur bulduğu büyük Türkiye çınarını, büyük AK Parti çınarını ayakta ve hayatta tutuyorsunuz. Her bir belde başkanımız, her bir ilçe, il, büyükşehir belediye başkanımız tüm kadrolarıyla, tüm personeliyle işte böyle kutlu bir vazife icra ediyor. Çınarın tek bir kökünde, tek bir kök ucunda sorun olursa bundan gövde de etkilenir. Aynı şekilde çınarın kökleri ne kadar diri olursa çınarın gövdesi de o kadar diri olur, güçlü olur. Onun için sorumluluğunuz çok büyük. Sadece hemşehrilerinize karşı değil, Türkiye'nin her bir ferdine, İslam ve Türk coğrafyasının her bir bireyine karşı vebal taşıyorsunuz. Her bir adımınızda, hatta her bir anınızda, omuzlarınızdaki bu büyük yükü, büyük mesuliyeti dikkate almak zorundasınız.
Her bir kuruşu kullanırken, harcadığınız paranın milletin parası olduğunu hatırlayacaksınız. Bir de şunu hatırlayacaksınız; Allah var, ölüm var, hesap var ve hesap günü var. Harcamalarınızı helal ve yasal yollardan yapacak, aynı zamanda isabetli yapacak, israftan mutlaka kaçınacaksınız. Kaynağı belirsiz para kuleleri ile gündeme gelenlerin durumunu sizler de gördünüz, görüyorsunuz. Bizde böyle bir yanlış olmaz, olmayacaktır. En küçük yanlış dahi unutmayın size oy verenlere olduğu kadar sadece AK Parti'ye değil gölgesinde milyonların huzur bulduğu Türkiye çınarına da zarar verir. En küçük bir yanlış büyük AK Parti çınarının her bir zerresini mahcup eder, hayal kırıklığına uğratır. Bilerek veya bilmeden işlenen en küçük bir hata şu an bu salonda bulunan arkadaşlarımızın hepsine yük oluşturur. Bizim kadrolarımız hamdolsun büyük mesuliyetin idrakinde bir kadrodur, milletin emanetini gözetme konusunda her birinizin azami hassasiyet içerisinde dikkat ve rikkat içerisinde olacağına ben yürekten inanıyorum.
Her an milletimizin içinde olacaksınız, düğünde, cenazede, iyi gününde, kötü gününde aziz milletimiz sizi yanında görecek, yanında bulacak. Her zaman söylüyorum, yoksul gelip sizi bulmayacak, siz gidip yoksulu, muhtacı, dertliyi, garibi gurebayı bulacaksınız, ola ki utanıyordur, ola ki umutsuzdur, ola ki istemekten çekiniyordur, siz o daha anlatmadan anlayacaksınız, göstermeden göreceksiniz, istemeden gidip bulup vereceksiniz. Bakınız şurası çok çok önemlidir, beş yıllık görev süresi dolduğunda sizden sadece size oy verenler değil, o şehrin tüm sakinleri memnun olacak, razı olacak, 'Allah razı olsun' diyecek.
Bizde ayrım olmaz. 'Şunlar oy verdi, bunlar vermedi, şunlar şöyle, bunlar böyle' bizde bu tür ayrımcılık asla olmadı, bundan sonra da olmaz. Seçim bitmiştir ve oy versin vermesin, tüm şehir sakinleri artık bizim hemşehrimizdir, kardeşimizdir. Siz sadece size oy verenlerin değil, tüm şehrin belediye başkanı olacaksınız. Siz birilerinin, güçlünün, zenginin, elitin, seçkinin değil, halkın belediye başkanı olacaksınız. Siz, sesi çok çıkanların, bağıranların, çağıranların değil, sessiz yığınların belediye başkanı olacaksınız. Siz şehrin kenar mahallelerinde hayata tutunma mücadelesi verenlerin, yoksulların, gariplerin belediye başkanı olacaksınız. Bunu başarabildiğiniz ölçüde hem bizim hem de milletimizin gözünde ibra olur, emanetin hakkını vermiş olursunuz.
Unutmayın, insanlar şehirleri inşa eder, sonra o şehirler insanları inşa eder. Şehirlerinizi güzelleştirirseniz on yıllar, hatta yüzyıllar boyunca o şehirlerden güzel insanlar yetişir. Çirkin şehirden güzel insan yetişmez. Onun için estetiğe önem vereceksiniz. Şehirlerinizi daha fazla yeşille buluşturacak, daha fazla nefes aldıracaksınız. İhtiyaçları en acil, en hızlı biçimde karşılarken, gelecek nesillere karşı da sorumlu olduğunuz duygusundan sapmayacaksınız. Uyurken bir gözünüz açık olacak. Başınıza yastığa koyarken muhasebenizi yapacaksınız."
Elbette makamınızda oturacaksınız. Toplantılar, görüşmeler yapacaksınız. Ama bundan daha çok sizleri milletimizin arasında, kimi zaman bir iş makinesinin üzerinde, kimi zaman bir şantiyenin başında, çizmelerinizi giymiş inşaatın ortasında göreceğiz. Halktan uzak durursanız, halk da sizden uzaklaşır. Kapınız ve sofranız daima vatandaşa açık olacak.
Teşkilatımızla iç içe olacaksınız, işbirliği içinde olacaksınız. Teşkilatımızla aranıza mesafe asla ve asla koymayacaksınız. Belediye başkanıyla teşkilatın güç birliği, hedef birliği, ufuk birliği, şehrimizi yükseklere taşıyacaktır. Belediye başkanı da teşkilatımız da kendi mesuliyet dairelerinde kalacak, birbirini destekler mahiyette çalışacaktır.
Bizleri 22 yıldır milletin gözdesi ve göz bebeği yapan vasıflar mütevazılık ve amatör ruhu oldu. Biz, bu ruhu muhafaza ederek, güçlendirerek bugünlere ulaştık. Ben şöyle arkama bir bakıyorum, tevazu, samimiyet ve gayret. Bundan sonra da bu ruhla hareket edecek ve inşallah milletimize daha uzun yıllar hizmet üreteceğiz. Az önce de ifade ettim, biz hükümet olarak, genel merkez olarak milletimizin 31 Mart'ta verdiği mesajı okuduk, anladık ve değerlendirmelerimizi buna göre yapıyoruz. Sizler de bizim kadar bu mesajın muhatabısınız. Milletimizin nabzını tutacaksınız, eleştirilerini dinleyeceksiniz. Hoşnutsuz oldukları alanları tespit edeceksiniz ve bütün bunların üzerine gideceksiniz.
Biz, her dem yeniden doğarız. İşte bugün de o heyecanı en üst seviyede muhafaza ettiğimizi milletimize tekrar göstereceğiz. Her gün, sanki yarın yokmuş gibi çalışacaksınız. Her gün, sanki yarın seçim varmış gibi çalışacaksınız. Her gün, taze bir heyecanla işinize başlayacaksınız. Sizlerden işte böyle bir tevazu, böyle bir gayret ve samimiyet bekliyoruz. Şunu lütfen hafızınızdan bir an olsun çıkarmayın, belediyeler, bizim eser ve hizmet siyasetimizin amiral gemisidir. Yerelde ne kadar başarılı olursak, hükümette de o derece başarılı sayılırız. Heyecanımızı kaybetmediğimiz, halka hizmeti Hakk'a hizmet gördüğümüz, gönülden çalışarak gönüller kazandığımız müddetçe Allah'ın izniyle kimse bizim önümüzü kesemez.
Yerelde bir gevşeme ve rehavet yaşanması halinde hükümette başarılı olsak dahi arzu ettiğimiz neticeyi alamayız. Sessiz yığınların çığlıklarına kulak vermek yerine, sesi çok çıkanların bizi yönlendirmesine müsaade edersek sadece güç kaybı yaşamayız, Allah korusun, milletimiz nezdinde inandırıcılığımızı da kaybederiz. Milletimizi bizar eden başıboş köpek sorunu olmak üzere, şu an ülkemizin gündeminde olan meseleleri bu anlayışla kati bir çözüme kavuşturacağız. Son rötuşlarını yaptığımız bu düzenlemenin yasalaşmasıyla birlikte yerel yönetimlere büyük sorumluluklar düşecek. İnşallah biz de hükümet olarak sizlere gereken desteği sağlayacağız.
Depreme hazırlık ve kentsel dönüşüm konusunun geri plana düşmesine izin veremeyeceğiz. 6 Şubat'ta yaşadığımız acıların tekrarlanmaması için tüm gücümüzle, tüm imkanlarımızla şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getireceğiz. Şehirlerimizi, 'Türkiye Yüzyılı'nın ruhuna uygun bir yaklaşımla ele almamız gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum.
Küresel bir markaya dönüşen 'Sıfır Atık' projesine önem vermemiz, sadece Allah'ın emaneti olan tabiatın korunması için değil, kaynaklarımızın verimli kullanılması açısından da son derece önemlidir. Sıfır Atık projesine her birinizin samimiyetle sahip çıkmasını istiyorum. Tüm belediye başkanlarımızın kendi şehirlerinde, ilçelerinde, beldelerinde bir başarı hikayesi yazmasını bekliyorum.