Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bolu'da partisinin 6. olağan il kongresinde konuştu.
Bolu'nun 16 Nisan halk oylamasında yüzde 62'lik "evet" oy oranıyla Türkiye ortalamasının üzerinde bir sonuç elde ettiğini, Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde yüzde 66 ile yanlarında yer aldığını ifade eden Erdoğan, güvenleri, teveccüh ve destekleri dolayısıyla Bolululara teşekkür etti. Erdoğan, Bolu'dan beklentilerinin yüksek olduğunu, 2019'daki yerel seçim ve hükümet sistemi seçimlerinde kenti çok daha üst sıralarda görmek istediklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Bugün Bolu'yu gerçekten daha farklı gördüm. Fakat inanın, şu anda ülkemin her yanı aynen böyle. Dün Mersin'deydim böyle, Antalya'daydım böyle. Biraz sonra Sakarya'da da olacağım. Biliyorum ki orası da öyle. AK Parti, milletimize aşık, AK Parti, bu vatana aşık. Sizin aşkınız bizi deli divane etti. Aşkınan yürüyen yorulur mu? Onun için yorulmadık. Onun için gece gündüz demedik. 'Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece' dedik, bekliyoruz. Bu aşkla, bu heyecanla biz bu yollarda Ferhat olduk, milletimiz Şirin. Dağları deldik. Dağları delerek Şirin'e ulaştık. Bolu Dağı'nı kimse delemiyordu ama biz deldik. Onlar ne diyorlardı; "Burayı patates deposu mu yapsak, yoksa buraya doğalgaz mı pompalasak." Patates deposunu her yerde bulursun. Doğalgaz, onu da depolarız heryerde ama biz bu Bolu dağlarındaki kazaları unutmuyoruz. Buralardaki trafik kazalarıyla nice canlar gitti unutmuyoruz. O yüzden biz bu dağı deleriz dedik ve deldik. Şimdi elhamdülillah oralardan bir ucundan girip obür tarafta Şirin'e ulaşıyoruz.
Fakat biz ne dağları deldik geldiğimizden bu yana, Türkiye'nin genelinde açmadığımız tünel kalmadı. Yeri geldi tüneller açtık, yeri geldi denizin üzerinde köprüler yaptık. Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi, Orhan Gazi Köprüsü gibi köprüler yaptık. Onunla da kalmadık. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bayrakları başörtüsü yapmış olan kızlarımızı kutluyorum, tebrik ediyorum.
Onunla da kalmadık dedik ki; sadece köprü bize yetmez tuttuk Marmaray'ı yaptık denizin altından. Benim ecdadım, Fatih Sultan Mehmet karadan gemileri yürüttüyse onun torunları olarak biz de denizin altından Marmaray'ı inşa ederiz dedik. Şu ana kadar milyonlar denizin altından geçti. Yetmedi biz dedik ki biz buraya bir de araçların denizin altından geçmesi için tünel yapalım. Avrasya Tüneli'ni yaptık.
"Herhangi bir sıkıntı olursa sefer görev emri ilan ederiz"
(Reis bizi Afrin'e götür sloganlarına) Her gün ben komuta kademesi ile Genel Kurmay başkanıma ihtiyaç var mı diyorum, verdiği cevap; sayın Cumhurbaşkanım olsa ben size bunu zaten söylerim ama şu anda ordumuz evvelallah yolunda kaim, daim devam ediyor. Herhangi bir sıkıntı olursa sefer görev emri ilan ederiz. Önce ben yola çıkarım ardından da birlikte yürürüz.
"Türkiye'yi rayından çıkarmak isteyenlerin hedefi AK Parti olmuştur"
AK Parti milletimizin kurduğu ve bugüne kadar da milletimiz ile birlikte yol yürümüş bir partidir. Bu yüzden vesayetçilerden, darbecilere, terör örgütlerinden dış güçlere kadar ülkemizi ve milletimizi hedef alan ne kadar şer odağı varsa hepsinin hedefi ne olmuştur? AK Parti olmuştur. Türkiye'yi yolundan, rotasından, rayından çıkarmak isteyen, hedeflerinden uzaklaştırmaya niyetlenen herkes önce bizim üzerimize yürümüştür. Partimizi kapatmaya gayret etmediler mi, ettiler. Ne oldu? Olmadı. Çünkü, onlar bir şeyi bilmiyordu. Onlar zannediyordu ki 'Biz hesabı yaptık, tezgahı kurduk, tuzağı hazırladık ve hemen AK Parti'yi kapattık, bu iş bitti. İnsaf be vicdansız. Anayasayı değiştirecek güce sahip olan bir partiyi kapatma tezgahı kuruyorlar. Ama hesap tutmadı. Çünkü hesapların üstünde bir hesap vardı. Kaderin üstünde bir kader vardı ve Allah bu hesapları da bozdu. En büyük hesap, Allah'ın hesabıdır.
"Bolu'ya 11 katrilyon yatırım yaptık"
Karşılaştığımız onca kumpasın, maruz kaldığımız onca provokasyonun, uğradığımız onca haksızlığın ve hatta yer yer hukuksuzluğun üstesinden milletimizin desteği sayesinde çıktık. Ülkemize ve milletimize borcumuzu da çalışarak, hizmet ederek, proje üreterek, yatırım yaparak, eser inşa ederek ödemenin gayreti içinde olduk. Bu anlayışla geçtiğimiz 15 yılda Bolu'ya 11 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde öğretimde 800 yeni dersliği, 6 binin üzerinde yatak kapasitesine sahip yükseköğretim yurtlarını hizmete soktuk. Bu yıl merkezde 2 bin 800 kişilik, önümüzdeki yıl Gerede'de 300 kişilik yeni yurtları hizmete alacağız. İnşa ettiğimiz 13 spor tesisi ile gençlerimizin rahat ve düzenli şekilde spor yapabilmesini sağladık. Sağlıkta 5'i hastane olmak üzere 16 tesisi tamamladık. Halen Gerede Devlet Hastanesi ile birlikte 13 tesisin inşası sürüyor. Toplu konutta 5 bin 441 konutta şehrin çehresini değiştirdik. Bolu'nun bölünmüş yol uzunluğunu 300 kilometreye çıkardık. Yapılan 3 baraj ve 1 gölete ilave olarak 155 bin dekar alanı sulayacak Tekke Barajı ile birlikte 3 barajın inşası da sürüyor. Hasanlar barajlarının inşasına da yakında başlıyoruz. Şehir merkezimizin içme suyu ihtiyacını karşılamak için Gölköy Barajı'ndan buraya terfi hattı inşa ettik ve hizmete açtık.
Bolu gerçekten hayranlık verici o tabiat güzelliklerine ormanlara milli parklara sahip bir şehrimiz. Allah'ın bu nimeti karşısında ne kadar hamd etsek azdır. Yedigöller Milli Parkı, Abant Gölü Tabiat Parkı, Gölcük Tabiat Parkı başta olmak üzere Bolu'nun sahip olduğu güzellikleri tüm ülkemizin hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Hem bu alanları koruyacak hemde turizm açısından cazip hale getirecek çalışmalar yürütüyoruz. Artık bu güzellikleri günü birlik turizmin ötesine taşımamız gerekiyor. Yılın 365 ve haftanın 7 gününe yayılmış bir turizm hareketliliği için hep birlikte üzerimize düşeni yapmalıyız. Halen haftada sadece 2 günlük konaklama ortalamasıyla dahi bir milyona yaklaşan turisti ağırlayan Bolu'nun gerçek potansiyelini harekete geçirmek için atılacak her adımın yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum.
"3300 terörist etkisiz hale getirildi"
Biz bir yandan ülkemizin 81 vilayetini işte bu şekilde eserlerle, hizmetlerle, yatırımlarla donatırken diğer yandan da istiklalimize ve istikbalimize yönelen tehditlerle mücadele ettik. Afrin mücadelesinde bugünkü rakam 3300 teröristi etkisiz hale getirdik. Mücadele devam ediyor. Kararlılıkla devam ediyor. Bolulu aşık dertli ne diyor; "Şahinim var, bazlarım var. Ördeğim var, kazlarım var. Yare tenha sözlerim var. Diyemem agyara karşı.
"Kaçacak delik arar hale geldiler"
Biz de kimini söyleyebildiğimiz, kimini söyleyemediğimiz pek çok şey yaşadık. Önümüze hangi engellerin çıkartıldığını, ayağımıza hangi çelmelerin takıldığını, çevremize hangi tuzakların kurulduğunu teker teker anlatmaya kalksak, derdimiz Bolu Dağı'nı aşar. Milletimiz, arka planda yaşananları görse de görmese de o engin sezgisiyle, ferasetiyle, dirayetiyle hep Hakk'ın yanında, haklının yanında yer almıştır. 15 yıllık iktidarımızı, başka şeylere değil, milletimizle birlikte Hakk'ın ve haklının yanında saf tutmamıza borçluyuz. Bununla birlikte özellikle son 4-5 yıl hepimiz için gerçekten çok zor, çok yoğun geçti. Terör örgütleri kimi zaman nöbetleşe, kimi zaman topyekun saldırıya geçtiler. Gabar'da geçtiler, Cudi'de geçtiler, Tendürek'te geçtiler, Bestler Deresi'nde geçtiler, Kandil'den idare ettiler. Dedik ki, 'İnlerine gireceğiz.' Ne oldu, girdik. Kaçacak delik arar hale geldiler. İşte birileri Pensilvanya'ya kaçtı, kimileri onun oradaki devasa çiftliğinde, kimileri Avrupa'nın değişik ülkelerine kaçtı. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız.
"Türkiye tarihinin en büyük tehdidini bertaraf etmeyi başardı"
Yurt dışından ülkemize yönelik tacizler de zirveye çıktı. Sokakların terörize edilmesinden, mahallelerin çukurlarla kesilip işgaline kadar emsali görülmemiş yöntemlerle karşılaştık. Devletimizin tüm kritik kurumlarına yerleştirilmiş FETÖ ihanet çetesi mensuplarının ardı ardına giriştikleri darbe teşebbüsleri bizi gerçekten havsalamızı aşan durumlarla karşı karşıya bıraktı. Hiç kimsenin bir yandan ibadetle diğer yandan eğitimle, hayırla, hizmetle meşgul olur görünürken diğer yandan böylesine bir ihanetin içine düşebileceğine asla ihtimal vermedik. Rabbimizin, 'Sizin hayır bildiklerinize şer, şer bildiklerinizde hayır olabilir.' emri mucizesi burada da kendini gösterdi. Türkiye 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde tarihinin en büyük tehdidini daha fazla büyümeden daha tehlikeli hale gelmeden bertaraf etmeyi başardı. Düşünün 251 şehit verdik, 2193 gazimiz oldu. Allah şehitlerimize rahmet eylesin, gazilerimize inşallah şifalar lütfetsin.
Ülkemizi ve milletimizi esir etmek, ezanımızı susturmak, bayrağımızı indirmek için başlatılan saldırıları boşa çıkartır çıkartmaz hemen bir başka tehdit daha başımıza musallat edildi. Suriye ve Irak sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturmak isteyenler. Yüzlerindeki maskeyi indirip niyetlerini ifşa ettiler. Bunun üzerine hemen kararlı bir şekilde harekete geçtik ve kimsenin beklemediği ummadığı, ihtimal vermediği operasyonu başlattık. Ülkemizin de içinde bulunduğu bölgede uygulanmaya çalışılan plan, bizi iş birliği yaptığımız güçleri gözden geçirmeye mecbur bıraktı. 'Müttefikimiz', hatta 'dostumuz' dediğimiz güçlere bakışımızı, bize söylenen sözlere değil sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'de bu olaylar yaşanırken ey NATO, sen ne zaman yanımızda yer alacaksın?https://t.co/WHNhLwoPHv pic.twitter.com/BNtHzQnVZL
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 11 Mart 2018
"NATO ne zaman bizim yanımızda yer alacaksın?"
İşte içinde bulunduğumuz NATO, biz bu NATO'nun en güçlü üyesiyiz. Herhangi bir yerde bir sıkıntı olduğu zaman NATO'dan bize bir görev terettüp ettiğinde, yeri geldi Somali'de, Afganistan'da, Balkanlar'da olduk. Peki bütün buralarda biz yer alırken, şu anda Suriye'de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri oradan bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Ama maalesef şu ana kadar hala olumlu bir ses, söz yok.
Aynı şekilde diğer birtakım hususlarda çıkarlarımızın çatıştığı kimi başka güçlerle de bölgedeki fiili durum çerçevesinde ortak hareket etmenin yollarını aradık. Elbette bu çabalarımız sırasında çok ciddi sıkıntılarla, engellerle karşılaştık. Ama milletimizin 15 Temmuz'da ortaya koyduğu irade öylesine güçlüydü ki kimsenin bu kıyam karşısında direnme şansı kalmadı.
"Bin kilometrekareye yaklaşıyoruz"
Önce Fırat Kalkanı Harekatı ile terör koridorunun bağrına adeta bir hançer sapladık. Ardından Kuzey Irak'taki gelişmeler hususunda çok net ve tavizsiz bir tutum izleyerek oradaki oyunu da bozduk. Şimdi Afrin bölgesinde Zeytin Dalı Harekatı'nı yürütüyoruz. Bölgede teröristlerden arındırdığımız alanın büyüklüğü, 900 kilometrekareyi aştı, bin kilometrekareye yaklaşıyoruz.
"Bugün borç alan yarın da emir alır"
Dik duracağız, biz iktidara geldiğimizde de attığımız her adımda bize olmaz dediler, yapamazsınız dediler, başaramazsınız dediler hatta daha ileriye giderek "haddinizi aşmayın ha" dediler, IMF ile masaya oturduk. IMF'nin bize dediği "olmaz" ne olmaz? Sen paranı alıyor musun? Paranı al ama bizi yönetmeye kalkma. Türkiye'yi yönetecek biri varsa o da benim sen sadece paranı al. Bunu nerede yaptık? Davos'ta yaptık ve 2013'te 23,5 milyar dolar borcumuz varken IMF'ye bunu tamamen bitirdik ve ondan sonra da IMF bizden borç istedi. 5 milyar dolar borç istedi. Arkadaşlar sordu verelimmi diye verin dedim. Bugün borç alan yarın da emir alır ecdadımız öyle söyledi. Bunlar zaten o mantıkla çalışıyor.
"Yanlış komşular elhamdülillah bizi mülk sahibi yaptılar"
Merkez bankamızın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı, elhamdülillah bak şimdi nerelere geldik. 120 milyar dolar civarında dolaşıyoruz. 36 milyar dolar ihracatımız vardı şimdi hamdolsun 160 milyar dolara ulaştık. Sadece bu değil ki, bakınız artık savunma sanayiinde hamdolsun yüzde 60-65 yerli üretim yapıyoruz. Artık bizi kapılarında silahlı, silahsız insansız hava aracı almak için müracaat ettiğimizde süründürenler şimdi biz kendimiz üretiyoruz. Bizim artık silahlı insansız hava aracımız var. Silahlı, silahsız hepsini biz kendimiz üretir hale geldik. Hani olmaz diyorlardı bakın oldu işte. Yanlış komşular elhamdülillah bizi mülk sahibi yaptılar. Daha neler olacak neler. 'Olmaz' dedikleri ne varsa hepsini de hayata geçirdik. 'Yapamazsınız' dedikleri ne varsa, hepsini gerçekleştirdik. 'Başaramazsınız' dedikleri ne kadar mücadele varsa, hepsinin de içine adeta gözü kapalı daldık. 'Haddinizi aşmayın' diyenlere, hadlerini bildire bildire bugünlere geldik.
"Kimi maalesef gafletinin kurbanı oldu"
Bu ülkenin ve bu milletin canından aziz bildiği değerlerine yapılan saldırılar karşısında susup oturmak bize yakışır mı? Dirliğimizi, beraberliğimizi, vatanımızı, bayrağımızı savunmak bizim namus borcumuzdur. Asıl bunu yapmazsak milletimizden aldığımız emanete sahip çıkmamış oluruz. İşte o zaman ne burada olduğu gibi milletimizin karşısına başımız dik yüreğimiz ferah şekilde çıkabiliriz ne de yarın dünyada bunun hesabını verebiliriz.
Türkiye yıllarca, 'Aman ne ben kimseye dokunayım ne de kimse bana dokunsun.' diyen idare-i maslahatçılardan çok çekti. Ülkesine aşık milletini seven birileri çıktı fabrika kurdu, proje geliştirdi, uçak yaptı, silah yaptı, motor yaptı. Birileri çıktı mazisiyle atisi arasında köprü kuracak fikirler geliştirdi, eserler verdi gayret ortaya koydu sonra başka birileri çıktı bunların hepsini de adeta silindirle ezercesine yok etti. Kimi menfaat için bunu yaptı, kimi taammüden ihanet içinde olduğu için aynı yola başvurdu. Kimi maalesef gafletinin kurbanı oldu. Bu haksızlığa, adaletsizliğe karşı çıkması gereken siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz sırf kendi ikbal ve beklentileri için hep seyirci kaldı. Geriye dönüp baktığımızda İkinci Dünya Savaşı sonrasında neredeyse benzer şartlarda yola çıktığımız nice ülkenin bugün fersah fersah önümüzde olmasının sebebinin bu olduğunu görüyoruz.
Kaynak: TRT Haber, AA