Cumhurbaşkanı ve AK Parti Grup Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bugün 32'nci gününe giren Zeytin Dalı Harekatı'nda görev alan tüm güvelik güçlerine Allah'tan başarı diledi.
"Bin 715 terörist etkisiz hale getirildi"
Bu sabah itibarıyla şu ana kadar bin 715 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonda, 32 şehit bulunduğunu bildiren Erdoğan, harekatın hem güvenlik güçlerinin hayatını riske atmamak hem sivillere hassasiyetle hareket edildiği için yavaş ilerlediğinin görülebildiğini söyledi.
Erdoğan, "Ama şu gerçeği kimsenin unutmaması lazım. Biz oraya önümüze geleni yakıp yıkmak için gitmedik. Biz orayı halen ülkemizde yaşayan yüz binlerce bölge halkı için güvenli ve yaşanılabilir bölge olabilmesi için bu hale getirmek için girmiş bulunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecek"
Adım atılan her yerin bundan sonra güvenli olarak kalmasının çok önemli olduğunun altını çizen Erdoğan, "Aynı şekilde sahada belirli hazırlıkların da yapılması zaman alıyor. Önümüzdeki günlerde çok daha hızlı bir şekilde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecektir. Böylece hem şehre ve bölgeye dışarıdan gelen yardımların önü kesilecek hem de terör örgütünün kimseyle pazarlık yapabilme imkanı kalmayacaktır." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'yi güneyinde oluşturulacakları terör koridoruyla çevrelemeye ve esir almaya kalkanlara, bu işin öyle kolay olmadığını göstermekte kararlı olduklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yakında Afrin şehir merkezi kuşatılacak.https://t.co/4LkMAZ7bFX pic.twitter.com/DJHLu8neQg
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 20 Şubat 2018
"Osmanlı tokadını merak ediyorlarsa Afrin'e gelsinler"
Türkiye'nin ve Türk milletinin kırmızı çizgilerini yok sayanlara, gerekiyorsa alınlarının ortasına bu çizgileri nakşederek var olduğumuzu göstermek boynumuzun borcudur." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Birileri Osmanlı tokadının ne olduğunu soruyormuş. Bu soruyu soranlar, bizim tarihçilerimize itibar etmezler de en azından Batılı tarihçilerin yazdıkları Osmanlı tarihiyle ilgili kitapları okusunlar. Dedelerinden veya onların babalarından, Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'de, Kut'ül Amare'de veya diğer cephelerde savaşmış olanlar varsa onlara sorsunlar, Osmanlı tokadının ne olduğunu. Daha da merak ediyorlarsa buyursunlar Afrin'e gelsinler. Bu tokadın, hak edenden başka kimseye atılmadığını da sorup soruşturup öğrensinler. Bu aziz milletin geçmişinde ne sömürge lekesi ne de soykırım ayıbı vardır. Kendini savunurken bile vicdanını ve ahlakını kaybetmeyen bir millete aksi yönde ithamlarda bulunmak bühtandır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Birileri 'Osmanlı Tokadı'nın ne olduğunu soruyormuş. Bu soruyu soranlar, dedelerinden Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale'de, Kut'ül Amare'de savaşmış olanlar varsa onlara sorsunlar 'Osmanlı Tokadı'nın ne olduğunu.https://t.co/4LkMAZoMxv pic.twitter.com/6WImJXFmxs
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 20 Şubat 2018
"Yalanlar süratle ortaya çıkarılıyor"
Erdoğan, şu anda da Zeytin Dalı Harekatı'nı gölgelemek için pek çok yalan ve iftiranın ardı ardına ortaya atıldığına dikkati çekerek "Gerek Anadolu Ajansımız gerek Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüz gerekse diğer medya kuruluşlarımızın hepsi de bu yalanları süratle ortaya çıkartarak iftiracıları hakikatlerle terbiye ediyorlar. Bizi kendileriyle karıştıranların riyakarlıklarını ifşa etmeyi de bu büyük mücadelenin bir parçası olarak görüyor ve önemsiyoruz." ifadesini kullandı.
"Artık harekete geçmekten başka çare göremedik"
Tüm vatandaş ve dostlardan Türkiye'ye yönelik bu tür iftiraları tespit edip doğruları ortaya koyarak etkisiz hale getirmelerini beklediklerine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye, askeri operasyonları daima en son ihtimal olarak, adeta mücbir sebep olarak, görmüş ve kullanmıştır. Yıllarca Suriye'deki terör örgütlerinden, ülkemize yönelen tehditlerin, ülkenin kendi dinamikleri ve uluslararası koalisyonun gücüyle önlenmesini bekledik. Baktık ki bu tehditler azalacağı yerde sürekli artıyor ve sınırlarımızı aşıp, topraklarımızın içinde bize zarar veriyor. Artık harekete geçmekten başka çare görmedik, göremedik.
Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra teröristlerden arındırdığımız bölge, hem bizim hem oranın asli sahipleri için huzur ve güven ikliminin hakim olduğu yer haline geldi. Dikkat ederseniz bu harekattan sonra ülkemizin içindeki DEAŞ kaynaklı saldırılar da adeta ortadan kalktı. Afrin'de, İdlib'de de, Münbiç'te de aynısı olacaktır. Tel Abyad'dan Kamışlı'ya kadar sınırlarımız boyunca her yerde aynısı olacaktır. Hem oralardaki kardeşlerimizin geleceği hem de kendi güvenliğimiz için tek bir terörist kalmayıncaya kadar, şu veya bu şehirle sınırlı olmaksızın bölgenin tamamındaki mücadelemiz sürecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"Bunlar sizin askeriniz, sizin bayrağınız"
Türkiye'nin varlığından sadece terör örgütleri ve onları destekleyen güçlerin hoşnutsuz olduğuna işaret eden Erdoğan, bölge halkının Türkiye ile ilgili en küçük bir sıkıntısının, sorununun, tepkisinin söz konusu olmadığının altını çizdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tabii sahadaki varlığımızı etkin bir şekilde sürdürürken diplomasinin imkanlarını da asla ihmal etmiyoruz. Geçmişte ülkemize ne kadar yalan söylenmiş, verilen sözler ne kadar tutulmamış olsa da muhattaplarımızla diyaloğu hiçbir zaman kesmemeye özen gösterdik. Bize, 'Terör örgütlerine silah vermiyoruz' dedikleri anda bile silah teslimatlarının yapıldığını belgelediğimiz halde, büyük bir pişkinlikle iddialarını sürdürdüklerini görmekten elbette üzüntü duyuyoruz. Biz, bütün video kayıtlarıyla beraber bu tespitlerimizi kendilerine tek tek gösterdik. Bunlar kimin askeri? Bunlar batıdan geldi. Bunlar Suriyeli değil. Bunlar bizim askerimiz değil. Bunlar işte sizin askerleriniz, bak sizin bayrağınız, sizin kokartlarınız. Hala 'yok' diyorsunuz. İşte buyur, sizin zırhlı taşıyıcılarınız, sizin tanklarınız, toplarınız. Bunlar buraya havadan zembille inmedi. İşte bunlar buraya 5 bin tırla taşındı, 2 bin kargo uçakla buraya geldi. Şimdi burada bunlar kime karşı kullanılıyor? Önemli olan bu. Biz bunları biliyoruz, görüyoruz. Onun için de madem ki stratejik ortağız, sizi de uyarıyoruz. Bunları tespit edip yüzlerine vurduğumuz yanlışları karşısında bize, 'Üç, beş gün içinde çözeceğiz. Üç, beş hafta içinde çözeceğiz' dedikleri halde hala aynı işleri yaptıklarını görmekten dolayı üzüntünün ötesinde öfkeliyiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bize, terör örgütlerine silah vermiyoruz dedikleri anda bile, silah teslimatlarının yapıldığını belgelediğimiz halde büyük bir pişkinlikle iddialarını sürdürdüklerini görmekten elbette üzüntü duyuyoruz.https://t.co/4LkMAZoMxv pic.twitter.com/6uprGEKh95
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 20 Şubat 2018
"Diyalog yollarını kapatmayı düşünmüyoruz"
Erdoğan, Türkiye'nin diyalog yollarını açık tuttuğunu ve muhataplarıyla görüşmeleri sürdürdüğünü belirterek, "Diyalog yollarını kapatmayı da asla düşünmüyoruz. Geçtiğimiz günlerde pek çok muhatapla, çeşitli seviyelerde görüşmeler yapıldı, yapılıyor. Önümüzdeki dönemde de bu görüşmeler sürecektir. Aynı şekilde sahadaki operasyonlarımızı da kesintisiz devam ettireceğiz. Öte yandan sadece belli bir kesimle değil, Suriye meselesinin tüm taraflarıyla kesintisiz iletişim halinde olmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile dün Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken telefonla görüştüğünü aktaran Erdoğan, muhataplarıyla hem Suriye hem de diğer ikili meseleleri konuştuklarını bildirdi.
Diğer ülkelerin liderleriyle de her fırsatta bizzat görüştüğünü anlatan Erdoğan, "Sözün gücünü en iyi biz biliriz. Sahadaki varlığımızla sözümüzün gücünü birleştirerek, hem kendimiz hem de kardeşlerimiz için en iyisini, güzelini, doğrusunu başarmanın çabası içindeyiz." dedi.
"Ecdadın bize yüklediği miras ve sorumluluk var"
Türkiye'nin coğrafi konumu itibariyle çok yönlü politikalar geliştirmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Türkiye her hal ve şart altında çok yönlü bir politika izlemek mecburiyetindedir. Çünkü biz yıllarca birlikte yaşadığımız güneyimizdeki komşularımızla, kardeşlerimizle hala çok yakın ilişkilere ve bunun gerektirdiği sorumluluklara da sahibiz. Bu bakımdan Ortadoğuluyuz. Aradan bir asır geçmiş olmasına rağmen, bugün Kuzey Afrika'yı boydan boya geçen herkes bizden oralarda bir parçaya rastlar. Dolayısıyla biz aynı zamanda Kuzey Afrikalıyız. Aynı zamanda Orta Afrikalıyız. İşte hafta başı inşallah oralara dört ülkeyi kapsayacak bir seyahate çıkıyoruz." şeklinde konuştu.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kafkasya'dan başlayıp, yukarıda Sibirya'ya, doğuda Japon Denizi'ne, aşağıda Hindistan'a kadar olan geniş coğrafyada ecdadımız yıllarca hüküm sürmüştür. Demek ki biz diğer hususiyetlerimizin yanı sıra, tarihi olarak da Orta Asyalıyız, Güney Asyalıyız. Kimi zaman Doğu Avrupa üzerinden, kimi zaman Balkanlar üzerinden ulaştığımız hep daha ilerisine gitmeyi hedeflediğimiz Avrupa da bizim yurdumuz olmuştur. Bu da bizim aynı zamanda Avrupalı olduğumuzu da gösterir. Dünyada böylesine geniş bir sahada varlık göstermiş, temel atmış, eser ve iz bırakmış bir başka millet yoktur. Tarihe baktığımız zaman yaklaşık 18 milyon kilometrekarelik bir alanda hükmetmiş bir ecdada sahibiz. Onun bize yüklediği bir miras, sorumluluk var. Bu sorumlulukla hareket ediyoruz. Üstelik bunları söylerken milattan önceki tarihlerden de bahsetmiyorum. Daha birkaç asır öncesini konuşuyorum. Bugün bizi her kim neresi olursa olsun, 'Sizin burada ne işiniz var' diye eleştiriyorsa bilin ki bizim orada olmamız şarttır. Zaten bizim olmamamız gereken hiçbir yerde de biz bulunmayız."
"Terörizme yüz vermeyin ki korku içinde saklanacak yer aramayın"
Palazlandırılan, cesaretlendirilen bu terör örgütleri faaliyetlerini başka yerlere doğru genişlettiğinde işin rengi çok değişecektir. Terör örgütlerinin saldırılarına maruz kaldıklarında bir sırça sarayda olduklarını çok çabuk anlayacaktır. Çoğunluğu özellikle suni güvenlik ve refah dünyasında yaşayan ülkelerde yaşıyor demektir. Adeta patlamaya hazır bir bombanın olduğunu görürüz. Zaten bu tehlikenin farkına varan ülkenin ilk yapacağı iş gelip Türkiye ile işbirliği yollarını aramak olacaktır. Biz ikaz görevimizi yerine getiriyor, müttefiklerimizi bu büyük tehdit konusunda uyarıyoruz. Bugün terörizme yüz vermeyin ki yarın kendinize korku içinde saklanacak yer aramayın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bugün terörizme yüz vermeyin, kucak açmayın ki yarın kendinize korku içerisinde saklanacak yer aramayın.https://t.co/4LkMAZoMxv pic.twitter.com/6vdGuHnjbG
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 20 Şubat 2018
"İstikbalimiz söz konusu olduğunda kimseyi gözümüz görmez"
Türkiye’nin bulunduğu hiçbir yerde zulüm, baskı, korku, sefalet olmaz. Çünkü bizim olduğumuz yerde eman vardır, güven vardır, adalet vardır. Karıncayı bile incitmek bize yakışmaz ama söz konusu olan istiklalimiz ve istikbalimiz olduğunda kimseyi gözümüz görmez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Karıncayı bile incitmek bize yakışmaz ama söz konusu olan istiklalimiz ve istikbalimiz olduğunda kimseyi gözümüz görmez.https://t.co/4LkMAZoMxv pic.twitter.com/hjnNMcqVqM
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 20 Şubat 2018
"Çocuklara yönelik bu alçaklıklar istismar değil, izmihlaldir"
Son günlerde ardı ardına karşımıza çıkan çocuklara yönelik alçakça saldırılarla ilgili haberler bizi bu sorumluluklarımız konusunda düşünmeye, kendimizi sigaya çekmeye yöneltmelidir. Her ne kadar genellikle istismar sözüyle ifade ediliyorsa da çocuklara yönelik bu alçaklıklar istismar değil, alenen izmihlaldir, toplumumuzu çöküşe götürecek birer dinamittir, alçaklıktır.
Dün başkanlığımda toplanan Bakanlar Kurulu'nda, (çocuk istismarı) bu meseleyi detaylı bir şekilde ele aldık, bu konudaki bilincin artırılması hususunda bir çalışma başlattık. Konuyla ilgili 6 bakan hemen çalışmaya başladı. Bu heyetimiz çok kısa bir sürede geliştirecekleri çözüm teklifelerini Sayın Başbakan'a ve şahsıma getireceklerdir
Cumhurbaşkanı Erdoğan: [Çocukların istismar edilmesi] Çocuklara yönelik bu alçaklıklar istismar değil alenen izmihlaldir, toplumumuzu çöküşe götürecek birer dinamittir, alçaklıktır. Böyle bir duruma asla kayıtsız kalamayız, göz yumamayız.https://t.co/CnsttqpvAV pic.twitter.com/lr3jpfekxg
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 20 Şubat 2018
Putin ve Ruhani ile görüşme
Önümüzdeki günler görüşmeler sürecektir. Sahadaki operasyonlar da sürecektir. Suriye meselesinin tüm tarafları ile kesintisiz görüşmeye devam ediyoruz. Dün Putin ve Ruhani ile telefon görüşmem oldu. Diğer ülkelerin liderleri ile de her fırsatta görüşüyorum. Sözün gücünü en iyi biz biliriz.
"Tek bir terörist kalmayıncaya kadar mücadelemiz devam edecek"
Zeytin Dalı Harekatını gölgelemek için çok yalan söylüyorlar. Tüm dostlarımızdan, vatandaşlarımızdan ülkemize yöneik iftiraları etkisiz hale getirmesini bekliyoruz. Tek bir terörist kalmayıncaya kadar, şu veya bu şehirle sınırlı olmaksızın bölgenin tamamında mücadelemiz sürecektir.
"Orada olmamız şarttır"
18 milyon kilometrekarelik bir alana hükmetmiş bir ecdada sahibiz. Bunun yüklediği bir sorumluluk var. Bugün bizi orada ne işiniz var diye eleştiriyorlarsa bilin ki orada olmamız şarttır. Biz zaten olmamamız gereken yerde bulunmayız.
"En ağır ceza neyse bu alınacaktır"
Böyle bir duruma asla kayıtsız kalamayız. İlk Bakanlar Kurulunda yasal düzenlemeler hayata geçirilecek. Bu tür suçları işleyenlerin infaz sistemindeki tüm indirimlerin dışında tutulması şarttır. En ağır ceza neyse bu alınacaktır.
"Terör örgütlerinin hepsiyle baş eder, hepsinin hakkından geliriz"
Adete bir orta oyununa, tiyatro müsameresine dönen bu rezilliği bitirmek yerine daha ileriye taşıyanlar kimseye değil sadece kendi itibarlarına darbe vurduklarını bilmelidirler. Bu gidişle dünya üzerinde böylesine iki yüzlü, yalancı, düzenbaz bir ülkeye güvenip de yol yürüyecek, ortak politika izleyecek devlet kalır mı bilemiyoruz. Daha bize söylediklerinin yankısı dinmeden arkalarını dönüp bambaşka sözler edenlere bizim vereceğimiz değer de işte bu kadar olur. Türkiye olarak sınırlarımız boyunca ve sınırlarımız içinde başımıza musallat edilen terör örgütleriyle öyle veya böyle baş eder hepsinin de hakkından Allah'ın izniyle geliriz