Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Trabzon İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Toplantısına katılarak, partililere hitap etti.
"Milletimle birlikte olmayı bir hayat biçimi haline dönüştürdüm"
Değişimin hayatın kaçınılmaz bir gerçeği olduğunu akıllarından çıkarmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"AK Parti kadroları içinde görev yapan hiç kimsenin kendi eksiğini, kendi defosunu, kendi ataletini, kendi hırsını partisine ve davasına zarar verecek şekilde halkımıza dayatmasına rıza gösteremeyiz. Milletimizle bağı zayıflayan, özellikle de çıkar ilişkileri içinde kirlenen, ihanet örgütleriyle irtibatlı hiç kimsenin AK Parti'ye zarar verecek şekilde bu çatı altında bulunması mümkün değildir. Çünkü AK Parti demek Türkiye demektir, Türk milletinin geleceği demektir. Ben tüm çalışmalarımı bu anlayışla yürütüyorum. Bunun için de her fırsatta milletimle birlikte olmayı bir hayat biçimi haline dönüştürdüm, o bana ayrı bir zevk veriyor. Çünkü biz bu halkla buralara geldik, halkımıza sırtımızı dayadık, halkımız da sürekli arkamızda oldu ve bizi buralara taşıdı. Rabbime ne kadar hamdetsek azdır.
Bu millet değil mi 15 Temmuz gecesi meydanlara çağırdığımızda meydanlara dökülen bu millet değil mi? F16'lara, tanklara, toplara göğsünü gererek şehadete yürüyen bu millet değil mi? 250 şehit, 2 bin 193 gazi neye dayanarak meydanlara çıktı? Bu milletin tarihinde bu yok ama bak şimdi oldu. Öyleyse bu millet için ne yapsak azdır, bu millet için ne yapsak yeridir.
Öyle laf ola beri gele siyaset olmaz, tankların üzerine çıkarmış, ne oldu? Hemen önce gittiler pazarlıkları yaptılar, ondan sonra yol açıldı hop Bakırköy Belediyesine git ondan sonra orada kahve, çay demle ve oradan izlemiş, takip etmiş. Bunlarla siyaset olur mu? Git, Alman dergilerine röportaj ver ve bu röportajlarda da ülkeni oraya şikayet et. Bu iktidar öyle bir iktidar ki Ankara'dan yola çıktın, 29 gün yanındaki o malum tiplerle bu ülkeye faydası olmayan tiplerle el ele omuz omuza devrim marşları çalarken bu ülkenin polisi seni korudu ve İstanbul'a götürdü. Ondan sonra diyorsun ki 'Bu ülkede güvenlik yok.' eline, diline dursun."
"Kibir virüsünü kendimize yaklaştırmayacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıllık siyasi hayatında insanlarla yüz yüze gelerek, onlara dokunarak yaptıkları iletişimin yerini hiçbir şeyin tutmadığını gördüğünü dile getirerek, şunları söyledi:
"Medya, sosyal medya, basılı materyaller bütün bunlar bir yere, etkili oluyor ama bir yere kadar ama son noktayı mutlaka bizzat insanın koyması gerekiyor. Maalesef teşkilatlarımızda ve belediyelerimizde bu açık gerçeği unutan, milletle arasına adeta duvar ören arkadaşlarımızın bulunduğunu müşahede ediyorum, son zamanlarda bunu üzülerek söylüyorum, görüyorum. Kibir virüsünü kendimize yaklaştırmayacağız, asla, asla. Kibir, gurur onlar insanoğlu için değil, onlar Rabbimize aittir. Şayet bu virüsün bulaştığı bünyeler varsa onları da süratle temizlemeliyiz. Burada şu noktayı altını çizerek ifade etmekte fayda görüyorum, çok açık net söylüyorum, kendi çıkarını partisinin ve davasının üzerinde gören kişi kadar AK Parti'ye düşman kimse yoktur. Her kim ki AK Parti'yi bizden önceki dönemde ülke yönetiminde söz sahibi olan partilerin akıbetine sürüklemeye kalkarsa karşısında önce bu kardeşinizi bulur."
"26 Ağustos'u da her yıl anmaya başlayacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Ağustos'ta Malazgirt'te olacağını ifade ederek, "Dedelerimizin o tarih yazdığı yerde şimdi onun torunları olarak biz adeta Çanakkale gibi 26 Ağustos'u da her yıl anmaya başlayacağız. Çünkü biz kendimize hedefler koyduk değil mi? Ne dedik? 2023. Ne dedik? 2053. Ne dedik? 2071. Öyleyse bunu şimdiden yaşamaya başlamamız lazım, biz ölüyoruz, öleceğiz." dedi.
"Senin yargın varsa, benim de yargım var"
Türkiye'nin hem terörle mücadelede hem de ekonomik saldırılar bakımından en sıkıntılı dönemini geride bıraktığına inandığını belirten Erdoğan, "Hükümetimiz, şu anda aynı zamanda Süleyman kardeşim de başta olmak üzere..." değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemizle ilgili kötü niyetleri olanlar, elbette açık veya gizli bize zarar vermeye çalışacaklardır ama ne demiştik, ey FETÖ'cüler nereye kaçarsanız kaçın sizi inlerinize kadar kovalayacağız. Ey PKK sizi de kovalayacağız, DEAŞ, sizi de kovalayacağız. İşte Cudi'de, Gabar’da, Küpeli’de, Kandil’de neresi olursa olsun gideceğiz. Artık bizim askerimiz, polisimiz, jandarmamız, aralarında en ufak bir nifak yok. Elhamdülillah şimdi hepsi el birliği gönül birliği içerisinde gidiyorlar, ele ele gidiyorlar ve hepsi de şehadete yürüyorlar. Bu ne mutluluk.
İnşallah bu anlayışla beraber bu temizlik harekatı bitecek, refah, huzur, mutluluk 780 bin kilometrakareye hakim olacak. Atlattığımız her badire bize yeni tecrübeler ve onunla birlikte yeni dirençler kazandırıyor. PKK'nın da FETÖ'nün de DEAŞ'ın da diğer terör örgütlerinin de eylem kapasiteleri büyük ölçüde daralmıştır. Kimi Batı ülkeleri başta olmak üzere Türkiye'ye yönelik husumet içinde olan çevrelerin tezgahlarını da büyük ölçüde deşifre ettik. Terör örgütleri ile birlikte kol kola sahnelenmeye çalışılan senaryoları, aynı şekilde birer birer boşa çıkartıyoruz. Bir şeyler söylüyorlar. Kendileri ile yüz yüze bunlara çok açık net yaptıkları yanlışları anlatıyoruz. Eviriyorlar, kıvırıyorlar. Diyoruz ki siz busunuz. Önce bize bunun cevabını verin.
İşte Pensilvanya'da, malum şarlatan orada. Onun arka takımı, onlar da başta Almanya olmak üzere Avrupa'da ve bütün buralarda bunlar geziyorlar. Siz, bu teröristleri besliyorsunuz, ondan sonra kalkıp diyorsun ki 'Filancayı bize verin.' Kusura bakma, senin yargın varsa, benim de yargım var. Önce vereceksiniz, ondan sonra bizden de alacaksınız. Vermeden yok. Artık eski Türkiye yok, bu Türkiye yeni Türkiye."
"Bunu bir bayrak yarışı olarak görmelisiniz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte AK Parti'nin sağlam durmasının önemine işaret ederek, "Büyük ve güçlü Türkiye için her zamankinden daha çok çalışmak, ter dökmek, mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Çünkü AK Parti sendelerse Türkiye'nin sendeleyeceğini bilmeliyiz." diye konuştu.
Kongrelerde göreve gelecek teşkilatların bu anlayışla oluşturulacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kimse gücenmesin, kırılmasın. Elimizden geldiğince adil ama değişmesi gerekenleri, kusura bakmayın değiştirmek durumundayız. Bunu bir bayrak yarışı olarak görmelisiniz. Bunu yapmak zorundayız. Çünkü yeni bir heyecan, bir hücre tazelenmesi, bir güç kanalize etmek, buna mecburuz. Bunu yapacağız ki şu kalan 20 ay içerisinde bambaşka bir şekilde inşallah geleceğe yürüyelim. Bundan kimse gücenmemeli, kırılmamalı.
Biz aynı davanın erleri değil miyiz? Aynı davanın erleriyiz. Niye güceniyoruz, gücenmeyeceğiz. Ha ben götürmüşüm ha sen götürmüşsün, seve seve bayrağı teslim edeceğiz. Teslim ettikten sonra kaybolmayacağız, 'Emrindeyim komutan' diyeceğiz. Şayet bu yenilenmeyi sağlayamazsak, hem mahalli idareler seçimleri hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, milletvekili seçimlerinde işimiz çok zor olur. Ben partimizin teşkilatlarında görev alan tüm kardeşlerime güveniyorum. İnşallah milletimize mahcup olmayacağız."