Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kayaş Tren Garı'nda düzenlenen Başkentray Açılış Töreni'nde konuştu. Erdoğan, ABD ve Rusya arasındaki restleşmeye tepki göstererek, Suriye'deki güçlerin bilek güreşi savaşından oldukça rahatsız olduklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Sevgili Ankaralılar, değerli misafirler, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri saygıya, en kalbi duygularımla selamlıyorum. Ankara'da metro konforunda banliyö hizmeti verecek Başkentray'ımızın ülkemize, şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu projenin hayata geçirilmesinde emeği olan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Kayaş ile Sincan arasında çalışacak Başkentray'ı kullanacak tüm kardeşlerimize şimdiden hayırlı yolculuklar diliyorum.
"Yepyeni bir ulaşım hattı kurduk"
Böylece İstanbul'daki Marmaray, İzmir'deki Egeray'ın ardından şehir içi banliyö hizmeti olan üçüncü projemizi de hayata geçirmiş olduk. Tabi Kayaş-Sincan banliyö hattı oldukça eski bir hat. Ankara'nın diğer pek çok altyapısıyla birlikte ulaşım hizmetlerinin de çok sınırlı imkanlarla yürütüldüğü dönemlerde şehrin en uç iki noktası bu hatla birleşiyordu. Biz, artık tamamı şehir içinde kalan bu altyapı üzerinde, modern ulaşım ihtiyaçlarına uygun şekilde yepyeni bir ulaşım hattı kurduk.
"Ankara'ya iftiharla anlatılacak bir banliyö hattı kazandırdık"
Toplam 156 kilometrelik yeni demiryolu döşeyerek istasyonları her türlü ihtiyaca cevap verecek hale getirerek, alt-üst geçitlerle güzergah güvenliğini sağlayarak diğer ulaşım ağlarıyla entegrasyonunu temin ederek Ankara'ya gerçekten iftiharla anlatılacak bir banliyö hattı kazandırdık. Ankara'nın bir ucundan diğerini ifade eden Kayaş'tan Sincan'a 49 dakikada gidilebilmesini sağlayacak Başkentray altyapısı aynı zamanda YHT'nin Eryaman-Gar mesafesini de kısaltıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 156 km yeni demiryolu döşeyerek, diğer ulaşım ağlarıyla entegrasyonunu sağlayarak, Ankara'ya gerçekten iftiharla anlatılacak bir banliyo hattı kurduk.https://t.co/r9m3itdrr2 pic.twitter.com/mTZ4nJvfd8
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 12 Nisan 2018
İlk etapta 15 dakikada bir olacak trenlerin hareket aralığı gerekirse 5 dakikada bire kadar indirilebilecek. Hem zamandan kazandıracak hem de konforlu seyahat imkanı sunacak bu hizmetin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum.
"Vatandaşım da modern bir hayatı buralarda yaşayacak"
Geçtiğimiz 15 yılda ülkemizin her köşesi gibi Ankara'ya da şehircilik bakımından adeta çağ atlattık. Çevresi gecekondularla kuşatılmış, havası kirden, dereleri kokudan, sokakları pislikten geçilmeyen bir şehirden başkentlik sıfatına yakışan görüntüye kavuşan bir Ankara'ya geliyoruz. Şimdi biliyorsunuz kentsel dönüşüm diyoruz. Yerinden dönüşüm diyoruz. İnşallah bu görünen bütün yerlerde, yerinden dönüşümü gerçekleştireceğiz ve her taraf pırıl pırıl olacak. Benim kardeşim, vatandaşım da modern bir hayatı buralarda yaşayacak.
"Derme çatma gecekonduların dili olsa da eski Ankara'yı bir anlatsa"
Kayaş, şehrin en ucunda olması hasebiyle Ankara'nın yaşadığı değişimden nispeten geç faydalanmaya başlayan bir semtimizdir. Buna rağmen şu Kayaş'ın tepelerinde kurulmuş derme çatma gecekonduların dili olsa da eski Ankara'yı bir anlatsa. Hemen tren yolumuzun yanı başında akan Hatip Çayı'nın dili olsa da buraların nereden geldiğini bir ifade etse. Şu anda gelişinin ve gidişinin her biri 4'er 5'er şerit olan Samsun Yolu'nun görüntü hafızası olsa da bize o eski günleri bir gösterse.
"Gençlere o eski Türkiye'yi anlatmak, onlara gerçekten zor"
1970'lerde yokluğun ve yoksulluğun bir yandan, terörün bir yandan cendere gibi sıkıştırdığı Kayaş, Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin en somut ifadesidir. Yazın tozdan topraktan gözün gözü görmediği, kışın kardan, çamurdan geçilmeyen sokaklarda büyüyen nesil, şimdi orta yaşın üzerinde bulunuyor. Gençlere o eski Türkiye'yi anlatmak, onlara gerçekten zor. Bugünün gençleri musluklardan haftalarca, aylarca su akmamasının ne demek olduğunu, çeşme ve tanker kuyruklarını bilmezler. Şimdi arıza veya bakım sebebiyle birkaç saatlik veya bilemediğiniz 1-2 günlük su kesintisi uygulandığında hayatımız nasıl felç oluyor değil mi?
Gençler, odun kömürle tek odası ısınan evlerde soğuktan titreyerek kışı geçirmenin ne anlama geldiğini, Tüp kuyruklarında gecelemenin nasıl bir şey olduğunu anlayamazlar. Büyüklerinizden bunları dinleyin. Doğalgazla ısınan, musluktan 24 saat kesintisiz su akan, çakmağı çakınca yanan ocağı bulunan bir evde yaşayana bunları anlatmak elbette mümkün değildir.
Bugünkü gençlerimiz metrosuyla, yaygın otobüs ve minibüs hatlarıyla, Başkentray'ıyla, bugün artık neredeyse her ayın kapısında bulunan otomobilleriyle ulaşım imkanı olan bir şehirde yaşıyorlar. Nereden, nereye...
"Afrin'de 4123 teröristi etkisiz hale getirdik"
Kardeşlerim, bin yıldır insanlığın kadim tarihi boyunca hep cazibe merkezi olmuş bir coğrafyada yaşıyoruz. Ama bu topraklarda yaşamanın bir bedeli var. Türk milleti olarak bin yıldır bu bedeli ödedik, bugün de ödüyoruz. Terör örgütleriyle yürüttüğümüz mücadele aslında bir bedel ödemedir. Fakat güney komşularımız Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiseler sebebiyle üstlendiğimiz yükler, aldığımız riskler bir bedel ödemedir. Hamdolsun işte Fırat Kalkanı Harekatı'nı yaşadık, kısa sürede orayı hallettik. Şimdi buraya gelirken Afrin'i sordum ve Afrin'de son durum, 4123 teröristi etkisiz hale getirdik.
#SONDAKİKA
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 12 Nisan 2018
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zeytin Dalı Harekatı'nda 4123 terörist etkisiz hale getirildi. https://t.co/r9m3itdrr2 pic.twitter.com/N3mr9GkB3d
Değerli kardeşlerim, Kuzey Irak'ta 337 teröristi Zaho'da, Hakurk'ta etkisiz hale getirdik. Yurt içinde Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Besler Deresi'nde 337 teröristi etkisiz hale getirdik. Bu devam ediyor, devam edecek. Durmak yok, yola devam.
"Bay Kemal bunu hazmedemedi"
Bu heyecanla, bu aşkla öncelikle silahlı kuvvetlerimize, bunun yanında polisimize, jandarmamıza, güvenlik korucularımıza, hepsine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Değerli kardeşlerim biliyorsunuz sınırda, Reyhanlı'da bir ziyaret yaptım ve bu ziyarette bizimle beraber olan sanatçılarımıza, sporcularımıza, yazarlarımıza, şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Onlar bir şeyi kendileri için hedef aldılar. Onlar dediler ki; biz askerimizin yanındayız, Mehmetçiğimizin yanındayız. Bir moral değeri olarak orada oldular. Ama Bay Kemal bunu hazmedemedi. Ya Bay Kemal, vatan millet meselesi olduğunda neyi bugüne kadar hazmetti ki?
"On binler meydanlara akın etti, sen kaçıp gittin"
15 Temmuz akşamı Atatürk Havalimanı'na indiği zaman hemen geldiler oradan tanklar falan kenara çekildiler, aldılar bunu bir arabaya, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. Sonra bir televizyon programında falan kendisine sorunca, 'bana haber verseydiler ben de havaalanında beklerdim' dedi.
Bu ülkenin cumhurbaşkanı havalimanına gelirken açıklamasını bazı televizyon kanallarından yapınca on binler Atatürk Havalimanı'na, caddelere, meydanlara akın ettiler. Sen oradan kaçıp gittin. Saat 23.15, 23.16 ve ardından biz oraya geldik ve ertesi gün öğlen saatlerine kadar oradan bütün operasyonları takip ettik, organize ettik, yürüttük.
Üzerimizde F-16'lar vardı, helikopterler uçuyordu ama benim halkım onlardan kaçmıyorlardı. 251 şehit verdik, 2193 gazimiz oldu. Sonunda bu FETÖ denilen alçaklara hamdolsun ülkemizi kaptırmadık. Şimdi onlar kaçtı. Nereye kaçtı? Avrupa'ya, şimdi de toplamaya başladık. Kosova'dan 6 tanesini aldık. Şimdi içerideler. Gabon'dan 3 tanesini aldık. Toplamda 80 tane kaçağı aldık.
"Bu kardeşlerimizi el olarak mı göreceğiz?"
Birileri sürekli olarak ülkemizde yaşayan Suriyeliler üzerinden milletimizi tahrik etmeye çalışıyor. Halbuki bugün Suriyeli dediğimiz, Iraklı, Libyalı Cezayirli, Afganistanlı, Mısırlı, Batı Trakyalı, Boşnak, Gürcü, Kırımlı dediğimiz insanlar daha bir asır önce sizin benim gibi bu ülkenin vatandaşıydı. Aramıza nasıl ve ne şekilde oluştuğunu gayet iyi bildiğimiz sınırlar konuldu diye bu kardeşlerimizi el olarak mı göreceğiz?
Asırlar boyunca birlikte yaşadığımız, komşu olduğumuz, akraba, hısım olduğumuz, sevincimizi ve üzüntümüzü paylaştığımız bu insanlara şimdi arkamızı dönmemiz mümkün mü? Unutulmamalıdır ki Anadolu'nun büyük bir bölümü şu veya bu şekilde bir başka şehirden bir başka coğrafyadan kopup gelmiş insanlardan oluşuyor.
"Ankara mütevazı bir Anadolu şehriydi"
Bugün 5,5 milyon nüfusu ile devasa bir şehir olan Başkent Ankara, TBMM açıldığı dönemde 25-30 bin nüfuslu mütevazı bir Anadolu şehriydi. Türkiye'nin dört bir yanından Ankara'ya gelen insanların kendilerine yeni bir gelecek hazırladı.
"Kardeşin kardeşe vefası öyle zamanla, mekanla sınırlı olamaz"
Eğer bir asır önce olsaydı, tıpkı Çanakkale şehitliklerindeki mezar taşlarının üzerinde saydığımız gibi Ankara'daki Haleplileri, İdliblileri, Kerküklüleri, Musulluları, Filistinlileri, Üsküplüleri, Kırcaalilileri, Dedeağaçlıları da ifade edecektik. Türkiye olarak bugün kendi sınırlarımız içerisinde güven ve refah içinde yaşıyorsak bunun gerisinde şu anda sınırlarımız dışında kalmış kardeşlerimizin de hakkı vardır, payı vardır, fedakarlığı vardır. Kardeşin kardeşe vefası öyle zamanla, mekanla sınırlı olamaz.
"Topraklarını güvenli hale getirene kadar misafir edeceğiz"
Türkiye'nin imkanları, 3 milyon da 5 milyon da olsa, kardeşleriyle ekmeğini ve suyunu paylaşmaya müsait. Suriye ve Irak'tan ilk mülteci dalgası başladığında Türkiye'nin bunun altında ezileceğini sananlar vardı. Biz ise ezilmek bir yana tüm dünyaya insanlık nedir öğretecek şekilde bu süreci yönettik, yönetiyoruz. Sırf 'kendi konforları bozulmasın' diye Türkiye'ye yardım vaadedenler sözlerini tutmamış olsalar da biz Suriye topraklarını bu insanlar için güvenli hale getirene kadar kendilerini misafir etmeyi sürdüreceğiz.
"Ülkemizde bir gelecek kurmak isteyenlere imkan tanıyacağız"
Afrin'de kontrol altına aldığımız bölgeleri, patlayıcılardan ve terörist artıklarından tamamen temizledikten sonra oraya da yüz binlerce Suriyeli kardeşimizin döneceği görülüyor. İnşallah İdlib, Tel Rıfat, Münbiç, Ayn El Arap, Tel Abyad, Rasulayn, Kamışlı taraflarını da güvenli hale getirecek ve tüm Suriyelilerin evlerine, yuvalarına kavuşmalarını sağlayacağız. Bülbülü altın kafes koymuşlar, ille de vatanım demiş. Bu kardeşlerimizin gerekli şartlar oluştuğunda vatanlarına döneceklerinden şüphem yoktur. Kendilerine ülkemizde bir gelecek kurmak isteyenlere de elbette bu imkanı tanıyacağız.
"Bilek güreşinden son derece rahatsızız"
Askeri güçlerine güvenen kimi ülkelerin Suriye'yi adeta bir bilek güreşi sahasına çevirmelerinden fevkalade rahatsızlık duyuyoruz. Suriye'deki rejim bir milyona yakın insanın ölümüne yol açmış olması sebebiyle bizim gözümüzde zaten kapkara bir sicile sahiptir. Suriye krizi, Dera'da rejimin hışmına uğrayan çocuklarına sahip çıkan ailelere yapılan saldırıyla başlamıştı. İnşallah Duma'da kimyasal saldırıyla katledilen masum çocuklar için harekete geçeceğini umduğumuz mahşeri vicdan bu krizi sona erdirecektir.
"Suriye'deki faaliyetlerimizi sürdüreceğiz"
Trump'la görüştüm. Bugün Sayın Putin ile görüşmem var. Kendileriyle görüşeceğim ve birlikte bu kimyasal katliamı nasıl durdururuz, bunu kendileriyle tekrar konuşacağım. Türkiye olarak en başından beri tek gayemiz Suriyeli kardeşlerimizin güvenliği ve geleceği olmuştur. Suriye topraklarında yürüttüğümüz operasyonların amacı da rejimin baskısına ve katliamlarına maruz kalmış milyonlarca insana kendi evlerinde güvenli bir gelecek sağlamaktır. Suriye toprakları herkes için güvenli hale gelene kadar oradaki varlığımızı ve faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.
#SONDAKİKA
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 12 Nisan 2018
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Trump ile görüştüm bu akşam sayın Putin ile görüşeceğim. Bu kimyasal katliamı nasıl durdururuz, bunu kendileriyle tekrar konuşacağım.https://t.co/r9m3itdrr2 pic.twitter.com/FKCW8QLPyR
"PYD'li teröristlerin her birini öyle veya böyle imha edeceğiz"
Bizim dışımızdaki herkes DEAŞ'ı Suriye toprakları üzerindeki farklı emellerini gerçekleştirmenin bir bahanesi, bir aracı olarak kullanmıştır. PYD gibi eli kanlı bir terör örgütü DEAŞ bahanesiyle Suriye'yi bölmek için sahaya sürülmüş, silahlandırılmış, desteklenmiş ve bölgeye bela olarak gönderilmiştir. Ülkemizin PYD'ye yönelik operasyonlarını adeta kendi gövdelerini ortaya koyarak engellemeye çalışanların derdinin Suriye olmadığı, terör örgütleriyle mücadele olmadığı gayet açıktır. Bakıyorsunuz birçok Batılı dostların bayrakları bunların tanklarının üzerinde görünüyor. PYD'li teröristleri kurtarabileceklerini sanıyorlarsa, çok yanılıyorlar. Biz PYD'li teröristlerin her birini öyle veya böyle imha edeceğiz.
"Gereğini yapmayı da bekamızın bir şartı kabul ediyoruz"
Buradan bir kez daha açıkça söylüyorum, sınırlarımız boyunca DEAŞ'lı, PYD'li ya da bir başka isim altında, tek bir teröristin bile varlığını kendimize yönelik tehdit olarak görüyor, gereğini yapmayı da bekamızın bir şartı olarak kabul ediyoruz.
Biz artık Suriye ve Irak'ta oynan bu tiyatronun bir kenara bırakılmasını, yüzlerdeki maskelerin indirilmesini, herkesin gerçek niyeti ve çehresiyle sahada kendisini göstermesini istiyoruz. Bu tiyatro yüzünden dünya yakında tarihinin en büyük tehdidiyle karşı karşıyadır. Kimsenin Akdeniz'i ve Suriye topraklarını siyasi ve askeri güç mücadelelerinin ateşinde yakmaya hakkı yoktur. Kimyasal ve konvansiyonel silahlarla kendi vatandaşlarına saldıran rejimi korumak ne kadar yanlışsa, aynı şekilde terör örgütleri üzerinden Suriyeyi bölmeye çalışmakta o kadar yanlıştır. Biz bunların hepsine de karşıyız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz, artık Suriye ve Irak'ta oynanan bu tiyatronun bir kenara bırakılmasını, yüzlerdeki maskelerin indirilmesini istiyoruz.https://t.co/r9m3itdrr2 pic.twitter.com/tSYKPSSkBH
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 12 Nisan 2018
"Birlikte çalışmaktan vazgeçmek gibi bir niyetimiz yoktur"
ABD ile olan müttefiklikten, Rusya'yla enerjiden güvenliğe kadar geniş bir alanda kurulan stratejik ilişkilerden ve İran'la bölge sorunlarının çözümünde birlikte çalışmaktan vazgeçmek gibi niyetimiz yok. Bizim Rusya, İran ve Çin gibi ülkelerle kurduğumuz ilişkiler, Batı ile olan ilişkilerimizin alternatifi değil tam tersine tamamlayıcısıdır. Ama bu durum her iki tarafında başka alanlardaki yanlışlarını ifade etmemize engel değildir. Katil Esed rejimini destekleyenler yanlış yapıyorlar. PYD terör örgütünü destekleyenler de yanlış yapıyorlar. Biz her iki yanlışla da sonuna kadar mücadele edeceğiz.
"Güven, huzur ve refah getiren tek ülke biziz"
Suriye'de bulunduğu yere güven, huzur ve refah getiren tek ülke Türkiye. Bizim dışımızda, Suriye sahasında etkili olan güçlerin bulunduğu her yerde zulüm, huzursuzluk, yıkım vardır.
"Hesabını verirsiniz"
Eğer Suriye'deki bu gelişmeleri kalkıp bahane ederek, buradan ülkemize ekonomik terör estirmeye çalışıyorsanız, yanlış yaparsınız. Yeri geldiğinde bunun hesabını verirsiniz. Bunun bedelini ödersiniz. Hükümetimiz bu konuda kararlı bir şekilde yoluna devam etmektedir. Döviz kurlarındaki artışın makul, mantıklı, işin kitabına uygun hiçbir izahı yoktur.
"135 milyar liralık yatırım teşvik belgelerini sahiplerine teslim ettik"
İhracatımıza 6 milyar dolarlık katkı yapacak, ithalatımızı 12 milyar dolar azaltacak 135 milyar liralık yatırım teşvik belgelerini sahiplerine teslim ettik. Böylece, olumsuz değerlendirmelerin en önemli bahanesi olan cari açığın düşürülmesine yönelik çok ciddi bir adım atmış olduk. Yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdik. Neredeyse her gün savunma sanayisinde gerçekten çok önemli başarıların haberlerini alıyoruz.
"Kanal İstanbul olmazsa olmaz hale geldi"
Artık çok daha fazla sabrımız kalmadı. İstanbul'un dev Kanal İstanbul'un ihalesini yapmamız olmazsa olmaz hale geldi. İşte son Boğaz'daki kaza bunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu, daha bekleyemeyiz. Bu ihalenin süratle yapılması lazım.
"Döviz kuru, möviz kuru üzerinden terbiye edemezler"
Hiç endişe etmeyin, sağda solda konuşulanlara da bakmayın. Türkiye emin adımlarla yoluna devam ediyor. Bizi döviz kuru, möviz kuru üzerinden terbiye edemezler. Onlar kendi başlarının çaresine baksın. Biz yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz.
24 Nisan'a kadar ücretsiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkentray'ın 24 Nisan'a kadar ücretsiz hizmet vereceğini müjdeledi. Erdoğan, TBMM Başkanı Kahraman ve Başbakan Yıldırım ile beraberindekiler, Ankara Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu’nun yaptığı duanın ardından Başkentray'ın açılışını gerçekleştirdi.
Erdoğan, Kayaş Tren İstasyonu'na geçerek, beraberindeki TBMM Başkanı Kahraman ve Başbakan Yıldırım ile trene bindi. Makinist koltuğuna oturan Erdoğan, treni Bağderesi İstasyonu'na kadar kullandı.
Kaynak: TRT Haber