Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen 39. Geleneksel Birlik Vakfı İftarı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:
"Gözümüzü bir an olsun menzilden ayırmayacağız"
Birliğimizi bozmaya çalışanlara inat mücadeleye devam edeceğiz. Gözümüzü bir an olsun menzilimizden ayırmayacağız.
"Biz sahip çıkmazsak gençlerimizin habis ellerin oyuncağı olması an meselesi"
Tabiat boşluk kabul etmez, şayet biz sahip çıkmazsak gençlerimizin habis ellerin oyuncağı olması an meselesidir. FETÖ, PKK, DEAŞ gibi katil sürülerine kaptırdığımız her gencin vebali bizlerin üzerindedir.
"İslam düşmanları ramazan sevincimize gölge düşürmeye devam ediyor"
Her ramazanda olduğu gibi İslam düşmanları ramazan sevincimize gölge düşürmeye devam ediyor. İsrail yönetimi açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze'ye bomba yağdırıyor. Gazze halkını açlık ve yoksullukla terbiye edebileceklerini sanıyorlar.
"İsrail'in kirli yaptıklarını duyuran kim varsa onlar için düşmandır"
Özellikle İsrail yönetimi uluslararası toplumun sessizliğinden aldığı cesaretle, işi medya kuruluşları ve insani yardım teşkilatlarının merkezlerini bombalamaya kadar vardırmışlar ve bizim Anadolu Ajansımızı bombalamışlardır. Çünkü onların bütün o kirliği yaptıklarının dünyaya duyurulmaması gerekiyor. Duyuran kim varsa onlar için düşmandır. Böylece Gazze'de işledikleri cinayetlerin, Gazze halkına yönelik soykırım politikalarının kamuoyu tarafından bilinmesine engel olabileceklerini düşünüyorlar. Yardım kuruluşlarını hedef alarak Gazze halkını açlık ve yoklukla terbiye edebileceklerine inanıyorlar. Ancak İsrail'in karartma, yıldırma, sindirme politikalarına rağmen Anadolu Ajansımız şartları zorlayarak çalışmalarına devam ediyor.
'Terör örgütlerine sahip çıkıyorlar; İsrail'in saldırılarını görmezden geliyorlar'
Onlar istemese de insani yardım kuruluşlarımız her türlü riski göze alarak ihtiyaç sahiplerinin yaralarını sarmayı sürdürüyor. Biz bunları yaparken bakıyorsunuz basın özgürlüğü konusunda ülkemizi eleştiri yağmuruna tutan kuruluşların tek bir tepki sesi dahi yükselmiyor ne yurt içinde, ne uluslararası camiada. Mesele Türkiye olunca hemen ortalığı ayağa kaldıranlar, Gazze'deki saldırının üzerinden bir hafta geçmesine rağmen hala üç maymunu oynuyor. Basın özgürlü kılıfı altında terör örgütü üyelerine bile sahip çıkanlar, kameralar önünde gerçekleştirilen bu saldırıyı görmezden, duymazdan geliyor. Bunun adı sadece çifte standart değil, aynı zamanda zulme ortak olmaktır. Mağduru kimliğine, inancına, ülkesi ve milletine göre ayırmak ne insani, ne de ahlaki bir tavırdır. Açıkça söylemek gerekirse bu tavırla biz ilk kez karşılaşmıyoruz. Terörden darbeye kadar ülkemizle ilgili hemen her konuda benzer bir çifte standarda şahit oluyoruz.
"Demokrasi dersi verenler terör örgütü elebaşlarını kırmızı halıda karşılıyor"
Dünyaya demokrasi dersi verenler, insan haklarından bahsedenler Suriye'de terör örgütünün elebaşlarını kırmızı halılarla karşılayabiliyorlar. Cemal Kaşıkçı olayı ile alakalı olarak Suudi Arabistan'ın gönderdiği görevlilere karşı hala bir tavır yok. Menfaatleriyle temel insani değerler arasında bir seçim yapma konusunda Batı ülkeleri samimiyet testinden geçememiş, tercihlerini hep olduğu gibi ya dolara ya petrole yatırmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Menfaatleriyle temel insani değerler arasında bir seçim yapma konusunda batı ülkeleri, samimiyet testinden geçememiş tercihlerini hep olduğu gibi ya dolara ya petrole yatırmıştır.https://t.co/TjPJNU6JHb pic.twitter.com/OP4L8kTTdt
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 11 Mayıs 2019
"Mesele Türkiye'nin demokrasi mücadelesine destek vermektir"
İstanbul seçimleriyle ilgili Yüksek Seçim Kurulu kararından sonra yapılan açıklamaların da aynı bakış açısının ürünü olduğunu görüyoruz. Burada mesele ne sandıktır ne milli iradedir ne de Türkiye'nin demokrasi mücadelesine destek vermektir. Avusturya'da cumhurbaşkanlığı seçimi 2 yıl sonra iptal edilebiliyor. Hiç ses duydunuz mu, 'Nasıl böyle bir şey olabilir' diye herhangi bir serzeniş duydunuz mu? Bakın, 2 yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimi iptal edilebiliyor. Bizde ise sadece müracaat edişimiz bile Batı'yı rahatsız ediyor. Bu, bizim milli iradenin hakkını arama mücadelesidir. Bu, bize gönül verenlerin hakkını arama mücadelesidir. Biz de hakkımızı arama mücadelesini verdik, YSK onlar da sağolsun haklı kararımızı teyit ettiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Avusturya'da Cumhurbaşkanlığı seçimi 2 yıl sonra iptal edilebiliyor. Bizde ise sadece müraacat edişimiz bile batıyı rahatsız ediyor.https://t.co/TjPJNU6JHb pic.twitter.com/gyhJJMyvTW
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 11 Mayıs 2019
"Ülkemizin son 17 yılda yaşadığı büyük değişimi görmeye yanaşmıyorlar"
Yüksek Seçim Kurulu kararı üzerinden ülkemizi hedef alanların gayesi, milletimizin 17 yıllık kazanımlarını dinamitlemek, Türk demokrasisinin altını oymaktır. 31 Mart Seçimlerinde yaşanan örgütlü usulsüzlükleri, daha net bir ifadeyle sandıktaki yolsuzlukları görmezden gelmelerinin sebebi budur. Çünkü samimi olan hakikati tahrif edemez, onu okumaya, anlamaya çalışır. Prensipli davranan, önce objektif bir şekilde ortaya konulan delilleri, atılan adımın hukuki olup olmadığını tespite çalışır. Bunlar ülkemize baktıklarında gerçeği değil, sadece ön yargılarını görüyorlar. Zihinlerindeki eski Türkiye ile gerçek Türkiye arasındaki farkı bir türlü kabul etmek istemiyorlar. Ülkemizin son 17 yılda yaşadığı büyük değişimi görmeye yanaşmıyorlar. Karşılarında artık hazır olda bekleyen bir Türkiye olmadığını, bu ülkeye emir ve talimat veremeyeceklerini bir türlü idrak edemiyorlar. Ancak onlar kabullense de kabullenmese de Türkiye, bağımsız, egemen, demokratik ve hukukun üstünlüğüne inanan bir ülkedir.
"Türkiye, 23 Haziran imtihanından da alnının akıyla çıkacaktır"
Topraklarında darbecileri barındıranlar bize ders veremez. Milletimiz baskılara, bu tehdit diline boyun eğmeyecek. Türkiye demokrasisi 23 Haziran imtihanından da alnının akıyla çıkacaktır. Fitneyi aramıza sokmadık, kardeşliğimize leke sürdürmedik. Şu anki zihniyet FETÖ'nün ağzıyla konuşuyor. Bizim de hatamız, eksikliklerimiz, noksanlarımız olmuştur ve olacaktır ancak adına Türkiye dediğimiz davamıza ihanetimiz vaki değildir. İç muhasebemizi yapacak, daha kucaklayıcı anlayışla mücadelemizi sürdüreceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bizim de hatamız, eksikliklerimiz, noksanlarımız olmuştur ve olacaktır ancak adına Türkiye dediğimiz davamıza ihanetimiz vaki değildir.https://t.co/TjPJNU6JHb pic.twitter.com/Q155AU96QU
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 11 Mayıs 2019
"Türkiye hiç kimsenin mandası değildir"
Türkiye hiç kimsenin mandası değildir. Topraklarında darbecileri barındıranlar bize hukuk dersi veremez. Seçimle iş başına gelmiş Venezuela devlet başkanını devirmeye çalışanlar bize demokrasi dersi veremez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye hiç kimsenin mandası değildir. Topraklarında darbecileri barındıranlar bize hukuk dersi veremez. Seçimle iş başına gelmiş Venezuela devlet başkanını devirmeye çalışanlar bize demokrasi dersi veremez.https://t.co/TjPJNU6JHb pic.twitter.com/PG2hcKL2ti
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 11 Mayıs 2019
Kaynak: TRT Haber, AA