Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Japonya ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yaptı.
G-20 Zirvesi kapsamında sağlık, istihdam, sürdürülebilir kalkınma ve enerji konularında görüşlerimizi sunacağız.
'Japonya ile ekonomik ortaklık anlaşması müzakerelerinde sona yaklaştık'
Japonya'nın yeni İmparatoru Naruhito, Başbakan Abe başta olmak üzere üst düzey devlet adamlarıyla temaslarda bulunacağım. Türkiye ve Japonya arasında 2013 yılında stratejik ortaklığın kurulmasını müteakip ilişkilerimizde ciddi ilerlemeler kaydettik. Ekonomik ilişkilerimizin güçlendirilmesini hedefleyen ekonomik ortaklık anlaşması müzakerelerinde artık sona yaklaştık. Bu anlaşmanın 2019 yılı içerisinde sonuçlandırılmasını planlıyoruz. Ayrıca Japonya İş Federasyonunun organizasyonuyla Japon iş insanlarıyla bir araya geleceğim. Bu vesileyle Japon firmalarının ülkemizdeki yatırımlarının artırılması imkanlarını da ele alacağız.
'Ara Güler adına açılacak sergiye katılacağım'
Kyoto'da gerçekleştirilen Hazineler ve Osmanlı İmparatorluğu'nda Lale Geleneği Sergisi'ni ziyaret edeceğim, geçen yıl hayatını kaybeden fotoğraf sanatçısı Ara Güler adına dünyanın çeşitli şehirlerinde düzenlenen serginin Kyoto'daki açılışını yapacağım.
"Türkiye, Çin ile birlikte İpekyolu'nun en belirleyici ülkesidir"
Türkiye, Çin ile birlikte İpekyolu'nun en belirleyici ülkesidir. Çin dış ticaretimizdeki en önemli ortaklarımızdandır. Ekonomik ilişkilerimizin her iki tarafın yararına olacak şekilde geliştirilmesini hedefliyoruz. Küresel ekonominin dinamiklerini adeta yeniden tanımlayan bir süreçten geçiyoruz. Bu dönemde uluslararası düzenin ve çok taraflı ticaret sisteminin istikrarı için Çin ile güçlü bir diyaloğun sürdürülmesinde fayda görüyoruz. Bu ziyaretlerimin Japonya ve Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerimizin güçlendirmesine önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum. Kritik bir döneme tekabül eden ziyaretlerimizin ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tabii burada dünya liderleriyle ikili görüşmelerimiz olacak, heyetler arası görüşmelerimiz olacak ve bu görüşmelerle birlikte de ilgili arkadaşlarımızın muhataplarıyla yapacakları görüşmelerle bundan sonraki süreci nasıl geliştireceğiz bunun da adımlarını atacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çin dış ticaretimizdeki en önemli ortaklarımızdandır. Türkiye, Çin ile birlikte İpekyolu'nun en belirleyici ülkesidir.https://t.co/EFlLFVs6s6 pic.twitter.com/wkjcGcD3pU
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 26 Haziran 2019
'Trump ile görüşmelerimizde yaptırım izlenimi hiç almadım'
S-400 ile ilgili bugüne kadar birçok kez işin bittiğini, işin teslim süreci içerisinde olduğunu ifade ettik. Türkiye bir NATO ülkesidir, ABD'de bir NATO ülkesidir. NATO ülkeleri birbirine yaptırım uygulamaya başladıysa doğrusu bunu bilmiyorum. Sayın Trump ile görüşmelerimde bu izlenimleri hiç almadım, ama alt kademelerde birileri bunları dillendiriyor. ABD ile ilişkilerimiz stratejik ortaklık çerçevesinde sürmektedir. Bu seyahatimizde de Sayın Trump ile ikili görüşmemizde bu konuyu tekrar ele alma fırsatımız olacak ancak arkadaşlar, 'B' planı, 'C' planı, bunları böyle daha doğmamış çocuğa don biçme yoluna gitmeyelim. O bizde saklı kalsın. Adeta çeyiz sandığında kalsın, zamanı gelince onu meydana çıkarırız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Trump'la yaptığım görüşmelerde yaptırım olacağı izlenimi almadım ama alt kademelerde birileri bunları dillendiriyor. Trump ile ikili görüşmelerimizde konuyu tekrar ele alacağız.https://t.co/EFlLFVs6s6 pic.twitter.com/Mbe7ueyiG5
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 26 Haziran 2019
Kılıçdaroğlu'nun referandum önerisi
Sayın Kılıçdaroğlu, kendi söylüyor kendi dinliyor. Bu yeni yönetim sistemine parlamento kararıyla mı girdik, AK Parti kendi verdiği kararla mı girdi, yoksa millete mi gittik? Bunun kararını millet vermedi mi? Yeni yönetim sistemini milletimize sunmadık mı, sunduk. Millet kararını verdi ve bu iş bitmiştir. Şu anda bir yılı geride bıraktık, eksiğiyle artısıyla her şey ortaya çıkıyor. Bundan sonraki süreçte de nerelerde ne gibi aksamalar varsa bunlar da giderilerek yolumuza devam ederiz.
Böyle akşam yat sabah kalk bir referandum, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Başkanlık sistemi ülkemizde ilk defa şimdi bizimle denenmiştir, deneniyor. Ondan önce parlamenter sistemi denedik, bizi nerelere getirdiğini biliyorsunuz. Çok bedeller ödedik, aynı bedelleri ödemek istemiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu ifadesiyle de hareket edecek değiliz, şu anda yola koyulduk ve yolumuza aynı kararlılıkla devam ediyoruz.
Binali Yıldırım'ın kabineye gireceği iddiaları
Yeni yönetim sistemine göre bir oluşmuş yapımız var. Bunlar özellikle partimiz içerisinde bir fitnenin çıkarılmasına yönelik atılmış adımlardır, söylemlerdir. Bu tür söylemlere kimsenin kulak asmaması gerekir. Ne zaman, nerede, kimi nasıl değerlendireceğimizi biz gayet iyi biliriz. Bunun için de dıştan ahkam kesilmesine pek de prim vermeyiz, bundan sonra da vermeyeceğiz. Bunu herkesin bilmesi lazım. Çünkü AK Parti dışardan kumanda edilen bir parti değildir. AK Parti, bütün kararlarını kendi içinde, istişare mekanizmalarıyla alır, uygulamaya koyar ve böylece de yürür.
"Trump ve Putin ile Suriye konusunu görüşeceğiz"
Suriye konusunu Trump ve Putin ile ikili görüşmelerimizde gündeme getireceğiz. PYD/YPG'nin terör koridoru olarak belirledikleri yerden onları tamamen derdest ettik. Münbiç'te verilen sözün takipçisiyiz, verilen sözün tutulması gerekiyor. İşgalcilerin süratle Fırat'ın doğusuna çekilmesi gerekiyor.
İdlib'de rejim acımasız davranıyor. Bizim orada 12 gözlem kulemiz var. Bu kulelerimiz zaman zaman tacize uğruyor. Herhangi bir sıkıntı, elhamdülillah, büyük ölçüde yaşamadık. Böyle bir durum olmadı. Gereken noktada, gereken zamanda, onlara gereken cevabı en güzel şekilde verdik. Fakat biz bu noktaya iş gelsin istemiyoruz. Planlanan neyse, verilen sözler neyse o istikamette bunu götürelim istiyoruz. Bu konuda da bizim muhatabımız Rusya'dır. Ve Rusya ile de gerek savunma, gerek dışişleri gerek milli istihbarat muhatapları ile bu konuları görüşerek süreci çalıştırıyorlar. İdlib'de çok çok büyük vahşetler olabilirdi ama belli bir yerde durdurulmuş vaziyette.
Osman Öcalan'ın kırmızı bültenle arandığı bilmiyorum. TRT'ye müracaat etmiş ya da TRT Kürdi'ye çıkmış ise o kurumdaki arkadaşlar bilir, bu konuda ben kendilerine güveniyorum. TRT Kürdi'deki arkadaşlarımız hassasiyetleri göz önünde bulundurarak adımları atarlar.
"Doğu Akdeniz'de garantörlük hakkımız var"
Doğu Akdeniz'de ABD'nin ne hakkı var? ABD'nin senatosu bu kararı nasıl alıyor? Bunların hepsi soru işaretidir. Bakıyoruz son zamanlarda Senatonun önüne ne gelirse bunların kararını alıyor. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ın burada hakları var, burada garantörlük hakkımız var. Yunanistan konuşur, İngiltere konuşur, Türkiye konuşur bu üç ülkenin de garantörlük hakkı vardır. Denizlerden çıkabilecek nema neyse Kıbrıs'ta yaşayanların orada hepsinin eşit hakkı vardır. Sondaj gemilerimiz devreye girdi hala aramalar devam ediyor. Güney Kıbrıs'ın kontrolünde yapacağız derseniz evet diyemeyiz. Biz paylaşmasını biliriz. (Doğu Akdeniz) prensibimiz win win esasına dayalıdır. Karşı taraftakilerin de bize aynı adaletle davranması lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kıbrıs'ta konuşabilecek üç ülke var oradaki nemada Kıbrıs'taki herkesin eşit hakkı var. Sondaj gemilerimiz devreye girdi hala aramalar devam ediyor.https://t.co/EFlLFVs6s6 pic.twitter.com/BMFkTgk04b
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 26 Haziran 2019
Kaynak: TRT Haber, AA