Çok Bulutlu 4.3ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber, AA 07.04.2021 15:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Turizmde potansiyelimiz çok büyük

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Amacımız ülkemizi ramazan ayında genel olarak dinlendirerek bayram sonrası güzel günler için hazırlamaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Turizmde potansiyelimiz çok büyük
[Fotoğraf: AA]

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar: 

7. Olağan Büyük Kongremiz sonrası ilk il başkanları toplantımızı düzenliyoruz. Şimdi bir adım daha ötesine gitmiş bulunuyoruz, geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetleri de yeni bir başlangıç kabul ederek, 2023 hedeflerimize yöneldik. Büyük kongremize besmele ve Fatiha ile başlayarak niyetimizin hayır olduğu inancıyla akıbetimizin de hayırla neticeleneceğine olan teslimiyetimizi tekrarladık. "Türkiye için güven ve istikrar" diyerek inandığımız yolda hangi istikamette yürüyeceğimizin taahhüdünü milletimize verdik.

Az önce Konya'da bizim Türk Yıldızları olarak tanıdığımız uçaklarımızdan bir tanesi eğitim uçuşu esnasında maalesef düşüyor ve pilot yüzbaşımız da şehit oluyor. Allah'tan kendilerine rahmet diliyoruz. Başımız sağ olsun diyorum.

"21. yüzyılın lider ülkesi hedefine ulaşacağımız bir dönem olacak"

Dünyanın koronavirüs salgınıyla iyice açığa çıkan zulüm, çarpıklık, adaletsizlik ve haksızlık batağında daha fazla ilerleyemeyeceği her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Tarihin bu önemli kavşağında medeniyet nöbetini devralmak için her alanda çok daha fazla çalışacağımızın, gayret göstereceğimizin ve mücadele edeceğimizin ahdini milletimizle paylaştık.

Tüm kalbimizle ülkemizin ve milletimizin önünde yepyeni bir dönemin açıldığına inanıyoruz. Bu yeni süreç, inşallah büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ederek 21. yüzyılın lider ülkesi hedefimize ulaşacağımız bir dönem olacaktır. Hamdolsun artık Türkiye için bu vizyon iç geçirecek özellikle de iç geçirmek suretiyle ifade ettiğimiz bir rüya olmanın ötesinde somut bir hedefe dönüşmüştür. Coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımız boyunca defalarca gerçekleştirdiğimiz medeniyet şahlanışlarından birinin tam eşiğindeyiz.

Türk milleti bu noktaya gelememesi için Cumhuriyet tarihimiz boyunca tek parti zulmü ile vesayetle darbe ile terörle engellenmeye çalışıldı. Demokrasimizi güçlendirerek, kalkınmamızı tamamlayarak, altyapımızı kurarak, insan gücümüzü geliştirerek ve vizyonumuzu genişleterek önümüze çıkartılan engelleri birer birer açarak buraya kadar geldik. Herkes kendi hesabını yaparken, kader hükmünü verdi ve kendimizi yeni bir küresel değişimin tam merkezine yerleştirmeyi başardık. Ülkemize kazandırdığımız eserleri ve hizmetleri her fırsatta hatırlatmamızın özetle de olsa sayıp dökmemizin 2023 hedeflerimize ve 2053 vizyonumuza atıfta bulunmamızın sebebi işte budur.

Bunları söylerken madalyonun diğer yüzünü de görmezden gelmiyoruz. Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. Bunun için kendi içimizde yapmamız gereken değişimler olduğunu biliyoruz. Teşkilatlarımızdan başlayarak, her seviyede bu değişimi adım adım hayata geçiriyoruz, geçirmeye de devam edeceğiz. Hiç şüphesiz bu süreçte yanlış insanlarla yanlış işlerle ve yanlış yöntemlerle de karşılaştığımız oluyor. Bunları tespit eder etmez asla üstünü örtmüyor, asla yanlışı savunmuyor ve hemen gereğini yerine getiriyoruz getirmeyi de sürdüreceğiz.

"Uluslararası alanda Türkiye'nin geldiği konumu kabullenemeyenler var"

Meclis çalışmalarından, hükümet icraatlarına ve belediye faaliyetlerine kadar her yerde tespit ettiğimiz eksikleri, aksaklıkları ve hatta hataları derhal telafi yoluna gidiyoruz, gitmeye devam edeceğiz. Milletle inatlaşılmayacağını, ancak millete ram olunacağını, teslim olunacağını ve hizmetkar olunacağını siyasetinin merkezine yerleştirmiş bir parti olarak, zaten başka türlü de hareket edemeyiz. Bunun yanında karşımızda başka sıkıntılar da var. Mesela uluslararası alanda Türkiye'nin geldiği konumu hala kabullenemeyenler var. Sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturma projesinden hala vazgeçmeyenler var. Tek misyonu ülkemize düşmanlık olan zalim rejimleri ayakta tutmakta ısrar edenler var. İçeride siyasetini kendi ülkesinin ve milletinin felaketi üzerine kuran muhterisler var. Proje genel başkanlar, proje partiler, proje şahsiyetler ve proje kampanyalar üzerinden bizi yıpratarak Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışanlar var. Artık tarihe karışmış olmasını arzu ettiğimiz darbe ve vesayet heveslerini buldukları her fırsatta ortaya dökenler var. Bunlara karşı da tavizsiz bir şekilde mücadeleyi sürdürüyoruz. Ülkemizin içerideki ve dışarıdaki kazanımlarından asla vazgeçmeden çok daha iyisi, çok daha fazlası ve çok daha hayırlısı için var gücümüzle çalışıyoruz.

Bir yandan mevcut çalışmalarımızı sürdürüyor ve diğer yandan da kesintisiz reformlarla değişim nehrinde ilerliyoruz. Yeni anayasa teklifimizi bu ihtiyaç ortaya çıkarmıştır. Büyüyen ve gelişen Türkiye'nin yükünü taşıyamayan darbe dönemi anayasasını bir kenara bırakarak, ilk defa siyasetin ve milletin bizatihi kendi eseri olan bir anayasa için kolları sıvadık. Girişimci ve insani dış politikamızın önümüze açtığı yeni alanları en verimli şekilde değerlendirmek için sahada ve masada sıkı bir şekilde çalışıyoruz. Terörle mücadelede 40 yıl sonra nihayet ülkemizin içini tamamen temizleme aşamasına geldik. Ekonomide yatırım, istihdam, üretim ve ihracat temelinde ülkemizi büyütme kararlılığı ile ilerlerken hiçbir temeli olmayan finans hareketlerine karşı da tedbirlerimizi alıyoruz. Sanayi ve ihracat tarafında salgın döneminin ülkemizin önünde açtığı fırsatları değerlendirmek için tüm imkanlarımızı kullanıyoruz. Hamdolsun, bugün üretim tarafında çarklar dönüyor, tırlarımız, uçaklarımız ve gemilerimiz harıl harıl yurt içinden yurt dışına mal taşıyor.

"Turizm sektöründe potansiyelimiz çok büyük"

Turizm sektöründe potansiyelimiz çok büyük, hazırlıklar tamam. Salgın tehdit olmaktan çıktığında normalleşme adımlarını hemen başlatıyoruz, tehdit yeniden arttığında mecburen sıkılaştırmaya yöneliyoruz. Amacımız, ülkemizi ramazan ayında genel olarak dinlendirerek bayram sonrasındaki güzel günler için hazırlamaktır. Bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Türkiye'nin tek başına salgın tedbirlerini gevşetmesi, hatta tek başına salgını tümüyle yenmesi önemli değildir. Asıl olan, yakın insani ve ticari ilişki içinde olduğumuz coğrafyalar başta olmak üzere dünyadaki genel iyileşmenin gerisinde kalmamak, hatta mümkünse önünde gitmektir. Bugün Avrupa ülkelerinin hemen tamamı, Türkiye'den daha ağır kapatma tedbirleri uyguluyor. Üstelik bu ülkelerin sağlık sistemleri de tam anlamıyla felç durumdadır. Şayet biz ramazan ayındaki tedbirlerimizle vaka sayılarını birkaç binli rakamlara düşürebilirsek mayısla birlikte başlayacağı anlaşılan turizm sezonu ve bunun içeride yol açacağı ticari hareketliliği yakalayabiliriz.

Aksi takdirde sadece turizmde bir sezonu daha kaçırmakla kalmayacak, yurt dışına yapılacak iş ve aile ziyaretleri de dahil olmak üzere pek çok alanda ciddi sıkıntılar yaşayacağız. Tabii, en önemlisi de kendi vatandaşımızın sağlığıdır. Tek bir insanımızın bile bu meşhum hastalık sebebiyle acı çekmesine, hele hele hayatını kaybetmesine gönlümüz razı gelmez. Ramazan ayının manevi ikliminde tuttuğumuz oruçlar, kıldığımız namazlar ve diğer ibadetlerimiz ruhumuzu zenginleştirirken tedbirlere riayet ederek salgının boynunu da Allah'ın izniyle kıracağız. Salgın sebebiyle yaşadığımız sıkıntıları daha sonraki kazançlarımızın kefareti kabul ederek sabredeceğiz. 'Sabreden zafere ulaşır' diyerek her birimiz kendi alanımızda üzerimize düşenleri yerine getireceğiz.

Kılıçdaroğlu'na tepki: Sicile yeni kaydedilen 365 bin esnafı hiç söylemiyor

Hep söylediğimiz gibi Türkiye, terörün de ekonominin de uluslararası mücadelelerin de üstesinden Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle gelecektir. Türkiye'nin en önemli sorunu muhalefetin zihniyetinde, dilinde, duruşundaki bozukluktur. CHP'nin başındaki zatın durumu, bu çarpıklığın en somut örneğidir. Söylediği şeylerin yarısı yalan, yarısı yanlış olduğu halde sanki atomu parçalamanın formülünü bulmuş edasıyla sürekli konuşuyor. Bir yalanı söylüyor, ilgili birimlerimizce gereken cevabı verildiği halde yüzü kızarmadan hemen bir sonrakine geçiyor. Bir iftirayı atıyor, bilgileri ve belgeleriyle doğrusu ortaya konduğu halde ertesi gün arsızca aynı iftirayı tekrarlamayı sürdürüyor. Yanlış bir şey söylüyor, pek çok kanaldan düzeltildiği halde hiç aldırmadan aynı yanlışı tekrar tekrar ifade ediyor. Karşımızda, öylesine şekilsiz bir malzeme var ki neresini düzelteceğimizi biz de şaşırıyoruz. Tek bir konuşmasında, 40 yalanı, iftirayı, yanlışı aynı anda söyleme başarısını gösteren bu zat son dönemde bol keseden vaatler sıralamaya da başladı. Elbette vaatlerine bir dediğimiz yok. Siyasetçi, biz hariç vadeder, milleti ikna edebilirse bunları hayata geçirmek için iş başına gelir. Şayet, vaatlerini yerine getiremezse de sefil bir şekilde oradan ayrılır, Bay Kemal hariç. Ama sorun, bu zatın vaatlerinin dibinin delik olması.

İşsizliğe çare olarak söylediği projeye kargalar bile gülüyor. Türkiye'de bunca hastane niye yapılıyor, hani hastane mi veya hasta mı var?' diyor. Salgın başladığında 'Niye daha çok hastane yapmadınız?' diye yakamıza yapışmaya kalkıyor. 'Türkiye'de tarım sektörü ölüyor diye buğday ithal ediyorsunuz' diyor, bu buğdayların gıda sektörünün ihracatı için yapıldığı söylendiğinde de işi hemen sapa samana bağlıyor. 'Türkiye'de üretim bitti, çarklar durdu' diyor, ihracatçıların siparişlere yetişemediği, fabrikaların 3 vardiya çalıştığı söylendiğinde, 'Niye yeni fabrika yapılmıyor?' diyor. Biraz önce grup toplantımızda söyledim. '99 bin esnaf ticaret sicilinden silindi' diyor. Sicile yeni kaydedilen 365 bin esnafı hiç söylemiyor. Bu örnekler o kadar çok ki neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

Hadi hepsini bir kenara bıraktık diyelim. Fırsatını her bulduğunda, teröristlerin, darbecilerin, vesayet güçlerinin savunuculuğuna soyunmasına ne diyeceğiz? İşte geçtiğimiz günlerde bir grup emekli amiralin, onun yanında emekli büyükelçilerin ve yine emekli milletvekillerinin, bunlar, hepsi CHP merkezlidir. Yayınladığı ve içinde açık darbe tehdidi olan malum bildiriye onlardan çok daha sıkı bir şekilde sarılıyor. Allah, kimseyi şaşırtmasın. İnsan bir defa şirazeden çıktı mı işte burada olduğu gibi kendini nerede bulacağı belli olmuyor.

Sıradaki Haber
Yatırımlar verimliliği artırdı, 451 bin tona eş değer petrol tasarruf edildi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz