Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kral FM ve Kral Pop Radyo işbirliğinde, 18 ulusal ve 250 yerel radyoda yayınlanan programda konuştu.
"Randevu vermedim"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde tartışma yaratan Uber uygulaması hakkında konuştu.
"Araçların temizliği, müşteriye iyi davranılması, ücret politikaları vesaire bunlarda hassas olunması çok çok önemli. Uber meselesine gelince Uber'i ben taksicilerimiz karşısında çok farklı bir oyun olarak görüyorum. Taksicilerimizi de Uber politikasına yedirmemek gerekir. O organizasyonun patronu olan benden randevu istedi, vermedim. Çünkü bizde şu anda taksicilik sistemi zaten oturmuş bir sistem. Dolayısıyla buraya ülkemize şimdi bir de Uber'i sokarak taksicilerimizi bir sıkıntıya düşüremeyiz."
"Millet o defteri kapattı"
Erdoğan'a, Millet İttifakı'nın vaadinin tekrar parlamenter sisteme geri dönmek olduğu hatırlatıldı.
"Bir defa 16 Nisan'da biz Türkiye'de bir anayasa oylaması yapmadık mı? Millet o defteri kapattı. Artık bir parlamenter demokrasi diye bir şey söz konusu değil. Bunlar her şeyden önce yasaları bilmiyor. Şimdi ne olacak? Eğer kalkıp da anayasal olarak, anayasayı değiştirme gücünü parlamentoda yakalayabilirlerse buyursunlar değiştirsinler. Veyahut da millete gidebilecek gücü yakalarlarsa buyursunlar millete gitsinler. O ayrı bir konu, o da onların anayasal bir hakkıdır. Ama şu anda 16 Nisan'da bu defter kapandı. Artık Türkiye'nin bir defa böyle bir şeyi yok. Türkiye başkanlık sistemine girmiştir. Yani yönetimde cumhurun yönetim sistemine geçmiştir. Dolayısıyla şu anda yaptığımız seçimlerde de pazar günü neticeyi göreceğiz. Milletimiz bakalım nasıl bir takdirde bulunacak, başkanlık sisteminde nasıl bir karar verecek, parlamentoyu nasıl şekillendirecek, başkan olarak kimi başkanlığa getirecek pazar günü göreceğiz."
"Türkiye imtihan sistemlerini oturtma düzeyini yakaladı"
16 yılda Türkiye'nin birçok alanda önemli mesafeler katettiğini belirtti.
"Bir defa Türkiye 79 senede özellikle eğitimde neredeydi, nereye geldi. Çünkü eğitim olmazsa olmazımızdır. Eğitimli bir nesil çok çok önemli."
'Sınav sistemi sürekli değişiyor. Ayak uyduramıyoruz' eleştirileri için bu konuların Türkiye'nin geliştiğinin alameti olduğunu söyledi.
Erdoğan, TEOG sisteminin kalkması ile ilgili Türkiye'nin imtihan sistemlerini oturtma düzeyi yakaladığını vurguladı.
"Tabii sağdan soldan gürültüler geldi. Ama şimdi de tam aksine herkes seviniyor. Çünkü bunların hepsi bizim için sıkıntılı olan sistemler. Aynı şekilde üniversite imtihanlarıyla alakalı. Şimdi burada artık Türkiye özellikle imtihan sistemlerini oturtma düzeyini yakaladı. Son imtihanlarda da yine önce bir öyle gürültüler falan oldu, sonradan da 'Bu doğruymuş' demeye başladılar. Bunun olumlu tepkilerini almaya başladık."
"Faturayı siyasetçi ödüyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'tek adam' eleştirileri için "Millete hesap verecek olan liderdir." yorumunu yaptı.
"Ekibimizin içinde aynı fikirleri paylaşmayan arkadaşlarım olabilir ama tek adam ifadesi nereden doğuyor ona bakmak lazım. Eğer bu Sayın Kılıçdaroğlu'ndan doğuyorsa veya Kılıçdaroğlu zihniyetinde olanlardan doğuyorsa onu bir defa bir kenara koy. Bizde 'ben' yok, 'biz' var. Anlayışımız budur. 'Ben' diyemeyiz. 'Biz' deriz ve istişarelerimizi yaparız ve kararı alırız. Zaman zaman bana ters düşenler olabilir, bana ters düşenin kanaatini paylaşmaya da ben mecbur değilim. Nihai karar verici olan kim? Liderdir. Lider sadece düşünceleri toparlar, alır ama ama nihai kararı o verir. Çünkü sonunda hesabı millete kim verecek? O verecek. Diğerleri hesap vermiyor. Zaman zaman biz bunu bazı kurumlarımızda yaşıyoruz. O kurumlar bağımsız kurumlar havasıyla kendilerine göre adımlar atıyorlar. Peki faturayı kim ödüyor? Faturayı siyasetçi ödüyor. Burayı çok iyi düşünmemiz lazım. Faturayı ödeyen, istişaresini yaptıktan sonra kararını da o verir."
"Sayın Kılıçdaroğlu, onlarla beraber o süreci işletmiştir"
Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün kapatılan yayın kuruluşlarına yönelik verdiği destek noktasında bir pişmanlığının olmadığını söylüyor." denilmesi üzerine de arşivlerde bu tür bilgilerin olduğunu, Kılıçdaroğlu'nun kendisinin ve arkadaşlarının özellikle buraları ziyaret ettiğini söyledi.
"Sayın Kılıçdaroğlu onlarla beraber o süreci işletmiştir. Çok açık net söylüyorum. Darbe gecesi 15 Temmuz, çünkü yalan bunda diz boyu, saat 23.17'de Atatürk Havalimanı'na geliyor ve 10 binler orada ve ben gece 3'ü biraz geçe oraya iniyorum ve tabii tanklar falan orada Sayın Kılıçdaroğlu oradan, arkadaşları tanklarla görüşmeleri falan yapıyor, tankların arasından aracına biniyor."
"Galoşları tekrar satan SSK hastaneleri vardı"
Erdoğan, "(16 yıl önce Türkiye neredeydi?) diye baktığımız zaman, bir defa eğitimde adeta yok denilebilecek bir konumdaydık, 70-80-100 öğrencili sınıflar, derslik sayısı az, sağlıkta zaten büyük bir felaket... Sayın Kılıçdaroğlu'nun SSK'nın başında olduğu dönemler, ayrı bir felaketti. Galoşları tekrar satan SSK hastaneleri vardı" dedi.
"İfadeleri birbirini tutmuyor"
Muharrem İnce ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun ifadelerinin birbirini tutmadığını söyleyen Erdoğan şunları söyledi:
"Biz 85 koli belge göndermişiz, Bay Muharrem ne diyor? 'Onlar gazete kupürü' diyor. Halbuki iddianameler ortada..Ne diyor Bay Kemal? 'Müracaatını (Demirtaş) yaptı YSK'ya, YSK ona müsaade etti.' Tamam müsaade etmiş de olabilir, yani YSK'nın bu noktada her verdiği kararın doğru olduğunu iddia edebilir miyiz? Bir de vicdan var."
Erdoğan, İnce'ye yönelik "Dershane işletemeyen bir adamın devlet yönetiminden anlaması mümkün değil. Bu adam dershane işletememiş, çalıştırdığı personelinin sigorta ücretlerini ödemediği için hepsi ah vah ile oradan ayrılmışlar." eleştirisinde bulundu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kılıçdaroğlu diyor ki 'Ben yüzbinlerce öğretmeni alacağım.' Ya nereye alıyorsun? Bunlar dürüst değil, samimi değil, yalan söylüyorlar. Bakın biz geldiğimizden beri 580 bin öğretmen aldık. Bizden önce böyle bir şey yok ama bakın biz ihtiyaca göre alıyoruz. Yeri geliyor 40 bin öğretmen aldık, yeri geldi 30 bin aldık. Şimdi bu yıl da 10 bin almıştık, 20 bin daha alacağız."
Kaynak: AA