Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Başbakanı İmran Han ile Serena Hotel'de gerçekleştirilen Türkiye-Pakistan İş Forumu'na katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan başlayan Erdoğan, ikinci evleri olarak gördükleri Pakistan'da bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade ederek, misafirperverlikleri için Pakistan makamlarına ve tüm Pakistan halkına şükranlarını sundu.
Pakistan ziyaretini dolu dolu geçirdiklerini ve dün Cumhurbaşkanı Arif Alvi ile samimi bir sohbet gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, bugün de Pakistan Ulusal Meclisi ve Senatosunun ortak oturumunda milli iradenin temsilcisi olan parlamenterlere hitap etme imkanı bulduklarını hatırlattı.
İş forumunun ardından Başbakan Han ile Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 6'ncı toplantısına başkanlık edeceklerini dile getiren Erdoğan, "Böylece kardeş Pakistan'la ilişkilerimizdeki ivmeyi bir üst aşamaya çıkarmış olacağız. Gerek iş formumuzun gerekse dün ve bugün yaptığımız görüşmelerin ülkelerimiz açısından hayırlara vesile olmasını Allah'tan diliyorum." ifadelerini kullandı.
İş forumunda emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İş forumu münasebeti ile kurduğunuz ve kuracağınız irtibatlar inşallah yeni iş birliklerinin, yeni ortaklıkların kapısını da aralayacaktır. Pakistan'la ticari ve ekonomik bağlarımızı siyasi münasebetlerimizin seviyesine çıkarmak istiyoruz. Son dönemde artış gösteren ticaret ve yatırımlara rağmen maalesef bu alandaki potansiyelimizin bir hayli gerisinde kaldığımızı görüyoruz. Toplam nüfusları 300 milyonu bulan Türkiye ile Pakistan'ın ticaretinin 804 milyon dolarda kalmasını açıkçası ülkelerimize yakıştıramıyorum. İkili ticaretimizi önce süratle 1 milyar doların üzerine çıkarmalı sonrasında ise 5 milyar dolar hedefimize taşımalıyız."
"Korumacılık duvarlarının aramıza girmesine engel olmalıyız"
Sadece temennilerle bu hedeflere ulaşılamayacağının açık olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ortak hedefimiz doğrultusunda kararlı, net ve güçlü adımlar atmalıyız. İki ülkenin özellikle ihraç kalemlerinde benzerlik olduğunun farkındayız, ancak ekonomilerimizde rekabet içinde görülen sektörler olduğu gibi birbirini tamamlayabilecek çok sayıda alan da bulunuyor. İşte bizim bunlara odaklanarak, ticaretimizi hak ettiği konuma taşımamız gerekiyor. Bunun için tüm dünyada yükselen korumacılık duvarlarının aramıza girmesine engel olmalıyız." diye konuştu.
Yatırım noktasında son dönemde gözle görülür bir ivme yakaladıklarının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin Pakistan'daki doğrudan yatırımları 500 milyon doları buluyor. Türk firmalarının enerjiden gıdaya, temizlikten inşaata pek çok alanda Pakistan'da faaliyet göstermelerinden büyük bir memnuniyet duyuyorum. Firmalarımız burada Türkiye-Pakistan dostluğuna yakışır şekilde çalışıyorlar, Pakistan'a hizmet ediyorlar. Şirketlerimiz mevcut yatırımlarını daha da büyütmeyi düşünüyorlar. Anadolu Grubu'nun 200 milyon dolar ve Hayat Kimya'nın 350 milyon dolar değerinde ilave yatırım planları var. Keza Sütaş Türkiye'deki en büyük süt işleme tesisinin bir benzerini Pakistanlı ortağıyla Pencap'ta yakında hayata geçirecek. Bunlar bizim yüzümüzü güldüren haberler."
Türkiye'de de 158 Pakistan sermayesine sahip şirketin faaliyet gösterdiğine işaret eden Erdoğan, bu şirketlerin toplam yatırım miktarının 100 milyon dolara yakın olduğunu söyledi.
Bu sayının ve yatırım miktarının daha da artmasını temenni ettiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gerek yurt içi kabullerimde gerekse yurt dışında yaptığımız görüşmelerde bir hususun altını her fırsatta çiziyorum, biz 'yabancı yatırım' yerine 'uluslararası yatırım' demeyi tercih ediyoruz. Çünkü bizim anlayışımıza göre sermayenin milliyeti yoktur, dolayısıyla sermaye milliyetçiliği yapmak da doğru bir yaklaşım değildir. Türkiye'de yatırım yapan uluslararası şirketlerle kendi şirketlerimiz arasında bir fark görmüyoruz. Uluslararası yatırımları sadece yasal düzenlemelerle değil kurumsal olarak da destekliyoruz. Ülkemizin yatırım potansiyeline inanan herkese kapılarımızı açtık, açmayı da sürdüreceğiz."
"Türkiye'ye yatırım yapan hiç kimse pişman olmamıştır"
Uluslararası müteşebbislere belli şartlar altında emlak yatırımı karşılığında vatandaşlık hakkı tanındığını anımsatan Erdoğan, "Şimdiye kadar ülkemize güvenen, Türkiye'nin yatırım potansiyeline inanan ve Türkiye'ye yatırım yapan hiç kimse pişman olmamıştır." diye konuştu.
Pakistanlı yatırımcıların da Türkiye ekonomisine ve Türkiye'nin geleceğine itimat etmelerini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye güçlü devlet geleneği, genç ve eğitimli nüfusu, tecrübeli ve girişken özel sektörüyle dünyanın en büyük 20 ekonomisi içindedir. Göreve geldiğimiz 2002'den buyana ekonomide pek çok rekora imza attık. Kamu borç stokunun milli gelire oranını yüzde 72'den yüzde 30,4'e indirdik. Bütçe açığının milli gelire oranını da yüzde 11,2'den yüzde 2'ye düşürdük. 2009-2018 arasında her yıl 903 bin insanımıza yeni istihdam sağladık." ifadelerini kullandı.
Turizmde 13 milyon olan turist sayısını 52 milyona, 8,5 milyar dolar olan turizm gelirini ise 35 milyar dolar bandına çıkardıklarını belirten Erdoğan, "Son 17 yılda ekonomimize yaklaşık 220 milyar dolarlık doğrudan uluslararası sermaye girişi oldu. Bankacılık sektörümüz, güçlü mali yapısını koruyor. Bugün 126 ülke, 328 yurt dışı uçuş noktasına ulaşan Türk Hava Yolları, dünyanın en çok ülkesine ve dış hat noktasına uçan havayolları arasında yer alıyor." dedi.
"Pakistan'a yardımcı olmaya hazırız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de 36 milyar dolardan aldıkları ihracatı, geçen hafta açıklanan rakamlara göre 181,6 milyar dolara taşıdıklarını vurgulayarak, ocak ayı ihracatının önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6,1 artış göstererek 14 milyar 765 milyon dolara ulaştığını söyledi.
Yaşanan onca saldırıya, ekonomik sabotaj girişimlerine, bölgesel istikrarsızlıklara rağmen başarı çıtasını her alanda yükselttiklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Pakistan'ın, İmran kardeşimin önderliğinde son dönemde iş yapma kolaylığının artırılması konusunda ciddi gelişme kaydettiğini görüyoruz. Pakistan'a bu alanda yardımcı olmaya hazırız. Pakistan'ın ileriye doğru atacağı her adımın, yatırım ilişkilerimiz için doğuracağı fırsatların farkındayız. Türkiye olarak savunma, ulaşım, toplu konut, dizi film, sağlık ve müteahhitlik sektörlerinde dünya çapında üne sahip firmalarımız var.
Savunma sanayi alanında Pakistan'da iş birliğimiz derinleşiyor. Müteahhitlik alanında ise Türk firmaları bugüne kadar Pakistan'da değeri 3,5 milyar doları aşan 68 proje üstlendi. Bunların arasında çok önemli altyapı ve enerji projeleri de bulunuyor. Özellikle enerjide, su noktasında güçlü imkanlara, altyapıya sahip olduğu için hidroelektrik santrallerde sizlerle bu konuda dayanışma içinde olabilecek müteahhitlerimiz var."
"Hayata geçirilmesi çok faydalı olacaktır"
Pakistan'ın gerek münferit projeler gerek Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru projelerinin de etkisiyle altyapı ve enerji alanında yaşadığı sıkıntıları geride bıraktığını görmekten memnun olduğunu ifade eden Erdoğan, "Dünyada ikinci sırada yer alan müteahhitlik firmalarımız, Pakistan'daki büyük çaplı enerji ve altyapı projelerine taliptir. Ancak Pakistan'ın potansiyelinin ve üçüncü ülkelere sağladığı imkanların ülkemizde yeterince tanınmadığını ifade ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru projelerinin Türk yatırımcılara daha iyi anlatılması gerektiğini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle sürdürdü:
"Bu konuda beraber çalışmaya hazırız. Hatta bu çerçevede pilot bir iş kolu, pilot bir sektör yatırımını beraberce tespit edip, iki taraftan birkaç büyük firmamızı bir araya getirebiliriz. Ülkemizin büyük önem verdiği bağlantısallık konusunun, Pakistan içinde arz ettiği önemin farkındayız. Bu alanda Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan doğal gaz boru hattı, Türkmenistan-Afganistan-Pakistan elektrik enerjisi iletim hattı gibi Pakistan'ı Orta Asya coğrafyasıyla bağlayacak projelerin hayata geçirilmesi çok faydalı olacaktır."
Türkmenistan, Afganistan ve Pakistan (TAP) elektrik enerjisi iletim hattının Türkmenistan ayağında Çalık Holding'in görev aldığını anımsatan Erdoğan, "Bu projelerin Pakistan'daki kısımlarında firmalarımızın tecrübelerinden fayda sağlanmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Aynı şekilde dünya genelinde yüz milyonlarca seyirciye ulaşan Türk dizilerinin, Pakistan'da da ilgi ile takip edildiğini biliyoruz. TRT ile diğer kurum ve şirketlerimizin öncülüğünde sinema ve sektöründe iş birliğimizi daha da geliştirebiliriz." diye konuştu.
"Yurt dışından 500 bin kişiyi sağlık turizmi kapsamında ülkemizde ağırladık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan halkının tedavi için daha çok batılı ülkeleri tercih ettiğini öğrendiğini anlatarak, artık bu alışkanlığın değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin sağlık alt yapısında büyük bir aşama kaydettiğini ve dünya sağlık turizminin ana destinasyonlarından biri haline geldiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"En son teknolojiye sahip Şehir Hastaneleri projelerimizle sağlık hizmetlerinin standardını yeniden belirledik. Gerek hizmette gerek fiyatlardaki uygunlukta Türkiye, Batı'dan çok çok ileri. Kamu özel iş birliği kapsamında, 13 bin 417 yatak kapasiteli 10 adet Şehir Hastanesi'ni açtık.
Geçen sene yurt dışından 500 bin kişiyi sağlık turizmi kapsamında ülkemizde ağırladık. Pakistanlı kardeşlerimizin de yeni rotası, aynı tedavi hizmetlerini çok daha uygun fiyatlara ve dostane bir ortamda size sağlayan Türkiye olmalıdır. İnşallah el ele, omuz omuza vererek, bunu sağlayacağımıza inanıyorum."
Erdoğan, tüm hedeflere ulaşmaya imkan verecek stratejik ekonomik çerçeveyi bugün Pakistan Başbakanı İmran Han ile imzalayacaklarına dikkati çekerek, "Toplamda 13 belgeye imza atacağız. Bizlerin desteği, siz iş adamlarımızın da çabalarıyla Türkiye ve Pakistan'ın ticari ve ekonomik ilişkilerini hak ettiği seviyeye taşıyacağız. Bu yolda, özel sektör kuruluşlarımızın yanında olmak ve yeni iş birlikleri için iş dünyasını teşvik etmek yönünde, her iki ülke siyasi liderliğinin de güçlü milli iradeye sahip olduğunu teyit etmek istiyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun, diyorum." ifadelerini kullandı.
İş forumuna katılanlara teşekkür eden Erdoğan, konuşmasını "Yaşasın Pakistan, Türkiye dostluğu" anlamına gelen, "Pakistan, Türkiye dosti zindabad." sözleriyle tamamladı.