Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Milletimiz tercihini AK Parti’den yana koyarak Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesine çıkarma hedefimize destek vermiştir.
"Her defasında 'durmak yok, yola devam' mesajı aldık"
Yeni yönetim sisteminin ilk uygulaması olan 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminden yüzde 52,6 oy oranıyla yine alnımızın akıyla çıktık. 24 Haziran 2018 milletvekili genel seçimlerini de yüzde 42,6 oy oranıyla tamamladık. 16 yılda 14 seçimde milletimizin karşısına çıktık ve hamdolsun her defasında ‘durmak yok, yola devam’ mesajı aldık.
"Ülkemizi dört temel sütun üzerinde yükseltme sözü vermiştik"
Ülkemize ve milletimize kazandırdığımız hizmetlerin şöyle kısa bir icmihalini yaptığımızda bu teveccühün boşa olmadığını görüyoruz. AK Parti olarak 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından bismillah deyip kolları sıvarken ülkemizi dört temel sütun üzerinde yükseltme sözü vermiştik. Eğitim, Sağlık, Adalet, Emniyet… Hizmetlerimizi anlatmaya da bu sıralamayla başlamıştık. Bugün de bu geleneği bozmayarak, eğitim ve sağlıktan başlamak suretiyle icraatlarımızı özetin özeti mahiyetinde sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Eğitime ayrılan kamu kaynağını 120,2 milyar liraya çıkardık"
Eğitim davası, bu ülkenin ve milletin asırlardır tartıştığı, konuştuğu, üzerinde durduğu ama bir türlü istediği neticeyi alamadığı bir meseledir. Biz öncelikle eğitimin altyapısıyla ilgili eksiklikleri, mazeretleri, talepleri ortadan kaldırmaya yönelik bir hamle başlattık. Eğitime ayrılan kamu kaynağını üniversiteler dahil, 10 milyar liradan bu yıl itibarıyla 120,2 milyar liraya çıkartarak bütçede ilk sıraya yükselttik. Demek ki bire 12, 12 kat artırdık. Derslik sayısı 288 bin ilaveyle 575 bine, öğretmen sayısını 607 bin ilaveyle 920 bine çıkartarak bu alandaki sorunları büyük oranda çözdük. Sadece bu yıl 166 milyon ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz dağıttık. Üniversite sayımızı 130 ilave ile 206’ya, akademik personel sayımızı 82 bin ilaveyle 158 bine çıkardık.
"Bunlar CHP’nin, diğerlerinin iktidarda olduğu dönemlerdi"
Bakınız ben size gerçekleri anlatıyorum. Sizlere havadan sudan konuşmuyorum. Öğrencilik yıllarımızda 70-75 kişilik sınıflarda biz okuduk ama ülkemin genelinde 100 kişilik sınıfların olduğunu da iyi biliyorum. Bunlar CHP’nin, diğerlerinin iktidarda olduğu dönemlerdi. Bunlardan böyle bir mirası devraldık. Hamdolsun bizim şimdi ortalamamız 30 civarında. Öğretmenlerimizin sayısını artırdık. Biz kitap alamıyorduk. Bu genç nesil teksir nedir onu da bilmez zaten ve abilerimizden teksir kağıtlarını satın almak istediğimiz zaman abilerimiz bize satmazdı.
"Üniversiteyi biz onların ayağına götürdük"
Biz, kuşe kağıtta, birinci hamur kağıtta ders kitaplarını sıraların üzerine koyduk, ücretsiz olarak öğrencilerimize bunları dağıttık. Bu bir ihale değildi, bu bir lütuf değildi. Bu sadece bizim milletimizin emanetini sahibine teslim etmekti. Iğdır’daki, Kars’taki, Muş’taki, Ağrı’daki, Hakkari’deki öğrencilerimizin, Ankara’ya, İstanbul’a şuraya buraya gelmesini değil, üniversiteyi biz onların ayağına götürdük.
"Ünivetsiteli öğrencilerimizin sayısını 7 milyon 600 bine ulaştırdık"
Bir aralar sağ olsun bir dostumuzun lafı vardı; ‘Oxford’u Hakkari’ye getirdiniz de okumadık mı’ diye. Biz işte şimdi bunu yaptık. Biz oralara bu üniversitelerimizi getirdik ve 75-76 üniversiteden 206’ya çıkardık. Bununla ne yaptık? HYem eğitim öğretimin maliyetini düşürdük hem de artık müesseseler, fiziki imkanlar sizin önünüzde. Biz bunu sağladık, okumayı da siz başaracaksınız. Böylece üniversiteli öğrencilerimizin sayısını 1 milyon 650 binden 7 milyon 600 bine ulaştırarak neredeyse her bir evladımız için bu eğitim kapısının açık kalmasını sağladık.
"Ya kredi ya burs, her müracaat edene bu verilecek"
Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi-burs rakamını, geldiğimizde ne veriliyordu 45 lira, şimdi 1 Ocak’tan itibaren bu rakam 500 lira. Ya kredi ya burs. Her müracaat edene bu verilecek. Ama bazı öğrencilerimiz nedense ‘burs’ diyor. Bak sen krediye de müracaat etsen şunu bilesin ki faiz uygulaması yok, size en düşük taksitlerle, sigortalı olarak işe girdiğin anda devlet bunu senden tahsil edecek. İster bursa müracaat et ister krediye ama et. İnanın Bay Kemal’e sorsanız bunu bilmez. Haberi yoktur. Ne oluyor, ne gidiyor bu ülkede haberi yoktur.
"Yurt yatak kapasitesini 664 bine yükselttik"
Yurt yatak kapasitesini 182 binden 664 bine yükselttik. Katsayı, okul katkı puanı gibi engelleri ortadan kaldırarak her öğrencimizin adaletli bir şekilde, eşit şartlar altında yükseköğrenime geçişini temin ettik. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartırken 4+4+4 sistemi ile de meslek liseleri ve imam hatip okullarına yapılan haksızlığa son verdik.
"1 buçuk milyon öğretmenimize ve öğrencimize tablet bilgisayar dağıttık"
Fatih projesi kapsamında yaklaşık 1 buçuk milyon öğretmenimize ve öğrencimize tablet bilgisayar dağıttık. 432 bin sınıfımıza etkileşimli tahta kurduk. Ortaokuldan itibaren Kur’an-ı Kerim, Siyer-i Nebi, Arapça gibi dersleri seçmeli bir şekilde öğrencilerimizin istifadesine sunduk. Yeni dönemde enerjimizi kalitemizin yükselmesine teksif ederek, evlatlarımızın zihinleriyle birlikte gönüllerini doyuracak bir talim terbiye sistemini kurmanın çabası içinde olacağız.
"Şimdi biz, sağlık sistemini baştan sona değiştirdik"
Sağlık, en büyük reformları gerçekleştirdiğimiz alanların başında geliyor. Eski Türkiye’nin hastanelerinde, sağlık ocaklarında, eczanelerinde yaşanan utanç verici görüntüleri orta yaş üzeri vatandaşlarımız çok iyi bilir. Zaten herhalde Savaş Ay’ın o malum belgeselini izlemişsinizdir. Yahu bunlar Bay Kemal’in genel müdürlüğü döneminde ölülerimizi bile rehin aldılar. SSK’nın Genel Müdürüydü…
Şimdi biz, sağlık sistemini baştan sona değiştirdik. Bugün ülkemizde Genel Sağlık Sigortası şemsiyesi dışında kalan kimse yoktur. Hastane yatak kapasitemizi 136 bin ilave ile 240 bine, sağlık çalışanı sayımızı 550 bin ilaveyle 928 bine ve böylece doktor sayımızı da 94 bin ilaveyle 231 bine çıkardık. Sağlık birimlerimizi tomografisinden MR’ına, diyalizinden röntgenine kadar en modern cihazlarla donattık. Ambulans sayımızı 618’den 5 bine çıkarttık.
Uçağından helikopterine, artık bizim ambulans helikopterlerimiz, uçaklarımız var. Bunları ülkemize getirdik. Bunlar daha önce Bay Kemal genel müdürken bu ülkede ambulans yok muydu? Minibüs ambulanslar falan yok muydu? Neden bu çürük, içinde herhangi bir tedavi imkanı olmayan ambulanslara mahkum ettiler.
"İşte Bay Kemal’in Genel Müdürlüğü buydu"
Ben ambulansla değil, bir trafik kazası geçirdim arkadaşlarımla beraber, bir seçim çalışmasına giderken. Bolu’ya geldik, Bolu’da da hastane soruyor ‘sigortalı mısın, emekli misin?’ yahu yatıyoruz işte komada onu mu soruyorsun. İşte Bay Kemal’in Genel Müdürlüğü buydu. Biz damdan düştük Bay Kemal. Sadece emekli sigortalı yok. Artık vakıf, özel hastaneler de anlaşmalıysa bu hizmeti verebiliyor.
Pek çok hizmet devreye girdi. 112 Acil Sağlık İstasyonu sayımızı 481’den 2668’e yükselterek ihtiyaç anında her vatandaşımıza ulaşılabilir olmasını sağladık.
"Sağlık alanında yeni bir çığır açıyoruz"
Şimdi şehir hastaneleri geliyor. Sağlık alanında yeni bir çığır açıyoruz. Şu ana kadar Yozgat, Isparta, Mersin, Adana, Kayseri ve Elazığ’da 6 şehir hastanesini hizmete aldık. Yakında Ankara Bilkent, Eskişehir ve Manisa’yı da hizmete alıyoruz. Toplamda 44 bin 400 yatağa ulaşacak şehir hastanelerimizde vatandaşlarımızı bir üst sınıfa taşıyoruz.
"Vatandaşlarımıza ilave hak arama yolları açtık"
Adalet hizmetlerinin kalitesi ve güven düzeyi, bir ülke halkının devletine olan bağlılığının temel kriterlerinden biridir. Geçmişte darbecilerin, vesayet güçlerinin altında ezilen, zarar gören kurumlarımızın başında adalet sistemimiz geliyor. Adalet teşkilatımızın vatandaşlarımıza en iyi hizmeti verebilmesini temin etmek için pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik.
Temel kanunlarımızı günün ihtiyaçlarına uygun şekilde baştan sona yeniledik. Adalet teşkilatımızın toplam personel sayısını 61 binden 139 bine çıkartarak sistemin insan kaynağını zenginleştirdik. Yüksek yargının kapasitesini genişleterek istinaf mahkemelerini hayata geçirerek, UYAP sistemini modernleştirerek davaların sonuçlanma sürecini hızlandırdık.
İnşa ettiğimiz 245 adalet sarayı ile yargı mensuplarımızın çalışma mekanlarını yapılan işin önemine uygun bir hale getirdik. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkanıyla, arabuluculuk sistemiyle, ihtisaslaşmayla, insan hakları ve kişisel verilerin korunması yoluyla, vatandaşlarımıza ilave hak arama yolları açtık.
"Ne kadar örgüt varsa hepsini tepeledik"
Emniyet konusu önceliklerimizin başında kalmaya devam ediyor. Türkiye, terör örgütleriyle, çetelerle, uyuşturucu tüccarlarıyla, asayişi bozmaya yönelik her türlü eylemle mücadelede tarihinin en başarılı neticelerini bizim dönemimizde almıştır. Terör örgütlerine sınırlarımız dahilinde ve haricinde vurulan darbeler sayesinde milletimiz huzur içinde hayatını sürdürebilmektedir. PKK’dan DEAŞ’a, FETÖ’den DHKP-C’ye kadar karanlık güçlerin beslediği, büyüttüğü, üzerimize saldırttığı ne kadar örgüt varsa hepsini tepeledik, tepeliyoruz, tepeleyeceğiz.
"DEAŞ’la irtibatlı 2 bin kişi tutukluyken 7 bin kişi sınır dışı edilmiştir"
Sadece 2016 Temmuz ayından bu yana yapılan operasyonlarda yurt içinde 761, Kuzey Irak’ta 1092, Fırat Kalkanı Harekatı’nda 3 bin, Zeytin Dalı Harekatı’nda 4 bin 500’ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirdik. FETÖ mensuplarından 15 bine yakını tutuklu, 17 bine yakını hükümlü olarak demir parmaklıklar ardında cezasını çekiyor. DEAŞ’la irtibatlı 2 bin kişi tutukluyken 7 bin kişi sınır dışı edilmiş, 70 bine yakın kişiye de ülkemize giriş yasağı konulmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sadece 2016 Temmuz ayından bu yana yapılan operasyonlarda yurt içinde 761, Kuzey Irak'ta 1092, Fırat Kalkanı Harekatında 3000, Zeytin Dalı Harekatında 4500'ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirdik.https://t.co/LH7Iif8ICz pic.twitter.com/XU6ym9WrCH
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 6 Kasım 2018
"16 yılda 87 bin şüpheliyi yakaladık ve 30 binini tutukladık"
Suriye’den ülkemize gelen 3 buçuk milyon kişiye ev sahipliği yapıyoruz. Buna karşılık sadece bu yıl yasa dışı bir şekilde ülkemize giren 200 binin üzerinde kişiyi sınır dışı ettik. Organize suç örgütlerine karşı yürüttüğümüz mücadelede 33 bine yakın kişi yakalanmıştır. Uyuşturucu tüccarları ve satıcılarına göz açtırmayarak geçtiğimiz 16 yılda 87 bin şüpheliyi yakaladık ve 30 binini tutukladık.
Şehirlerimizi daha güvenli hale getirmek için yaklaşık 76 bin kamerayı devreye aldık. Plaka tanıma sistemi, kiralık araç bildirimi, kayıp alarmı gibi ilave tedbirlerle suçlulara adeta göz açtırmıyoruz.
"Bölünmüş yol uzunluğumuzu 26 bin 107 kilometreye yükselttik"
Ulaştırmaya gelince, AK Parti’nin en başarılı hizmet alanlarından biri. Bugüne kadar bölünmüş yol uzunluğumuzu 20 bin kilometre ilaveyle 26 bin 107 kilometreye, otoyol uzunluğumuzu 943 ilaveyle 2657 kilometreye çıkardık. Karayollarımızın üzerindeki tünellerin sayısını 265 ilaveyle 348’e yükselttik.
"Tren yollarının önemli bir bölümünü modernleştirdik"
Marmaray, Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Çankırı-Ilgaz Tüneli, Malatya-Erkenek Tüneli, Artvin Cankurtaran Tüneli, Rize Ovit Tüneli, İzmir Sabuncubeli Tüneli, Adıyaman Nisibi köprüsü, Elazığ Ağın Köprüsü gibi yüzlerce dev eseri ülkemize biz kazandırdık. Demiryollarında ülkemizi daha önce örneği olmayan yüksek hızlı ve hızlı tren hatlarıyla donatmaya başladık. Halihazırda Ankara, İstanbul, Konya, Eskişehir hızlı tren hatları hizmet veriyor. Birkaç yıla kadar Bursa, Yozgat, Sivas, Erzincan, Karaman, Kayseri, Mersin, Osmaniye, Gaziantep hatları da devreye girecek. Ayrıca çok sayıda hızlı tren hattıyla ilgili etüt ve proje hazırlıklarımız da sürüyor.
Ülkemizdeki mevcut tren yollarının önemli bir bölümünü adeta sıfırdan yapmışçasına yeniledik, modernleştirdik.
"Havalimanlarımızın sayısını 30 ilaveyle 56’ya çıkardık"
Havayollarında kat ettiğimiz mesafe, iftihar vesilesi hizmetlerimizden birisidir. Havalimanlarımızın sayısını 30 ilaveyle 56’ya çıkardık. Evinden çıkıyorsun, yarım saatte, bilemedin 45 dakikada havalimanındasın. Bu medeni bir dünyanın yaşanmasıdır, modern bir toplum olmanın ileri adımlarıdır.
Yurt dışı uçuş noktalarımızın sayısı 60’tı. Şimdi ne oldu? 316… Dünyada bir numarayız. Yani yurt dışı destinasyonlarda Türkiye bir numara. Büyük gövdeli uçak sayımızı 162’den 506’ya, uçak kargo kapasitemizi, 303 tondan, bin 866 tona, sektörün cirosunu 2,2 milyar dolardan 25 milyar dolara yükselttik. Bay Kemal çalışıyoruz, çalışıyoruz. Çalışıyoruz, üretiyoruz, daha çok çalışacağız. Kıskansan da, patlasan da çalışacağız.
"Senin zaten hayatın bu tür meşru olmayan yollarla geçti"
Cumhuriyet Bayramımızda, ilk etabının resmi açılışını yaptığımız, yılda 90 milyon yolcu kapasiteli İstanbul Havalimanı sayesinde bu sektördeki kapasitemizi ve gücümüzü çok daha ileri bir seviyeye çıkardık. Beyefendi ne diyor? ‘Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, resepsiyonu Ankara’da yapılır, Ankara’nın dışında yapılmaz.’ Ya sen bizim nice birçok kutlamamıza katılmadın ya. Sen çıktın Tandoğan’da yürüdün, Kızılay’da yürüdün, asıl devletin icrai faaliyet ettiği bu tür kutlamalara katılmadın. Niye? Senin zaten hayatın bu tür meşru olmayan, resmi olmayan yollarla geçti.
“Heyecanı, coşkuyu taşımaktan, yaşamaktan mahrum oldun”
O, 29 Ekim Cumhuriyet kutlamasına bir hediyemiz oldu. Neydi o? İstanbul Havalimanı. Bundan daha güzel ne olabilir ama işte sen o güzelliği, heyecanı, coşkuyu taşımaktan, yaşamaktan mahrum oldun. Nasibin yok, nasibin.
“Tersane sayısını 78’e çıkardık”
Denizcilikte, tersane sayısının 41 ilaveyle 78'e, limanların yük kapasitesinin 281 milyon ton ilaveyle 471 milyon tona, konteyner elleçleme kapasitesinin 18,8 milyon ilaveyle 21,8 milyon TEU'ya, yat bağlama kapasitesinin ise 10 bin ilaveyle 18 bin 500’e ulaştırdık. İnşası süren Kilyos Limanı ile projeleri tamamlanmak üzere olan Çandarlı ve Mersin limanlarıyla deniz ticaretindeki gücümüz daha da artacak.
“Kişi başına düşen milli geliri 11 bin dolara yükselttik”
Ekonomide gerçekleştirilen hamlelerle kişi başına düşen milli geliri 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara yükselttik. Türkiye dünyada milli gelir sıralamasında 17'inci, satın alma paritesinde ise 13'üncü sırada yer alıyor.
“Çalışanların sayısı 19,6 milyondan 28,8 milyona çıktı”
İhracat ekim ayı itibarıyla yıllık 167 milyar dolara yaklaştı. Yıllık otomobil satışı 91 binden 723 bine, buzdolabı satışı 1 milyondan 3 milyona, çamaşır makinesi satışı 824 binden 2,5 milyona, bulaşık makinesi satışı 282 binden 1,8 milyona, fırın satışları ise 339 binden 1 milyona yükseldi.
Çalışanların sayısı 19,6 milyondan 28,8 milyona çıktı. 16 yılda, 9,2 milyon yeni istihdam ortaya çıkmış oluyor. İşçisinden emeklisine, engellisinden yaşlısına kadar tüm kesimlerin gelirlerinde yüzde binlere, 2 binlere varan artışlar sağladık.
Kamu borç stokunun milli gelire oranını yüzde 60'tan son dönemdeki tüm olumsuzluklara rağmen yüzde 9'a düşürmeyi başardık. IMF’ye geldiğimiz zaman 23,5 milyar dolar borcumuz vardı. 2013’te ne yaptık? Bunu sıfırladık. Şimdi IMF'ye borcumuz var mı? Yok. Bay Kemal bunlar bize sizlerden geldi. Sıfırladık.
"Artık hayvan ithaline de ihtiyacımız olmayacak”
Tarıma verdiğimiz destek ödemelerini yıllık 1,9 milyar liradan 15 milyar liraya çıkardık. Böylece, genel bitkisel üretimi yıllık 98 milyon tondan 115 milyon tona yükseltmeyi başardık. Özellikle katma değeri yüksek ürünlerde bu artış oranı yüzde 40'ı buldu. Büyükbaş hayvan varlığımız 9,9 milyon adetten 16 milyon adedin üzerine, küçükbaş hayvan varlığımız ise 32 milyon adetten 44 milyon adedin üzerine çıktı. İnşallah kısa bir zamanda artık hayvan ithaline de ihtiyacımız olmayacak.
Bütün bunlara rağmen, halen ülkemizde et fiyatlarının yüksek seyretmesinin genel refah seviyemizin artması sebebiyle talepte yaşanan yükselişle ilgili olduğunu düşünüyorum. Ama şunu da söylüyorum, biz bu fiyatları bir defa şöyle rantabl seviyeye düşürmek için gerekirse cari açığı bile düşünmeden ithale gider ve piyasayı biz balans ederiz. Çünkü vatandaşımıza ucuz et, kıyma, kuşbaşı yedirmekte kararlıyız. Zaman zaman da bunu yapıyoruz. İnşallah bu meseleyi de yeni dönemde kalıcı bir şekilde çözeceğiz.
“Hidroelektrik santrallerin sayısı 533’e çıkarıldı”
Türkiye orman varlığını 1,5 milyon hektar artırarak bu konuda dünyadaki nadir ülkeler arasına girdi. Barajların sayısı 276'dan 538'e, hidroelektrik santrallerin sayısı 105'ten 533'e, içme suyu tesislerinin sayısı 31'den 210'a çıkarıldı. Ülkemizin iftihar projesi olan GAP'ın özel bir eylem planı ile bitme aşamasına getirildi. Ilusu ve Silvan barajlarının tamamlanmasıyla GAP Projesi zirveye ulaşacak.
"Savunma sanayisi atılımları kesintisiz devam ediyor"
Savunma sanayi AK Parti döneminde, en büyük ilerlemeyi sağladığımız stratejik alanların başında geliyor. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada büyük mücadeleler verdiği süreçte, savunma sanayisindeki yerlilik oranı yüzde 20'den yüzde 65'e çıkarmış olmamızın çok hayati katkılarını gördük. Helikopterlerden zırhlı araçlara, insansız hava araçlarından uçaklara, gemiler ve denizaltılardan uydulara, füzelerden elektronik haberleşme sistemlerine kadar her alanda savunma sanayimizin atılımları kesintisiz devam ediyor.
Kalkınmanın temel unsuru olan enerjide, kurulu gücü yaklaşık 32 bin megavattan 87 bin megevata yükselttik. Bu bir devrim. Bu kapasitenin 49 bin megevatına yakınının da yerli kaynaklarla ortaya çıkmasını sağladık.
Türkiye'nin tüm şehirlerinin doğal gazın konforundan ve temizliğinden yararlanabilmesini sağladık. Nüfusun yüzde 80'i doğal gaz kullanabilir hale geldi.
Toplu konutta inşa ettiğimiz 837 bin konut ile şehirlerin çehresini değiştirdik. İmar barışı ile devletimiz ile vatandaşlarımız arasında ihtilaf konusu olan, idareyi de yargıyı da uzun yıllar meşgul eden sorunlara köklü bir çözüm getiriyoruz.
"Yurt dışı temsilciliklerimizin sayısını 163'ten 240'a çıkardık"
Yurt dışı hizmetlerimizde, özellikle Dışişleri Bakanlığımız yanında, TİKA, Yurtdışı Türler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı gibi kurumlarımız aracılığıyla çok ileri bir noktaya taşıdık. Yurt dışı temsilciliklerimizin sayısını 163'ten 240'a, büyükelçiliklerimizin sayısını 93'ten 140'a çıkardık. Ülkemizin en önemli yurt dışı kalkınma kuruluşu olan TİKA'nın ofislerinin sayısını 12'den 61'e yükselterek, 170 ülkeyi kapsayan bir faaliyet genişliğine ulaştık. Bugün TİKA, yılda yürüttüğü 2 bin projeyle kendi alanında tüm dünyaya örnek olan başarı hikayeleri yazıyor.
Ülkemizde burslu olarak eğitim gören öğrenci sayısı şu anda 17 bini buldu. Yabancı öğrencileri söylüyorum. Her yıl 5 bin kişilik kontenjanla açılan Türkiye burslarına yapılan başvuru sayısı 10 binden 132 binin üzerine çıktı. Maarif Vakfımız 32 ülkedeki 165 okuluyla Türkiye'nin dünyadaki eğitim gücü olarak her yıl büyüyerek yoluna devam ediyor. Yunus Emre Enstitümüz dünya genelinde faaliyet gösteren 54 merkezi ile medeniyetimizi, tarihimizi ve kültürümüzü tüm dünyada tanıtıyor.
"İnsan siyaset arenasına çıktığında..."
Ana muhalefet partisinin gerçekten çapsız, kalitesiz, kifayetsiz, içi de altı da boş siyaset tarzı ülkemizin en büyük handikabıdır. Halbuki insan siyaset arenasına çıktığında en büyük alternatifi olarak şöyle az çok ele gelecek, mücadele etmesi tat ve heyecan verecek bir rakip görmek istiyor.
"Psikiyatri mi nörolog mu yoksa Pensilvanya'daki şarlatan mı olur"
Bizim karşımıza da çıka çıka CHP ve onun başındaki Kılıçdaroğlu gibi bir avane çıktı. Tabii Rabbimizin hikmetinden sual olmaz. Belki de hakkımızda böyle hayırlısı. Ama inanın ülkemiz ve milletimiz adına üzülüyoruz. Nasıl üzülmeyelim ki. Bu zat geçen perşembe günü bir televizyon programının canlı yayına katılıyor, orada epeyce bir esip gürlüyor ama söylediği şeylerin aslı astarı yok. Mesela, CHP'nin belediyecilikte başarılarını anlatırken Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı'nı örnek veriyor.
Bu Belediye Başkanı'nın, Muğla'nın tüm ilçelerinde okul yaptırdığını, her yeri ana sınıfları, kreşlerle donattığını söylüyor. 'Araştırın, gerçekten böyle bir şey var mı?' dedim. Arkadaşlar araştırdılar, aradılar, taradılar, sordular, soruşturdular, Büyükşehir Belediyesinin Muğla'da yaptırdığı tek bir okul dahil bulamadılar. Hatta Muğla'nın yerel basını da seferber olmuş, onlar da epeyce aramışlar.
Fakat sözü edilen eserlerden hiçbirini ortaya çıkartamamışlar. Hani birkaç okulu, tüm ilçeler diye söylersiniz, mübalağa etmiş der geçeriz. Ancak hiç olmayan bir şeyi dakikalarca ballandıra ballandıra anlatmanın adı nedir, doğrusu biz bilmiyoruz.
Konuyu erbabına havale ediyoruz, artık psikiyatrist mi olur psikolog mu olur nörolog mu olur yoksa Pensilvanya'daki şarlatan mı olur, orasını kendileri bilir. Sorunu çözecek birisini bulup bu işi bir neticeye bağlarlar herhalde. Bu zatın yalanlarını, palavralarını ortaya dökmekten, mahkeme önünde hesaplaşıp, tazminat almaktan yoruldum.
Sadece bu örnek, değil önümüzdeki mahalli iradeler seçimlerinde CHP'li belediyeler tarafından yönetilen şehirlerde yaşayan halkımızı, maruz kaldıkları zulümden kurtarma sorumluluğumuzu göstermeye yeterlidir.
"12 Kasım'da başvurular sona erecek"
AK Parti olarak dün itibarıyla belediye başkan adaylıkları için başvuruları almaya başladık. 12 Kasım'da adaylık başvuruları parti programı çerçevesinde sona erecek.
Hedefimiz öncelikle mevcut belediye başkanlarından yeniden aday göstereceklerini kesinleştirmek ve ilan etmek. Büyükşehirlerden başlayarak, diğer adaylarımızı peyderpey açıklayıp, bir an önce seçim çalışmalarına başlamayı planlıyoruz.
14 seçim ve halkoylaması oy oranlarımız, bize 31 Mart 2019'daki hedefimiz konusunda herhalde bir fikir veriyor. Elbette hedefimiz mahalli seçimlerin tamamındaki oy oranlarımızın üzerinde bir yere ulaşmaktır. İnşallah bunu da başaracağız. Genel Merkezimizle, teşkilatımızla, milletvekillerimizle, belediye başkan adaylarımızla, belediye meclis ve il genel meclis adaylarımızla, sandık müşahitlerimizle, mahalle, köy temsilcilerimizle, AK Parti'ye gönül vermiş, milyonlarla bir olup, milletimizin desteği ve Allah'ın izniyle 31 Mart 2019 gecesinde, zaferimizi inşallah kutlayacağız.
Dünya Kupası'nda Ampute Milli Futbol Takımı'nın penaltı atışları sonucunda dünya ikincisi oldu. Takım Kaptanı gazi Osman Çakmak bundan dolayı çok üzüldü.
Osman üzülme. futbolda galibiyet de mağlubiyet de beraberlik de haktır. Sen artık bunları bilen bir gencimizsin. Avrupa şampiyonu olduk, dünya ikincisi olduk. Bundan sonrasında inşallah dünya şampiyonu oluruz. Şahsım, milletim adına Ampute Milli Takımımızı bu başarısından dolayı kutluyoruz.
ABD'nin İran yaptırımları
Bu yaptırımlar konusunda her şey A'dan Z'ye net değil ama biz doğrusu bu yaptırımları doğru bulmuyoruz. Çünkü bize göre bütün yaptırımlar dünyanın dengesini bozmaya yönelik adımlardır. Bunlar uluslararası hukuka da diplomasiye de aykırı. Artık dünya barışa dayalı süreci yaşamak istiyor. Yani emperyal bir dünyada yaşamak istemiyoruz, emperyalist baskılarla yaşamak istemiyoruz. İnsanların bu noktada çok daha huzurlu, barış ve güven içerisinde yaşadıkları bir dünya istiyoruz.
Şu anda atılan adımlarda, AB ve AB ülkelerinin tamamına yakını bu işe olumlu bakmıyor. Hepsi bu konuda çok daha farklı bir yerde.
Yaptırımlar konusunda bizim duruşumuz hep net olmuştur. Hele hele petrole yönelik konularda biz hep bunu söylemişizdir; bunlar alternatifsiz bir şeydir, dolayısıyla bir yaptırıma kesinlikle uymayız. Biz buradan şu anda 10 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Biz bu doğalgazı almadığımız zaman, ben vatandaşımı kışın soğuğunda donduracak mıyım? Biz böyle bir şeye uyamayız, kabullenemeyiz.
ABD ile YPG'nin Münbiç'teki ortak devriyesi
Maalesef. Bunların hepsini belgelerle, her şeyle Paris'te ayrıca görüşeceğiz. Kabul edilebilir bir şey değil, bizim bunları kabul etmemiz mümkün olmayacağı gibi, böyle bir durum kesinlikle sınırda ciddi olumsuzluklara neden olur. Ben inanıyorum ki Sayın Trump'la bunu konuştuğumuzda da herhalde bu konu ile ilgili süreci durduracaklardır diye düşünüyorum.
Kaynak: TRT Haber / AA