Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Yargı Reformu Stratejisi Programı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Yargı Reformu Stratejisi toplantısının ülkemize, milletimize, adalet teşkilatımıza ve yargının tüm taraflarına hayırlı olmasını diliyorum.
Uzun ve emek isteyen bir hazırlık döneminin ardından bu strateji belgesini kamuoyunun huzurnuna getiren sayın Adalet Bakanımıza ve ekibine gönülden teşekkür ediyorum. Hazırlık sürecinde kıymetli değerlendirmeleriyle, teklifleriyle Yargı Reformu Strateji Belgesine katkı sağlayan herkese şükranlarımı özellikle ifade etmek isterim.
Adalet mülkün temelidir diyerek devleti adalet üzerinde inşa eden ve yaşatan bir medeniyetin temsilcileri olarak bu mesele bizim önceliklerimiz arasında hep ilk sıralarda yer almıştır.
Milletimiz 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu bize tevdi ettiğinde Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Geçtiğimiz 17 yılda en büyük yatırımları bu alanlarda yaptığımızı en büyük reformları yine bu alanlarda gerçekleştirdiğimiz görüyoruz. Hayatın bizzati kendisinin kesintisiz bir değişim süreci olduğu gerçeği bize bu alanlardaki reformları da sürekli devam ettirmemiz gerektiğine işaret ediyor. Bu sebeple şimdi milletimizle paylaşacağımız Yargı Reformu Strateji Belgesini aynı zamanda sonraki reform hazırlıklarının da başlangıcı olarak görebiliriz. Adalet Bakanımız reform belgesinin hazırlık sürecini anlattı. Reform belgesinde yer alan kimi uygulamaları açıklamayı beklemeden hayata geçirmeye başladık. Türkiye Adalet Akademisinin kuruluşu, nöbetçi noterlik uygulaması, hakim ve savcıların uyacakları etik kuralların belirlenmesi gibi hususlar bunlardan bir kısmıdır. Reform belgesinde yer alan diğer başlıkların uygulamaya geçirilmesi sürecini de bizzat yakından takip edeceğiz.
"Kopenhag kriterlerinin adını Ankara kriterleri yapar yolumuza devam ederiz"
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği sürecindeki en büyük kazanımlarından biri reform çalışmalarını özellikle sistematik şekilde hazırlama tartışma ve hayata geçirme kabiliyetini geliştirmiş olmasıdır. Bunun için birliğe tam üyeliğimiz haksız bir şekilde engellendiğinde reformlar konusundaki kararlılığımızı Kopenhag kriterlerinin adını Ankara kriterleri yapar yolumuza devam ederiz diye ifade etmiştim. Çünkü biz bu reformlara Avrupa Birliği istediği dayattığı takip ettiği için değil milletimizin ihtiyacı olduğu için sahip çıkıyor ve hayata geçiriyoruz. Yargı Reformu Stareteji Belgesinin hazırlığında da Avrupa Birliği kriterleri elbette gözetilmiş olmakla beraber asıl milletimizin demokrasi insan hakları ve adalet talepleri gözönüne alınmıştır. Tarih bize gösteriyor ki adaletin güçlü güçlülerin de adaletli olduğu toplumlar hızla büyük, kalkınır, zenginleşir. Buna karşılık adalet temeli çürük olan hiçbir toplumun ve devletin uzun süre ayakta kalma şansı yoktur. Ecdadımız yüreğinin ve bileğinin gücüyle ele geçirdiği coğrafyaları adaleti sayasinde asırlar boyu yönetmeyi başarabilmiştir.
Bunun için Kanunu Sultan Süleyman Han kılıcın yapamadığını adalet yapar diyor. Adaletin küçüldüğü yerde zulüm büyüyor demektir. Bunun için adaleti insan haklarını özgürlükleri geliştirmek için atılan her adım bizim için değerlidir, kıymetlidir, önemlidir. Yeni nesillere bırakacağımız en büyük miras da bu anlayış olacaktır. Merhum Aliya İzzetbegoviç'in biz savaşı öldüğümüzde değil düşmanlarımıza benzediğimizde kaybederiz sözünü asla unutmayacağız. İster ekonomik zenginlik, ister askeri güç, ister toplumsal düzen olsun her alanda kendi medeniyetimizin kodlarına özelliklede adalet anlayışına göre hareket etmeyi bıraktığımız gün kaybettiğimiz gün olacaktır.
Bugün Türkiye maruz kaldığı onca saldıraya rağmen dimdik ayakta ise bunu değerlerine özellikle de ekonomik ve sosyal adaleti sağlama konusundaki hassasiyetine borçludur. Elbette eksiklerimiz var, elbette bozulmalar yaşadığımız alanlar var, elbette sıkıntıya düştüğümüz konular var. Herşeye rağmen kendi medeniyetimize, kültürümüze, tarihimize olan bağlarımızı muhafaza ediyoruz. Yitik kaybetildiği yerde aranır derler. Biz de kaybettiğimiz değerlerimizi yine kendi coğrafyamızda kendi içimizde bulacağız. Bugün tanıtım toplantısını yaptığımız türden reformlar da bu arayışta bize ışık tutacak yol gösterecektir.
"Yargı reformu belgesi sisteme güveni artıracak"
Yargı Reformu Stratejisi Belgesi eskiden beri devam eden reformların güncellenmesi ile ortaya çıkmıştır. Bu belge güven veren ve erişilebilir bir adalet vizyonu ile hazırlanmıştır. Amacımız tüm kurumlarımızın mülkiyet hakkına seyahat hürriyetine, hukuki güvenliğe, ifade özgürlüğüne ve özgürlükleri kısıtlayan diğer tüm uygulamalara karşı duyarlı olmalarını sağlamaktır. Özellikle mevzuattan kaynaklanan sıkıntıları ve uygulamadaki aksaklıkları süratle çözmekte kararlıyız. Bunun için her alanda ayrı ayrı çalışmalar yürütüyoruz. Yargı Reformu Belgesi içerdiği birçok amaç ve hedefle hem vatandaşlarımızın sisteme duydukları güveni artıracak hem de daha öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşmasına yardımcı olacaktır. Bu reform belgesi ile her ne kadar bize verilen sözler tutulmuyorsada Avrupa Birliği tam üyelik sürecine bağlılığımızı ifade etmiş oluyoruz. Her şeye rağmen 2005 yılından bu yana süren müzakere sürecinin bir an önce tamamlanmasının en az bizim kadar Avrupa için de önem taşıdığına inanıyoruz. Bu güne kadar gerçekleştirdiğimiz reformlar ve uyum çalışmaları daha özgürlükçü ve katılımcı demokrasiye ulaşma konusundaki irademizin eseridir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yargı Reformu Stratejisinde 2 temel perspektif, 9 amaç ve 256 faaliyet bulunuyor.https://t.co/sAsbKsL9Jr pic.twitter.com/N40g72gWcn
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) May 30, 2019
Yargı reformu Strateji Belgesini de insan odaklı hizmet, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi ve yargıya güvenin artırılması ilkeleri çerçevesinde hazırladık. Yargı Reformu Stratejisinde iki temel perspektif 9 amaç 63 hedef ve 256 faaliyet bulunuyor. Türkiye'nin önceliklerini bu başlıklar etrafında şekillendirmeye gayret ettik.
[Yargı Reformu Stratejisi] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatandaşlarımızın adalet hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması önceliklerimiz arasında olacaktır.https://t.co/sAsbKsL9Jr pic.twitter.com/7xzRO6YCaJ
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) May 30, 2019
Her alanda özgürlüklerin genişletilmesi için yaptığımız mevzuat değişiklikleri ve yapısal reformlar burada tek tek sayamayacağımız kadar çoktur. İfade özgürlüğünü demokresinin en önemli şartı olarak görüyoruz. Bilhassa son 6 yıllık süreçte ifade ve medya özgürlüğünün geliştirilmesine yönelik önemli adımlar attık. Anayasa başta olmak üzere mevzuatımızda köklü değişiklikler yaptık. Bu belge ile ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi ve daha ileriye taşınması konusunda yeni yaklaşımlar ortaya koyuyoruz.
[Yargı Reformu Stratejisi] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tutuklama tedbirinin ölçülü kullanılmasına yönelik yeni adımlar atıyoruz.https://t.co/sAsbKsL9Jr pic.twitter.com/Klqk5hcO6t
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) May 30, 2019
Türkiye işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışını benimsemiş bir ülkedir. Geçmişte hep tartışılan sistematik işkence ve kötü muamele iddiaları artık geride kalmıştır. Bu alandaki kazanımlarımızı korumakta kararlıyız. Tutuklama tedbirinin ölçülü kullanılmasına yönelik yeni adımlar atıyoruz. İnternet üzerinden ifade özgürlüğü konusu, günümüzün önemli tartışma alanlarından biri haline gelmiştir. Bu konuda da yeni yaklaşımlar geliştirdik. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının güvence altına alınması adil yargılanma hakkının temini gibi birçok konuda önemli yenilikler getiriyoruz. Belgenin özellikle yükseldiği ikinci temel perspektif adalet sisteminin işleyişidir.
"Adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz"
Önümüzdeki dönemde adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz. Aynı şekilde vatandaşlarımızın adalet hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması önceliklerimiz arasında olacaktır. Bu kapsamda adliyelerde vatandaşların işlerini kolaylaştırılmasına yönelik bir takım hedefler ve faaliyetler belirledik. Ayrıca mevzuatın sadeleştirilmesi, adli yardım sisteminin ve savunma hakkının güçlendirilmesi hususlarında da atacağımız adımlar bulunuyor. Yargıda sadeleştirilmiş süreçlerin oluşturulması uyuşmazlıkların mümkün olduğunca ve öncelikle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ile çözülmesi önleyici ve koruyucu hukuk uygulamalarının sisteme kazandırılması da önceliklerimiz arasındadır.
[Yargı Reformu Stratejisi] Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2 temel anlayıştan birisi hak ve özgürlüklerdir. Bu perspektifin özünde demokrasinin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi hedefi vardır.https://t.co/sAsbKsL9Jr pic.twitter.com/2A4zf4suL9
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) May 30, 2019
Yargı Reformu Stratejisinde yer alan 9 amaçtan ilki hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi başlığını taşıyor. Hak ve özgürlüklere ilişkin standartları yükseltmek üzere mevzuatımızı gözden geçirmeye devam ediyoruz. Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Venedik Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda çeşitli değerlendirmeleri var. Bunları da gözetmek suretiyle hak ve özgürlüklere ilişkin standartların yükseltilmesine yönelik mevzuat paketleri hazırlıyoruz. İfade özgürlüğüne ilişkin mevzuatta yapacağımız düzenlemelerle bu konudaki davalarda kanun yolu güvencesinin artırılmasını sağlayacağız. Daha önce ifade özgürlüğünün en önemli kriterlerinden biri olan eleştiri amacı ile yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz düzenlemesini zaten mevzuatımıza dercetmiştik. Şimdi de ifade özgürlüğüne ilişkin kararların istinaf aşamasından sonra bir de yargıtay tarafından incelenmesini sağlayacağız.
"Tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak görüyoruz"
Tutuklamayı istisnai tedbir, tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak görüyoruz. Bu anlayışla tutukluluk tedbirine ancak zorunlu hallerde başvurulmasını sağlayacak değişiklikler yapacağız. Mevzuatımızda tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu süre tüm safahatı kapsamaktadır. Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini planlıyoruz. İnternet erişim engelleme usullerini gözden geçiriyoruz. Bu çerçevede bir internet sitesinin tamamına değil sadece engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacaktır.
Böylece uluslararası standartlara uygun bir mevzuat altyapısına da kavuşmuş olacağız.
İnsan hakları eylem planının ilkini 2014 yılında hazırlamıştık. İçerisinde ayrıntılı düzenlemelerin yer alacağı yeni İnsan Hakları Eylem Planı hazırlıkları kısa süre içerisinde tamamlanacaktır.
Yargı Reformu Strateji Belgemizin ikinci amaç başlığı yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesidir. Hakim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz. Mevcut tayin sistemi mesleki verimliliği olumsuz etkiliyor. Coğrafi teminat hakim ve savcıların isteği olmaksızın çalıştığı yerden başka bir yere tayin edilememesi anlamına geliyor. Bu düzenleme ile hakim ve savcıların mesleki teminatlarının daha da güçlendirilmesini hedefliyoruz. Hakim ve savcılığa girişteki mülakat heyetini genişletiyoruz. Halihazırda mülakat kurulu adalet bakanının görevlendireceği bakan yardımcısı başkanlığında teftiş kurulu başkanı, ceza işleri, hukuk işleri ve personel genel müdürlerinden oluşuyordu. Mülakat kurulunda hakimler ve savcılar kurulu ile yüksek mahkemelerden de temsilciler bulundurulmasını planlıyoruz. Belirli görevler için mesleki liyakati ve tecrübeyi artırmak gayesi ile mesleki kıdem şartlarını yeniden belirliyoruz. Özellikle yargıtay ve danıştay üyelikleri istinaf mahkemesi başkanlığı ve üyelikleri cumhuriyet başsavcılığı adalet komisyonu başkanlığı mahkeme başkanlığı atamalarında bu çok çok önemlidir. Aynı şekilde Adalet Bakanlığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Tetkik Hakimliği ile Müfettişlikleri Yüksek Mahkemelerin Savcılık ve Tetkik Hakimliğine atanma kriterlerini de yeniden belirliyoruz.
Hakimler ve savcılar hakkındaki disiplin prosüdürlerini yeniden yapılandırıyor kurulun disiplin kararlarına karşı yargı yolunu genişletiyoruz. Böylece Hakimler ve Savcılar Kanununun uyarma, aylıktan kesme, kınama, kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme, meslekten çıkarma cezaları ile ilgili tartışmaları ortadan kaldırıyoruz.
Ayrıca disiplin işlemlerinin etkinliğinin artırılması için disiplin cezalarını da yeniden belirliyor disiplin prosüdüründeki güvenceleri artırıyoruz. 2010 yılında gerçekleştirilen Anayasa değişikliği ile meslekten ihraç kararlarına karşı yargı yolu zaten açılmıştı. Bu düzenleme ile diğer disiplin kararlarına karşı da itiraz ve yeniden değerlendirme yollarına başvurmak mümkün hale gelecektir.
[Yargı Reformu Stratejisi] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hukuk fakültelerinin eğitim süresinin 5 yıla çıkartılması, kontenjanlarının azaltılması ve başarı sıralamasının 190 binden 100 bine yükseltimesi gibi düzenlemeler planlıyoruz.https://t.co/sAsbKsL9Jr pic.twitter.com/5mYBI1Vli4
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) May 30, 2019
"Hukuk fakültelerinin eğitim süresi 5 yıla çıkartılacak"
Reform Belgemizin üçüncü amaç başlığı insan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin artırılması. Hukuk fakültelerinin özellikle eğitim süresi ve kontenjanları ile fakülteye girişte aranan başarı sıralaması ölçütünü yeniden belirliyoruz. Eğitim süresinin 5 yıla çıkartılması, kontenjanların azaltılması, başarı sıralamasının 190 binden 100 bine yükseltilmesi gibi düzenlemeler planlıyoruz.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı önümüzdeki dönemin en önemli yeniliklerinden biri olacaktır. ÖSYM tarafından yapılacak bu sınavda belli puan alanlar avukatlık stajına başlayabilecek. Hakim, savcı ve noter olabilmek için ise bunun yanında ayrıca özel meslek sınavlarına girilmesi gerekecek. Bu sınavla devlet ve vakıf üniversitelerini kalite ekseninde bir rekabete ve oto kontrole sevke etmeyi hedefliyoruz. Ayrıca bu yöntemin yargıdaki hizmetlerin nitelikli verilmesine ve mesleki yetkinliklerin arttırılmasına da katkı sağlayacağına inanıyoruz. Reform belgemizde yer alan bir başka yenilik de hakim ve savcı yardımcılığı müessesesinin getiriliyor olmasıdır. Hakim ve savcıların eğitimin ardından doğrudan kürsüye çıkmayacak. Hakim ve savcılar önce yardımcı olarak görev başlayacaklar, bu sürenin sonunda ikinci bir sınavla hakimlik ve savcılık mesleğine geçecekler.
Mesleğe kabulleri sadece yardımcı kadrolar arasından yapılacak. Bu uygulamanın gayesi bir yandan mesleğe hazırlık döneminin daha etkin geçirilmesini temin etmek diğer yandan da hakim ve savcılara çalışmalarında daha fazla destek sağlayabilmektir.
Türkiye Adalet Akademisini, reform belgesiyle ilgili hazırlık süreçlerinin tamamlanmasını beklemeden bu ayın başı itibariyle yeniden kurduk.
Yargıda Performans Ölçüm ve Takip Merkezi kurulacak
Dördüncü amaç başlığı "performans ve verimliliğin artırılması", bunun için Hakimler ve Savcılar Kurulu bünyesinde Yargıda Performans Ölçüm ve Takip Merkezi kuracak.
Uzun süren soruşturma ve davalar bu merkezde oluşturulacak bir sistem vasıtasıyla takip edilecek, gerekiyorsa yargı bağımsızlığı ilkesine halel getirilmeden davaların uzamasına sebebiyet veren sorunların çözümü sağlanacak.
Yargıda hedef süre uygulaması daha da geliştirecek. Uzun süren soruşturma ve davaları takip etmek için 2019 yılı başı itibarıyla zaten başlamıştık. Bunun dışında makul sürede yargılanma hakkının sağlanması gayesiyle mahkemeler ve savcılıklar için farklı performans kriterleri oluşturmayı planlıyoruz.
"Çevre, imar ve enerji gibi alanlarda özel mahkemeler kuruyoruz"
Hakimleri, ceza ve hukuk hakimi olarak ihtisaslaştırıyoruz. Halihazırda 6 bin 52 faal mahkemenin 3 bin 67'si hukuk, 2 bin 985'i ise ceza mahkemeleridir. Reform düzenlemesiyle birlikte mesleğin başında hakimleri ceza ve hukuk hakimleri olarak ayıracak ve alanlarında uzmanlaşmalarını sağlayacağız. Çevre, imar ve enerji gibi alanlarda davaların daha hızlı ve etkin yürütülmesini sağlamak için özel mahkemeler kuruyoruz. Bu tür davaların uzaması hem vatandaşlarımızın hem de devletin çok büyük zararlara uğramasına yol açıyor.
İstinaf mahkemelerini güçlendiriyoruz. Halen ülkemizde Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Samsun, Sakarya ve Konya illerimizde olmak üzere, 11 istinaf mahkemesi bulunuyor. Önümüzdeki dönemde Diyarbakır, Kayseri, Trabzon ve Van illerinde dört bölge adliye mahkemesi daha faaliyete geçirilecektir. Adalet teşkilatımızın bilişim sisteminin yurt dışı temsilciliklerimizle entegrasyonunu sağlıyoruz. Böylece yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın hukuk davalarında bilişim sistemi üzerinden beyanlarının alınabilmesini ve dilekçe sunabilmelerini temin edeceğiz. Adliye bulunmayan ilçelerde ve büyük havalimanlarında uzaktan görüntülü olarak ifade alınabilmesine imkan sağlayan SEGBİS kuruyoruz. Mahkeme nöbet sistemini geliştirerek, ceza mahkemelerinin 24 saat esasıyla hizmet vermesini planlıyoruz.
"Sınavla girebilecekleri bir kariyer mesleği haline dönüştürüyoruz"
Mahkeme yazı işleri müdürlüklerini güçlendirerek, yazı işleri müdürlüğü kariyer meslek olarak yeniden yapılandıracak. Yazı işleri müdürlüğünü görevde yükselme usulüyle gelinen değil, hukuk eğitimi almış olanların en başta sınavla girebilecekleri bir kariyer mesleği haline dönüştürüyoruz. Bu uygulama, yargılamaların daha etkili ve eksiksiz yürütülmesine katkıda bulunacaktır.
Vasilik kararları başta olmak üzere yabancı mahkemelerce verilen kararların karar ve tenfizinin basitleştirilmesi sağlanacak. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, özellikle yabancı ülke makamları tarafından verilen vasilik kararlarının tanınmasıyla ilgili önemli sorunlar yaşayabiliyor. Bu reform belgesiyle yurt dışındaki vatandaşlarımızın bu sıkıntılarını da çözüyoruz.
"Vekalet ücretinin KDV oranını indirmeyi planlıyoruz"
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin beşinci amaç başlığın "savunma hakkının etkin kullanımının sağlanması." Bu strateji belgesiyle savunma hakkı ilk defa ayrı bir amaç başlığı altında düzenlenmiş bulunmaktadır. Ülkemizde, 2002 yılı itibarıyla 46 bin 552 olan avukat sayısı bugün itibarıyla 135 bine yaklaşmıştır. Bunun için avukatlık stajına başlamak için hukuk mesleklerine giriş sınavında başarılı olma şartı getireceğimizi daha önce ifade etmiştik. Ayrıca savunmanın yargılamalara etkin katılımını sağlayacak düzenlemeler yapıyoruz. Bu çerçevede avukatların bilgi ve belge temin etmelerine ilişkin yasal yetkilerini de genişletiyoruz. Koruyucu hukuk anlayışı kapsamında vatandaşlarımızın mağduriyetlerini önlemek için bazı iş ve işlemlerin avukat aracılığıyla yapılmasını sağlıyoruz. Kira ve eser başta olmak üzere belirli değerin üzerindeki bazı sözleşmelerin bağış ve ölüme bağlı işlem gibi tek taraflı tasarrufların avukat yardımıyla hazırlanması zorunlu olacaktır. Avukatlık hizmetlerinin vergilenmesi konusunda da iyileştirici düzenlemeler yapıyoruz. Çocuk mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda olduğu gibi aile hukuku ve tüketici uyuşmazlıklarında da vekalet ücretinin KDV oranını indirmeyi planlıyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Avukatlarımızın uluslararası davalarla ilgili mesleki kapasiteleri hızla gelişiyor. Bunun bir gereği olarak avukatlara da yeşil pasaport hakkı vererek uluslararası faaliyetlerini kolaylaştırmayı planlıyoruz.https://t.co/sAsbKsL9Jr pic.twitter.com/7lbQRQwiXH
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) May 30, 2019
"Avukatlara da yeşil pasaport hakkı"
Kamuda görev yapan avukatların farklı statülerde çalışmaları, denetimleri, mali ve özlük hakları ile ilgili konuların yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Maaş ve özlük haklarının yetersiz olması nedeniyle kamuda nitelikli avukat çalıştırabilmek güç.
Türk avukatlık camiası, uluslararası alanda da mesleki faaliyet gösterecek şekilde hızlı bir gelişim içindedir. Avukatlarımızın uluslararası davalarla ilgili mesleki kapasiteleri hızla gelişiyor. Bunun bir gereği olarak, avukatlara da belli kriterler dahilinde, bunu Barolar Birliği Başkanımızla da arkadaşlarımız görüştüler, görüşüyorlar. Biz de kabinede bunları görüştük. Avukatlara da yeşil pasaport hakkı vererek, uluslararası faaliyetlerini kolaylaştırmayı planlıyoruz.
Yargı reformu strateji belgesinin altıncı amaç başlığı "adalete erişimin kolaylaştırılması ve adalet hizmetlerinden memnuniyetin artırılması."
Usül kanunlarında dava açma ve kanun yoluna başvuruda bir hafta, iki hafta bazen 7, 10, 15, 30 ve 60 gün gibi farklı süreler bulunuyor. Sürelerin farklı olması sadece karışıklara neden olmakla kalmıyor, mağduriyetlere de yol açıyor.
Bu sorunu sürelerin yeknesak hale getirmek suretiyle çözeceğiz. 2018 yılı istatistiki verilerine göre Cumhuriyet savcılıklarında yüzde 13,5, ceza mahkemelerinde yüzde 7 ve hukuk mahkemelerinde ise yüzde 4,2 oranında görevsizlik ve yetkisizlik kararı verildi. Ayrıca görevsizlik ve yetkisizlik sebebiyle bozma kararı verilme oranının da oldukça yüksek.
Bu durum yargılama sürecini uzatıyor. Yeni bir sistem kurarak bu tür olumsuzların önüne geçmeyi planlıyoruz.
Yargı süreçlerinde tanığa özgü uygulamaların geliştirilmesine ihtiyaç bulunuyor.
Mesela bazı ülkelerde tanıklar için özel bekleme odaları oluşturularak davaların taraflarıyla yüz yüze gelmeleri ve psikolojik olarak yıpranmaları engelleniyor. Benzer uygulamaların yapılmasına olanak sağlayacak önemli değişiklikler bizde de yapılacaktır. Ayrıca mevzuatta yer alan tanıklık ücretinin yeniden belirlenmesi gerekiyor. Reform çalışmaları kapsamında tanıklara yaklaşımla ilgili standartların yükseltilmesi için gereken adımlar atılacaktır.
"Cumhuriyet savcılarının takdir yetkileri genişletilecek"
Strateji belgesinin yedinci amaç başlığı "ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması." Bu kapsamda Cumhuriyet savcılarının takdir yetkisin genişletilecek.
Mevzuata göre, yeterli şüphenin varlığı halinde kamu davası açılmasının zorunlu. Buradaki 'yeterli şüphe' kavramı, uygulamada basit şüphe olarak tatbik edilmektedir. Bu durum da açılan dava sayısını ne yazık ki artırmaktadır. Şüpheli hakkında mahkumiyet kararı verilmesi ihtimali çok düşük olan soruşturmalarda dahi Cumhuriyet savcılarınca dava açılmaktadır.
Neticeye baktığımızda 2018 yılında şüphelilerin yüzde 52,6'sı hakkında 'kovuşturmaya yer olmadığına' dair karar verilmiştir. Açılan davalardaki mahkumiyet oranı ise yüzde 48,1'dir. Sistemi mahkumiyet ihtimali az olan davaların açılmaması yönünde geliştirmemiz gerekiyor. Bunun yolu da Cumhuriyet savcılarına takdir hakkını genişletmekten geçiyor.
Dünya genelinde adalet sistemleri, uyuşmazlıkların öncelikle soruşturma aşamasında çözülmesi ve önemli konularda dava açılması yönünde reformlara yöneliyor.
Savcılık aşamasında ne kadar çok sorun çözebilirsek mahkemelerdeki yargılamaları o derece sağlıklı hale getiririz.
"Mağdurun rızası ve mahkemenin onayı mutlaka aranacak"
Halen ön ödeme müessesesi sadece adli para cezasını gerektiren veya üst sınırı 6 ayı aşmayan suçlar için uygulanıyor. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ancak şikayete bağlı ve üst sınırı bir yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda devreye giriyor. Uzlaşma ise şikayete bağlı suçlar ve kanunda öngörülen diğer bazı suçlar için düzenlenmiştir. Her 3 konuda da bu sınırlı uygulamayı genişletmeyi hedefliyoruz.
Bazı fiillere yönelik soruşturmaların fail ile savcı arasında anlaşmayla sonlandırılabileceğini özellikle sağlayacağımıza inanıyorum. Bu hususun uygulama örnekleri yurt dışında zaten var. Önceden belirlenecek belli suçlarda, suçunu ikrar eden şüphelinin hemen mahkemeye sevk edilmesi ve kanunda yer alan indirimden faydalanarak cezalandırılması sistemi rahatlatacaktır. Bu uygulama cezada pazarlık yönteminin aslında bir modelidir. Türkiye'de bu yöntemi kanunda yüksek ceza öngörülmeyen suçlar için getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca bu süreçte mağdurun rızası ve mahkemenin onayı da mutlaka aranacaktır.
"İade edilen iddianamelerin oranı yüzde 2,6"
Nitelikli yargılama ancak yeterli bir soruşturmayla mümkün olacaktır. Bunun sağlanması için mevzuatta iddianamenin iadesi usulü düzenleniyor.
Soruşturması eksik yürütülmüş bir iddianameyse savcılığa iade ediliyor. Aksi takdirde mahkemelerin soruşturma sırasında tamamlanması gereken işlemleri yapması ya da yapılmış işlemleri tekrar etmesi gerekiyor. Sonuçta ortaya hem önemli bir verimlilik sorunu çıkıyor hem de taraflar örseleniyor. Cumhuriyet savcılıklarının ve adli kolluğun güçlendirilmesine, aynı zamanda iddianamenin iadesi müessesesine de işlerlik kazandırılmasına ihtiyaç vardır. Halihazırda iade edilen iddianamelerin oranı yüzde 2,6'dır. Bunun için iade kapsamı yeniden belirlenecektir. Soruşturmaların kalitesinin artırılması için hukuk fakültesi mezunlarının adli kollukta istihdam edilmesi sağlanacaktır.
Mevzuatın bu açıdan taranarak bazı fiillerin idari yaptırıma dönüştürülmesi mahkemelerin iş yükünü de azaltacaktır. Şahsa karşı işlenen özellikle basit yaralama ve tehdit gibi suçların nitelikli hallerinin şikayete bağlı hale getirilmesi planlanıyor.
Konusu suç teşkil eden bazı basit fiillere ilişkin süreçlerin kısaltılması için yeni usuller getirilecek. Basitleştirilmiş ve hızlı bir yargılama usulünün birçok ülkede farklı uygulamaları bulunmaktadır. Suç teşkil eden bazı fiillerde daha hızlı ve basit bir usulle sanıkların doğrudan mahkeme önüne getirilmesi bir an önce yargılamaların başlamasını sağlayacaktır.
Türkiye'de 12-15 yaşındaki çocuklar hakkında geçen sene itibarıyla yaklaşık 40 bin dava açıldı. Bazı ağır suçlar hariç olmak üzere 15 yaşından küçük çocukların ilk defa işledikleri fiiller soruşturmaya ve kovuşturmaya konu edilmeden çocuklara özgü koruma mekanizmaları içerisinde değerlendirilecektir. Bu tür çocukların durumlarının sosyal tedbirlerle takip edilmesi kendilerine daha iyi bir gelecek kurma şanslarını da güçlendirecektir. Mevcut uygulamada kamu davasının açılmasının ertelenmesi, yetişkinler ve çocukları için aynı hükümlere tabiidir. Bu uygulamanın çocuklara yönelik kısmı genişletilecektir. Ayrıca çocuklar hakkındaki davaların ilk derece yargılamalarıyla istinaf ve temyiz incelemeleri öncelikli olarak yapılacaktır. Şiddet içermeyen bazı suçlardan hükümlü olan yaşlı, hamile ve çocukların cezalarının elektronik izleme merkezi aracılığıyla evde infazına imkan tanınacaktır. Bu durum bir yandan sosyal fayda sağlarken diğer yandan ceza infaz kurumlarının maliyetlerinde tasarruf yapılmasını temin edecektir.
"Hukuk yargılaması ile idari yargılamanın sadeleştirilmesi"
Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nde sekizinci amaç başlığı "Hukuk yargılaması ile idari yargılamanın sadeleştirilmesi ve etkinliğinin artırılması." Özellikle küçük miktarlı talep ve davalarda basitleştirilmiş ve hızlı bir yargılama usülü ile çözüm yoluna gidilecek.
Bu konuyla ilgili AB Konseyi'nin de tavsiye kararı bulunuyor. Diğer ülkelerdeki uygulamalarda incelenerek yeni bir usul ihdas edilecektir. Mal varlığı haklarına ilişkin küçük miktarlı talep ve davalarda yazılı ya da sözlü yargılama usullerine benzer yöntemler kullanılacaktır. Bunun için uyuşmazlığın basitleştirilmiş ve hızlı bir yargılama usulü içerisinde çözümlenebilmesine yönelik bir yargılama usulü ihdas edilecektir.
Çocukla kişisel ilişki kurulması yönündeki mahkeme kararlarının icra müdürlükleri vasıtasıyla infaz edilmesi ciddi sorunlara yol açıyor. Bu yöntem çocuğun sosyal ve psikolojik yapısını bozmanın yanında mahşeri vicdanı sızlatan görüntülere de sebebiyet verebiliyor. Çocukla şahsi münasebet kurulmasına yönelik kararların infazında daha insani ve çocuğa uygun yöntemler geliştirilecektir. Bu kapsamda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı ortak bir birim kuracaktır. Bu birim vasıtasıyla çocukla ilgili kararların icra edilmesi hem masrafları azaltacak hem de çocuğun menfaatlerini gözetecek bir yöntem olacaktır.
Noterlik bir kariyer mesleği haline dönüşecek, sayıları artacak. Ülkemizde 1931 noterlik bulunmaktadır. Geçtiğimiz 17 yılda noterliklerin sayısı yüzde 56 oranında artmıştır. Sayının artması vatandaşların işlerini kolaylaştırmıştır. Yeni noterlikler Türkiye Noterler Birliği'nin görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından açılıyor. Her asliye hukuk mahkemesinin yargı çevresinde bir noterlik kurulması zorunlu hale geliyor. Bazı çekişmesiz yargı işlerinin noterlikler tarafından da yapılabilmesine imkan sağlanarak bu kurumun daha işlevsel hale gelmesi temin edilecektir. Yargının iş yükünü azaltacak şekilde tevdi mahalli tayini, iddet müddetinin kaldırılması, vasiyetnamenin açılması, mirasçı atama belgesinin verilmesi, mirasın reddi beyanının tespit edilmesi ve delil tespiti talepleri gibi işlerin noterlikler tarafından yürütülmesini hedefliyoruz.
"Uyuşmazlıkların derinleşmeden çözülmesine imkan sağlayacak"
Yargı Reformu Stratejisi'nin 9'uncu ve son amaç başlığı "Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemlerinin Yaygınlaştırılması. Bunun için cezada uzlaştırmanın kapsamı genişletilecek.
Geçen yıl uzlaşma bürolarına gönderilen dosya sayısı 380 bin, uzlaşmayla sonuçlanan dosya sayısı ise 150 bin.
Mahkeme temelli aile arabuluculuğu uygulaması getirilecek. Şiddet içermeyen uyuşmazlıklarda aile arabuluculuğu getirilmesi, uyuşmazlıkların derinleşmeden çözülmesine imkan sağlayacaktır. Uygulama, mahkeme temelli olarak yapılandırılacaktır. Yani açılan dava hakim tarafından arabuluculara havale edilecektir. Halihazırda zorunlu arabuluculuk iş uyuşmazlıklarında ve ticari uyuşmazlıklarda uygulanıyor. Tüketici uyuşmazlıkları gibi alanlarda da arabuluculuğa başvuran dava şartı haline getirilmesi planlanıyor. Kamunun taraf olduğu davalarda ihtiyari sulh yönteminin kapsamı genişletilecektir.
Bu belge, Bakanlığımızın barolardan hukuk fakültelerine, akademisyenlerden medya mensuplarına kadar geniş bir yelpazede gerçekleştirdiği istişareler sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın yasal düzenleme gerektiren konularının muhatabı Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. İdari tasarruf gerektiren konularının muhatabı da Cumhurbaşkanlığı, Adalet Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlardır. Amacımız milletimizin adalet duygusunu güçlendirecek, beklentilerine cevap verecek, vicdanları mutmain ve hukuka güveni tahkim edecek bir yargı uygulamasını hayata geçirmektir. Bunu da hem kendi medeniyetimize olan bağlılığımızı koruyacak hem de günümüz dünyasının uygulamalarıyla uyumlu olacak bir yaklaşımla gerçekleştirmemiz gerekiyor. Sizlerle paylaştığımız Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin bu doğrultuda atılmış önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Bu belgede yer alan hususların kanun veya diğer düzenlemeler vasıtasıyla hayata geçirilmesi aşamalarında da sizlerin özellikle katkılarını almayı sürdüreceğiz.
Kaynak: TRT Haber