Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜGVA Genel Merkezi'nin açılışını yaptı.
Erdoğan'ın açılış törenindeki konuşmasının satır başları şöyle;
Değerli TÜGVA gönüllüleri sevgili gençler aziz kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum. Bu anlamlı tören vesilesiyle siz TÜGVA'lı gençlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. TÜGVA Genel Merkez binasının ülkemiz, milletimiz ve gençlerimiz için hayırlara vesile olmasını cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Bu güzel eserin inşasında emeği ve katkısı olan mimarından mühendisine işçisine hayırseverlerine kadar herkese şahsım milletim adına teşekkür ediyorum.
TÜGVA Genel Merkezi'nin mimarisiyle vakfımızın misyonuna yaraşır bir yer olduğunu görüyoruz. TÜGVA Genel Merkez binasının amacıyla gençlere hizmet olan diğer vakıflarımız ve derneklerimiz için de bir model teşkil edeceğine inanıyorum. Bugün burada ofislerin ve çalışma mekanlarının olduğu gibi sıradan bir binayı aslında hizmete almıyoruz spor salonu, akıllı sınıfı, kıraathanesi, toplantı ve konferans salonları, çocuklarımızın hayallerini gerçeğe dönüştürebileceği icathanesi ile gerçekten örnek bir eseri ülkemize kazandırıyoruz.
"Her yaştan gencimiz için bir çekim merkezi haline dönüşeceğine inanıyorum"
Burasının ülkemizin 81 ili ve 404 ilçesine yayılan TÜGVA şubelerinin idari merkezi olma yanında 10 yaşından 35 yaşına kadar her yaştan gencimiz için de adeta bir çekim merkezi haline dönüşeceğine inanıyorum. Rabbim TÜGVA yönetimine burada istikbalimize damga vuracak hayırlı hizmetler yapmayı nasip eylesin diyorum.
Fiziki yapısı ne kadar güzel ne kadar kullanışlı olursa olsun bir mekana anlamı veren orada bulunan orada görev yapan insanlardır. Mekanlar ancak bünyesinde çalışan insanlarla şeref kazanır ruh kazanır. Ne kadar muhteşem bina yaparsanız yapın şayet içinde insan yoksa orası bir beton ve demir yığını olarak kalmaya mahkumdur. TÜGVA Genel Merkezimizi bir beton yığınına dönüşmekten kurtaracak olan da öncelikle TÜGVA'ya gönül vermiş bu çatı altında gençliğe hizmet etmeye kendini vakfetmiş arkadaşlarımızdır.
Genel Merkez binamız herşeyden önce sizlerin çalışmalarıyla sizlerin gayretleriyle anlamını bulacaktır. Bu bina eşyalarla ortaokul çağından üniversiteye kadar farklı yaş gruplarındaki gençlerimizin heyecanıyla samimiyetiyle olduğu zaman gerçek fonksiyonunu icra edecektir. Burası ancak gençlerin benim vakfım benim yuvam benim okulum diyerek sahiplendiği zaman gerçek bir merkeze genel merkeze dönüşecektir.
TÜGVA Genel Merkezi'nin etrafındaki diğer binalardan onu ayırıcı vasfı yani alamet-i farikası her gün dolup taşan gençler olmalıdır. Bu konuda TÜGVA yönetimine güveniyorum. TÜGVA'ya gönül vermiş her bir kardeşimin de meseleye bu şekilde baktığına inanıyorum.
"TÜGVA 4,5 milyonu aşkın gencimize ulaşmayı başardı"
Kuruluşundan bu yana 4 yıl gibi geçen kısa bir sürede TÜGVA'nın katettiği mesafeyi çok önemli bir başarı olarak görüyorum. Vakfımıza gönül veren kardeşlerimizin gayretleri neticesinde TÜGVA 81 vilayetimizin tamamında ve 404 ilçemizde örgütlenmesini tamamladı. Gerçekleştirdiği faaliyetlerle bu kurumumuz ülke genelinde 4,5 milyonu aşkın gencimize ulaşmayı başardı. Yurtlarımızdaki doluluk oranı yüzde 58'lerden yüzde 90'ların üzerine çıktı. Bugün bir kısmı burslu olmak üzere 58 yurdumuzda 7 bin 500 civarında öğrencimize evlerini aratmayacak sıcak, ferah, huzurlu bir ortamda barınma imkanı sunuluyor. Aynı şekilde yaz okullarıyla 71 bin ortaokul öğrencimiz TÜGVA ile TÜGVA'nın temsil ettiği değerler ile tanışma fırsatı buldu.
Medya iletişim okulundan doğa kamplarına, kırk hadis yarışmalarından spor klüplerine, tiyatro akademisinden bölge uzmanı yetiştirme programlarına kadar gençlerimizin ihtiyaç duyduğu her alanda vakfımız birbirinden önemli projelere imza atıyor. Özellikle gençlerimizin yurt dışı tecrübesi kazanmasına yönelik çalışmaları takdirle karşıladığımızı belirtmek isterim.
"On binlerce gencimiz için ikinci bir okul"
Şimdilik arapça ve ingilizce eksenli yürütülen bu projenin Afrika'dan Asya'ya Orda Doğu'dan Balkanlar'a kadar gönül coğrafyamızın tamamını kuşatacak şekilde genişletilmesini ayrıca temenni ediyorum. TÜGVA gençlerimize sadece barınma imkanı sunmakla kalmıyor. Aynı zamanda yaşları eğitim seviyeleri birbirinden farklı on binlerce gencimiz için ikinci bir okul oluyor. Bu çatı altında gençlerimiz hem kendilerini geliştiriyor hem de bizi biz yapan milli ve manevi değerlerimizle ziynetleniyor.
Yurtlarımızda kalan bu çatının gençlerimize kazandırmak istediği prensipleri özümseyen buranın imkanlarını en güzel şekilde değerlendiren gençlerimizi birer TÜGVA mezunu olarak görüyorum. İnşallah eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkemizin ve dünyanın değişik bölgelerinde hayatlarını devam ettirecek TÜGVA mezunlarının vakfımızın da misyonunu çok daha ileriye taşıyacaklarına inanıyorum.
Gençlik geleceğimizdir istikbalimizin teminatıdır çok daha güçlü çok daha müreffeh Türkiye'nin garantisidir. Gençliğini ihmal eden geleceğini de tehlikeye atıyor demektir. Öyleki gençliğine değer vermeyen gençlerine ihtimam göstermeyen bir devletin ayakta kalması mümkün değildir.
Bu anlayışla bugüne kadar gençlerimiz için pek çok yatırımı hayata geçirdik. 76'dan devraldığımız üniversite sayısını 130 ilave ile 206'ya çıkardık. 190 olan yükseköğretim yurt sayımızı 776'ya, 182 bin yurt yatak kapasitemizi 663 bine çıkardık. 16 yıl evvel burs kredi olarak aylık sadece 45 lira alan bir lisans öğrencimize ocak ayından itibaren 500 lira vermeye başlıyoruz. Yüksek lisans öğrencilerine bu meblağın iki katını yani bin lira, doktora öğrencilerine 1500 lira ödüyoruz. Karşılıksız burs verdiğimiz öğrenci sayısı sadece bu yıl 150 bini buldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Millet olarak yeni bir dönemin arefesinde bulunuyoruz; bu dönemin adı, yeniden diriliş, yeniden şahlanış dönemidir.https://t.co/Kn2z3a98WX pic.twitter.com/031QLgZhwJ
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 21 Ekim 2018
"Yeniden diriliş, şahlanış döneminin arefesindeyiz"
Gençlerimizle hayalleri arasındaki engelleri kaldırmaya gayret ediyoruz. Hiçbir evladımızın inancından, kılık kıyafetinden, dış görünüşünden dolayı horlanmadığı bir özgürlük atmosferini ülkemizde hakim kıldık. Millet olarak yeni bir dönemin arefesinde bulunuyoruz; bu dönemin adı, yeniden diriliş, yeniden şahlanış dönemidir.
"Bu dönem büyük Türkiye idealimizi pratiğe dökme dönemidir"
Bu dönem büyük Türkiye idealimizi pratiğe dökme dönemidir. Bunun bir yanı coğrafyamızla ilgilidir ama bu asla yayılmacı bir ideal değildir. Onlar kollarında teröristlerle beraber Ankara'dan İstanbul'a yürüyebilirler. Biz ise rahmet erleriyle şefkat erleriyle yürürüz, yürümeye de devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Son 16 yılda mevzi kaybedenler sadece teröristler, vesayet odakları, asalaklar olmuştur.https://t.co/Kn2z3a98WX pic.twitter.com/JebaDMGN51
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 21 Ekim 2018
"28 Şubat dönemlerinin utanç sahnelerine son verdik"
Hiçbir evladımızın inancından, kılık kıyafetinden, dış görünüşünden dolayı horlanmadığı bir özgürlük atmosferini ülkemizde hakim kıldık. Bu süreçte sadece kendimize veya tabanımıza değil, bizimle aynı dünya görüşünü paylaşsın paylaşmasın, milletimizin tamamına hizmet etmenin çabasını güttük.
Son 16 yılda hareket alanı daralanlar sadece terör örgütleri ve yandaşları olmuştur. Son 16 yılda mevzi kaybedenler sadece vesayet odakları olmuştur. Son 16 yılda gelir kaynakları kesilenler sadece çalışmadan, üretmeden, hiçbir riske girmeden para kazanmaya alışmış asalaklar olmuştur. Son 16 yılda güçten düşen sadece millete tepeden bakmayı alışkanlık haline getiren bir avuç seçkin olmuştur. Bunların dışında hiçbir kimsenin, hiçbir vatandaşımızın, hiçbir etnik veya dini grubun özgürlük alanı daralmamış, hayatına müdahale edilmemiştir. Türkiye'nin son 16 yılından rahatsız olanlar da senelerdir kendilerini imtiyazlı vatandaş konumuyla görmeye alışanlardır. Her ne kadar birileri gerçekleri ters yüz ederek anlatmayı alışkanlık haline getirmiş olsa da biz demokrasinin geliştirilmesi, hak ve özgürlük alanlarının özellikle de genişletilmesi yolunda çalışmaya devam edeceğiz.
"Bu çevreleri dikkate almıyoruz"
Bu dönemin adı, yeniden diriliş, yeniden şahlanış dönemidir. Bu dönem yeniden büyük Türkiye idealimizi pratiğe dökme dönemidir. Elbette bu idealin bir yanı coğrafyamızla ilgilidir. Ancak bu asla yayılmacı bir ideal değildir. Bizim ideallerimize bu tarz kulp takanların gayesinin meseleyi anlamaktan ziyade daha başından yaftalamak, mahkum etmek olduğunu biliyoruz. Gayesi üzüm yemek yerine bağcıyı dövmek olan bu çevreleri nazarı dikkate almadık, almıyoruz. Biz kendimizle beraber kardeşlerimizin, dünyadaki tüm mazlum ve mağdurların huzur, barış, güven içinde yaşadığı bir küresel sistemin savunuculuğunu yapıyoruz.
İşte ana muhalefetin başı. Dün İngiltere'de ne diyor? Türkiye'deki Suriyelileri, biz geldiğimizde tekrar Suriye'ye göndereceğiz, diyor. Bunun insanlıktan nasibi var mı? İnsanlıktan nasibini almamış olan bir kişi ancak bunu söyleyebilir. Bunlar muhacir, biz ise ensarız. Ensarla muhacir nedir, bu adam bilmez. Bu hassasiyeti anlamaz. Bunlarda böyle bir kavram, böyle bir anlayış yok. Çünkü bunlar her zaman zulümle iç içe olmuşlar. Bunlar her zaman geçmişlerinden bu yana hep zulmetmişler. CHP'nin tarihini biz iyi biliriz. Onların, yakın siyasi tarihimizde Adnan Menderes'i, arkadaşlarını nasıl idam ettikleri biz gayet iyi biliriz. Tarih buna şahittir. Ama onlar bundan zevk duyanlardır. Onlar kollarında teröristlerle beraber Ankara'dan İstanbul'a yürüyebilirler. Biz ise rahmet erleriyle şefkat erleriyle yürürüz, yürümeye de devam edeceğiz."
"İnsani bir sistem için ter döküyoruz"
Afrika'nın yeraltı zenginliklerinin batılı müstekbirlerce gasbedilmediği, insanların, elması, altını, petrolü için sömürülmediği bir yapının tesisi için mücadele veriyoruz. Gazze sahilinde oynayan çocukların bombaların hedefi olmadığı, ciğerparelerini korumak için babalarının vücutlarını İsrail kurşunlarına siper etmek zorunda kalmadığı insani bir sistemin hayat bulması için ter döküyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Biz mazlum ve mağdurlarla yürümeye devam edeceğiz.https://t.co/Kn2z3a98WX pic.twitter.com/DkAxqvyRxT
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 21 Ekim 2018
Bay Kemal, sen onlarla beraber yürümeye devam et. Biz mazlumlarla, mağdurlarla beraber yürümeye devam edeceğiz.
Özgürlük adına belli uyuşturucu maddelerin serbest bırakıldığı bir sistemde hiç kimsenin istikbalini garantide göremeyiz. Hiç şüphesiz bu idealimizi sadece devlet olarak gerçekleştirmemiz de mümkün değildir. Sivil toplumun omuz vermediği, TÜGVA gibi gönüllü kuruluşlarımızın destek olmadığı, milletimizin topyekun sahiplenmediği bir mücadelenin başarı şansı yoktur. Bu noktada sizlere, binlerce yıllık vakıf geleneğimizin gönümüzdeki mirasçıları olan kurumlarımıza büyük görevler düşüyor. Biz TÜGVA'ya hiçbir zaman sıradan bir vakıf olarak bakmadık, bakmıyoruz. Burada görev yapan tüm arkadaşlarımızı geleceğimizin Dede Korkutları, Alparslanları, Nizamülmülkleri, Fatihleri, Yavuzları, Akşemseddinleri velhasıl siyaset ve gönül erleri olarak değerlendiriyoruz. Bu çatı altında eğitimlerine devam eden kardeşlerimizi gerektiğinde halkına önderlik edecek birer Aliya İzzetbegoviç olarak görüyoruz.
"Tüm insanlığın yaradılıştaki kardeşliğine inanıyoruz"
Özellikle bizi biz yapan hasletlerin örselendiği günümüz dünyasında gençlerin bu bakış açısına sahip olması önemli.
İnsana, diğer insanın kurdu olarak değil, yoldaşı, sırdaşı ve kardeşi olarak bakan bir medeniyetin temsilcileriyiz. Biz rengi, dili, kökeni, sosyal statüsü ne olursa olsun tüm insanlığın yaradılıştaki kardeşliğine inanıyoruz. Bunun için de hilkatte kardeşlerimiz olan diğer toplumlara öteki olarak bakmıyoruz. Burası hepimiz için bir imtihan dünyasıdır. Unutmayın, Rabb'imiz 'Biz ölümü de hayatı da sizleri imtihan için yarattık.' buyuruyor. Var oluş gayemizde kulluk vazifemizi layıkıyla ifa etmek, geride hayırla yad edilecek izler, hatıralar bırakmak bizim görevimizdir.
Kaynak: TRT Haber, AA