Geçen hafta Macaristan'a resmi ziyaret gerçekleştirdiğini, çarşamba günü de İstanbul'da düzenlenen Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu dolayısıyla Afrika'dan gelen katılımcılarla buluştuğunu anımsatan Erdoğan, "Türkiye'nin Afrika'da başlattığı ve karşılıklı saygı, sevgi, kazanç esasına dayanan açılım politikasının meyvelerini artık toplamaya başladığımızı görüyorum." diye konuştu.
“Bu kıtanın aydınlık geleceğini hep birlikte inşa edeceğiz”
Dünyada üçüncü bin yıla Afrika'nın damgasını vuracağının konuşulduğunu belirten Erdoğan, "Biz de başlattığımız çalışmalarla siyasi, sosyal ve ekonomik alanda Afrikalı kardeşlerimizle yakın iş birliği ve dayanışma imkanlarını arıyoruz. Geçmişte büyük acılar yaşayan bu kıtanın aydınlık geleceğini hep birlikte inşa edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, perşembe günü Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı yapıldığını hatırlatarak, Türkiye açısından hayati öneme sahip savunma sanayisi projelerini bizzat takip etmeyi sürdüreceğini vurguladı.
Cuma günü Isparta'ya, ertesi gün Kayseri'ye ziyarette bulunduğunu anlatan Erdoğan, pazar günü ise İstanbul Çamlıca Tepesi'nde yapımı süren camiyi ziyaret ederek, çalışmaları yakından incelediğini aktardı. Erdoğan, bu eserin bitme aşamasına geldiğini görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Dün AK Parti ilçe başkanlarıyla iki parti halinde Genel Merkez'de bir araya geldiğini hatırlatan Erdoğan, bu toplantıların gelenek haline getirileceğini söyledi.
"Durmak yok, yola devam"
Erdoğan, yarın iki gün sürecek resmi ziyaret için Moldova'ya gideceğini, cuma günü ise İzmir'de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile STAR Rafinerisi'nin açılışına ve bir üniversitenin akademik yıl açılış törenine katılacağını bildirdi.
Ülke ve millete hizmet yolunda her dakikayı değerlendirmeye çalıştığını ifade eden Erdoğan, "Durmak yok, yola devam. Milletimize hizmet ettikçe gücümüz artıyor, enerjimiz çoğalıyor. AK Parti'nin bunca yıldır zirveden inmemesinin sırrı işte buradadır. Biz çalıştıkça Rabbim bereketini veriyor. Biz koşturdukça Rabbim yolumuzu açıyor. Biz gayret ettikçe Rabbim zoru kolay kılıyor." dedi.
Her bir arkadaşından aynı gayret ve çabayı beklediğinin altını çizen Erdoğan, "Bizim kitabımızda yorgunluğun, yılgınlığın, tembelliğin, ataletin yeri yoktur. Bu hizmet yolunda yürümek, bu büyük mücadeleyi sürdürmek için kendinde derman göremeyen varsa yanlış yerde bulunduğunu bilmelidir." diye konuştu.
"Erken emekliliği sosyal güvenlik sistemimizde tasvip etmiyoruz"
Emeklilikte yaşa takılanlar konusuna da değinen Erdoğan, "Erken emekliliği sosyal güvenlik sistemimizde tasvip etmiyoruz ama siyasette bu yol her zaman için açıktır." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Erken emekliliği sosyal güvenlik sistemimizde tasvip etmiyoruz.https://t.co/S8vJySwb1K pic.twitter.com/nBkfBRxPxC
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 16 Ekim 2018
Sosyal güvenlik mevzuatına göre emekli olabilmek için sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaş olarak 3 ayrı hususa bakılması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Emeklilik için 1999 yılına kadar yalnızca hizmet süresi ve prim ödeme gün sayısı yeterliydi. Bu tarihte yapılan bir düzenlemeyle kademeli olarak yaş şartı da getirildi. Son günlerde emeklilikte yaşa takılanlar başlığı altında yürütülen kampanyanın özünde işte bu uygulama vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Emeklilikte yaşa takılanlar başlığı altında bir de dernek kurulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşe bak. Bu derneğin başındaki kişinin durumu dahi tek başına sosyal güvenlik sistemimizin nasıl bir felakete itilmeye çalışıldığının en büyük ispatıdır. Bu derneğin başındaki hanımefendi, 1992 yılında sigortalı olarak sosyal güvenlik sistemimize dahil olmuş. Şayet eski sistem devam etseydi bu hanımefendi 2012 yılında, 38 yaşında emekli olacaktı.
Halihazırdaki sistemdeki kademeli yaş uygulaması sebebiyle bu hanımefendi 2022 yılında yani 48 yaşında emekli aylığı almaya başlayabilecek. Esasen bu kişi zaten emeklilik hakkını kazanmış durumda. Sadece emekli maaşı alabilmesi için bu yaşı beklemesi gerekiyor."
"Buna hiçbir ülkenin sosyal güvenlik sistemi dayanamaz"
Dünyanın hiçbir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama olmadığının altını çizen Erdoğan, "20 yıl çalışıp 38 yaşında emekli olacak bir kişi 40 yıl çalışmadan devletten maaş ve sağlık sigortası hizmeti alacaktır demektir. Böyle şey olur mu? Buna dünyanın hiçbir ülkesinin sosyal güvenlik sistemi dayanamaz. Zaten oralarda da böyle bir uygulama yok. Ortalama insan ömrünün 60 yaşı dahi bulmadığı dönemlerde 40'lı yaşlarda emekli olmanın belki bir izahı vardı ama bugün ülkemizde ortalama insan ömrü 78'i geride bıraktı." açıklamasını yaptı.
“Böyle bir yükü milletimizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı?”
48 yaşında emekli olan bir kişinin bile yaklaşık 30 yıl sistemde kalacağına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bugün ülkemizde ortalama emeklilik yaşı 52'dir. Bu rakam Avrupa ülkelerinde 65'tir. Türkiye kademeli olarak henüz yeni yeni 65 yaş sınırına doğru çıkmaya çalışıyor. Ülkemizde ortalama sigortalılık süresi 26 yılken emeklilikte geçen ömür 27 ile 31 yıl arasındadır.
Avrupa'da sigortalılık ortalama süresi 35 yılken emeklilikte geçen süre de genellikle 20 yılın altındadır. Ülkemizde bir emekli tüm çalışma hayatı boyunca ödediği primi 6 yılda emekli maaşı olarak geri almaktadır. Görüldüğü gibi mevcut durumda dahi emeklilik sistemimiz içler acısı bir haldedir.
Sosyal Güvenlik Kurumunun hesaplamalarına göre emeklilikte yaşa takılanlar denilen gruba giren 6,3 milyon kişi bulunuyor. Bunların 1 milyon kadarı devlet memuruyken kalanları hizmet akdiyle veya kendi hesabına çalışanlardan oluşuyor. Bunlardan 1,3 milyonu hemen emekli olabilecek durumda, kalanları da peyderpey emekliliğini talep edebilecektir.
Bu teklifin ülkemize yıllık ilave maliyeti 26 milyar lira. Erken emeklilikten yararlanacakların tamamı göz önüne alındığında bu rakam toplamda 750 milyar lirayı buluyor. Ekonomik kurtuluş savaşı verdiğimiz böyle bir dönemde, böyle bir yükü milletimizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı, diye milletime soruyorum."
“Bugün batı dünyası yaşta emekliliği tırmandırıyor”
Erdoğan, "ekonomik kurtuluş savaşının verildiği dönemde bir taraftan domates, patates, biber, un ekmek, çocuk bezi gibi ürünlerin satışında fırsatçıların türediğini, diğer taraftan ise emeklilikte yaşa takılanlar konusunun gündeme geldiğini" söyledi.
Yaşa takılanların emekli olması halinde bu kişilerin bir taraftan devletten maaşa alacağını diğer taraftan da kendine göre iş yapmaya devam edeceğini anlatan Erdoğan, "Yani çift dikiş. Böyle bir şey olamaz. Buna hak, adalet denmez. Bugün batı dünyası yaşta emekliliği tırmandırıyor. 65 yaşın altına eyvallah etmiyor. Niye? Ülkeye maliyetleri çok çok fazla da onun için. Eskiden İskandinav ülkelerinde erken emeklilik olurdu. Şimdi İskandinav ülkeleri bile bunun bedelini ödeyemez duruma düşünce emeklilik yaşını onlar da yukarı doğru tırmandırmaya başladılar." dedi.
"Ülkenin tüm dengelerinin bozulmasına gönlümüz rıza gösteremez"
Erdoğan, anlattıklarının yanlış anlaşılmamasını isteyerek, "kimsenin hakkında hukukunda gözlerinin olmadığını" vurguladı.
Türkiye'de AK Parti kadar insanların hakkını koruyan, refah seviyesini yükselten, sosyal devlet ilkesinin gereğini yerine getiren bir başka partinin olmadığının altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Emeklilerimiz konusunda en büyük hizmetleri yine biz getirdik. Biz göreve geldiğimizde bu ülkede 68 lira emekli maaşı vardı. Bugün asgari ücretin altında neredeyse emekli maaşı kalmadı. Nereden nereye... Tüm emeklilerimize ayrıca ramazan ve kurban bayramlarında biner lira ikramiye veriyoruz. Sağlık hizmetlerinde dünyada örneği olmayan bir şekilde sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında hiç kimseyi bırakmadık.
Ülkemizin imkanları arttıkça tüm vatandaşlarımızla birlikte emeklilerimizin de durumlarını iyileştirmeyi sürdüreceğiz. Bir kesimi memnun etmek adına ülkenin tüm dengelerinin bozulmasına da gönlümüz rıza gösteremez. Kaldı ki bu adım ya da bu kampanya bir siyasi ranta dönüştürülmemelidir. Bu olursa bedeli ülkemize çok ağır olur.
Şu gerçeği hepimiz gayet iyi biliyoruz, bugün emeklilikte yaşa takılanlar diyerek kampanya yürütenlerden önemli bir bölümü emekli maaşı almaya başladıktan sonra da resmi ya da gayri resmi olarak çalışmayı sürdürecektir. Bir yandan devletten maaş alacak diğer yandan yine işlerine güçlerine bakacaklar.
Hakikat bu iken göz göre göre sosyal güvenlik sistemimizi yeni bir batağın, yeni bir felaketin içine niye sürükleyelim. Mecliste bu konuyu gündeme getiren partileri bu gerçekler ışığında yeniden bir durum değerlendirmesi yapmaya davet ediyorum. Türkiye geçmişte popülist politikalardan hesapsız kitapsız atılan adımlardan çok çekti. Gelin yeniden bu tehlikeli alışkanlığı hortlatmayalım."
"2023 hedeflerimiz doğrultusunda yürümeye devam ediyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 24 Haziran seçimleriyle birlikte yürütmede ve yasamada 5 yıllık kesintisiz bir hizmet dönemine girdiğini söyledi.
Mahalli İdareler Seçimleri'nin başarıyla tamamlanmasıyla belediyelerde de yeni bir hizmet döneminin kapılarının aralanacağını belirten Erdoğan, ülkenin yeni yönetim sisteminin en güzel tarafının, istikrarlı hizmet süresinin garanti altına alındığına dikkati çekti.
İş başına gelir gelmez üç aşamalı bir çalışma başlattıklarını da aktaran Erdoğan, ilk olarak 100 günlük acil icraat programının hazırlandığını, Cumhurbaşkanlığına bağlı kurumlar ile 16 bakanlıkla 400 projeyi öncelikli programa dahil ettiklerini dile getirdi.
“2023 hedeflerimiz doğrultusunda yürümeye devam ediyoruz”
Programın uygulama aşamalarını Cumhurbaşkanlığında kurulan bir ekip aracılığıyla da adım adım takip ettiklerinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Son Bakanlar Kurulu toplantısında ilk 50 günün kapsamlı bir değerlendirmesini yaptık. Ardından önümüzdeki 3 yıllık dönemi kapsayan orta vadeli programı hazırladık. Küresel ve bölgesel zorlukların üstesinden gelerek Türkiye'yi hedeflerine ulaştırmayı amaçlayan bu çalışmanın adını da Yeni Ekonomi Programı olarak belirledik.
Türkiye 2002-2013 yılları arasındaki ekonomi programı hedeflerini çoğu defa aşarak yakalamıştır. 2013 yılından itibaren hep beraber şahit olduğumuz sınamalar sebebiyle kimi hedeflerimizin gerisine düştük. Gezi olaylarıyla, özellikle oralardan bizi sıkıştırmaya çalışanlar, son ekonomik dalgalanmaya kadar süren bu kritik dönemde her şeye rağmen hamdolsun ülkemizi sapasağlam ayakta tutmayı başardık.
Bizi yıkmak için kurulan tuzakları, ufak tefek sendelemelerle atlatıp 2023 hedeflerimiz doğrultusunda yürümeye devam ediyoruz. Yeni ekonomi programımızı dengeleme, disiplin, değişim temaları etrafında oluşturduk.
Böylece hem bugüne kadarki kayıplarımızı telafi edecek hem de bundan sonraki muhtemel saldırılara karşı güçlü mukavemet sergileyecek önemli bir yaklaşım geliştirdiğimize inanıyorum."
Yeni yönetim sisteminin ilk bütçesinin hazırlıklarının da tamamlandığını anlatan Erdoğan, 2019 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Teklifi'ni de yarın TBMM'ye sunacaklarını söyledi.
“Sabredeceğiz ve Allah'ın izniyle zafere ulaşacağız”
Yeni ekonomi politikalarının hayata geçirilmesi yolunda önemli adımın atıldığına işaret eden Erdoğan, "Açık konuşmak gerekirse bu süreçte çok ciddi fedakarlıklarda bulunduk. Ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini korumak için yeri geldiğinde yutkunmak pahasına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık. Bugüne kadar milletimizden hiçbir şeyi gizlemedik, saklamadık. Her icraatımızı milletimizle birlikte ve milletimizin gözü önünde gerçekleştirdik. Son dönemde de aynı yolu izledik. Milletimizle aramızdaki gönül bağı bazen her şeyi söze dökemesek de ne yaptığımız ve nereye varmak istediğimizi anlatacak samimiyete sahiptik. Böyle dönemler sabır dönemleridir. Hep söylüyorum ya, 'men sabera zafera.' Sabredeceğiz ve Allah'ın izniyle zafere ulaşacağız." diye konuştu.
“Bu tür sıkıntıların süratle geride bırakılması gerek”
Erdoğan, ülke yönetimini devraldıklarından bu yana bürokrasinin hantallığı ve direnişi yüzünden çok sıkıntı çekildiğine işaret etti.
"Ne kadar uğraşırsak uğraşalım, hangi tedbirleri alırsak alalım, bir türlü çözemediğimiz bu sorunu yeni yönetim sistemiyle birlikte geride bırakmayı ümit ediyorduk halen de ediyoruz." diyen Erdoğan, "hala bürokrasinin hantallığından, sorumluluk almaktan, imza atmaktan çekinmesinden kaynaklanan şikayetleri" işittiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bürokrasinin hantallığı ve direnişi yüzünden çok sıkıntı çektik. Bu sorunu, yeni yönetim sistemiyle geride bırakmayı ümit ediyoruz.https://t.co/S8vJySwb1K pic.twitter.com/dA0k0nZMTh
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 16 Ekim 2018
Erdoğan, yeni yönetim sistemi üzerinden geçen dört aydan sonra bu tür sıkıntıların süratle geride bırakılması gerektiğini vurguladı.
“Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız”
Bakanların çalışacakları kadroları büyük ölçüde oluşturduğunu, bakan yardımcıları ve diğer üst yöneticilerin işlerine dört elle sarılması durumunda, alt kadroların aynı şekilde görev yapacağını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı gibi görevlerde bulunanlar özellikle başta olmak üzere tüm bürokratlar, şayet bakan arkadaşlarımız başka bir tasarrufta bulunmamışsa vazifelerine devam ediyor demektir.
Bu tür görevlerdeki kişilerin yeniden atanması diye bir usul yoktur. Bize koltuğu için endişe duyan değil, sorumluluklarını yerine getirmek için gayret eden, mücadele veren, iş üreten bürokratlar lazımdır. Her kim ki sırf unvanını kaybetmemek için pasif konuma geçmişse bizim gözümüzde o kişi zaten ekibimizin bir parçası olmaktan çıkmıştır.
Bu tarz şikayetler duyduğumuzda hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Türkiye'nin en çok icraata, projeye, gayreti olan bir dönemde kimsenin kaprisleriyle, mazeretleriyle, kariyer hesaplarıyla vakit kaybedemeyiz. Bakan arkadaşlarımdan ricam, şayet hala yapmamışlarsa, yetki devirlerini de süratle tamamlayıp bürokrasi çarklarının tıkır tıkır işlemelerini sağlamalarıdır."
“Milletimizin beklentilerine cevap verecek icraatları ortaya koymalıyız”
"Milletin sandıkta yüzde 52,6 oranında oyu, bu tür sıkıntıları kolayca aşıp daha hızlı ve etkili icraat yapılabilsin" diye verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ürkeklik sebebiyle bürokrasinin tıkanmasının, denizi geçip derede boğulmaya benzeyeceğini söyledi.
Erdoğan, ne millete ne de kendilerine böyle bir kötülüğü yapamayacaklarını ifade ederek, "Bir an önce işleri süratlendirmeli, milletimizin beklentilerine cevap verecek icraatları ortaya koymalıyız." diye konuştu.
"Türk adalet sisteminin kararını verdi"
Türk adliye sistemi içerisinde, hukuk sistemi içerisinde, İzmir'de bir "rahip Brunson olayı"nın yaşandığına değinen Erdoğan, bu konuyla ilgili Türk adalet sisteminin kararını verdiğini ve uygulamaya koyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ABD'li rahip Brunson olayını yaşadık. Bu konuyla ilgili olarak Türk Adalet Sistemi kararını verdi ve bu kararı uygulamaya koydu.https://t.co/S8vJySwb1K pic.twitter.com/IJjtIVU0Gx
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 16 Ekim 2018
Erdoğan, terörle mücadelede atılan adımlara da vurgu yaparak, bu mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini belirtti.
Suriye'nin kuzeyinde ve Münbiç'te atılan adımları da aktaran Erdoğan, Münbiç'te şu anda Mehmetçiğin, Amerikalı askerlerle müşterek eğitim sisteminin cereyan ettiğini dile getirdi.
“PKK'ya karşı atılması gereken adımları en üst düzeyde atacağız”
Erdoğan, Münbiç için belirlenen takvimin 90 gün olduğunu hatırlatarak, "90 günlük takvim ne yazık ki şu anda çalıştı diyemeyiz. Çalışmadı. Çalışmazsa biz orada göbeğimizi kesmesini biliriz, gereğini yapacağız. Aynı şekilde Fırat'ın doğusunda gereken adımlar atılmaz, hala bu gecikme süreci devam ederse Fırat'ın doğusunda da özellikle bu YPG/PYD'ye, daha doğrusu PKK'ya karşı atılması gereken adımları en üst düzeyde atacağız ve gereğini de yapacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Fırat'ın doğusunda gereken adımlar atılmaz, hala bu gecikme süreci devam ederse; PKK'ya karşı atılması gereken adımları en üst düzeyde atacağız ve gereğini yapacağız.https://t.co/S8vJySwb1K pic.twitter.com/djAEtzUtkW
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 16 Ekim 2018
“Bu adımları Türkiye, kararlı bir şekilde atmıştır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bu yapılanların salt ülke huzuru için olmadığını, bunların içerisinde o bölgede yaşayan garip gureba insanların huzurunun da bulunduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Onların Türkiye'ye kaçışları boşuna değil. Attığımız bu adımlar onları da koruma altına almaya yöneliktir. İdlib'de attığımız adım ne ise Afrin'de attığımız adım da, Cerablus'ta attığımız adım da odur. Bütünüyle o terör koridorunda attığımız adımlar bunlardır. Bu adımları Türkiye, kararlı bir şekilde atmıştır, bundan sonra da atmaya devam edecektir."
“Bu sızanları da sürekli temizlemeye devam ediyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nın ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "FETÖ konusunda 'tehlike geçmedi' dediniz, uyarılarda bulundunuz. Bu da akıllara FETÖ ile ilgili, acaba siyasi ayağa yönelik yeni bir dalga olabilir mi sorusunu getirdi." sözlerine, Erdoğan, "Bu tamamen, şu anda gerek Emniyetin gerek yargının, bütün istihbarı organlarımızın aldığı bilgiler dairesinde... Malum silahlı kuvvetler olsun, polis teşkilatı olsun, devletin kurumları olsun; bunlara sızmış olduğunu unutmayacağız. Bu sızanları da sürekli temizlemeye devam ediyoruz. Olay bu." karşılığını verdi.
“Temennim bir an önce bizler için kanaat oluşturacak sonuçlara ulaşmak”
Recep Tayyip Erdoğan, bir gazetecinin, Batı basınında çıkan "Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü Suudi yönetiminin kabul edeceğine" ilişkin haberleri hatırlatması üzerine, "Şu anda biliyorsunuz, yaptığımız yoğun temaslar neticesinde konsolosluktaki arama süreci başladı. Bu sabaha kadar yoğun bir çalışma yapıldı, şimdi tekrar bu çalışma devam edecek. Temennim odur ki bir an önce orada bizler için kanaat oluşturacak sonuçlara ulaşmak. Çünkü toksiki vesaire filan bunların boyanarak çıkartılması, şu bu gibi bir çok şeyleri, şu anda orada nedir ne değildir, bunların araştırması yapılıyor." diye konuştu.
"Ne kadar sürede sonuçlanır?" sorusunu Erdoğan, "Oradan çıkacak neticeye bağlı." şeklinde cevapladı.
CHP'nin İş Bankası hisselerinin devri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, "İş Bankası hisseleri konusunda CHP'den, 'her türlü tedbiri alırız, gerekirse direniriz' mesajı geldi." sözleri üzerine şunları söyledi:
"Burada onların direnmesi netice vermez. Bütün mesele, olayın parlamento boyutu var, bir de parlamento dışı boyutu var; hatta Anayasa Mahkemesi boyutu var. Yani bunların ellerinde ne anayasa ne yargıya dayalı herhangi direnecekleri, dayanacakları, yaslanacakları bir şey yok.
Yapmaları gereken tek şey var; 'biz artık bu dört üyeyi de atamıyoruz, bu zaten milletin hakkıdır, Hazine'nin hakkıdır, biz bunun Hazine'ye devrine de bir şey söyleyemeyiz.' 'Bizim hakkımızdır veya biz devrediyoruz' deme hakları da yok. Çünkü, onların değil ki milletin."
“Anayasa ile yakından uzaktan alakası yok”
Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer CHP bunu yapmazsa AK Parti milletvekilleri bununla ilgili kanun teklifi sunar mı, hazırlık var mı?" sorusuna yanıt verirken, "Buradaki yorumlar farklı. 'Kanun teklifine dahi gerek yok' diyen hukukçularımız var. Zaten Anayasa ile yakından uzaktan alakası yok. Ama Anayasa Mahkemesi, bununla ilgili olarak açacağı, ortaya koyacağı bir kararla işimizi daha da kolaylaştırır." ifadesini kullandı.
"Tehditle bizden netice alma yoluna gitmeyin"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump'un, Rahip Brunson kararının ardından, "Türkiye ile ilişkilerin düzelebileceğine" dair açıklamalar yaptığı anımsatılarak, "Siz bu açıklamalara ne dersiniz, Sayın Trump'tan görüşme talebi gelirse kabul eder misiniz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Bunlar geciken açıklamalar. Ben kendilerine, başta Sayın Trump olmak üzere hep şunu söyledim: 'Türk yargısına güvenin ama tehditle bizden netice alma yoluna gitmeyin.' Türk yargısı da kendisine olan bu noktadaki güvenimizi boşa çıkarmadı, verilmesi gereken kararı kendine göre verdi, mahkumiyetle ilgili kararını da açıkladı. Ne kadar bir ceza? Bu da ortada."
Kaynak: AA