Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Anadolu Yayıncılar Derneği üyeleri ile bir araya geldiği toplantıda, ülkesine, milletine, şehrine sorumluluk duymayan kimsenin medya faaliyetleri içerisinde bulunmasının mümkün olmadığını söyledi.
Erdoğan, geçmişte farklı politikalar izleyen yayın kuruluşlarının da bulunduğunu ama medyadaki hakim yapının bu kesimlerin kontrolünde olduğuna dikkati çekerek, "(Tüzüklerle çarpışarak büyüdük) diyen şairden ilham alarak ben de diyorum ki biz de manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Geçmişte kimin iktidara geleceğini, kimin iktidardan düşeceğini manşetleriyle belirlemeye alışmış olanların düzenlerini bozarak yolumuzda yürüdük." dedi.
"Ben de halkımın ve Hakk'ın yanındayım"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tutuklu bulunan Die Welt muhabiri Deniz Yücel'e ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Adam geliyor, tam bir ajan terörist. Neymiş, basın mensubuymuş ve bir ay Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğunda misafir ediliyor, rezidansında. Şansölye, 'Bizim burada çifte vatandaş olan bir gazetecimiz var. Bunu bırakmanızı özellikle istiyoruz.' diyor. Dedim ki 'Ben size 4 bin 500 PKK'lı teröristin dosyasını verdim ve bu teröristlerin iadesini istedim. Verdiniz mi?' 'Yargı bakıyor...' Bizde de bırakın yargı baksın. Gelsin yargıya teslim olsunlar. Çünkü bizde yargı bağımsızdır."
Bu sürecin böyle devam edeceğini belirten Erdoğan, "Sen, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanına adeta kapını kapatıyorsun, bakanlarına kapını kapatıyorsun, uçuş izni vermiyorsun, oraya gidenleri konuşturmuyorsun. Hollanda'da atını, itini benim vatandaşlarımın üzerine süren, benim bakanıma arabada mahkumiyet verene sen diyorsun 'Ben de Hollanda'nın yanındayım.' Peki, sen Hollanda'nın yanında mısın? Güzel, ben de halkımın ve Hakk'ın yanındayım." diye konuştu.
"Vesayet sistemi oldu"
Bizzat yaşayarak gördüğü sıkıntı ve sorunlardan hareket ederek ülke için cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en doğrusu olduğuna işaret eden Erdoğan, "Aslında parlamenter demokrasi diye bir şey olmadı bu ülkede. Ne oldu? Parlamenter demokrasi ile vesayet sistemi oldu. Bunu yaptılar." dedi.
"Özgürlüklere saygılı olmaya davet ediyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu basınının huzurunda Türkiye'ye parmak sallayan Avrupalılara seslenerek, şöyle devam etti:
"Türkiye itilecek, kakılacak, onuru ile oynanacak, bakanları kapılardan kovulacak, vatandaşları yerlerde sürüklenecek bir ülke değildir. Dünyanın her yerinde bu yaşananlar çok yakından takip ediliyor. Siz böyle davranmaya devam ederseniz, yarın dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Avrupalı, Batılı, güvenle, huzurla sokağa adım atamaz. Bu tehlikeli yolu açarsanız en büyük zararı siz görürsünüz. Türkiye olarak, Avrupa ülkelerini demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere saygılı olmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, bu değerlere bizim kadar özellikle Avrupalının ihtiyacı vardır."
"Tek adam rejiminde seçim yoktur"
Muhalefetin "tek adam" eleştirilerine değinen Erdoğan, bunları söyleyenlerin okumadıkları, okuduklarını da anlamadıkları için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve tek adam rejimini birbiriyle karıştırdıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim getirdiğimiz sistem, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi hükümetin tek kişinin şahsında toplandığı, dolayısıyla yürütmedeki çok başlılığın ortadan kaldırıldığı bir sistemdir, bu yönüyle doğru. Bunların dillerinden düşürmedikleri 'tek adam rejimi' ise bambaşka bir şeydir, o 1923'te kapandı. Artık 'tek adam rejimi' diye bir şey söz konusu değil. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi demokratik bir sistemdir. Çünkü cumhurbaşkanı halkın yüzde 50+1 oyuyla seçiliyor ama Türkiye'de yüzde 15'le başbakan gördük mü? Gördük. Artık biz bunları görmek istemiyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, "Yani sandıktan da çıksanız öyle 20 yıl, 30 yıl cumhurbaşkanlığı yapmak yok. Tek adam rejimindeyse seçim filan yoktur. Tamamen siyasi ve ekonomik şartlara bağlı olarak ortaya çıkar. Süresi de yoktur. Yönetimi ele geçiren kişi ölene veya birileri gelip devirene kadar orada kalır." dedi.