Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Koordinatörleri'ni kabul etti.
Kurulduğu günden bugüne kadar TİKA çatısı altında görev yapanlara teşekkürlerini ileten Erdoğan, bugün dünyanın 5 kıtasında 58 farklı ülkede bulunan 60 program koordinasyon ofisiyle nerede bir dertli varsa onun imdadına yetişmeye çalışan TİKA'nın daima yanında olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "Özellikle petrol zengini Müslüman ülkelere sesleniyorum, Müslüman ülkeler salt zekatlarını tespit edip bu fakir, garip ülkelere verseler dünyada herhalde fakir kalmaz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Müslüman ülkelere sesleniyorum. Zekatlarını tespit edip bu fakir, garip ülkelere verseler dünyada fakir kalmaz.https://t.co/eTAt89R3w3 pic.twitter.com/1gu4Pj0jqB
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 10 Nisan 2018
Erdoğan, kendileri için bu yardımların, karşı tarafa mihnet vermek değil tam tersine yükünü azaltmak ve derdine bir nebze de derman olmak amaçlı olduğunu vurguladı.
"Kalkınma yardımı konusunda ön sıralarda gözüken Batılı ülkelere baktığımızda ölçünün ihtiyaç değil irtibat olarak belirlendiği görülüyor." diyen Erdoğan, ekonomik güçleri itibarıyla Türkiye'nin katbekat önünde olan bu ülkelerin, şayet gerçekten isteseler dünyadaki açlığın ve yoksulluğun önüne geçebileceğinin altını çizdi.
"Silahlanmaya harcanan paralar, fakir halkları ihya eder"
Erdoğan, "Batı'da israf edilen yiyecekle dünyanın kalanındaki tüm açlar doyar" ifadesini hatırlattı.
"Aynı benzetmeyi şöyle de yapabiliriz, Batı'nın ortalığı karıştırmak, terör örgütlerini kışkırtmak, insanları birbirine kırdırmak için harcadığı parayla dünyanın kalanını asgari refah seviyesine ulaştırmak mümkündür. Silahlanmaya harcanan paralar, şu anda dünyanın değişik yerlerindeki yağdırılan bombalar, fazla yere gitmeye gerek yok sadece şu Ortadoğu'da harcanan paralar. Bütün bunlara baktığımız zaman Irak'ta neler yaptılar, şu anda Suriye'de, Filistin'de yapılanlar, Libya'da, bütün buralarda yapılan sadece savaş için harcamalar dünyadaki o garip, fakir halkları ihya eder."
Kendi ölçülerinin asla bu olmadığını ve olmayacağını vurgulayan Erdoğan, "Sadece şurada Suriye'de terör örgütlerine Amerika'nın gönderdiği yardım 5 bin tır silah ve mühimmat, 2 bin kargo uçağıyla buralara gelen yine aynı şekilde silah ve mühimmat. Artık siz bunların ne tür bir büyük rakamlar tuttuğunu hesap edin." dedi.
"Terörle mücadelede kendimize pek az dost bulabildik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere 4,5 milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını aktardı.
"Suriyeli kardeşlerimize kendi yurtlarında güvenli, huzurlu ve müreffeh bir gelecek sağlamak için yaptığımız sınır ötesi operasyonları ödediğimiz bedellere rağmen sürdürmekte kararlıyız. Terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz mücadelede, maalesef kendimize pek az dost bulabildik. Hatta demokrasiden ve özgürlüklerden dem vuran ülkelerin önemli bir bölümünün çıkarları öyle gerektirdiği için terör örgütlerinin yanında yer aldığını gördük. Lafa geldiği zaman 'dostuz' diyorlar, yalan."
"ABD ortalığı karıştırmak istiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktada bu ülkelerle aralarında çok kesin görüş ayrılıkları olduğunu tespit ettiklerine dikkati çekti.
"Mesela biz Suriye'de güvenli bölgeler oluşturalım istiyoruz, Sayın Obama zamanından beri ben bunu söylüyorum. Kendisiyle kaç kez görüştük, söyledik. Yeni gelen yönetim, baktım onlar da 'Güvenli bölge oluşturalım' diyor, biz bunu zaten ta ne zamandan beri söylüyoruz, 'Hadi gelin oluşturalım', bakın yine yanaşmıyorlar. Niye? İstedikleri bu değil, istedikleri ortalığı karıştırmak, istedikleri Müslüman kıyımı, fakat öyle bir Müslüman kıyımı ki öldüren 'Allahüekber' diyor öldürüyor, ölen 'Allahüekber' diyor o da ölüyor."
Erdoğan, şu anda biz İslam dünyasında bunun yaşandığını, Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Libya'ya bunun görüldüğünü vurguladı.
"Oyun hep aynı oyun, onlar kan ve ateş her yere yayılsın istiyor, biz Suriye halkı kendi topraklarında huzur içinde yaşasın istiyoruz. Onlar Suriye halkı birbirini kırsın, yok etsin istiyor, biz Suriye şehirlerini altyapısıyla üstyapısıyla yeniden yaşam alanları haline getirelim istiyoruz."
Türkiye'nin, Suriye'deki insanların 7 yıldır kesintisiz yaşadıkları o kötü günleri geride bırakması, kendilerine yeni bir gelecek inşa etmesini istediğini, diğer ülkelerin ise kaos ve çatışmanın sonsuza kadar sürmesini sitediğini belirtti.
7,2 milyar dolarlık insani yardım
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Son 15 yılda her alanda gerçekleştirdikleri atılımlarla Türkiye'yi yardım alan bir ülke konumundan, dünyanın en çok kalkınma yardımı yapan ülkesi haline getirdiklerini anlattı.
"Türkiye'nin kalkınma yardımlarının 7,2 milyar dolarını insani yardımlar, diğer kısmını ise diğer sair kalkınma yardımları oluşturuyor. Geçen yıl 6 milyar dolarlık insani yardımla listede ikinci sırada yer almıştık, inşallah bu yıl şayet diğer ülkelerin yardımlarında fevkalade bir artış yoksa 7,2 milyar dolarlık insani yardımla ilk sıraya çıkmamız kuvvetle muhtemeldir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, dünyanın en çok kalkınma yardımı yapan ülkesidir.https://t.co/eTAt89R3w3 pic.twitter.com/6EYLrnivuD
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 10 Nisan 2018
"Gönlümüzün alabildiği kadar insana ulaşmaya gayret ediyoruz"
Erdoğan, birkaç aya kadar bu liste açıklandığında durumun herkesçe görüleceğine işaret ederek, Batılı ülkelerin, dünyanın kalan kısmına verdikleri ciddi krediler sebebiyle toplam kalkınma yardımlarındaki rakamların elbette çok değiştiğini söyledi.
Türkiye'nin buna rağmen toplam kalkınma yardımlarında da dünyada 6'ncı, bunların milli gelire oranında ise 4'üncü sırada bulunduğunu anımsatan Erdoğan, tarih boyunca devlet ve millet olarak sahip oldukları imkanları paylaşma konusunda daima cömert davrandıklarını belirtti.
"Dünyadaki pek çok sorunun, krizin, çatışmanın kaynağında gelir dağılımındaki adaletsizliğin yattığını biliyoruz. Ülkeler arasındaki savaşlar ve özellikle iç çatışmalar, gelir dağılımındaki adaletsizliği içinden daha da çıkılamaz bir hale getiriyor. Pek çok geri kalmış ülkeye gittiğimizde bir tarafta bir lokma yemeğe, bir yudum suya hasret milyonlarca insan varken, diğer tarafta küçük bir azınlığın lüks ve şatafat içinde hayat sürdüğüne şahit oluyoruz."
"TİKA projelerinin yüzde 80'i sosyal altyapının geliştirilmesine yönelik"
TİKA'nın, yürüttüğü projeleri rastgele seçen, çıkar amaçlı hareket eden bir kurum asla olmadığını belirten Erdoğan, faaliyet gösterilen ülkenin beşeri ve tabii kaynakları dikkate alınarak, buna en uygun alt yapının kurulmasına çalışıldığını ifade etti.
"TİKA projelerinin yaklaşık yüzde 80'inin istihdama, eğitime, sağlığa, kadınlara, çocuklara, iletişime yani sosyal alt yapının geliştirilmesine yönelik olmasının sebebi işte budur."
"Türkiye hakiki manada çevre koruma projeleri hayata geçirdi"
Çevrecilik adı altında her türlü kalkınma, gelişme çabalarına karşı düşmanlık edenlerin aksine Türkiye'nin hakiki manada çevre koruma projeleri hayata geçirdiğine vurgu yapan Erdoğan, geçen yüzyılın en önemli çevre felaketlerinden biri olan Aral Gölü'nün kuruması karşısında ağaçlandırma, tarım ve hayvancılık projeleriyle Özbekistanlıların yanında yer aldıklarını dile getirdi.
Erdoğan, Burkina Faso'da 100 bin Moringa Oleifera ağacı yetiştirerek hem çocuklara destek olduklarını hem de çölleşmeye karşı önemli bir adım attıklarını ifade etti.
"Tarihe saygımızı restorasyon projelerimizle gösterdik. Sadece son 3 yılda, 3 farklı kıtadaki 18 ülkede 100'ü aşkın eserin restorasyonunu başlattık. TİKA'nın ilk kuruluş amacı olan Türk dünyasıyla ilişkileri de Orta Asya ile sınırlı tutmayarak Gagavuz'lardan Harar'a, Ahıska'lardan Türkmen'lere kadar geniş bir yelpazeye yaydık. Türkçe'nin en önemli ve en kapsamlı sözlüğünü dünyanın tüm prestijli kütüphanelerine ve üniversitelerine taşıdık. Gazze'de hastane, toplu konut ve zeytin yağı fabrikası, Sri Lanka'da Türk köyü kurulması gibi daha pek çok faaliyet vardır."
Somali'deki kalkınma yardımları
Somali'ye yönelik kalkınma yardımlarına ilişkin de bilgiler veren Erdoğan, bu ülkedeki Türkiye'nin faaliyetlerinin de dünyada kalkınma yardımları konusunda adeta yepyeni bir model ortaya koyduğuna dikkati çekti.
Erdoğan, 2011'de çok büyük bir kuraklık yaşayan Somali'nin yardım çağrısına kulak vererek hemen dost ve kardeş Somali halkının yanına koştuklarını belirtti.
"Herkes Somali'deki faciayı seyrederken, ben, eşim, çocuğum, arkadaşlarım, hepsi yanımda olmak suretiyle birlikte Somali'ye uçtuk. Terör bir taraftan... Terör tehditlerine rağmen orada yerimizi aldık. Kolları sıvadık. Her alanda neler yapılabileceği belirledik. Devletimizle milletimizle el ele verip eğitimden sağlığa, tarımdan ulaştırmaya, güvenlikten idari yapıya kadar ülkeyi baştan sona ayağa kaldıracak çalışmalara başladık. Biz Somali'de yaptığımız işlere 'Türk tipi kalkınma yardımı modeli' diyoruz."
Erdoğan, TİKA'nın Ramazan ayı boyunca dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiği iftarlar ve diğer çalışmaları da taktirle takip ettiğini ifade etti.
"Biz asla bu tür riyakarlıklara tevessül etmeyeceğiz"
Yunus Emre'nin, "Ben gelmedim kavga için benim işim sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim." sözünü aktaran Erdoğan, TİKA temsilicilerinden gönüllere girmelerini istedi.
Programda konuşmalar öncesinde TİKA'nın faaliyetlerine ilişkin video gösterildi, Bosna Hersek, Bangladeş ve Ürdün saha temsilcileri de birer konuşma yaptı.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ile TİKA Başkanı Serdar Çam da program da hazır bulundu.