Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şii milis gücü Haşdi Şabi'nin, Telafer'e doğru hareket ettiğine ilişkin, "Konuyla ilgili olarak da ben yetkili arkadaşlarımla da görüştüm. Bizim içeriden aldığımız şu an bilgilerin bunu doğrulamadığını görüyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şii milis gücü Haşdi Şabi'nin, Irak'ın Musul kentine bağlı Türkmen kenti Telafer'e doğru hareket ettiğine ilişkin, "Konuyla ilgili olarak da ben yetkili arkadaşlarımla da görüştüm. Bizim içeriden aldığımız şu an bilgilerin bunu doğrulamadığını görüyoruz. Şu anda böyle bir şey söz konusu değil. Haşdi Şabi'nin şu anda Musul'un 80 kilometre kadar güneyinde olduğuna dair bilgiler geldi ama o bilgilerden sonra biraz daha şartlar değişmiş olabilir ya daha onlar püskürtülmüş olabilir veya ilerlemiş olsalar bile onu ancak belki şimdi alabilirim ama ciddi bir mesafe alacaklarını zannetmiyorum." dedi.
"Haşdi Şabi burada terör estirirse cevabımız farklı olur"
Telafer'in Türkiye için hassas bir konu olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Telafer'de bir defa biz bu işe kesinlikle sıcak bakmayız. Sincar'da kesinlikle sıcak bakmayız. Bunu zaten bütün yetkililere çok açık net söyledim. Dedim ki Telafer tamamen Türkmen ili, ilçesi. Bunun yarısı Şia yarısı Sünni. Biz tabii değerlendirmeyi Şia, Sünni üzerinden değil aslında gönlümüzün arzusu bunu tamamen Müslüman olarak bakıyoruz. Fakat Haşdi Şabi burada eğer böyle bir terör estirirse kesinlikle buna olan cevabımız bizim farklı olur." dedi.
"Ülkemizin geleceği için hayırlı gelişmelerdir diye düşünüyorum"
Anayasa değişikliği, başkanlık sistemi, MHP'nin tavrı, referandum, erken
seçim gibi tartışmalara bakışının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada benim ancak anayasaya bakışım olabilir, diğer konular daha çok hükümetin ilgili alanı içerisindedir. Anayasa meselesinde şu anda iktidar partisiyle özellikle MHP'nin yapmış olduğu çalışma veya görüşme bana göre bunlar ülkemizin geleceği için hayırlı gelişmelerdir diye düşünüyorum ve her iki siyasi partinin 'Bir mesafe alalım, oturalım, konuşalım' demeleri yani özellikle demokrasinin egemen olduğu bir ülkede zaten milletimizin de beklentisidir. Yani 'Bir siyasi partiler silsilesinin egemen olduğu parlamento içerisinde niçin anlaşmalar olmasın, niçin bir araya gelip bunlar konuşulmaz' diye milletim bunları hep soruyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Gerek şahsım gerekse milletim adına kendisine çok teşekkür ediyorum"
"Sayın Bahçeli, ilk kez tebrik kabulüne geldi, bugün de resepsiyondaydı. Başkanlık sistemi açısından o tartışmayı yeniden başlatmıştı Sayın Bahçeli. Hiçbir konuşmanız olmadı mı? Sayın Bahçeli'nin bu tavrını, yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Ben tabii Sayın Bahçeli'nin yani 15 Temmuz'dan bu yana, öncesinde, tutumları sebebiyle özellikle dayanışma içerisindeki bir siyaset anlayışının, bir devlet adamlığı yaklaşımının kendisinde temerküz ettiğini özellikle görüyorum. Bundan dolayı da gerek şahsım gerekse milletim adına kendisine çok teşekkür ediyorum çünkü hakaretlerle bir yere varmamız kesinlikle mümkün değil. Ülkemin de beklediği, ister demokratik parlamenter sistem olsun, isterse başkanlık sistemi olsun yani bunun adı başkanlık olabilir, cumhurbaşkanlığı olabilir, fark etmez. Ne olursa olsun, burada bizim dayanışmamız şart."
"Herhalde bu şahıs benim nerede olduğumun farkında değil"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ana muhalefet, sistem tartışması değil, daha çok şahsınızla ilgili tartışma üzerinden yürütmeye çalışıyor. Buna bir diyeceğiniz var mı?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Ona benim diyeceğim aslında sadece bir şey var, ona çok üzüldüm. Bunu hiç söylemek istemezdim, şu anda siz söylediniz diye söylüyorum. Mesela son yapılan açıklama beni ciddi manada rencide etmiştir. Yani 'Beyefendi tatilde. Meclis bombalanıyor, biz Meclis'teyiz.' filan gibi. Herhalde bu şahıs benim nerede olduğumun farkında değil. Yani helikopterlerin üzerimde uçtuğu yerden, hangi şartlarda benim İstanbul'a hareket ettiğimin farkında değil. Ben zaten 4 günlük bir tatil için oradaydım. Bu olay patlak verince çıkıp, ben bakın başka yere kaçanlar gibi kaçmadım çünkü ben şuna inanarak yetişmiş birisiyim, eğer lider taşın arkasına saklanırsa millet dağın arkasına saklanır. Onun için ben milletimin yanında ve önünde olmak durumundaydım."