Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başakşehir'de Akif İnan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde, İstanbul'da yapımı tamamlanan 80 okul ve 59 okul spor salonunun açılış törenine katıldı.
Törende konuşan Erdoğan, bugün resmi açılışları yapılan 80 okuldan 25'inin Milli Eğitim Bakanlığı, 7'sinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 48'inin ise İstanbul Valiliği öncülüğünde, kurumların ve vatandaşların bağışı olarak İstanbul'a kazandırıldığını söyledi.
Spor salonlarını ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin inşa ettiğini anlatan Erdoğan, derslik sayıları 2 bin 47 olan bu okullar ile spor salonlarının, yaklaşık 805 milyon liralık bir eğitim öğretim yatırımını ifade ettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de hükümete gelirken verdikleri ülkeyi eğitim, öğretim, sağlık, adalet ve emniyet üzerine yükseltme sözlerini adım adım yerine getirdiklerini ifade ederek, eğitim öğretimin bütçede birinci sıraya çıktığını, iktidara geldiklerinde birinci sırada milli savunmanın yer aldığını hatırlattı.
"584 bin yeni öğretmenle eğitimci sayımızı 904 bine çıkardık"
Bugüne kadar 282 bin yeni derslik inşa ederek sınıfları akıllı tahtalarla, öğrencileri tablet bilgisayarlarla donatarak eğitim öğretim altyapısını tamamen modernleştirdiklerini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Göreve başlattığımız 584 bin yeni öğretmenle eğitimci sayımızı 904 bine çıkartarak sınıfların boş kalmamasını sağladık. Hayata geçirdiğimiz 4+4+4 sistemiyle en önemli reformumuzu bu dönemde yaptık. Geçmişte tamamen ideolojik saplantılarla eğitim öğretime verilen zararı ortadan kaldırdık. Yapacağımız işler çok, bunun farkındayız ama bunlar en önemli engellerin ortadan kaldırılmasıydı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
“Eğitime verdiğimiz önemin karşılığını her alanda alıyoruz”
Müfredatı, ders kitaplarını, eğitim ve öğretim yöntemlerini modern bir anlayışla yeniden düzenliyoruz. Orada da yapılacak işler hala var. Mevcut 75 üniversitemizin üzerine 110 üniversite ekleyerek isteyen tüm gençlerimize yüksek öğrenim imkanı sağladık. Bizim gençliğimizde 10 öğrenciden biri üniversiteye girebiliyordu, diğerleri bekliyordu. Ama şimdi açıkta kalma diye bir durum söz konusu değil. Eğitime verdiğimiz önemin karşılığını her alanda alıyoruz."
"İstediğimiz seviyeye henüz ulaşamadığımıza inanıyorum"
Geçtiğimiz yıl yüzde 7,4 büyüme kaydedebildiysek, ihracatımızı şubat ayı itibarıyla 160 milyar dolara çıkartabildiysek, kriz tellallarının tüm çabalarına rağmen hedeflerimize kararlılıkla ilerliyorsak, bölgemizde ve dünyada giderek daha etkin bir güç haline geliyorsak, bunların hepsinde eğitim öğretimde geldiğimiz yerin çok büyük payı vardır.
Elbette elde ettiğimiz başarılar önemlidir, geldiğimiz yer de küçümsenecek gibi değildir. Fakat buna rağmen eğitim ve kültür konusunda tam istediğimiz seviyeye henüz ulaşamadığımıza inanıyorum. Milletimizin evlatlarına iyi bir eğitim ve öğretim vermek için yaptığı fedakarlığın büyüklüğü karşısında bulunduğumuz yer, olmamız gereken yer değildir."
"Demek ki bazı yerlerde bir tıkanıklık, bir eksiklik var"
Demek ki bazı yerlerde bir tıkanıklık, bir eksiklik var. Eğitim sisteminden beklentimiz, çocuklarımızı, anne ve babalarına hayırlı birer evlat, ülkelerine ve milletine hayırlı birer fert olarak yetiştirmesidir. İş hayatındaki ve sosyal ilişkilerdeki değişim, değerler eğitimini verme ve eksikleri tamamlama görevini de eğitim sistemimize yüklüyor. Halihazırdaki müfredatımızın, öğretmen niteliğimizin, eğitim materyallerini kullanma biçimimizin bu beklentiyi karşılamaktan henüz uzak olduğunu görüyorum.
Günlük hayatının faal olduğu saatlerini, evinden daha çok okulunda geçiren çocuklarımızı bilgiyle donatmanın yanında, bilinç ve duruş aşılamaktan da geçtiğine inanıyorum. Dilini, tarihini, kültürünü en iyi şekilde öğrenmemiş bir evladımıza matematikte, fizikte, kimyada öğrendikleri yük gelir. Çünkü bu çocuğumuz aldığı bu eğitim, öğretimin neye yarayacağının, kendisini nereye taşıyacağının farkında değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Önümüzdeki dönemde eğitim ve öğretimin altyapısında gerçekleştirdiğimiz devrimi, içeriğinde de hayata geçireceğiz.https://t.co/3FHvVQM7vO pic.twitter.com/TpoQLILfmN
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 2 Nisan 2018
"Terör örgütlerinin hedefinde öncelikle genç dimağlar olur"
Ülkemizde kendinize ideal olarak seçebileceğiniz pek çok örnekle birlikte kesinlikle uzak durmanız gereken kötü örneklerle de karşılaşabilirsiniz. Türkiye'nin başına musallat edilen terör örgütlerinin hedefinde öncelikle genç dimağlar olur.
"Onlardan uzak durun"
Şayet terör örgütleri sizlere de bulaşırsa, ölçünüz gayet basit olsun. Her kim ki size, annenize, babanıza, ailenize rağmen bir şey yaptırmak istiyorsa, onlardan uzak durun. Her kim ki sizi tarihinize, kültürünüze, değerlerinize aykırı birtakım fikirlerle zehirlemeye çalışıyorsa onlardan uzak durun. Her kim ki sizi ülkenize, milletinize, devletinize karşı kışkırtıyorsa onlardan uzak durun.
Bunların hiçbirinin de bizim dünyamızla, bizim inancımızla, bizim töremizle ilgisi yoktur. Annesine, babasına, ailesine saygı duymayan bir ferdin ne milletine ne de insanlığa bir faydası olur. Tarihini hiç bilmeyen veya yanlış bilen, kültürünün zenginliğinden bir haber, medeniyetinin ışığından nasibini almamış bir gencimizi, geleceğimizin teminatı olarak göremeyiz. Hele hele milletine ve devletine ihanet eden hiç kimsenin, Arapça'da bir ifade var ya, 'İrapta mahalli yoktur.' Sözünü etmeye bile değmez bunların.
"En güzel cevabı yarın Mersin'de vereceğiz"
Geçtiğimiz günlerde, üstelik de milletvekili sıfatı taşıyan bir tanesi, bizim uluslararası yatırımcıları ülkemize davet etmemize, 'Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yok.' diye mesajla cevap vermiş. İşte bu tam bir kötü örnektir. Benim torunum bile diyor ki 'Bunlar kötü değil mi dede?' Gerçi bunlara en güzel cevabı yarın Mersin'de 20 milyar dolarlık bir uluslararası yatırım olan Akkuyu Nükleer Santrali'nin temel atma töreniyle vereceğiz. Ancak böyle bir zihniyetin sorgulamasını da mutlaka yapmamız gerekiyor.
“Ülkesinin aleyhine çalışanlar da birer mankurttur”
İşte bunlar mankurttur. Her terörist bir mankurttur. Ülkesinin ve milletinin aleyhine çalışanlar da birer mankurttur. Bunlar kimi zaman işte bu şekilde siyasetçi kılığına bürünüp dünyaya ülkesini kötüler. Nerede bunun genel başkanı? Niye kalkıp sen ne diyorsun, nasıl böyle şey söylersin' diyor mu? Tam aksine cepheye sürüyor, arkadan da ona sufle ediyor. Bunlar kimi zaman öğrenci kılığına girip, şehitlerimizin anılmasını da engellemeye çalışıyor. Bunlar kimi zaman eline silah alıp doğrudan devletine saldırır. Kılıklar, yöntemler farklı olsa da zihinler hep aynı hastalıkla maluldür.
“Evlatlarımız mankurtlaşmasın diye çalıştık”
Biz tüm hayatımız boyunca evlatlarımız bu hastalıklı zihniyetin tuzağına düşmesin yani mankurtlaşmasın diye çalıştık, mücadele ettik. Bunun için medeniyetimize, tarihimize, kültürümüze, değerlerimize sarıldık. Bunun için hep eğitim öğretim dedik, ilim dedik, irfan dedik, inanç dedik. İnşallah ömrümüzün sonuna kadar da bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Burada ve gittiğimiz her yerde evlatlarımızın gözlerindeki heyecanı, azmi, pırıltıyı gördükçe mücadelemizin boşa gitmediğini anlıyorum.
“Türkiye’nin böyle bir derdi yok”
Dünün Türkiyesi için sorun siyasetçilerin kendi aralarındaki tartışmalarından kaynaklanan krizlerdi. Geçtiğimiz 15 yılda sağladığımız istikrar ve güven ortamıyla artık Türkiye'nin böyle bir derdi yok. 2019'daki seçimlerin ardından geçeceğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle bu tehdidi tamamen ortadan kaldırıyoruz.
“Biz emin adımlarla yola yürüyoruz”
Dünün Türkiyesi için sorun bir kaç milyar dolarlık finans oyunlarıyla ekonomisinin alt üst edilebilmesiydi. 2017'de yüzde 7,4 oranında büyüme oranı elde etmiş, ihracatı şubat ayı itibarıyla yıllık 160 milyar doları bulmuş, kişi başına milli geliri 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara çıkmış bir Türkiye'nin artık böyle oyunlara getirilmesi mümkün değildir. Hala bazıları çıkıyor 'Baktık, bittik, şöyle, böyle oldu' diyor. Hiçbir şey olmadı. Biz emin adımlarla yola yürüyoruz." diye konuştu.
"Okul bahçelerinin altına otopark yapalım"
Okullarımızın bahçelerinin altına otoparklar yapalım. Bu yapacağımız otoparklarla hem mahallenin araçlarını park etme sıkıntısını ortadan kaldıralım hem de belediyeler verdikleri sözleri yerine getirmiş olsunlar. Biliyorsunuz bir defa park için belediyeler ruhsat verirken ücret alıyor. Çünkü inşa edilen apartmanın altına otoparkın yapılması lazım. Hiçbir apartmanın altına böyle bir otopark olur mu? Neredeyse hiç yoktur. Sokağın içine bir, iki sıra araçlar park ediyor. Allah göstermesin bir yangında vesaire oralardan girmek çıkmak çok zor. Şimdi okullarımızın altında bu olursa hem bir okul için gelir kaynağı olur, okulun masrafları için bunların kullanılma durumu olur. Bir de hırsız, arsız, şu, bu filan diye de bir endişeye araç sahipleri kapılmaz.
"3 bin 872 terörist etkisiz hale getirildi"
Dünün Türkiye'si için sorun, sınırları içerisinde adeta fink atan terör örgütlerinin bir türlü önüne geçilemeyen eylemleriydi. İŞte buraya girerken son rakamı aldım. Hamdolsun Afrin'de son rakam 3 bin 872 terörist etkisiz hale getirildi.
#SONDAKİKA
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 2 Nisan 2018
[Zeytin Dalı Harekatı] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3872’ye yükseldi.https://t.co/VFObwTAC32 pic.twitter.com/cSr3rM8BlP
"Yeni hedefleri de sürekli olarak her an duyabilirsiniz"
Akşam Afrin'deydik, en üst noktadaydı, sınırdaydık. Sanatçılarımız, sporcularımız, yazarlarımız, gazetecilerimiz, askerlerimizle orada iç içe olduk. Onlarla protokolü falan hepsini bir kenara koyup hasbihalde bulunduk. Oraya da bir gece ansızın gelebiliriz dedik, öyle gittik. Davulla, zurnayla gitmedik. Orada askerimizle güzel bir buluşmamız oldu. Hepsi maşallah dimdik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Askerimizin hepsi maşallah dimdik. Yeni hedeflere ilerlemenin hazırlığı içerisindeler.https://t.co/3FHvVR3Inm pic.twitter.com/DCxKRsCDgu
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 2 Nisan 2018
En ufak bir soru işareti yok ve yeni yeni hedeflere ilerlemenin hazırlığı içindeler. Yeni hedefleri de sürekli olarak her an duyabilirsiniz. Bugün artık Türkiye terör örgütlerini, sınırlarındaki inlerinde bulup tepesine biniyor. Gabar'da, Cudi'de, Cilo'da, Tendürek'te, Besler Deresi'nde inlerine giriyor. Onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Ne oldu? Suriye'ye, Afrin'e, Sincar'a kaçtılar.
Dedik ki, Bağdat yönetimine özellikle söyledik. Eğer siz halledecekseniz halledin, yoksa biz gelip Sincar'da PKK'yı hallederiz. Bütün bunlar için kimseden icazet beklemiyor, kimsenin de gözüne bakmıyoruz.
"Hayali olmayanın istikbali olamaz"
Gençler unutmayın, hayali olmayanın istikbali olamaz. Eğer biz kendi hayallerimizi kurmaz ve onun peşinden gitmezsek ancak başkalarının hayallerine dolgu malzemesi oluruz. Çocuklarımızdan ve gençlerimizden kendilerinin, ailelerinin, milletlerinin, ülkelerinin, devletlerinin geleceğine dair hayaller kurmasını istiyoruz. Bugün kurduğumuz hayaller, yarın gençler bunu özellikle size söylüyorum, biz o günü göremeyeceğiz, 2053 ve 2071 vizyonlarının ruhunu sizler teşkil edeceksiniz.
Sultan Alparslan'ın hayali Anadolu'yu ecdadın ebedi yurdu haline getirmekti. Osman Gazi'nin rüyası Söğüt'ten yükselecek bir ulu çınarın tüm bölgeyi, tüm dünyayı dalları altında toplamasıydı. Fatih Sultan Mehmet Han'ın rüyası, dünyanın göz bebeği İstanbul'u fethederek, devletinin başkenti yapmaktı.
Gazi Mustafa Kemal'in hayali, yeryüzünden silinmeye çalışılan bir milleti ve ülkeyi Anadolu bozkırlarında yükselen taze bir fidan haline dönüştürmekti. Bizim hayalimiz, ülkemizi, demokrasi ve ekonomide dünyanın en ileri 10 ülkesinden biri haline getirmektir.
Sizlerden beklentimiz ise 2053 ve 2071 vizyonlarınızı önce şekillendirmeniz sonra da tüm unsurlarıyla bunları hayata geçirmenizdir. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.
Kaynak: AA