Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Antarktika'ya Bilim Üssü Kurulması Projesi kapsamında 3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi'ne ilişkin, "Bu yıl da bu seferimizle geçici üssü kuruyor olacağız. Sonraki hedefimiz de kalıcı üssü kurmak." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, otomobil fabrikasında düzenlenen törende konuşuyor. https://t.co/ihGah8pZkG
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 28 Ocak 2019
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Antarktika'ya Bilim Üssü Kurulması Projesi kapsamında 3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi'ne katılmak üzere yarın yola çıkacak Türk ekibiyle Toyota Türkiye Fabrikası'nda bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi (PolReC) koordinesinde 3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi'nin düzenlendiğini aktaran Oktay, Türkiye olarak Antarktika'da "gözlemci ülke" statüsünden "danışman ülke" statüsüne geçmeyi amaçladıklarını söyledi.
"29'u danışman ülke statüsünde toplam 53 ülkeden oluşan bir anlaşmalar birliği bu. Dolayısıyla Türkiye olarak buradaki hedefimiz, buraya danışman ülke statüsüne geçiyor olabilmek, şu anda gözlemci statüsündeyiz." diyen Oktay, bunun için bazı şartlar gerektiğini, bunlardan birincisinin bilimsel programı hazırlamak olduğunu, Türkiye olarak da bu programı hazırladıklarını kaydetti.
"Sonraki hedefimiz de kalıcı üssü kurmak"
Antarktika'da diğer ülkelerle bilimsel araştırmalarda bulunma şartını da yerine getirdiklerini anlatan Oktay, "Bir diğer şart da üs kurulması. Öncesinde geçici üs kurulması, akabinde de kalıcı üs kurulması. Bu yıl da bu seferimizle geçici üssü kuruyor olacağız. Sonraki hedefimiz de kalıcı üssü kurmak. Ondan önce, danışman ülke statüsüne geçebilmek için iki şartımız kalıyor. O da Ulusal Antarktik Program Yürütücüleri Birliği'ne (COMNAP) ve Antarktika Bilimsel Araştırmalar Komitesi'ne (SCAR) üye olmak. Bunlar bu anlaşmalar sisteminde, bilimsel araştırmalarla ilgili iki program. İnşallah biz bunlara da üyeliği gerçekleştiriyor olacağız. Sonrasında da danışman ülke olarak inşallah 30'uncusu oluruz." ifadelerini kullandı.
Oktay, projenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde yürüyen son derece önemli, stratejik ve kritik bir çalışma olduğunu ve 9 üniversitenin bu çalışamaya katıldığını vurgulayarak, "2017 ve 2018'de gerçekleştirilen ilk bilim seferlerinden sonra yapılacak 3. bilim seferi için de hepinize hayırlı yolculuklar diliyorum, başarılar diliyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun." dedi.
Bugüne kadar Antarktika'ya iki ziyaret gerçekleştirildiğini aktaran Oktay, "Bunu diğer ülkelerden gemi kiralayarak yaptık. İnşallah gelecek yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın öncülüğünde kendi gemimizi hazırlıyor olacağız ve kendi gemimizle 4. seferimizi yapıyor olacağız. Hayırlı olsun." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Oktay ve Bakan Varank, heyet başkanı Burcu Özsoy'a Türk bayrağı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bayrağını teslim etti.
Görüşmede, Donanma Komutanı Koramiral Ercüment Tatlıoğlu da yer aldı.
'Hibrit ve elektrikli otomobil satışlarını yükseltmekte kararlıyız''
Toyota Sakarya Fabrikası'ndaki "Yeni Toyota Corolla"nın hattan çıkış töreninde konuşan Fuat Oktay, bu yatırımın Türkiye'ye getirilmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Dünyanın en çok satan ikinci markası olan Toyota'nın, Türkiye'nin otomobil ihracatında ikinci durumda olduğunu ifade eden Oktay, Corolla modelinin ise dünyanın en çok satan modeli olarak Türkiye'nin de gururu olduğunu belirtti.
Oktay, hibrit modelinin Türkiye'de üretilmesiyle, bu alanda da önemli bir sıçrama yaşanacağına inandığını dile getirdi.
"Refah seviyesinin yükselmesiyle otomobil talebi de artmaktadır"
Ulaşım sektörünün, dünyadaki hızlı değişimin en çarpıcı örneklerine şahit olunan alanlardan olduğunu belirten Oktay, şöyle devam etti:
"Refah seviyesinin yükselmesiyle birlikte, otomobil talebi de artmaktadır. Örneğin ülkemizde 2002'de bin kişiye düşen araç sayısı 130 adet iken, bugün bu rakam 283'ü buldu ve yükselmeyi sürdürüyor. Geçtiğimiz 17 yılda, bölünmüş yollarla, otoyollarla, hızlı tren ve metro gibi toplu taşım alternatiflerinin güçlenmesiyle, ülkemiz bu sürece hazırlanmıştır. Her 3-4 kişiye bir aracın düştüğü ülkemizde, akaryakıt tüketiminin de artması tabiidir. Ancak petrol ve türevleri, hem fiyat istikrarsızlığı hem de rezervlerin yarım yüzyıl sonra büyük ölçüde tükenebileceği öngörüleri sebebiyle hızla güvenilirliklerini yitiriyor.
Hibrit ve elektrikli otomobil teknolojilerinde sağlanan hızlı gelişmeler, bunların yakında büyük ölçüde konvansiyonel motorların yerini alacağına işaret ediyor. Türkiye olarak bu sürecin gerisinde kalmamak için, her iki alanda da mesafe kat etmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede milli otomobil markamızla ilgili çalışmalarda önceliğin hibrit ve elektrikli modellere verilmesi arzumuzu her fırsatta ifade ediyoruz."
"Dizel atıklar insan sağlığına zarar veriyor"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, hibrit ve elektrikli otomobil üretimine yatırım yapan mevcut firmaları da desteklediklerini belirterek, kapalı mekanlarda sigaranın insanlara verdiği zarar neyse, açık havada dizel atıklarının insan sağlığına verdiği zararın da, aşağı yukarı aynı olduğunun tespit edildiğini anlattı.
Avrupa'nın, özellikle dizel motorlu araçlarda zararlı emisyon oranının, izin verilenin çok üzerinde çıkması karşısında, sıkı önlemler almaya başladığını aktaran Oktay, Avrupa'daki son 30 yılın eğilimlerine bakıldığında dizel kullanımının yüzde 55'lerden yüzde 30'lara gerilediğini vurguladı. Oktay, Türkiye'de ise tam tersine yüzde 20'lerden yüzde 60'lara varan bir yükseliş görüldüğünü anlattı.
Pek çok ülkenin, dizelden başlayarak, petrol türevleriyle çalışan motorları yasaklama hazırlığı içinde olduğuna değinen Oktay, dünyanın kaynaklarının sınırsız olmadığını, evrenin havasıyla, suyuyla, yeşiliyle, üzerindeki yaşayan tüm canlılarıyla korumanın herkesin görevi olduğunu söyledi.
Fuat Oktay, Türkiye'nin ise kullandığı akaryakıtın neredeyse tamamına yakınını ithal eden bir ülke olarak, bu gelişmeleri yakından takip etmek durumunda bulunduğunu kaydetti.
Elektrik üretimi için yenilenebilir enerji kaynaklarına çok ciddi yatırımlar yapan Türkiye'nin, otomobil piyasasını da ihmal edemeyeceğini belirten Oktay, "En ucuz enerjinin tasarruf edilen enerji olduğu bilinciyle, düşük tüketimli, çevreye zarar vermeyen otomobil teknolojilerinin ülkemizde geliştirilmesini ve kullanılmasını hayati önemde görüyoruz. Toyoto Corolla'nın hibrit modeli için yaklaşık 3 yıl önce başlayan sürecin, bugün üretim bandından çıkışla sonuçlanması, işte bu anlayışın bir neticesidir." diye konuştu.
"Hibrit araçlar için yüzde 50'yi bulan vergi indirimleri getirildi"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2016'da üretime başlayan hibrit teknolojisi SUV modelinin ardından, Corollanın hibrit modelinin de Türkiye'de üretilmeye başlanmasından memnuniyet duyduklarını belirterek, diğer firmaların da benzer açılımları olduğunu, bu çabaları desteklemek için hibrit otomobillere çok ciddi vergi avantajları sağlandığını, yüzde 50'ye varan tasarruf oranıyla çalışan hibrit araçlar için yüzde 50'yi bulan vergi indirimleri getirildiğini anlattı.
Böylece hibrit otomobillere yapılan yatırımların karşılık bulmasına katkı sağlamaya çalıştıklarını dile getiren Oktay, şunları kaydetti:
"Ülkemiz, hibrit ve elektrikli otomobil satışları konusunda henüz emekleme aşamasındadır. Örneğin, geçtiğimiz yıl Türkiye'de 4 bine yakın hibrit, sadece 155 adet de elektrikli otomobil satışı oldu. Oysa ki toplam otomobil satışı, yarım milyona yakındır. Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, gerekirse yeni teşvikler getirerek, bu rakamları mutlaka yükseltmek kararındayız. Sakarya'da üretilen Toyota araçlarının 150 ülkeye ihraç ediliyor olması, bizim için ayrıca önemlidir.
Teknolojinin son imkanları kullanılarak üretilen Toyota Corolla modelinin, ülkemize ve tüm dünyaya hayırlı olmasını diliyorum. Böylece, Sakarya'daki Toyota Fabrikasında üretilen araçların üçte ikisinden fazlası hibrit teknolojisine sahip oldu. Bugüne kadar ülkemize 2,5 milyar dolar yatırım yapan Toyota ile önümüzdeki dönemde daha büyük iş birliği imkanlarına sahip olacağımıza inanıyorum. Bu modelin geliştirilmesi ve üretiminde emeği geçen Türk ve Japon mühendislere teşekkür ediyorum. Ülkemizin potansiyellerine güvenerek, Sakarya'ya yatırım yapan Toyota yönetimine de ayrıca şükranlarımı sunuyorum."
Oktay, Türkiye'nin, kalkınmasını ve büyümesini özel sektörün dinamizmi üzerine inşa eden bir ülke olduğunu söyledi.
Oktay, bugüne kadar, yabancı-yerli ayrımı yapmadan, Türkiye'nin gelişmesine katkıda bulunmak isteyen tüm firmalara her türlü desteğin verildiğini hatırlattı.
Bürokratik süreçleri hızlandıracak pek çok adım atıldığını belirten Oktay, "Arazi tahsislerinden vergi indirimlerine kadar yatırımcılarımızın ihtiyaç duyduğu tüm kolaylıklar sağlanmıştır. Yatırım Ofisimiz ve diğer kurumlarımız vasıtasıyla Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen firmalara yardımcı olduk, olmaya da devam ediyoruz. Ülkemizin potansiyeline inanarak buraya yatırım yapan uluslararası şirketleri, kendi şirketlerimizden asla ayırmadık, ayırmayacağız." diye konuştu.
Ülke kaynaklarını en verimli şekilde değerlendirerek Türkiye'yi gelişmiş ülkeler ligine taşıyacak sistemin altyapısını oluşturduklarını dile getiren Oktay, şöyle devam etti:
"Ülkemiz 1975-2002 arasında sadece 15 milyar dolar civarında bir uluslararası yatırım çekebilmişti. Buna karşılık, 2003-2018 döneminde bu rakam 204 milyar doları buldu. Aynı dönemde Türk müteşebbislerinin yurt dışındaki yatırımlarında da büyük artışlar görüldü. Bugün yurt dışındaki Türk yatırımları 38 milyar doları bulmuştur. En büyük gücümüz olan müteahhitlerimizin 123 ülkede üstlendiği projelerin toplam değeri 379 milyar dolara ulaştı. İş adamlarımız, dünyanın dört bir yanında başarıyla ülkemizi temsil ediyor. Artık dünyanın neresine gidersek gidelim, her yerde Türkiye menşeli ürünlerle Türk şirketleriyle karşılaşıyoruz. 'Türk malı' damgası taşıyan ürünler kalite-fiyat dengesindeki avantajlarıyla her yerde rağbet görüyor. İşte bu sayede ihracatımız 36 milyar dolardan yaklaşık 5 kat artışla 168 milyar doların üzerine çıktı."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye'nin, yatırım ortamı bakımından halen dünyanın en güvenli yerleri arasında olduğuna vurgu yaparak, büyüme oranlarının 1999-2002 arasında, yılda yüzde 1'i dahi bulmadığını anımsattı.
Tesis edilen istikrar ve güven ortamı sayesinde 2002'den 2017'ye kadar ekonominin her yıl ortalama yüzde 5,8 oranında büyüme kaydettiğine dikkati çeken Oktay, şu bilgileri verdi:
"Geçtiğimiz yıl da yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen, yine ciddi bir büyüme rakamına ulaştık. Örneğin, geçtiğimiz yıl kurulan şirket sayısının yüzde 17 artarak 85 bin 279'a çıkması, buna karşılık kapanan şirket sayısının yüzde 7 azalarak 12 bin 564'e gerilemesi önemli bir veridir. Aynı şekilde cari işlemler açığımız geçen yılın ilk 11 ayında 26 milyar dolara gerileyerek, bir önceki yılın aynı dönemine göre 13,5 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi. Satın alma paritesine göre ülkemiz dünyanın 13. büyük ekonomisi haline gelmiştir. İnşallah bu yıl sonunda, bir basamak daha yükseltip 12'nciliğe çıkacağız."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, zengin ile fakir arasındaki uçurumu gidermek için sosyal yardımlardan desteklere kadar pek çok alanda vatandaşın yanında olduklarını belirterek, 2002-2018 döneminde toplam 284 milyar liranın üzerinde sosyal yardım gerçekleştirildiğini kaydetti.
Oktay, bunların sonucunda sadece belli çevreler değil; üreticisi, işçisi, esnafı, çiftçisi, ihracatçısı, sanatkarı, kamu kesimiyle 81 milyonun tamamının kazandığını ifade etti.
"Türkiye, kazanımlarından geri adım atmayacak"
Demokrasiye sahip çıktıkça, milli iradenin üstünlüğü ilkesine gölge düşürmedikçe, Türkiye'nin bu büyük kalkınma ve büyüme mücadelesinde hedeflerine mutlaka ulaşacağı tespitinde bulunan Oktay, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin hedeflerine ulaşması, 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirmesinin de önünü açacaktır. Türkiye'nin önünü başka türlü kesemeyeceğini görenlerin, son dönemde giderek daha çok demokrasimize ve ekonomimize saldırıyor olmaları boşuna değildir. Bunun için demokrasimize daha çok sahip çıkıyoruz, kalkınmamıza daha çok sahip çıkıyoruz, ekonomimize daha çok sahip çıkıyoruz. 15 Temmuz'da silahla darbe yapmaya çalışarak elde edemedikleri sonuca, geçtiğimiz yıl kur-faiz-enflasyon şer üçgeniyle kavuşacaklarını sananların hevesleri bir kez daha kursaklarında kalmıştır. İşte bugün burada banttan indirme törenine iştirak ettiğimiz bu yatırım da başlı başına ekonomimize sahip çıkma irademizin bir işaretidir. Türkiye, öyle birilerinin istediği ve sağlamaya çalıştığı gibi yerinde saymayacak. Türkiye, yine birilerinin hayalini kurduğu gibi bölgesindeki ve dünyadaki kazanımlarından asla geri adım atmayacak. Tam tersine siyasi, diplomatik, askeri, ekonomik tüm kazanımlarımızı daha ileriye taşımak için her türlü mücadeleyi vereceğiz. Daha çok yatırım yaparak, daha çok üreterek, daha çok ihraç ederek, daha çok istihdam oluşturarak, daha çok proje geliştirerek, daha çok büyüyerek, bir kez daha herkesi şaşırtacağız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, milletimizin ve dostlarımızın desteği yanımızda olduğu müddetçe, Allah'ın izniyle bu mücadeleyi mutlaka zafere ulaştıracağız."
Oktay, böylesine kritik bir dönemde Türkiye'ye yatırım yapan dostların yerinin daha farklı ve daha ayrı olduğunu anlatarak, yapılan yatırımın ve getirilen teknolojinin anlamını çok iyi bildiklerini söyledi.
Toyota'nın söz konusu yatırımıyla Türkiye'yi geleceğin dünyasına ortak ettiğinin farkında olduklarını belirten Oktay, "Ülkemize güvenleri, ahde vefaları, bizimle yol yürümeyi tercih etmeleri sebebiyle Toyota ailesine tekrar şükranlarımı sunuyorum. Bir kez daha corolla modelinin hibrit versiyonunun ülkemize ve dünyaya hayırlı olmasını diliyorum. Çalışmalarınızda sizlere başarılar temenni ediyorum." diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: AA