Fuat Oktay ve eşi Hümeyra Şahin Oktay, AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığınca Başkent Millet Bahçesi'nde düzenlenen "Gençlik ve Yerel Yönetimler" temalı "Tam Bana Göre Festival"i ziyaret etti. AK Parti Kadın Kolları ve Gençlik Kolları ile belediye stantlarını gezen Oktay, ardından Otağ Alanı'na geçerek gençlerle söyleşi programına katıldı.
Oktay, gençlik kavramını yalnızca yaşa bağlamanın çok dar bir tanımlama olacağını belirterek, asıl gençliğin zihinde, hayallerde, üstlenilen misyon ve edinilen vizyonda bulunduğu söyledi.
Gençlere, yaşı itibarıyla gençlik dönemini geride bırakmış ancak ruhu genç kişilerden faydalanmaları tavsiyesinde bulunan Oktay, "Eğer buna hani gençliği yaşla örtüştürmeyle ilgili örnek olursa, zaten şu anda her gün birlikte olduğumuz Cumhurbaşkanımız bunun en güzel örneklerindendir. Recep Tayyip Erdoğan'dır" dedi.
Oktay, başarının tanımını yaparken mutluluk kavramının mutlaka buna eklenmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Sizi mutlu edecek, sizi gerçekten bireysel anlamda da toplumsal anlamda da tatmin edecek o duygu neyse, sizi mutlu edecek şey odur. İllaki iyi bir üniversiteye gitmek veya üniversitenizin veya okulunuzun, sınıfınızın en başarılı öğrencisi olmak değil" diye konuştu.
Gençlik yıllarında, Türkiye'nin koşulları ve imkanlarının çok farklı olduğunu, bu nedenle daha farklı bir gelecek oluşturmayla ilgili arayışta bulunduklarını anlatan Oktay, şöyle devam etti:
"Bugün son günlerde yoğun gündem olduğu için söylüyorum. Başörtüsü zulmünün ne olduğunu hiç görmeden doğdunuz ve büyüdünüz. Yani bizim üniversitede olduğumuz dönemde başörtüsü takan arkadaşların bugün, o başörtüsü zulmünü engellemeye çalışanlar tarafından nasıl yapıldığını ve kendilerinin de o zulmü tekrardan yapmayacaklarına dair kendilerine güvenemedikleri için 'Bir yasayla da önüne geçelim.' dedikleri. Biz de 'Sizin yasaya da güven olmaz. Çoğunluğu aldığınız zaman yasayla tekrar eski haline çok rahat getirebilirsiniz. Buyurun varsanız, mertseniz, erkekseniz, sözünüz de böyleyse, buyurun 'Anayasayla değiştirelim.' dedik.
Bizim dönemimizde biz bunları yaşadık. En basit insan hakları diye ifade edeceğimiz birçok haklardan mahrum kalarak. Bizim için bugün sizin bayramlarda, milli bayramlarda, gururla çıktığınız o meydanlar, bizim çıktığımızda tüm değerlerimize neredeyse resmi bir dille küfredilen, hakaret edilen ve zulmedilen günlerdi. Yani bırakın kendi inançlarınızı rahatça ifade edebilmeyi, size resmi ideolojinin dayattığı fikir ve düşünce dünyasını kabul etmek zorunda bırakıldığınız veya bırakılmaya çalışıldığınız bir dönemde yaşadık biz. Ben hatırlıyorum şu anda konuşurken de, işte her 6 ayda, 1 yılda hükümetler değişirdi 70'lerde. Zannetmeyin ki bugünkü gibi 5 yılda bir hükümet, her türlü etrafınızdaki içeride ve dışarıdaki olumsuzluklara rağmen istikrarını sürdüren, dimdik duran bir hükümet ve onun başında bir lider Recep Tayyip Erdoğan gibi vardı."
"İlk oyumu AK Parti'ye kullandım"
"Sizin ilk oy kullanmanızı merak ediyorum. Bizimle paylaşır mısınız?" sorusu üzerine Oktay, üniversiteyi bitirdikten sonra doktora yapmak için yurt dışına gittiğini ve o dönemde yurt dışına giden vatandaşların oy kullanma hakkı olmadığını aktararak, "Döndüğümde ilk oyumu kullandım. Döndüğümde yıl 2000 idi. Yani ilk oyumu AK Parti'ye kullandım. AK Parti'den başkasına da nasip olmadı" ifadelerini kullandı.
"Bizim zihin dünyamız bağımsızdır"
Oktay, AK Parti'nin "İlk Oyum Erdoğan'a, İlk Oyum AK Parti'ye" kampanyasını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Hep bize şunu söylediler ve gerçekliğin ötesinde bir algı oluşturmak istediler. Yani gençlerden kopmuş, gerçeklikten kopmuş bir AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan diye. Halbuki Recep Tayyip Erdoğan'ın bir özelliği var. Recep Tayyip Erdoğan'ın hayatına baktığınızda gençlik kollarında başlayan bu mücadele. Bugün de dahil, o gençlik kollarını hiç bırakmadan devam eden bir boyutu var. İlk sorunuz vardı ya 'Gençliği ne ile tanımlıyorsunuz?' dediğiniz. Aslında Recep Tayyip Erdoğan'ı genç bırakan en büyük özelliklerden birisi gençlerle birlikte oluyor olması. Şimdi o bağ hiç kopmamış olmasına rağmen, sanki kopmuş gibi bir algı oluşturmaya çalıştılar. Halbuki Recep Tayyip Erdoğan, gittiği her ilde gençlerle bir araya gelir. Zihin dünyasını tazeler, rahatlar. Yani oraya gittiğinde bir program yapmaz. Oraya gittiğinde dertleşir, sohbet eder, bütün algıları açıktır. Yeniliklere karşı, inovatif duruşlara karşı ve eleştirilere karşı. Bilir ki gençler, statükoyu eleştirir sürekli. Eğer ki herhangi bir fikir bizden gelmiş olsun veya gençlerden farklı bir fikir gelsin, zerre sorgulamadan gençleri tercih eder."
Gençleri XYZ diye ayırarak, bu algının yürütülmek istendiğini belirten Oktay, buna karşı durduklarında "bilimsel yaklaşmadıkları" varsayımının öne sürüldüğünü söyledi.
Oktay, gençliği sınıflandıran çalışmaların Amerika, İngiltere veya başka bir ülkede yapıldığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Oradaki gençliğin özellikleri tanımlanmıştır. Siz, oradaki tanımladığınız gençliğin özelliklerini gelip Türkiye'deki gençliğin üzerine o elbiseyi giydirmek istediğinizde, bu bizim gençliğimize dar gelir. Bizim bir özelliğimiz vardır. Biz başkasının elbisesini giymeyiz. Başkası bize elbise giydiremez. Biz elbisemizi kendimiz dikeriz. Bizim zihin dünyamız bağımsızdır. Yani bize zincir vurulmaz, bize zincir vuramazlar."
AK Parti'nin gençlerle tehdit edilmeye çalışıldığını, gittikleri her yerde gençlerle olduklarını ve bu tehditlere "ilk oyum AK Parti'ye ve ilk oyum Erdoğan'a" diyerek meydan okuduklarını anlatan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu defa da paniklediler. Yani muhalefetin de böyle bir garipliği var. Ne söylerlerse 2 gün sonra altında kalıyorlar. Yani bu gençliği tanımlıyorduk ya muhalefette de genç yok. O yeni diye sundukları, şöyle altılı masanın etrafındakine bakın, en yenisi 300-500 yaşındadır. O kadar da yoktur çünkü tarihle bağları yok bunların. Tarihle bağları da hep mandacı zihniyetten geliyor. Yani kendi öz değerlerimizden kaynaklanan bu dimdik ayakta duran hani dikleşmeyen ama dimdik ayakta duran ve liderliği iddia eden bir AK Parti zihniyeti, Cumhur ittifakı zihniyeti değil bu. Mandacı zihniyetin de dayatmaların getirdiği o algıları gerçekliğin üzerine giydirmeye çalışanlar, gerçek elbise ortaya çıkınca panikliyorlar, altında kalıyorlar. Dolayısıyla sizler de o 'İlk oyum Erdoğan'a, ilk oyum AK Parti'ye' olayının gönüllü neferlerisiniz."
Söyleşide, Çorum Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu da müzik dinletisi sundu.