TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Cumhurbaşkanlığı, MİT Başkanlığı, MGK Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı ve Devlet Arşivleri Başkanlığının 2019 yılı bütçeleri görüşüldü.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerindeki görüşmelerde, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili özellikle "tek adam" boyutundaki eleştiriler, demokratikleşme konuları ve denetim mekanizmasına yönelik sorulara ilişkin Oktay, "Bunlar beni biraz şaşırtmadı da değil. Türkiye'de bir önceki sistem yürürlükteyken de bunlar kamuoyu önünde açıkça tartışılan konulardı." cevabını verdi.
Oktay, gerek kriz dönemlerinde gerekse yurt içi veya dışındaki ani karar verilmesi gereken konularda, sürecin ne kadar hantal olduğunun kamuoyunda ve Meclis'te tartışıldığını söyledi. Önceki dönemlerde de bu konunun tartışıldığını hatırlatan Oktay, "Bu dönemde ilk defa siyasi iradenin, herhangi bir vesayetin altında ve etkisinde kalmadan değişiklik yapabileceği olayı belki hepimize garip geliyor ama milletimiz, Meclis bunu kabul etti." ifadesini kullandı.
Eksikliklerin sivil toplum örgütlerince, Meclis'te, üniversitelerde ve kamuoyundaki her platformda tartışıldığını vurgulayan Oktay, "Toplumun yüzde 100'nün herhangi bir konuda eğer hemfikir olmasını beklersek, bu da mümkün değil. Demokrasi dediğimiz şeyin tanımı bu da değil." değerlendirmesinde bulundu.
Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kabul sürecini anlatarak, şöyle devam etti:
"Eğer ki bütün bunların sonucunda biz 'Kardeşim bu tek adam sistemiydi' diyorsak, o zaman ben yine, anlayışınıza sığınarak şunu ifade etmek istiyorum; Meclis'imizin, milletimizin kararlarına da güvenmiyoruz. Demek ki Meclis'imiz de milletimiz de tek adamlık bir sistem geliştirebilir, ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Meclis'ten geçen bir sistemin, milletimizin onayladığı bir sistemin 'tek adam sistemi' olabileceğine inanmıyorum."
"Kesinlikle 'tek adam' boyutunda bir şey yapmıyoruz"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, kuvvetler ayrımını güçlendirdiğini düşündüğünü belirten Oktay, bunu yürütme boyutunda gördüklerini kaydetti.
Oktay, "yargının bağımsız olmadığı" yönündeki eleştirilere değinerek, "Bu kesinlikle doğru değil. Bunu önceden deseydiniz doğruydu çünkü yürütme, yasamanın içinden çıkıyordu. Yasamanın içinden çıkan hükümet de zaten en çok oyu alan, iktidar olan yapıdan çıkıyordu. Dolayısıyla hükümetin istediği herhangi bir şeyin burada geçmeme, yasalaşmama şansı yoktu. Şimdi böyle bir şey var mı? Yok." görüşünü dile getirdi.
Bu yeni sistemde istikrarın çok önemli olduğuna dikkati çeken Oktay, aslında "tek adam" denilen durumun olmadığını yineleyerek, önceki sisteme bakıldığında tamamen denetim dışı ve sorumsuz olan bir cumhurbaşkanının, şu anda sorumluluk boyutunda denetime tabi olduğunu ifade etti.
Oktay, İyi Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz'ın son dönemde iktidara yönelik "inkar ve kibir" eleştirilerine yönelik sözleri üzerine şunları söyledi:
"İş yapış şeklimizle şunu özellikle ifade etmek istiyorum; kesinlikle 'tek adam' boyutunda bir şey yapmıyoruz. Herhangi bir konu geldiğinde görüşüyoruz, tartışıyoruz, Cumhurbaşkanımızın söylediği her konuda, mutlak şekilde Cumhurbaşkanımızın söylediğinin doğru olduğuyla ilgili böyle bir toplantı tarzımız yok bizim. Siz nasıl çalışırdınız Sayın Yılmaz bilmiyorum ama biz böyle çalışmıyoruz, biz bunu açıkça ifade ediyoruz. 'İnkar ve kibir' diye ifade ettiniz ama bizde ne inkar vardır ne kibir vardır, bizde kabul vardır ama kibir asla ve asla yoktur." açıklamasını yaptı.
Politika kurulları konusuna ilişkin bir soru üzerine ise Oktay, söz konusu kurulların çok sesliliğin bir ifadesi olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, politika kurullarının orta ve uzun vadede vizyoner bakış açısıyla, bakanların değişimiyle her şeyin değişmesinin de önüne geçecek sürdürülebilirliği sağlayan bir yapı olduğunu vurguladı.
"Bizim bunları eleştirmek yerine, buralara çok daha fazla girdi temin etmenin amacında olmamız gerekir diye düşünüyorum." ifadesini kullanan Oktay, zaten bu kurulların çok farklı kaynaklara çok paydaşlılıkla politikaların oluşturulmasına katkı vereceğini kaydetti.
"Şu anda size hesap veriyorum"
Oktay, askeri mahkemelerin kaldırılmasının, vesayetin kaldırılması olarak görülmesi gerektiğine dikkati çekerek, Yüksek Askeri Şuranın (YAŞ) sivilleştirilmesi boyutunun, Genelkurmay Başkanlığının Milli Savunma Bakanlığına bağlanmasının da orta ve uzun vadede demokratikleşme olarak görülmesi değerlendirmesinde bulundu.
Suriye ve Irak'ta yaşananlara değinen Oktay, "19 bin tırlık, 3 bin uçaklık gönderilen silahları görüyorsunuz, biz bunu görmezden mi gelelim? Bunu görmezden gelerek mi... Demokratikleşmeyi biz zaten yapıyoruz ama terör örgütlerine karşı biz demokratik olamayız ki. Yani ne yapayım? Terör örgütleriyle oturup da demokratik bir şekilde bunu mu tartışayım? Yani kusura bakmayın biz terör örgütlerine ve teröristlere karşı din, dil, ırk veya mezhep her neyse hiçbir ayrım gözetmeden kesinlikle yürütme olarak net durduk, katı durduk ve katı durmaya da devam edeceğiz." diye konuştu.
Oktay, Teftiş Kurulunun yerine rehberlik ve denetim birimleri kurulmasının "denetimin kaldırılması" anlamına gelmediğine işaret ederek, "Bu kaldırılmamıştır daha da artırılmıştır. Sayıştay aynı şekilde zaten denetimine devam etmekte. 'Meclisin elinden her türlü yetki alındı, bütçe yetkisi alındı.' Bu da doğru değil. Böyle bir yetki alınsa bugün biz burada gecenin bu saatinde ne yapıyoruz? Hesap veriyoruz. Ben size hesap veriyorum şu anda. Böyle bir yetki de Meclisten alınmamıştır." dedi.
Devletin vatandaşına, iş dünyasına ve kamudan kamuya toplam 27 bin hizmet verdiğini belirten Oktay, bu hizmetlerin yaklaşık 12 bininin vatandaşlara, yaklaşık 6-7 bininin iş dünyasına ve geriye kalanının ise kamudan kamuya verildiğini aktardı.
Oktay, hizmetlerin e-devlet üzerinden verilmesine ilişkin çalışmaların yüzde 87 oranında tamamlandığını bildirerek, "Kısmet olursa dijital dönüşüm ofisimizle en geç 1 yıl içinde bu sistem, veri entegrasyonuyla tamamlanacaktır." bilgisini paylaştı.
2016 ve 2018 döneminde Türk Telekom'un yönetim kurulunda bulunduğu belirten Oktay, Türk Telekom'un 2005'te özelleştirildiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk Telekom özelleştirildiğinde değerinin altında falan değil. Bir basına da bakarsınız değerinin nasıl üzerinde özelleştirildiğini görürsünüz. 84,5 milyar. O günden bugüne 2005'ten sonrasında kurumlar vergisi, sektörel vergiler, diğer vergiler, lisans gelirleri temettü olarak yine Hazineye özelleştirme geliri, halka arz geliri olarak 84,5 milyarlık bir gelir kaydedilmiştir. Buna ilaveten de yine 32 milyarlık yatırım yapılmıştır. Bunların hepsi Türkiye'dedir. Kamunun herhangi bir zarara uğratılması söz konusu değil."
"2023 anma etkinlikleri, temsil tanıtma giderlerine dahil edildi"
Bütçede, 2019 yılı temsil ödeneğindeki artışın, 2023 anma etkinliklerinin temsil tanıtma giderlerine dahil edilmesinden kaynaklandığını anlatan Oktay, ayrıca Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde Başbakanlık nezdindeki temsil Cumhurbaşkanlığına devredildiği için söz konusu temsil giderinde artış yaşandığına dikkati çekti.
2019'da 28 adet taşıt alımının öngörüldüğünü dile getiren Oktay, "2018 yılı için de 38 adet araç alımı öngörülmüştü ancak bu araç alımını yapmadık. 2019'da ihtiyacımız olmazsa bunu yine almayız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın makam aracı sayısı
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı demirbaşına kayıtlı 3, kiralık 15 ve Başbakanlıktan alınan 3 adet olmak üzere 21 makam aracı kullanıldığını bildiren Oktay, "Tabii Cumhurbaşkanımız bu 21 adet makam aracını kullanmıyor. Böyle bir şeyi kullanma şansı da yok zaten. Bu araçlar devlet ve hükümet başkanlarının, heyetlerin karşılanmasında yoğun olarak kullanılıyor. Bu, Türkiye'nin uluslararası alanda aktif olmasıyla alakalı bir konudur yani Türkiye'nin itibarıdır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanının ilgili aile bireyleri ve bakmak yükümlü olduklarına ilişkin 3 milyon liralık ilaç, tedavi ve cenaze giderlerinin öngörüldüğü eleştirilerine de yanıt veren Oktay, "Bu ödenek eski cumhurbaşkanları da dahil cumhurbaşkanının birinci derece aile bireylerini kapsamaktadır. Bu ödenekten 2017'de yaklaşık 140 bin lira, 2018'de yaklaşık 156 bin lira harcama yapılmıştır. 3 milyon lira ödenek ihtiyaten konulmaktadır." ifadelerini kullandı.
Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığınca misafirlere sunulan ikramların piyasadan satın alma usulleriyle alındığını, bu ürün ve malzemelerin Cumhurbaşkanlığında görevli mutfak personelince hazırlanarak ikram edildiğini bildirdi.
Katar'ın hediye ettiği uçak
"Katar'ın, Türkiye'ye hediye ettiği uçağa" ilişkin bu ülkeye herhangi bir ödeme yapılmadığını vurgulayan Oktay, "Bahse konu uçak Cumhurbaşkanlığı envanterine henüz işlenmemiş olup işlemler devam etmektedir. İşlemler tamamlanınca tabii ki envantere alınacak, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin envanterinde olacak. Her cumhurbaşkanı bunu kullanabilecektir, şahsa ait değil." açıklamasında bulundu.
Oktay, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının fiziki ve teknik altyapı yatırımlarının 2019'da tamamlanacak olması nedeniyle bütçede yüzde 7,61 oranındaki azalışın sermaye giderlerinden kaynaklandığını, istihbarat giderlerinde herhangi bir azalmanın söz konusu olmadığını aktardı.
Daha sonra Komisyonda, Cumhurbaşkanlığı, MİT Başkanlığı, MGK Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı 2019 yılı bütçeleri kabul edildi.
Kaynak: AA