Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde basın toplantısı düzenledi. Kalın'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yaptığı açıklamayla etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1780'e ulaşmış durumda. Sahadaki gelişmeler çerçevesinde Zeytin Dalı Harekatı, Afrin ve civarındaki bütün terör unsurları etkisiz hale getirilene kadar kararlılıkla sürdürülecektir.
Türkiye-ABD ilişkilerinde gelinen nokta
Bir haftalık diplomasi trafiği içerisinde üzerinde mutabık kalınan çerçevenin, Türk-Amerikan ilişkilerini daha ileri noktaya taşıyacak ve mevcut gerilimi aşacak nitelikte. Baştan beri söylüyoruz. Bunların somut olarak sahada atılacak adımlarla desteklenmesi ve neticelerinin sahada görülmesidir. Gerek ABD'nin YPG ve PYD'ye verdiği desteğin artık sonlandırılması gerek bu unsunların Menbiç'ten çıkartılıp, Fırat'ın doğusuna götürülmesi konusunda beklentilerimiz çok açık ve nettir. Burada Türkiye'nin güvenlik kaygıları ve Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde artık PYD-YPG ile yapılan işbirliğinin sona erdirilmesi gerekmektedir.
FETÖ meselesinde de Amerikan yönetiminden somut adımlar bekliyoruz. Bugüne kadar ne Obama döneminde ne de Trump döneminde maalesef FETÖ ile mücadele noktasında arzu ettiğimiz düzeyde somut netice verici bir politika, bir uygulama henüz görmedik.
Trump yönetiminden somut adım adım bekliyoruz
Bizim bütün talebimiz, hakkında tutuklama kararı, davalar bulunan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ama şu anda Amerika'da bulunan kişilerin Türkiye Cumhuriyeti'ne iade edilmeleri ve yargının önüne çıkmalarıdır. Beklentimiz, Trump yönetiminin bu terör örgütüyle ilgili somut adımlar atmasıdır.
Afrin'e girmeye çalışan rejim yanlıları topçu atışlarıyla püskürtüldü
Dün de biliyorsunuz bir dizi trafik yaşandı. Esed rejimi ile, PYD/YPG güçleri arasında bir anlaşma imzalandı mı? Bir takım güçler oraya girdi mi? diye bir takım haberler çıktı. Biz başından beri bu haberlerin teyide muhtaç olduğunu ve ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini ifade etmiştik. Bugün itibarıyla da sahada dün yaşanan hadisenin şöyle bir çerçevede cereyan ettiğini ifade edebiliriz; Halep civarından gelip Afrin'in güney uçlarına oradan da şehre girmeye çalışan bir grubun 20-30 veya 40-50 araçlık bir konvoyun bir girme teşebbüsünün olduğunu gördük. Fakat bu topçu atışlarımızla hemen püskürtüldü, bu milis güçler Halep'e doğru tekrar çekildiler.
Esed rejimi ile YPG arasında anlaşma yok
Dolayısıyla burada iddia edildiği gibi bir anlaşma söz konusu değil. Böyle bir anlaşma olsa bile yada başka arayışlar olsa bile sahada bir takım kirli, karanlık pazarlıklar olsa bile Türkiye Cumhuriyeti olarak biz Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili planlarımızı aynı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Afrin operasyonu konusunda bizim kimseye bir izahat borcumuz yok. Türkiye Cumhuriyeti kendi ulusal çıkarları için gereğini yapmaktadır. pic.twitter.com/G5rI8R6kOY
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 21 Şubat 2018
Afrin'e girme teşebbüsüne karşı tedbirler alındı
Bugün yarın böyle bir teşebbüste tekrar bulunabilirler mi? Mümkündür. Ama bununla ilgili tedbirler alınmıştır. Orada PYD/YPG terör örgütüne destek mahiyetinde atılacak her adım doğrudan bunların terör örgütleriyle aynı safta yer alması ve bizim için de meşru hedef haline gelmesi demektir.
Terör örgütlerine himaye hareketi terör örgütü ile aynı safha yerleştirir
Cumhurbaşkanımızın da açık bir şekilde ifade ettiği gibi rejim veya başka bir unsurun bu yönde atacağı adımların ciddi sonuçları olacaktır. Çünkü biz Zeytin Dalı Harekatı'nı uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkımız çerçevesinde gerçekleştiriyoruz. Burada terör örgütlerine yönelik herhangi bir himaye hareketi o aktörleri doğrudan bu terör örgütü ile aynı safha yerleştirir.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Zeytin Dalı Harekatı öncesinde gelen istihbarat ve ele geçirilen bilgiler de bölgenin yeni bir ‘Kandil’ yapılması istendiğini açıkça ortaya koyuyor. pic.twitter.com/8PLtA9CTrL
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 21 Şubat 2018
Afrin'i, Suriye'nin Kandil'i yapmaya çalışıyorlar
Afrin harekatının meşruiyeti ve haklılığı konusunda her gün ortaya çıkan yeni veriler bizim baştan beri verdiğimiz kararın doğrululuğunu teyit etmektedir. Özellikle harekat öncesinde gelen istihbarat çerçevesinde ve harekatın 5. haftasına girdiğimiz şu günlerde ele geçirilen bilgilerde bölgenin yeni bir Kandil yapılmak istendiğini açıkça ortaya koyuyor. Yani ele geçirilen tüneller, mevziler, yığınaklar, karargahlar buranın Suriye'nin Afrin bölgesinde bir Kandil haline getirilmesi çabasını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Dolayısıyla harekatın meşruiyeti açısandan da bu yönde yeni verilerin elimize geçtiğini ifade edebilirim. Ayrıca bildiğiniz gibi Türkiye'nin Afrin'deki operasyonu sahada nihai olarak görüşülecek olan siyasi geçiş sürecini ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması hedefini de destekler mahiyettedir.
Suriye'nin toprak bütünlüğü
Zaman zaman bazı özellikle batılı müttefiklerimizden gelen işte bu bir dikkat sapmasıdır, "DEAŞ'la mücadeleden başka bir alana kaymadır" şeklindeki iddiaları kabul etmiyoruz. Tam tersine bu Suriye topraklarının tüm terör örgütlerinden temizlenmesi ile ilgili sürecin en önemli unsurlarından bir tanesini oluşturmaktadır. Yine Suriye bağlamında şunun altını çizmek istiyorum. İdlib bölgesinde bildiğiniz gibi çatışmazlık bölgesinde askeri gözlem noktalarının tesis edilme süreci devam ediyor. En son olarak 6. gözlem bölgesi ile ilgili çalışmalar tamamlandı. Zaman içerisinde bunu 12'ye çıkaracağız.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Afrin operasyonu konusunda bizim kimseye bir izahat borcumuz yok. Türkiye Cumhuriyeti kendi ulusal çıkarları için gereğini yapmaktadır. pic.twitter.com/G5rI8R6kOY
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 21 Şubat 2018
Kimseye bir izahat borcumuz yok
Vize serbestisi dediğimiz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen vize sistemi içerisinde serbest dolaşımını sağlayacak bu düzenleme aslında yıllar önce yapılması gereken, Türkiye'nin müktesep hakkı olan bir konudur. Çeşitli gerekçeler ve bahanelerle bu konu hep ertelenmiştir. Son iki yılda da bu iş sürüncemede bırakıldı. Şimdi Komisyonda bunun değerlendirmesi yapılıyor. Bizim için aslolan, Komisyonun yapacağı değerlendirme ve açıklamadır. Bizim beklentimiz özellikle Almanya, Fransa, İtalya ve diğer ülkelerle daha iyi bir ilişki seyrine girmeye başladığımız şu günlerde Komisyonun bu iklime uygun, yapıcı bir tutum sergileyerek bunu bir sorun olmaktan çıkartması. Afrin meselesine gelince bizim kimseye bir izahat borcumuz yok. Baştan itibaren biz bunun gerekçelerini açık ve net bir şekilde ortaya koyduk. Operasyonun gerekçelerini, mahiyetini şeffaf bir şekilde bütün paydaşlarımızla da paylaştık. Dolasıyla ikide bir önümüze Afrin operasyonu durmalı diye açıklama getirenlere cevabımız budur. Kimseye bir izahat borcumuz yok. Türkiye Cumhuriyeti kendi ulusal çıkarları için gereğini yapmaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika turu
Önümüzdeki hafta bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanımızın bir Afrika seyahati olacak 2005 yılından bu yana başlattığımız Afrika açılımı çerçevesinde sayın Cumhurbaşkanımızın gerçekleştireceği bir önemli seyahat olacak. Afrika'ya verdiğimiz önemi göstermesi açısından da bunun altını bir kez daha çizmek istiyorum.
Şam rejimi ile resmi bir temas söz konusu değil
Biliyorsunuz, şu anda bizim Şam rejimi ile doğrudan resmi bir temasımız söz konusu değil. Ancak Astana süreci çerçevesinde üç garantör ülke olarak, bildiğiniz gibi bizim Suriye sahasında yaşanan gelişmeleri koordine etmek, eşgüdüm sağlamak, çatışmasızlık bölgelerini oluşturmak, ateşkesi hayata geçirmek ve diğer siyasi süreçle ilgili konuları takip etmek için kurduğumuz bir mekanizma var. Zaman zaman bu verdiğimiz mesajlar dolaylı olarak Rusya ve İran üzerinden zaten Şam rejimine de iletilmekteydi. Onlar da zaten Astana sürecinin muhalefet kanadında bulunmaktaydılar. Dolayısıyla dolaylı bir trafiğin olduğunu biliyoruz. Ama bizim doğrudan bir resmi temasımız söz konusu değil. Fakat olağanüstü şartlar gerektirdiğinde belli sorunları çözmek için ilgili birimlerimiz yani kastettiğim istihbarat birimimiz doğrudan yada dolaylı belli temaslar kurabilir.
Türk siyasi hayatında yeni bir sayfa açıldı
Sayın Cumhurbaşkanımızın güzel isimlendirmesi ile 'Cumhurun İttifakı' yada 'Cumhur İttifakı' olarak yeni bir süreç başladı. Türk siyasi hayatında da aslında önemli yeni bir sayfa açıldı. Daha önce de seçimlerde ittifaklar olmuştur. Ama bu bugünün şartlarında yeni bir siyasi ortama işaret etmektedir. Şu anda AK Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında bu ittifak üzerinde mutabık kalındı. Katılmak isteyen başka aktörler olursa, 'Cumhurun İttifakı', adı üstünde herkese açık. Bütün cumhuru kapsaması arzu edilir.
Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan-Tillerson görüşmesinde tercüman olmadığı eleştirisi
Sayın Kılıçdaroğlu, 'Devlet, devre dışı bırakılmıştır' gibi ifade kullandı. Devlet kimdir? Not tutucu mudur? Devletin başındaki kişi, başkomutan ve cumhurbaşkanı sıfatıyla bu kabulü yapmaktadır. Devletin Dışişleri Bakanı o görüşmede, görüşmeye verilen öneme binaen tercüme yapmaktadır. Nasıl devlet, devre dışı bırakılmıştır? Bir mütercim midir devlet burada? Bunu anlamakta zorlanıyorum. Bazen bu tür görüşmelere tercüman alınmaz. Bu, görüşmeye verilen önemin bir ifadesidir. Bazen tercüman alınır, bazen tercümeyi bakan arkadaşımız yapar, ben ya da başka bir arkadaşımız yapar. Bütün bu yorumlar maalesef devlet tecrübesinden bihaber olan kişilerin yaptığı yorumlar olarak görünüyor. Dışişleri Bakanımız orada bulunuyor. Konuşulan bütün konular, aynen not ettirilmiştir, kendisi görüşmeden çıktıktan sonra. İlla her görüşmede o anda bir not tutucu olmak zorunda değildir. Bunlar başka ülkelerde de bizim sıkça karşılaştığımız uygulamalardır. Tam baş başa görüşme diye bir uygulama vardır. Burada sadece devlet başkanları bulunur. Başka kimse bulunmaz. Bazen tercüme için bizim arkadaşlarımızdan birisi olabilir. Bu oranın şartlarına göre karar verilen bir konudur. Ama 'Mütercim yok, not tutucu yok, dolayısıyla devlet devre dışı bırakılmıştır' yorumu, hakikaten devlet tecrübesine sahip birisinin yapabileceği bir yorum değildir.
Cinsel istismar
Cinsel istismar konusuyla ilgili yeni bir süreç başlatılıyor. Mevcut kanunlar çerçevesinde ne tür düzenlemeler yapılacak, hangilerinde kanuni düzenleme, hangilerinde mevzuat düzenlemesi yapılacağına dair çalışmaları yürütmek üzere 6 bakandan oluşan bir komisyon yarın çalışmalarına başlıyor. Bu sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da gündeminde olan maalesef çok büyük bir yaradır. Bu insanlık dışı tutumu, hareketi, suçu ortadan kaldırmak için devlet ve millet olarak tüm imkanlarımızı seferber etme konusunda tam bir kararlılık içerisindeyiz.
Büyüme trendi 2018'de de devam ediyor
Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu 2023 hedefleri çerçevesinde iş gücü ortamının iyileştirilmesi ve rekabet gücümüzün artırılmasıyla ilgili bir dizi reform paketi hayata geçiriliyor. Son bir yıllık dönemde yaklaşık 1,5 milyon istihdam yaratmak suretiyle, Türkiye de son yıllarda istihdam alanında çok önemli bir başarıya imza atmış bulunuyor. Bu trendi devam ettireceğiz. Zaman zaman Afrin harekatıyla, başka konularla ilgili eksik, yanlış veya kasıtlı haberlerin piyasalara farklı şekillerde yansıdığını görüyoruz. Tabii ki piyasaların bunları algılama şekli, hemen kısa sürede bunları absorbe etme biçimi bazen olumsuz etkiler de yapabiliyor. O yüzden bizim buradan çağrımız, bu tür konularla ilgili açıklamaları resmi makamlardan ve nihai açıklamaları esas almak suretiyle takip etmeleridir. Basında çıkan bir takım operasyon, algı haberleri, bir takım spekülasyonlardan ziyade resmi makamların yaptığı açıklamaları esas almak suretiyle bunların ekonomiye nasıl yansıyacağının değerlendirilmesi daha isabetli olur.
Öğretmen atamaları
20 bin sözleşmeli öğretmen alımıyla ilgili takvim açıklandı. Bu 2018 yıllı içerisinde gerçekleşecek. İlave bir alım olur mu olmaz mı konusuyla ilgili şu anda net bir şey yok. Milli Eğitim Bakanlığımız, ihtiyaçlar çerçevesinde planlamayı yapacaktır.
Kaynak: TRT Haber