Manastır Askeri İdadisi sıralarından Balkan Harbi'ne, Trablusgarp'tan Çanakkale'ye...
Aklında fikrinde sadece Türk milleti vardı. Ömrü savaş meydanlarında geçti. Vatan topraklarının işgalcilerden kurtarılması içindi tüm mücadelesi.
Türk milleti, Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurtuluş çareleri arıyordu. Mustafa Kemal'in Samsun'a attığı ilk adım, bu kurtuluşun yolunu açtı. Önce kongreler dönemi başladı. Ardından Meclis açıldı. Arka arkaya kazanılan zaferler Cumhuriyet'e doğru atılan adımlardı. Cephenin en önünde hep Atatürk vardı.
Atatürk, Cumhuriyet fikrini Harp Okulu'ndaki öğrencilik yıllarında geliştirdi. Okudu, araştırdı. Mustafa Kemal, 1907'de Makedonya'da 3'üncü ordudayken Cumhuriyet fikrini daha da ilerletti. O tarihlerde bunu telaffuz etmek bile cesaret işiydi. Türk milletine güveni onu ideallerine ulaştırdı.
Türk devletinin bağımsızlığı Lozan Anlaşmasıyla uluslararası arenada kabul edildi. Ama hükümet sistemiyle ilgili tartışmalar devam ediyordu. Mevcut sistem yürümüyor, hükümetin işleyişi zorlaşıyordu. Atatürk, çözümün Cumhuriyet'te olduğunu görüyordu.
Zaman içinde atılacak tüm adımlar tamamlandı. Geriye sadece Cumhuriyet'in ilan edilmesi kalmıştı. 29 Ekim 1923'te Meclis toplandı, anayasa değişikliği tartışılmaya başlandı. Akşam saatlerinde de değişiklik kabul edildi. Mecliste “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri yankılanıyordu. Atılan 101 pare top atışı Cumhuriyet'in ilanını dünyaya duyurdu.
Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Cumhuriyetin ilanı ile millet yönetimde söz sahibi oldu.
Haber: Duygu Özdemir
Kamera: Usame Tosun
Kurgu: Kazım Çoban