Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davada savunmaları dinlenen sanıklar, darbe girişimine ilişkin iddiaları reddederek, Akıncı Üssü'nde bulunmalarını farklı gerekçelere dayandırdı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki duruşma salonunda görülen davada hakim karşısına çıkan sanıkların tamamı darbe girişimine ilişkin iddiaları reddetti. Sanıklar, Akıncı Üssü'nde bulunma nedenlerini farklı gerekçelere bağladı.
Darbenin sivil yöneticilerinden Kaynak Kağıt AŞ Genel Müdürü Kemal Batmaz, Akıncılar'a tarla bakmak için geldiğini söyledi. Sivil yöneticilerden Harun Biniş'in bir miktar parası olduğunu belirterek, gayrimenkul alımı konusunda kendisinden yardım istediğini öne süren Batmaz, "Biniş ile Kaynak Holding'deyken tanışıyordum. O, Verona Bilişim, ben Kaynak Kağıt'ta çalışıyordum. Benim gayrimenkul işiyle uğraştığımı biliyordu. Bir miktar parasının olduğunu, gayrimenkul alacağını, yardımcı olup olmayacağımı sordu. Ben de memlekete gideceğimi, Ankara'dan geçerken uğrayıp yardımcı olabileceğimi söyledim." ifadesini kullandı.
Gece İstanbul'un Anadolu yakasından otobüsle yola çıktığını anlatan Batmaz, 15 Temmuz günü öğleye doğru Ankara'ya geldiğini, ismini vermek istemediği bir arkadaşıyla buluştuğunu, geceyi onun evinde geçirdikten sonra 16 Temmuz'da Harun Biniş ile Ümitköy'de bir restoranda buluştuklarını öne sürdü.
Buradan taksi ile Kahramankazan tarafına geçtiklerini anlatan Batmaz, taksinin geri döndüğünü, yolda kasketli bir kişi gördüklerini, muhtarı sormak için bu kişiye yöneldiğinde güvenlik güçlerinin kendisini görüp gözaltına aldığını kaydetti.
Hayvancılıkla ilgili belgesel
Sivil yöneticilerden Nurettin Oruç da Akıncı Üssü'nün bulunduğu Kazan ilçesine yakın köylere hayvancılıkla ilgili bir belgesel çekmek için geldiğini iddia etti.
Öğretmenliği bıraktıktan sonra bir yapım şirketinde çalışmaya başladığını anlatan Oruç, daha önce gerçekleştirdikleri birkaç projenin ardından, hayvancılık, hayvan kesimi ve törenlerde hayvan etlerinin pişirilmesine ilişkin belgesel çekmek için Akıncı'ya yakın köylerde çalışmalar yaptıklarını öne sürdü. Oruç, "Kazan da Ankara'ya çok yakın, hayvancılığı gelişmiş, dolayısıyla bunu şey yapalım istedik. Daha önce Cumhuriyet lokantası vardı Kazan yolu üzerinde, proje oradan çıkmıştı." şeklinde savunma yaptı.
Akıncı Üssü'ndeki görüntülerini reddeden Oruç, 16 Temmuz'da sabah 08.00 sularında belediye otobüsüyle Etlik'ten Ulus'a geldiğini, buradan Kazan'a da yine belediye otobüsüyle geçtiğini, Kazan'da otostop yaparak çekimi yapacağı köyün yakınlarına ulaştığını savundu. Telefonunu evde unuttuğunu öne süren Oruç, pasaportunu ise belgesel çekiminin ardından gerçekleştireceği yurt dışı ziyaret için yanına aldığını belirtti.
Happy Hour etkinliğinde okul tanıtımı
Kurmay subayların abisi olduğu ifade edilen ve örgütün tepe yöneticilerinden aldığı talimatları kurmay subaylara ilettiği belirtilen Anafartalar Kolejinin sahibi Hakan Çiçek de Akıncı Üssü'ne okul tanıtımı için sosyal bir etkinliğe katılmak üzere gittiğini öne sürdü.
Kendisini "happy hour" etkinliğine katılmak üzere üsse davet eden Albay Ahmet Özçetin ile 13 Temmuz'da Anafartalar Kolejinin Yıldız'daki şubesinde tanıştığını savunan Çiçek, şunları anlattı:
"Akşam saatlerinde okuldan çıkarken sağa sola bakınan Özçetin'e yardımcı olabileceğimi söyledim. Bana Albay olduğunu, Akıncı Üssü'nde görev yaptığını söyledi. Bunun üzerine Özçetin'e Yenimahalle'deki okul açılınca Akıncı'dan gelen çocukları Çankaya'dan Yenimahalle'ye alacağımızı söyledim. Yeni öğrenciler bulabilmek için Özçetin'den yardım istedim. Bana, 'Ben de okuldan memnunum, size yardımcı olabilirim.' dedi. Okuldan pazarlama ekibini yollayabileceğimi söyledim. Cuma günü Akıncı Üssü'nde sosyal etkinlik düzenlediklerini söyledi. Buraya gelip gelemeyeceğimi sordum. Bana, 'Olabilir' karşılığını verdi. Bizzat katılmak istediğimi söyledim. Nasıl geleceğimi tarif etti. 'Üssün dışında büyük bir otopark ve cami var. Ben sizi oradan 19.30-20.00 gibi alayım. Aksilik olursa kapıya ismimi verin, ben sizi ya alırım ya da aldırırım' dedi. Zaten tek yapacağım iş orada çocukları bulunan velileri okulumuza davet etmekti, ben de bunu yaptım."
İş yemeği
Eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Kurumsal Dönüşüm Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Düzenli, darbe girişimi gecesi "sosyal bir faaliyet" için Akıncı Üssü'nde bulunduğunu iddia etti.
15 Temmuz'dan birkaç gün önce askeri hattan, kendisini binbaşı Eren veya Emin olarak tanıtan biri tarafından arandığını öne süren Düzenli, bu kişinin, "Hava Kuvvetlerinden aradığını, 15 Temmuz akşamı Akıncı üssünde iş yemeği şeklinde bir sosyal faaliyet düzenleneceğini, bir taraftan bir şeyler yenilip içilirken, diğer taraftan da Kara ve Hava Kuvvetlerinin müşterek projeleri ile faaliyetleri üzerinde konuşma fırsatının olacağını" söyleyerek kendisini Akıncı Üssü'ne davet ettiğini ileri sürdü.
Düzenli, hem bir değişiklik hem de önemli projeler üzerinde tecrübe paylaşımı fırsatı olarak gördüğü bu teklifi kabul ettiğini kaydetti.
Öztürk, torunları görmek için gelmiş
Askeri kanadın bir numaralı sanığı eski YAŞ üyesi Akın Öztük de Özdere Askeri Kampı'ndaki tatilinin ardından torunlarını görmek için Ankara'ya geldiğini ve Akıncı Üssü'ndeki lojmanda kalan kızının yanına geçtiğini belirtti. Öztürk, eşinin talebiyle geceyi burada geçirmeye karar verince saat 21.30 sıralarında koruması, emir astsubayı ve şoförünü evlerine gönderdiğini ifade etti.
Koruma ekibi Akıncı üs bölgesinden ayrıldıktan sonra kendisini telefonla arayan koruma astsubayı İsmail Keskin'in, "Genelkurmay'a saldırı oldu" dediğini aktaran Öztürk, bunun üzerine korumalarını tekrar üsse çağırdığını anlattı.
Saat 23.30 sularında Orgeneral Abidin Ünal'ın kendisini arayarak, "Abi Ankara'da uçaklar uçuyormuş, havalanmış. Sen Ankara'dasın üsse geçip bir bakar mısın? Bana bilgi verir misin?" demesi üzerine Akıncı Üs Komutanlığını aradığını belirten Öztürk, şöyle devam etti:
"Telefona yanılmıyorsam Kubilay Selçuk çıktı. Bana, 'Komutanım operasyon var.' dedi. Ben de 'Ne operasyonu?' diye sordum. Selçuk'un, 'Komutan da burada sizi bekliyor' demesi üzerine, 'Tamam' diyerek üssün lojmanlar bölgesinden karargah bölgesine geçtim. Üs bölgesinde beni karşılayan kimse yoktu. Karargah binasının önünde silahlı ve maskeli kişilerce karşılandım, etrafım çevrilerek üs karargahına götürüldüm. Oraya gidince içeride Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancık, Mehmet Dişli diyeceğim ama Dişli biraz sonra geldi, bunlar vardı. Doğruca Hulusi Akar'ın yanına gittim. 'Hayırdır komutanım?' diye sorunca, komutanın, odada bulunanları göstererek bana, 'Bunlar bu işi yaptılar. Bunlarla konuş, bunları ikna et. Bunlar darbeye kalkıştı' demesiyle konuya vakıf oldum. Bu sırada odadakiler buradan ayrıldı."
Uçuş eğitimi koordinasyonu
Akıncı'da gözaltına alınan eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk da uçuş eğitimi koordinasyon ve geri besleme toplantısı için Akıncı Üssü'ne geldiğini öne sürdü.
Darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz 2016'da Mehmet Şanver'in kızının İstanbul'daki düğününe katılmayı planladığını ancak eşinin bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle düğüne katılamadığını anlatan Selçuk, izinli olmasına rağmen cuma günü rutin mesaisine geldiğini bildirdi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığını ziyaret etmek, uçuş eğitimi koordinasyon ve geri besleme toplantısını gerçekleştirmek ve Ankara'da yaşayan kardeşiyle hafta sonunu birlikte geçirmek için saat 14.00'te Ankara'ya geldiğini belirten Selçuk, şöyle devam etti:
"Saat 15.00 civarında 4. Ana Jet Üs Komutanlığına ulaştım. Tuğgeneral Hakan Evrim, öğle yemeği için yemek salonuna geçmişti. Ben de kendisine katıldım. 4. Ana Jet Üs Komutanlığı, daha önce farklı sürelerde görev yaptığım için pek çok anımın olduğu bir birliktir. Yemek sonrası karargah çevresinde gezinti yaptık. Karargahta mesleki konular ile uçuş eğitimi konularını görüştük. Daha sonra karargah çevresinde yine bir gezintiyi takiben uçuş eğitim koordinasyon ve geri besleme ziyareti için 143. Filo Komutanlığına geçtim. Çiğli'deki 2. Ana Jet Üs Komutanlığından pilot olarak mezun olan teğmenleri, 143. filoya göndeririz. 4. Ana Jet Üs Komutanlığı, benim ürünümün performansını görebileceğim bir yer. Orada ne tip eksiklikler görüyorlar, hangi alanlarda eğitimi desteklersek daha iyi pilotlar yetiştirebiliriz?"
Kubilay Selçuk, Çiğli'deki 2. Ana Jet Üs Komutanlığından Akıncı'ya ziyaret edeceği kişilere haber vermeden gelmesinin nedeninin sorulması üzerine, "Sürpriz yapmak istedim, çat kapı geldim." savunmasını yaptı.
Sürpriz yapmak istemiş
Jandarma İstihbarat Okul Komutanı olan ve darbecilerin "Yurtta Sulh Konseyi" üyeleri arasında yer alan eski Kurmay Albay Murat Koçyiğit, Akıncı Üssü'ne, yeni bir göreve atanan eski Kurmay Albay Ahmet Özçetin'e nezaket ziyareti için geldiğini öne sürdü.
Akıncı Üssü'nde bulunmasını "hayatının en büyük hatası" olduğunu belirten Koçyiğit, "Anneme dahi ziyarete giderken özel hazırlık yapılmaması için haber vermem. Bu nedenle Akıncı'daki Ahmet albayı arayıp randevu almadım, sürpriz ziyaret yapmak umudundaydım." şeklinde ifade verdi.
Koçyiğit, Jandarma İstihbarat Okulundan askeri araçla Şaşmaz'a kadar geldiğini, orada bir lokantada yemek yedikten sonra garsondan taksi çağırmasını istediğini, garsonun cep telefonuyla taksi çağırdığını, gelen taksiyle de tek başına Akıncı Üssü'ne gittiğini anlattı.
Eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, Akıncı Üssü'ne, planlı kurye uçağıyla İstanbul'a gitmek için geldiğini iddia etti.
Önce hava sahasının uçuşlara kapatıldığını, yurt çapında havadan terör saldırısı beklendiği daha sonra da TSK'nın emir komuta zinciri içinde yönetime el koyduğu haberlerini orada duyduğunu ve öğrendiğini anlatan Harmancık, Akıncı Üssü'nde duyduğu haberleri teyit edebilmek için telefonu veya bulabildiği tüm telefonlarla DKK'dan meslektaşlarını aradığını kaydetti.
Bu yolculuk için neden ulaştırma filosuna değil de 143. filoya geldiği sorulan Harmancık, üssü tam bilmediğini, komutanın yönlendirmesiyle hareket etmeyi düşündüğünü aktardı. Üs komutanını önceden arayıp haber verme ihtiyacı duymadığını belirten Harmancık, "Yaptığımın bir yanlış olduğunu, hatta eşeklik olduğunu söyledim. Bunu beni utandırmak için tekrar tekrar söylemenize gerek yok." savunmasını yaptı.
"Temsilci olarak gönderildim"
Suç tarihinde Genelkurmay Başkanlığı Personel Dairesinde Proje Şube Müdürü olan ve darbecilerin "Yurtta Sulh Konseyi" üyeleri içinde bulunan sanık eski Kurmay Albay Mustafa Barış Avıalan, "Yaşadıklarım ve şu an bulunduğum durumdan anlıyorum ki Akıncı Üssü'ne gitmem için birileri tarafından hazırlanmış ve uygulanmış bir faaliyet kapsamında özel olarak seçildim. Başka bir deyişle ben, aldatmayla sakatlanmış bir irade sonucunda Akıncı Üssü'ne gittim." ifadesini kullandı.
Avıalan, 15 Temmuz günü askeri hattan arandığını, ismini söylemeyen bir askerin "harekat yıldırım" emri verildiğini belirterek, ciddi bir istihbarat olduğu, terör saldırısı olabileceği ve yürütülecek faaliyetlere dair elindeki metni okuduktan sonra Genelkurmay temsilcisi olarak Akıncı Üssü'ne çağrıldığını söylediğini ileri sürdü.
Akıncı Üssü'nde olunmasını istediği saatin yaklaşması üzerine sivil kıyafetlerle yola çıktığını, çalıştığı şubeye tahsisle askeri araçla Akıncı Üssü'ne ulaştığını söyleyen Avıalan, "Telefonla gelen emirlerin Karargah personeli için rutin bir uygulama olduğunu bildiğim için bu emri yadırgamadım ve telefondaki kişinin net ifadeler kullanmasından, Genelkurmay Başkanının da faaliyete katılacağını söylemesinden, bunun gerçek bir faaliyet olacağına inandığım için Akıncı Üssü'ne gittim." savunmasını yaptı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Harekat Başkanlığı Teşkilat Şube Müdürlüğünde Kurmay Albay olan sanık Bilal Akyüz, FETÖ'nün "Kara Kuvvetleri imamı" olduğu suçlamasını reddederek, KKK Harekat Merkezinin sözlü görevlendirmesi üzerine 15 Temmuz'da Akıncı Üssü'ne gittiği iddiasında bulundu.
Akyüz, "Gizli olarak icra edileceği söylenen terörle mücadele harekatıyla ilgili Kara Kuvvetleri Komutanlığından bu harekatın desteklenmesi amacıyla temsilci olarak görevlendirildiğim söylendi. Üsse ön hazırlık ve bilgi edinmek için gittim. Kimseyi tanımadığım gibi kimse de beni tanımıyordu. 143. filoyu aradım buldum. Oraya girdim. Ne yapmam gerektiğini sordum." ifadesine yer verdi.
Akyüz, "İlk ifademde KKK temsilcisiyim dediğim andan itibaren hayatım değişti. Bu ifademden sonra Kara Kuvvetleri imamı diye hakkımda haberler yapıldı." ifadesini kullandı.