Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Reina'ya saldıran teröristin yakalanmasına ilişkin, "Çok ciddi, titiz bir çalışmayla saldırgan yakalandı. Şimdi onun arkasındaki esas güç kim, saldırganı ya da saldırganları oraya kimler yönlendirdi, bunların da bütün detaylarıyla ortaya çıkmasını ümit ediyoruz. İnşallah bu da gerçekleşecektir." dedi.
Kurtulmuş, Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen "terörle mücadele" konulu toplantıda, güvenlik uzmanlarıyla bir araya geldi.
Türkiye’nin son iki yıldır başta DEAŞ, PKK ve FETÖ olmak üzere terör örgütleriyle sahada amansız bir mücadele verdiğine dikkati çeken Kurtulmuş, bu mücadelenin de artık bir mücadele olmanın ötesinde, bir savaş mahiyeti arz ettiğine vurgu yaptı.
Kurtulmuş, hem sınır güvenliği hem şehirlerdeki terör örgütlerinin saldırılarından Türkiye’yi korumak adına daha güçlü, topyekun mücadele edildiğini aktardı.
Fırat Kalkanı Harekatı'yla da terör örgütleriyle mücadele kapsamında yeni bir dönem başladığını vurgulayan Kurtulmuş, "Türkiye, sınırları dışından kendisine zarar verebilecek olan örgütleri bertaraf etme konusunda kararlılıkla yoluna devam etmektedir. Bu üç terör örgütüyle yapılan mücadelenin, bir sahada yapılan mücadele kısmı var bir de bu terör örgütlerinin yurt içi ve yurt dışında özellikle oluşturduğu algı operasyonlarına karşı yapılan mücadeleler var." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, PYD/YPG’nin Avrupa’da açtığı büroların kontrol altına alınması, bunların ikili ilişkilerle kapatılmasının sağlanmasının da terörle mücadele kapsamında yapılan işlerden birisi olduğunu örnek olarak aktardı.
Türkiye’nin ısrarlı takipleri sonucu Avrupa ülkelerinde 5 bin dosyanın PKK terör örgütüne karşı açıldığını dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bu dosyaların takip edilmesi önemli bir meseledir. Ayrıca FETÖ’nün oluşturduğu uluslararası bağlantı, ciddi bir şekilde çalışmaya devam etmektedir. Maalesef PR çalışmalarıyla, algı operasyonlarıyla hem Türkiye içerisinde FETÖ’ye karşı oluşan milli birlik ve bütünlüğü kırmak hem de Türkiye’yi insan hakları ihlallerinin olduğu, toplumsal düzenin bozulmaya başladığı ve ekonomik sistemin çökmeye başladığı bir ülke şeklinde göstermek gibi önemli çabalar sürdürüyorlar. Bunlara karşı da verilecek olan mücadelenin son derece önemli olduğunu ifade etmek isterim. Bununla ilgili ortak bir bakış açısının da konulmasının son derece faydalı olduğunu biliyorum."
"50 milyar dolara hükmediyorlar"
Kurtulmuş, "Özellikle FETÖ’nün şu anda en az 3 bin üst düzey yöneticisinin okullarda, vakıflarda, ticari şirketlerde, medya kuruluşlarında, uluslararası alanda ciddi bir bağlantı oluşturduklarını ve yaklaşık 50 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğe hükmettiklerini de biliyoruz." dedi. Kurtulmuş, terörle mücadelenin fiili olmanın ötesinde, algı operasyonlarıyla, bu örgütlerin yurt dışı bağlantılarının kesilmesiyle, uluslararası bağlantılarının zayıflatılmasıyla ilgili olarak da sürdürüleceğini belirtti.
Toplumun, bu örgütlerin tamamına karşı ortak bir mücadele verilmesi konusunda duyarlılığının oluştuğunu söyleyen Kurtulmuş, "Yapılan terör saldırıları, sanılanın aksine Türkiye’de, toplumsal kesimler arasında farklılaşmayı değil tam tersine bir bütünleşmeyi temin etmektedir." diye konuştu.
Reina saldırısına değinen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Reina saldırısıyla birlikte ortaya konmak istenen hayat tarzları farklılıkları, mezhep-meşrep farklılıkları, toplumsal, siyasal görüş farklılıkları üzerinden oluşturulmaya çalışılan bir sosyal medya terörü de tam tersine tepmiş, Reina saldırısı sonrasında bir birlik, bütünlük tablosu ortaya çıkmıştır. Bir kez daha, Reina saldırısını yapan saldırganı yakalayan emniyet teşkilatımıza, güvenlik birimlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Çok ciddi, titiz bir çalışmayla saldırgan yakalandı. Şimdi onun arkasındaki esas güç kim, saldırganı ya da saldırganları oraya kimler yönlendirdi, bunların da bütün detaylarıyla ortaya çıkmasını ümit ediyoruz. İnşallah bu da gerçekleşecektir."
“Medyanın yaklaşımı son derece önemli”
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye’deki terörle mücadelede işin içerisinde olan emniyet teşkilatından Dışişleri Bakanlığına, Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğünden Adalet Bakanlığına kadar çok sayıda kamu kurum ve kuruluşun ortak bir dil, ortak bir perspektif ve ortak bir paradigma oluşturarak bu mücadeleyi bütüncül bir şekilde devam ettirebilmelerinin ikinci bir mücadele yöntemi olacağına işaret etti.
"Medya-terör" ilişkisine de dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Evet, çok şükür son zamanlarda bu konuda biraz başarı sağladık ama zaten terör örgütlerinin amacı, yaptıkları terör faaliyetinden daha ziyade bunun duyulması... Bunun, halkın arasında korku ve paniğe neden olması ve toplum işleyişinin normal seyrinden çıkarak terör vasıtasıyla sıra dışı bir haleti ruhiye içerisine girmesini temin etmektir. Bunun için de medyanın, terör olaylarına karşı yaklaşımının son derece önemli olduğunu ifade etmek isterim. Bu konuyla ilgili medya kuruluşlarımızın yöneticileri, temsilcileriyle defaatle toplantılar yapıyoruz. Geçmişe kıyasla bu konuda olumlu gelişmelerin olduğunu ifade etmek isterim. Ama hala istediğimiz düzeyde değildir.
Bu kapsamda da son hazırladığımız KHK çerçevesinde görüntü yasağı getirilen konularda, bu yasağı sürdüren kuruluşlarla ilgili olarak da gerçekten çok ciddi tedbirler almak mecburiyetindeyiz. Rus Büyükelçisi Sayın Karlov’a yapılan suikastın, suikastçının orada dakikalarca propaganda yapmasının görüntülerinin, vuruluş anının görüntülerinin ve ondan sonra yerde yattığı o görüntülerin gösterilmesi tam manasıyla terörün ekmeğine yağ sürmektir. Artık bizim uyarmamıza gerek olmaksızın, RTÜK’ten herhangi bir şekilde yayın yasağı gelmeksizin aslında medya kuruluşlarımızın bunları kendiliğinden filtre etmesi gerekir.”
Toplantıya, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Şenol Kazancı, TRT Genel Müdürü Şenol Göka ile Kamu Diplomasisi Koordinatörü Ali Osman Öztürk de katıldı.