Delta varyantı hamilelerin koronavirüsü ağır geçirmesine hatta ölümüne neden oluyor.
Diyarbakır'da pandemi hastanesi olarak hizmet verilen Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi'ne farklı tarihlerde başvuran 9 hamile kadının COVID-19 testleri pozitif çıktı.
Sağlık durumları ağırlaşan hamile kadınlar, hastanede tedavi görmeye başladı. 2 Temmuz-1 Eylül'de aşılanmamış ve yaşları 26 ile 35 arasında olan 9 hamile kadın, tedavi gördükleri pandemi hastanesinde yaşamını yitirdi.
Uzmanlar, hamilelere COVID-19’un Delta varyantının daha ağır geçmesi nedeniyle aşı çağrısında bulunuyor.
Hamilelerin aşılanmasına dair merak edilenleri Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, TRT Haber’e değerlendirdi.
Korkup aşı yaptırmayan ya da yeterli dozda aşısını olmayan gebelerde yoğun bakım yatış oranında artış yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Buyru, aşının önemine dikkati çekiyor:
“Maalesef koronavirüsten insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. Her ne kadar hastalık yerinde bir azalma oluşsa da son günlerde bir artış yaşandığını tüm bölgelerde ve tüm yaş gruplarında gözlemliyoruz. Aşı uygulamasına bağlı olarak hastalık önemli ölçüde azaldı. Yoğun bakım ve hastane başvuruları azaldı. Ama özellikle aşı yapılmayan veya yeterli dozda aşı yapılmayan gençler ve gebelerde hastalığın hızla yayıldığını, yoğun bakım başvurularının arttığını ve vefat haberlerine daha sık rastlamaya başladığımızı söylemeliyim. Bu nedenle aşının önemini bir kez daha vurgulamak gerekiyor.”
“Delta varyantıyla oluşan enfeksiyon gebelerde çok ağır seyredebiliyor”
Aşının anne karnındaki bebeğe hiçbir zararı olmadığının altını çizen Prof. Dr. Faruk Buyru, gebelerin bağışıklıklarının düşük olması nedeniyle özellikle Delta varyantından olumsuz etkilendiğini belirtiyor:
“Koronavirüs enfeksiyonu başlangıçta gebelerde hafif seyrediyor şeklinde bir algı oluştuysa da Delta varyantı ile bu algı tamamen ortadan kalktı. Çünkü gebelerin bağışıklık sisteminin zayıf olması ve kan pıhtılaşma eğiliminin gebe olmayanlara göre daha fazla olması nedeniyle Delta varyantıyla oluşan enfeksiyon gebelerde çok ağır seyredebiliyor. Bu hem anneyi hem bebeği olumsuz etkiliyor.
Dünyada milyonlarca gebeye uygulanan bir aşı söz konusu. Hiçbirinde ciddi bir yan etki ortaya çıkmamış. Çalışma olarak 200 binden fazla gebeyi kapsayan, çeşitli ülkelerden gelen çalışmalar var. Ağır alerji ya da ölüm vakasına hiç rastlanmamış. Ufak tefek ateş veya kas ağrısı gibi birkaç gün içinde kaybolan yan etkiler ortaya çıkabiliyor. Aşının bebeğe bir zararı olmadığı gibi hastalıktan bebeği korumak için de gebeler aşı olmalı. Çünkü oluşan antikorlar bebeği de koruyor. Emzirme döneminde anneden oluşabilecek hastalığın bebeğe geçişini engelliyor ve bu çok önemli.”
Aşı olmayan gebelerde düşük riski yüksek
Türk Yoğun Bakım Derneği’nin açıklamasına göre, yoğun bakıma yatan hastaların yüzde 80’den daha fazlası hiç aşı yapılmamış ya da yeterli doz aşı yapılmamış kişilerden oluşuyor.
Prof. Buyru, aşı olmayan ya da yeterli dozda aşı olmayan gebelerde yoğun bakım ihtiyacının ve erken doğum riskinin arttığına vurgu yaparak, aşının gebeliğin her döneminde uygulanabileceğini söylüyor:
“Gebeliğin ilk 3 ayında yaptırmayabilirler ama gebelik esnasında özellikle son 3 ayda bebeği de korumak amacıyla mutlaka aşı yapılmalı. Gebe kalmaya çalışanlarda, kısırlık nedeniyle tedavi görenlerde aşı yapılabilir, hiçbir engel yok. Yumurtalık rezervini olumsuz etkilediği şeklinde dedikodular var ama bunlar asla geçerli değil. Yumurtalıkları da olumsuz etkilemiyor..”
Buyru, hamilelerin özellikle gebeliğin son 3 ayında daha çok etkilenmelerinin sebebini ise şöyle anlatıyor:
“Son 3 ayda solunum kapasitesinin daha sınırlı olması gibi gebeliğin birtakım fizyolojik sonuçları enfeksiyonun daha ağır seyretmesiyle birlikte ortaya çıkıyor. Yani son 3 ayda oluşan enfeksiyon, gebelerde daha ağır seyrediyor. Bu bebeği de olumsuz etkiliyor. Anne karnında bebek ölümü ya da erken doğum riskine sebep olabiliyor.”
6.1ºC
Ankara
