İstanbul’da düzenlenen IDEF’23 Savunma Sanayii Fuarı’nda ilk kez görücüye çıkan kimi platformlar aslında Türkiye’nin son yıllarda çeşitli alanlarda ne denli başarılı bir noktaya geldiğini net şekilde gösteriyor…
ARES Tersanesi ve Meteksan Savunma’nın birlikte geliştirdiği ULAQ Sida Ailesi’nin son üyesi Kama da bunlardan biri… Aslında Kama dışarıdan bakıldığında basit bir insansız deniz aracı görüntüsü verse de sahip olduğu teknik donanımlar, ortaya koyduğu performans ve kullanıcısına sağladığı çok ciddi avantajlar onu kendi alanında dünyanın en iyilerinden biri yapıyor.
‘Sarf edilebilir’ insansız deniz aracı
IDEF’te bir araya geldiğimiz ARES Tersanesi Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Pehlivanlı ilk üründen bugüne arada geçen 4 yılda sürekli kendilerini geliştirerek ilerlediklerini ifade ediyor.
Ürettikleri insansız deniz araçlarının ULAQ ailesi adı altında isimlendirildiğini anlatıyor Pehlivanlı ve ailenin diğer üyelerinden farklı olarak Kama’nın keşif/gözetleme ve karakol görevlerini yerine getirebildiği bilgisini paylaşıyor.
Ancak tek fark bu değil… Pehlivanlı kritik bir detay daha paylaşıyor ve Kama’nın asimetrik unsur olarak düşmana çok ciddi zararlar verebilecek şekilde kullanılabileceğini anlatıyor. Her ne kadar ‘Kamikaze SİDA’ ismi kullanılmasa da ‘sarf edilebilir insansız deniz aracı’ tanımı aslında Kama’yı diğerlerinden ayıran en önemli özelliği net bir şekilde gösteriyor.
“Türünün dünyadaki en öncü üyesi”
Genel Müdür Yardımcısı Pehlivanlı, Kama’nın sahip olduğu kabiliyetleri uzaktan kontrollü operatör vasıtasıyla sergileyeceği gibi otonom olarak da tamamlayabileceğinden bahsediyor.
Pehlivanlı burada bir parantez açıyor ve Kama’nın bahsettiğimiz son derece değerli işleri tamamen milli yazılımıyla gerçekleştireceğinin altını çiziyor. Hem milli yazılımı hem de yetenekleri göz önüne alındığında Kama'nın dünyada türünün en öncü üyesi olduğunu belirtiyor.
Ege’de tüm denklemi değiştirebilecek bir araç
Kama’yı görünce Ukrayna-Rusya savaşı akla ilk gelen meselelerden biri oluyor. Aslında bu araçların ne denli kritik olabileceği bu savaşla bir kez daha net şekilde görüldü.
Türkiye’nin en önemli hassasiyetlerinden biri de hiç şüphesiz Mavi Vatan.
Ancak özellikle Ege’de işler oldukça zorlu çünkü burası çok sayıda ada ve adacıktan oluşuyor. Bu durum jeopolitik açıdan Yunanistan’ın elini güçlendirse de Ankara yerli/milli savunma sanayiindeki projelerle bu dezavantajını etkisiz kılma yönünde adımlar atıyor. Kama da bu yanıtlardan biri çünkü söz konusu platform kendisine verilecek farklı görevlere tam olarak uyum sağlayabilecek esnek bir yapıya sahip.
“Starlink ile dünyanın her yerinde kullanılabilir”
Çok gelişmiş bir kontrol ve haberleşme sistemi var Kama’nın…Üzerinde Starlink uydu bağlantısını sağlayacak anteni görünce bu durumu da soruyoruz… Bu noktada ‘uydu bağlantısı kesilirse ne olacak?’ sorusu değerli. Oğuzhan Pehlivanlı, şu yanıtı veriyor:
“Erişebildiğiniz kadar var olduğunuz bir alandan bahsediyoruz. Starlink yakında tüm dünyayı kapsayacak. Müşterilerimize bu opsiyonu da sunmak istedik. Haliyle Starlink’e sahip ülkelerin hepsi bizim için ‘potansiyel müşteri’ haline geldi.
‘Eğer aksi bir durum olur da bağlantı kesilirse’ meselesi kritik. Otonom olarak kendi kararlarını alabilen, iletişim kopsa da hedefini yok etme görevini başarıyla yerine getirebilecek ya da kendini imha edebilecek bir platform oldu Kama.”
“Su üstü araçlarının hepsinde görev alabilir”
Son dönemlerde adını sıkça duyduğumuz TCG Anadolu başta olmak üzere Kama’nın diğer platformlarda kullanılıp kullanılamayacağını merak ediyoruz. Tabii ki bir diğer öğrenmek istediğimiz konu ‘sürü’ meselesi…
ARES Tersanesi Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Pehlivanlı sözlerini bu soruların yanıtıyla tamamlıyor:
“Elimizdeki tüm su üstü unsurlardan kullanılabilir… Aynı şekilde kara unsurlarından da kullanımı mümkün. Teknolojinin gelebileceği en üst seviyede platformlardan biri Kama ve haliyle düşmana vereceğiniz zarar ya da caydırıcılık potansiyeli da çok yüksek.
Biz bu tür platformların çoklu konseptte kullanılması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle de çok sayıda üretmek gerektiğini biliyoruz. Amacımız bu yılın sonuna kadar ilk prototipi üretmek ve seyir testlerini yapmak. Yılda 100’ün üzerinde bot üretebilecek kapasitedeyiz. Kama’nın sadece Mavi Vatan’da değil dünyanın dört bir yanında Türk savunma sanayii ürünlerinin kullanılması yönünde oldukça değerli roller oynayacağına eminiz.”