"Umutlar çok tükenmişti. Hani enkazdan çıkanlar genelde üç günde başında toprak birikintileriyle falan çıkıp geliyorlardı. Ya da işte yaralanmalarıyla falan, o kadar güzel çıktı geldi ki tadın tertemiz bir üstü başı. Onu gördük sevindik"
Depremin 9'uncu günü, 204'üncü saatiydi. Herkesi umutlandıran o yaşam koridoru bir kez daha açıldı. Türkiye bir mucizeye daha şahitlik etti. Ve bu "hoş geldin" bir daha hiç unutulmadı.
Sesiyle, güler yüzü ile depremzedeye umut verdi 112 acil personeli Yasemin Yıldırım.
6 Şubat'taki büyük yıkım sonrası gönüllü olarak Hatay'a gidenlerden sadece biri idi.
O ana kadar sedyenin bir yanında yitip giden, diğer yanında ise hayata bağlanan onlarca yaşam hikayesine şahitlik etti. Ancak Türkiye onu, Muna Dabul ile ambulanstaki konuşmasıyla hafızasına kazıdı.
"Sürekli bir minnet duygusu..."
Yıldırım, o anları şöyle anlattı;
Hani sana tekrardan bahşedilmiş ikinci bir yaşamına hoş geldin demek istedim işte kadına. Çok mutlu olduk yani. Yakınları da yanındaydı. Hepimiz o kadar çok sevindik ki bütün ekip arkadaşlarım bir o duyguları yaşıyorduk yani bir tek Muna için değil ambulansımıza binen her hasta için aynı duyguları yaşadık.
İlk önce işte tansiyonuna, şekerine, vital bulgularına baktık. Hepsi o kadar güzel ki. Dedim ben işte çok keyifli maşallah falan dedik işte. O da sevindi. kadından bizden bir isteği olmadı. Daha çok bize minnet duyuyordu. Sürekli teşekkür ediyordu. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Yani çok fazla Türkçe bilmemesine rağmen elimize sarılıyordu. Sürekli bir minnet duygusu.
Muna Dabul isimli yabancı uyruklu kadın Hatay'da Burçak Apartmanı'nın enkazından çıkarıldı. Hastaneye götürüldü. Yasemin Yıldırım, o kadar üzüntünün arasında yaşadığı bu mutluluğu ömrü boyunca unutmayacak.