On binlerce bina yıkıldı. Ev ve iş yerleri enkaza dönüştü ya da kullanılamaz hale geldi.
Deprem bölgesinde hasar tespit çalışmaları devam ediyor.
Müteahhitlerin ve fenni mesullerin sorumluluklarını tespit etmek için deprem bölgesinde yıkılan binalardan delil toplanıyor. Bu deliller, ağır kusurun araştırılmasını sağlayacak ve davaların seyrini etkileyecek.
Müteahhitlerin üstlendikleri inşaatlara ilişkin hem hukuki hem de cezai sorumlulukları var.
"Ev veya iş yeri müteahhitten alındıysa dava açmada zaman kısıtlaması yok"
Konut veya iş yeri sahipleri, hile, gizli ayıp ve ağır kusurun tespiti durumunda müteahhitten tazminat talep edebiliyor. İskan veren belediyeye de dava açılabiliyor.
Burada depremzedenin, konutu kimden satın aldığı da önemli...
Avukat Faruk Aktay, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
"Doğrudan müteahhitten olduğu durumlarda müteahhitin sorumluluğuna gidebilmeleri için bunun bir tüketici işlemi olması gerekiyor. Bir yatırım amacı yoksa bu durumda müteahhitin sorumluluğuna gidilebiliyor. Ayıp, ağır kusur ve hileli davranışlarla gizlenen durumlarda zaman aşımı süresinin uygulanmayacağı söyleniyor."
"İkinci el konutta zaman aşımı var"
Konut ya da iş yeri müteahhitten alındı ise davayı açmak için süre kısıtlaması yok.
İkinci el yapılarda ise zaman aşımına dikkat etmek gerekiyor.
Aktay bu konuyla ilgili de şu açıklamayı yaptı:
"İkinci el konut satışlarında ise müteahhitle aralarında doğrudan bir sözleşme bulunmamasından dolayı o zaman haksız fiil hükümleri uygulanması gerekiyor. Yargıtay'ın bu konuda 1999 depreminden sonra yerleşik içtihatlarına göre yıkımın olmasından sonra 10 yıllık bir süre zarfında bu davayı haksız fiil hükümlerine göre müteahhitlere karşı açabiliyorlar."
Dava sürecini takip etmesi için mutlaka bir hukukçu ile iş birliği yapılması tavsiye ediliyor.
Haber: Şeyma Vural