MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından paylaştığı yılbaşı mesajında, "2020 yılının muhasebesi elbette kapsamlı yapılacaktır. Bugünün tarihi yazıldığında 2020’nin ağırlığı, acılığı ve insanlık mizanına yaptığı menfi baskısı tüm çarpıcılığıyla gözler önüne serilecektir. Geride kalan 365 günlük sürede neredeyse yaşanmadık bir şey de kalmamıştır." değerlendirmesini yaptı.
Bahçeli açıklamasında mesajında ayrıca kaydetti;
Kıtaları saran, coğrafyaları kuşatan, ülkeleri çembere alan, insan ve toplum sağlığını üst düzeyde tehdit eden bir virüs 2020’ye damga vurmuştur. İnsanlık büyük bir salgınla savaşa tutuşmuştur. Vuhan’da ortaya çıkan Covid-19, kademe kademe dünya geneline yayılmıştır.
2020 yılında insanlık vahim bir hastalığa yakalanmış, doğal afetler, terör saldırıları, ekonomik yıkımlar, sosyal huzursuzluklar, asimetrik mücadeleler, ticaret anlaşmazlıkları, bölgesel çatışmalar, küresel siyasi cepheleşmeler neredeyse yılın tamamına hâkimiyet kurmuştur. Bu yıl içinde huzur, refah ve istikrar mumla aranmıştır. Bütün olumsuzluklara rağmen 2020’de Türkiye istikrarla temellendirdiği diriliş ve yükseliş ruhunu muhafaza etmiş, mesela Covid-19 hastalığına karşı hayranlık uyandıran bir mücadeleyle direniş göstermiştir.
İnsanı merkezine alan medeniyet ölçülerimiz sosyal devlet anlayışının ilkeleriyle yekvücut olurken, devlet-millet dayanışması zirve düzeyde tecelli etmiş, salgının toplumsal ve ekonomik tahribatları en aza çekilmiştir. Dürüst insanlar bu gerçeği teyit ve itiraf edecektir.
"Covid-19’un mutasyona uğramış siyasi türevleridir"
Aşı konusundan tartışmaları kamçılayıp güvensizliği körüklemek isteyenler Covid-19’un mutasyona uğramış siyasi türevleridir. Bunlar acınacak haldedir. Milletimizde kuşku ve tereddüt uyandırmak, yalanı ve yozlaşmayı servis etmek ahlak ve vicdan krizidir.
Bir teröristin tutuklu bulunduğu cezaevinden tıpış tıpış çıkarılacağını söyleyen kimliksiz garabetler, 2020’de provokasyonlarına hız verseler de milli gönüllerde kaybetmişler, milli gelecekte tesirsiz bir gölgeden farksız olacaklarını şimdiden belgeleyip belli etmişlerdir. Patır patır cinayet işleyen katilleri azmettiren, bunlara yardım ve yataklık yapan canilerin tıpış tıpış serbest kalacağı bir dünya, bir Türkiye yoktur. 2020’nin karanlığında sonuç alamayanların, 2021’in umut ve huzur ikliminde başlarını kaldırmaları ham bir hayaldir.
"Başörtüsü veya türban üzerinden yeni bir kutuplaşma sayfası açmayı planlayanlar yeniden sahnededir"
Tahammülsüz, saygısız ve despot bir siyaset kulvarından sivrilip ön plana çıkanların milli ve manevi değerlerimizle kavgaya tutuşmaları ülkemize çok şey kaybettirmiştir. Nitekim başörtüsü veya türban üzerinden yeni bir kutuplaşma sayfası açmayı planlayanlar yeniden sahnededir. Türbanı irticai faaliyetlerin üniforması gören, türbanlı bir hakimin adaletinden kuşku duyan zatın ve onun gibi düşünen zevatın ne demokrasiyle, ne inançlara saygıyla, ne de insanlık onuruna bağlılıkla ilgileri vardır. Bu dil ayıplı ve sakıncalı bir dildir.
Millete rağmen siyaset yapmayı amaç görenler, milli ve manevi emanetlerle kıyasıya hesaplaşmayı hedefleyenler Türkiye’nin sırtındaki habis kamburdur. Hala başörtüsüne husumet duyanların insan ve inanç haklarına faşizmin ve totalitarizmin prizmasından baktıkları çok açıktır.
"Kayyum ülkesi olmaktan şikayet etmek, şehitlerimize, milletimize, güvenlik ve beka haysiyetimize düpedüz hakarettir"
Ayrıca PKK ağzıyla konuşup siyasete kayyum atanmasını eleştiren zavallıların mesaj verdikleri merkezler, denetimine girdikleri melanet çevreler terörizmin ve Türk düşmanlığının ana kaynağıdır. Bölücü terör örgütünün amigoluğuna heveslenenlerin deva iddiası boşuna bir emektir. Kayyum ülkesi olmaktan şikayet etmek, şehitlerimize, milletimize, güvenlik ve beka haysiyetimize düpedüz hakarettir. Bu hakaret işbirlikçi sahiplerine aynen dönmüş, milletimiz sinsi siyaset faillerini isabetle tespit etmiştir. Devayım diyenler, sadece cefadır, sefalettir.
"Artık kadınlarımız ölmesin, masumlara kıyılmasın, çocuklar ağlamasın, geleceğimiz kararmasın"
Bu yılın son günlerinde İstanbul Maltepe’de hunhar bir şekilde katledilen ve rahmetle andığımız Aylin Sözer kardeşimiz milletimizde büyük bir üzüntüye neden olmuştur. Artık kadınlarımız ölmesin, masumlara kıyılmasın, çocuklar ağlamasın, geleceğimiz kararmasın. 2021 yılını umutla karşılıyoruz. Heyecanla kucaklıyoruz. Tıpkı Karabağ zaferi gibi, yeni yılın nice güzelliklerle, nice başarılarla, nice reformlarla, huzur, sağlık, esenlik ve selamet içinde geçmesini niyaz ediyorum.
Aziz vatandaşlarımın, büyük Türk milletinin, Türk-İslam aleminin yeni yılını hürmet ve muhabbetle kutluyor, Rabbim’den hayırlı bir seneyi nasip etmesini diliyorum.