Bahçeli, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, insanlığın barış, huzur, refah, istikrar ve güvenlik özlemlerinin sekteye uğradığı bir dönemin bütün sancılarının geniş çapta yaşandığını ve yaşatıldığını belirtti.
Manevi zayıflıkların, dayanışma ve yardımlaşma zaaflarının, empati hissiyatındaki zedelenmelerin dünya genelinde ciddi düzeylerde havi ve hakim olduğunu vurgulayan Bahçeli, daha medeni, daha muasır, daha mutlu, daha müreffeh bir ortak geleceğin inşa çabalarında gözle görülür darboğazların varlığı ve yaygınlığının inkar edilemeyecek boyutlarda olduğunu kaydetti.
Bahçeli, müesses uluslararası düzenin ahlaken, hukuken, vicdanen ağır sarsıntı geçirdiğini, bu sarsıntının sosyal, siyasal ve ekonomik sonuçlarının insanlığın yaşadığı manevi krizle eklemlenince vahim bir dünya tablosunun tezahür ettiğini ifade etti.
Çivisi çıkan, zembereği kopan, meşruiyet temeli bozulan bugünkü insanlık döneminden yegane kurtuluş reçetesinin, asıl anlamına muvafık insan haklarına, faile ve fiile göre farklılaşmayacak evrensel hukuk ilkelerine bağlılık ve riayet olduğunun altını çizen Bahçeli, çocukların katledildiği bir dünyanın medeniyet vaazının, hürriyet vaadinin ham hayalden öte bir anlam taşımadığını kaydetti.
İnsani felaketlere savrulmuş bir dünyanın merhamet ikliminin kurak, muhabbet iradesinin bulanık ve kuşkulu olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Soykırım suçunun alenen işlendiği bir dünyada insani miras ve emanetlere saygı ve sadakatten bahsedilmesi eğer saflık değilse ileri düzeyde saptırmadır ve hatta sapkın bir istismardır." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, milyarlarca insanın mağduriyet kapanına sıkışarak gelir, servet ve eşit hak dağılımı adaletsizliğine gömüldüğü dikkate alındığında, açlık, yoksulluk, zulüm, terör, göç ve diğer pek çok sorunla boğuştuğu hesaba katıldığında küresel ve bölgesel merkezli haksızlığın sürdürülebilir olmadığının net olarak anlaşılıp, teyit edileceğini belirtti.
Dünyanın kaotik bir çıkmaza sürüklenmesine karşın Cumhuriyet'in yeni yüzyılında Türkiye'nin müessir ve müstesna bir görüntü çizdiğini vurgulayan Bahçeli, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin umutları yeşerttiğini, tarihin çağrısıyla istikbalin çehresini aydınlattığını ifade etti.
Toplumsal ve siyasal istikrarı tahkim ve takviye edecek ekonomik toparlanma ve serpilme döneminin de ufukta görüldüğüne işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu nedenle ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur, hatta normalleşme safsatalarıyla milletimizin sinir uçlarını tahriş edecek gizli gündem teşrifatçılarına ikna olacak ve itibar edecek de olmayacaktır. Gerçekleri çarpıtarak, fason teklifleri sıcak tutarak, fiyaskoya dönmüş anlayışlarını münafık taktiklerle kapatmaya çalışarak kendilerine siyasi nefes borusu açmaya heveslenenlerin gayeleri boş, gayretleri boşunadır.
Yumuşama mesajlarına özenle saklanan ve sarılan yalan, dedikodu ve iftira kampanyasının hangi sinsi emellere, hangi sakat hedeflere odaklandığı az veya çok bellidir. Bir yanda yumuşaklık pozu veren, diğer yanda meşrep ve müktesebatında taşıdıkları nefret ve öfkeyi sağanak halinde yağdıran siyasi hasis ve hırçın zihniyetlerin ikiyüzlülüğü bugünlerde utanç verici düzeylerdedir."
Kutuplaşmayı törpülemek yerine kurnazca tahrik edenlerin, husumeti örselemek yerine bayağı şekilde taçlandırıp tasdikleyenlerin elbette milletin gözünden ve gönlünden kaçamayacak aciz ve acıklı durumda olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Üstelik fitne/fesat kışkırtıcılığı yaparak kutlu davamızı, fedakarlık ve iman numunesi camiamızı Türk düşmanlarının siparişiyle sorgulamaya, yargılamaya ve terörize etmeye kalkanlar Allah'ın şahitliğinde ifade ediyorum ki bedelini adalet ve millet nezdinde çok ağır ödeyeceklerdir. Hakkımızı, hukukumuzu savunmak şeref konumuzdur. Ne hakkımızdan, ne hukukumuzdan, ne de şerefimizden taviz verilmeyecektir. Puslu havada Müslüman mintanı giyen iblisin şirret tuzakları boşa çıkarılacaktır. Dileğim ve temennim, bayram günleri münasebetiyle herkesin bir vicdan muhasebesi yapması, dürüst ve samimi şekilde gündemdeki meseleleri ele almaları, sabır ve tahammül eşiklerimizi zorlama yanlışından derhal dönmeleridir."
Bayramın "barış, sevgi, hürmet, hatırlama ve kardeşlik" demek olduğunun altını çizen Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"Ancak kardeşliğin veya barışmanın tek yanlı olması akıl dışılıktır. Milli vuslatı siyasi vurgunculukla kundaklamaya azmedenlere müsaade edilmeyecektir. Bayram sürecinde, kendi iç dünyamızı, çevremizle kurduğumuz irtibat ve ilişki ağlarını yüreklice değerlendirmeye ve yeni baştan tefrik etmeye müştereken ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Anlaşılmaktan ziyade anlamaya, dayatmadan ziyade diyaloğa, kutuplaşmaktan ziyade kucaklaşmaya, ihtilaftan ziyade irade ve istikbal mutabakatına doğru kalıcı bir geçiş, sağlam ve sahici adımlarla gerçekleşmelidir. Ne var ki bahse konu bu geçiş kalıcı ve köklü olmalıdır.
Kurban Bayramı'nın ahlaki ve manevi zenginliğiyle yepyeni bir uzlaşma sürecinin yollarını açabilir, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı güçlü bir dönemin ihyasını da elbirliğiyle başarabiliriz. Ne kadar birlik ve beraberlik içinde hareket edebilirsek o kadar güçlü olacağımız özellikle bilinmelidir."
Bahçeli, Türkiye'nin ve Türk-İslam medeniyetinin maruz kaldığı karanlık senaryoları tesirsiz hale getirmenin, oynanan oyunları bozup atmanın her şeyden önce milletin engin ve tarihi mukavemetine bağlı olduğunu belirterek, doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olan Türk milletinin bayram şuuruyla, adalet ve hakkaniyetin mihveri olduğunu her saha ve zeminde dosta da düşmana da ispat edecek dirayete, kabiliyete ve kapasiteye fazlasıyla sahip olduğunu kaydetti.
Türkiye ve Türk vatanının 85 milyon Türk vatandaşının yeryüzü cenneti olduğunu aktaran Bahçeli, "Ayrılmamızı, bölünmemizi, birbirimize düşmemizi planlayan tüm odaklara verilecek en etkili cevap tek ses, tek nefes, tek yürek, tek bilek halinde duruş göstermektir. Çünkü biz Hakkari'de kesilen kurbanın duasını Tekirdağ'da yapan, Şırnak'ta takdim edilen ikramı Ankara'da alan, İstanbul'da uzatılan eli Batman'da tutan, Yozgat'ta akan gözyaşını Mersin'de silen büyük bir milletin evlatlarıyız. Besmeleyle kesilen her kurban, sıkılan her el, gülücükler saçan her yüz, hasret akşamlarından sonra şafakla doğan her vuslat birliğimizin harcı, dirliğimizin haysiyet kubbesidir. Kurban ibadetimizin kabulünü Cenab-ı Allah'tan diliyorum." ifadelerini kullandı.
Şehit ailelerinin, milletin, Türk-İslam aleminin Kurban Bayramı'nı kutlayan Bahçeli, Babalar Günü'nü de tebrik etti.
Yurt içi ve dışında yaşayan vatandaşlara saygı ve sevgilerini sunan Bahçeli, hac farizası için kutsal topraklarda bulunanların ibadetlerinin kabulünü diledi.
Bayram tatili dolayısıyla yola çıkan vatandaşlara can güvenliklerini riske atmamaları için trafik kurallarına harfiyen uymaları ricasında bulunan Bahçeli, "Bayramımız mübarek, devletimiz ve milletimiz var olsun diyorum." ifadesini kullandı.