Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili davaya İstanbul'da devam ediliyor.
Sorgusu yapılan Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Sabri Uzun, "Dink cinayeti adli bir vaka değil bir kumpas sonucudur" dedi.
Agos Gazetesi Genel yayın yönetmeni Hrant Dink cinayetiyle ilgili ihmali olduğu ileri sürülen kamu görevlilerinin de yargılandığı dava sürüyor.
Duruşmaya tutuklu yargılanan eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer ile tutuksuz sanıklar Celalettin Cerrah, Sabri Uzun, Ahmet İlhan Güler ve Reşat Altay katıldı.
Duruşmada eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olan Sabri Uzun dinlendi.
Dink cinayetinin arkasında örgütlü bir yapı bulunduğunu belirten Uzun, elde edilen istihbarata rağmen şüphelilerin gözaltına alınmamasının yanlış olduğunu söyledi.
Uzun ifadesinde, "Bence Hrant Dink cinayeti adli bir vaka değil bir kumpas sonucudur" dedi.
"Gezi bir ayaklanma değildir"
Uzun ayrıca davanın sanıklarından İDB Başkan Yardımcısı Coşkun Çakar'ın, cemaatin emniyet imamı olarak öğrendiği ''Kozanlı Ömer'' lakaplı Osman Hilmi Özdil ile irtibatı olduğunu anlattı.
"Çakar, cemaatin emniyet istihbarattaki şurasının başındaki kişidir. Çakar'ın kayınbiraderi de eksi emniyet müdürü Ramazan Emekli'dir. Emekli, Gezi olaylarında zabıtalara çadırı yakma talimatı verdiği gerekçesiyle yargılanmaktadır. Bununla ilgili bir yetkili müdür beni çağırarak, Gezi olaylarını sordu. 'Gezi olayları bir ayaklanma değildir. Gezi, cemaatin bir kumpasıdır, beyefendiyi yanıltmayın' dedim. O da bana bir şey bilmiyorsun cevabını verdi."
"Ergenekon şemasını Recep Güven getirdi"
Ergenekon Şemasına ilişkin bir soruya da sanık Uzun, bu şemayı İDB Başkan Yardımcısı Recep Güven'in (FETÖ soruşturmaları ve davaları kapsamında hakkında yakalama kararları var) getirdiğini belirterek, Güven'in Bektaşi görüşüne mensup olduğunu bildiğini ancak cemaatçi çıktığını söyledi.
"Cinayetlerin arkasında Kemalist yapı intibası için çalıştı"
Sanık Sabri Uzun, Rahip Santoro'nun Katolik, Dink'in Ortodoks, Malatya'da öldürülenlerin de Protestan mezhebine mensup olduklarına dikkati çekerek, ''Cemaat, Rahip Santoro cinayeti, Malatya Zirve Yayınevi Cinayeti ve Dink cinayeti ile Batı ülkelerinin kamu vicdanlarını da yanına çekti. Bu cinayetlerin arkasında Kemalist ve milliyetçi yapı olduğu intibası için çalıştı. Dink cinayeti davası, üzüm salkımın sapı gibidir.'' dedi.AA