Koronavirüs salgınının etkileri diplomaside yeni bir dönem başlattı. Pandemi pek çok alanda olduğu gibi diplomasiyi de dijitalleştirdi. Artık devlet başkanları, dışişleri bakanları, diplomatlar en önemli toplantıları video konferans ve telefonda görüntülü görüşme gibi iletişim araçlarıyla yapıyor.
Salgından önce de zaman zaman devletler arası bu tür toplantılar düzenleniyordu elbette ama artık neredeyse tüm görüşmeler dijital ortamda yapılır oldu. Örneğin, liderler Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na bu yıl uzaktan katıldı. 75. Genel Kurul Görüşmeleri video konferans ile yapıldı. Dünyanın en önemli zirvelerinden biri olan, düzenlendiği her ülkede büyük protesto gösterileriyle karşılanan G7 Liderler Zirvesi de bu yıl telekonferans yoluyla gerçekleşecek.
Ara buluculuk süreçlerine dijital dokunuş
Salgın, ara buluculuk süreçleri üzerinde de derin etkiler yarattı. Seyahat kısıtlamalarının hakim olduğu, uçuşların yapılamadığı bir ortamda, Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri ve ara bulucular muhataplarıyla planlı görüşmelerini yapamadı. Barışı koruma operasyonları kapsamında görev alan birliklerin değişimi olamadığı gibi bu ekipler görevlerini yerine getirmekte de zorluk yaşadı. Ara buluculuğun geleneksel olarak icra edilemediği bu dönemde, dijital teknolojilerin faydası büyük oldu.
Yemen’de yapay zeka destekli danışma süreci
Dijitalleşme, ihtilafların barışçıl yollardan çözümü için başlatılan süreçlerin devamlılığını da sağladı. BM’nin Libya ve Myanmar temsilcileri, tüm taraflarla görüşmelerini çevrim içi yaparak sanal müzakereler gerçekleştirdi mesela. BM’nin Yemen özel temsilcisi, yapay zeka destekli bir danışma süreci başlattı, 500 Yemenlinin görüşlerini aldı. Son teknolojinin kullanıldığı bu sistem, Yemenlilerin barış süreci hakkında kullandıkları ifadelerden hareketle hissiyatlarını ve önceliklerini ortaya koydu.
Geleneksel yöntemler tamamen terk edilmiş değil
Aslında teknolojinin ara buluculuk süreçlerinde kritik önem taşıyan katılım boyutunu destekleyebileceği, uzun zamandır gündemde olan bir konuydu. BM Siyasi İşler ve Barışı Koruma İşleri Bölümü, geçen yıl bu konuda tüm ara bulucuların yararlanabileceği bir dijital rehber (Digital Toolkit for Mediation) yayımladı. BM Genel Sekreteri, bu yıl dijital iş birliği için paylaştığı yol haritasında birçok konunun yanında buna da değindi. Kısacası dijital teknolojiler, kadınlar ve gençler başta olmak üzere ara buluculuk süreçlerinde sesini duyuramayan kitlelerin dahil edilmesi bakımından bazı avantajları beraberinde getirdi. Diğer taraftan, sanal ortamda devam eden süreçler ve dijital araçların geleneksel ara buluculuğun yerini alması gibi bir durum henüz söz konusu değil. Neticede ara buluculuk iki tarafın güvenini kazanmaya, tarafların gerçek endişelerini ortaya çıkarmaya, sorunun aşılamadığı noktalarda yaratıcı çözümler geliştirmeye yönelik insani ilişkilerin son derece önemli olduğu bir süreç.
Dijital diplomasi, müzakere masalarını nasıl etkiledi?
Ara bulucuk süreçleri yanında salgın ile beraber devletler arası diplomatik görüşmeler de dijital iletişim araçları üzerinden gerçekleştiriliyor. Kurulan bu dijital masalar her ne kadar diplomasinin devamlılığı konusunda olumlu katkı sağlasa da birçok soru işareti de barındırıyor.
Müzakere masalarında konuşulan konuların zorluğu göz önüne alındığında dijital diplomasi, politik psikoloji açısından masayı nasıl etkiliyor?
Dijital müzakere masaları bir sonuca ulaşmayı kolaylaştırdı mı yoksa zorlaştırdı mı?
Salgından sonra da dijital diplomasi ile mi devam edilecek yoksa geleneksel diplomasiye mi dönülecek?
Bu soruların henüz net bir yanıtı yok. Yüz yüze müzakerelerde bile olumlu sonuç almanın zor olduğu konuların görüşüldüğü bazı dijital diplomasi masalarından sonuç alınamadan, yüz yüze müzakere etmek üzere kalkılıyor. Suriye’de çatışan taraflar da salgın döneminde, Anayasa Komitesi çalışmalarında mesafe alamadı ve salgın koşullarının el verdiği ilk anda, Cenevre’de yeniden bir araya gelerek müzakereleri yüz yüze gerçekleştirmeyi tercih ettiler.
Diplomatlar, dijital teknolojilerin, salgın gibi kriz anlarında süreçlerin devamlılığını sağlamak ve süreçlere katılımın artırılması için kullanılabilir olduğu ancak geleneksel diplomasinin yerini tutamayacağının altını çiziyor. Dolayısıyla salgın koşulları elverdiği ölçüde geleneksel diplomasiye geri dönüleceğini düşünüyorlar. Ancak bu geriye dönüşü, eskiye dönüş olarak algılamamak gerektiğini de vurguluyorlar. Salgın dönemindeki dijitalleşmenin, gerek diplomatik gerekse ara buluculuk süreçlerine derinden sirayet ettiğini ve bunun dönüştürücü etkilerininin olacağını ifade ediyorlar. Gelecekte yine insan ilişkilerine dayalı, aynı zamanda dijital süreçlerden, araçlardan daha fazla istifade eden bir diplomasinin bizi beklediğini söylüyorlar.
Türk diplomasisinde dijital atılım
Salgınla beraber ortaya çıkan bu yeni ortamda diplomatların da değişime ayak uydurarak görevlerini daha etkili bir şekilde yapmasının önemi arttı. Devletler, dijital diplomasiye adapte olabilmek, dijital masada daha güçlü kalmak, bu yeni ortamda karşı tarafı ikna etmek gibi kabiliyetlerini geliştirmeye gayret gösterdi. Tüm bu gerçeklerden hareketle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçen yıl düzenlenen 11. Büyükelçiler Konferansı’nda “Dijital Diplomasi” girişimini ilan etti. Amaç, dijital çağda diplomatların sahip olmaları gereken teknolojik becerilerin geliştirilmesi, büyük veri ile yapay zeka başta olmak üzere teknolojik imkanlardan Türk dış politikasının tüm boyutlarda en kapsamlı şekilde yararlanmasıydı.
Dışişleri Bakanlığı ve diplomatlarını çağın gereksinimlerine uygun araçlarla donatmak, konsolosluk hizmetlerini teknolojinin yardımıyla daha verimli kılmaya yönelik mevcut çabaları üst düzeye çıkarmak, küresel eğilimlerin daha etkin bir şekilde takip edilebileceği ve erken uyarı sistemleriyle krizlerin tespit edilebileceği bir sistem kurmak ve yeni teknolojilerin dış politikaya etkilerini araştırmak hedefler arasında yer alıyordu. Dışişleri Bakanlığı somut adımlar atmaya hemen başladı. İlk anda diplomatların sahip olmaları gereken dijital yetenekleri tespit edip gerekli eğitimlerin müfredatını oluşturmak için bir proje başlatıldı.
Veri analizinden teyit süreçlerine kadar yoğun eğitim
Bu müfredat çerçevesinde diplomatlara çağın gerektirdiği dijital yetenekler kazandırılacak, gündelik işlerinde teknolojiden daha fazla faydalanmaları için eğitim verilecek. Eğitim programları her kademedeki diplomat için farklı şekilde uygulanacak. Veri analizi, veri görselleştirme, kamu diplomasisi, stratejik iletişim, sanal dünyadaki yalan haberleri ayırt etme ve veri güvenliği gibi başlıklar bu müfredat çerçevesinde diplomatların alacağı eğitimlerden bazıları.
Dışişleri Bakanlığı, ara buluculuk ve çatışma çözümleri konularında dijital dönüşüm ve teknoloji konusuna da odaklandı. Geçtiğimiz yıllarda düzenlenen İstanbul Arabuluculuk Konferanslarında bu konu ele alındı. Bu yıl 17 Eylül’de yapılan konferansın ilk kez çevrim içi düzenlenmesi de Türk dijital diplomasi girişiminin düşünceden fiiliyata geçmesi yönünde önemli bir örnek oluşturdu.
Geçtiğimiz sene düzenlenen 11. Büyükelçiler Konferansı’nda ilan edilen girişimlerden biri olan Antalya Diplomasi Forumu’nun teması da zamanın ruhuna uygun şekilde “Dijital Çağda Diplomasi” olarak belirlendi. Salgın nedeniyle fiziksel olarak düzenlenemeyen Forum için şu sıralar “webinar” formatında etkinlikler düzenleniyor.