Yabancı ajanslar, 15 Temmuz darbe girişimini "acil" koduyla duyurdu. Yabancı televizyon kanalları dakikalar içinde Türkiye'deki muhabirlerine bağlandı ve gelişmeleri canlı yayınlarında aktarmaya başladı.
Hain darbe girişimi, yalnız Türkiye için değil, yabancı medya için de bir demokrasi sınavıydı.
Haberlerinde, görevi başındaki meşru hükümeti görmezden geldiler. Kalkışmanın ilk dakikalarında "Türkiye'de ordu yönetime el koydu" başlıklarıyla, darbe gerçekleşmiş gibi gösterildi, yaşananlar manipüle edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını duyururken uluslararası haber kanalları yayın akışlarını kesti. Erdoğan'ın açıklamaları canlı verildi. Batı basını ise ön yargılı yayınlarına devam etti.
Batı medyası sınıfta kaldı
İngiliz gazeteci Tim Marshall'ın BBC'de yaptığı şu konuşma, Batı medyasındaki hasmane tutumun bir özeti gibiydi:
"İki büyük hata yaptılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldürmediler ve 21'inci yüzyılda ülkenin basınını kapatmayı unuttular."
Basın etik ilkelerini çiğneyen bu sözler ve darbe yanlısı yayın, BBC'nin tarihine kara bir sayfa olarak eklendi.
Batılı medya kuruluşları Ankara'ya davet edildi
Gerçeklere gözlerini kapatıp kulaklarını tıkayan uluslararası medyaya karşı Türkiye'nin tavrı ise son derece şeffaf oldu.
Yabancı basın temsilcilerine yönelik bilgilendirme turları düzenlendi. Gazeteciler Ankara'ya davet edildi, başından sonuna darbe girişiminin bütün çarpıcı ayrıntıları paylaşıldı.
"Türkiye’deki kitleler demokrasi için bir araya geldi"
Yenikapı’daki tarihi “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” ise görmezden gelinemedi.
BBC, mitingi "Hiç görülmemiş bir kalabalığın birlik gösterisi" olarak tanımladı. Associated Press haber ajansı, “Dev darbe karşıtı gösteri İstanbul sahil kenarını hınca hınç doldurdu” başlığını kullandı.
Wall Street Journal, mitingi “fevkalade” olarak nitelendirdi. USA Today ise "Türkiye’deki kitleler demokrasi için bir araya geldi" manşetini attı.