Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Newsweek dergisine yazdığı makalede Suriye'de barışın tesisi için Türkiye'nin çabalarına dikkati çekti.
Sadece Suriyeli sığınmacılar için Ankara'nın bugüne kadar 30 milyar dolar harcadığını hatırlattı.
Türk ordusunun desteğindeki Özgür Suriye Ordusu'nun 2 bin kilometrekare alanı DEAŞ'tan temizlediğini, 2 bin 647 teröristin etkisiz hale getirildiğini yazdı.
"Türkiye'yi hedef alan terör tehdidi hala bitmedi"
Suriye'den gelen ve Türkiye'yi hedef alan terör tehdidinin hala bitmediğine ve 1952'den bu yana Türkiye'nin NATO müttefiki olan ABD ile iş birliğinin tatmin edici olmaktan uzak olduğuna değinen Çavuşoğlu, şu ifadelere yer verdi:
"PKK'ya bağlı grupların varlığı Suriye'nin kuzeyinde devam ediyor ve bizim de korktuğumuz gibi DEAŞ'la mücadele amaçlı ABD öncülüğündeki kuvvetler tarafından buna izin veriliyor. PYD/YPG unsurlarına devam eden ABD silah desteği sadece Türkiye'nin güvenliğini değil, Suriye'nin geleceğini de tehlikeye atmaktadır. PYD/YPG'nin kötü insan hakları kayıtları bağımsız uluslararası insan hakları kuruluşlarının raporlarında yer almıştır. Bunlar, Kürt olmayanların zorla yerinden edilmesi, bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi, köylerin tahrip edilmesi, siyasi rakiplerin ülke dışına çıkarılması ya da hapse atılması, işkence ve çocuk askerleri içermektedir ki savaş suçlarına eş değerdir."
"ABD bu ciddi hatadan geri adım atmalı"
Çavuşoğlu, Esed rejimi ile iş birliği ve DEAŞ ile yaptığı anlaşmalarla PYD/YPG'nin Suriye'deki Kürtler için demokratik bir model olarak sunulmasının oldukça zor olduğuna işaret etti.
Suriye Kürtlerini temsil etme iddialarının, PYD/PKK’nın baskılarından kaçan ve evlerine geri dönemeyen 300 bin Suriyeli Kürt'ün Türkiye'de bulunması ile bozulduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) çatısı altında organize olan Suriye'deki Kürt toplumunun meşru temsilcileri Cenevre'deki görüşmelerde kendilerine yer bulmuş ve Soçi'deki Ulusal Diyalog Kongresi'ne katılmaya hak kazanmıştır. ABD'nin YPG'ye olan desteği korkunç bir şekilde yolunu şaşırdı ve bu gidişatın düzeltilmesi zorunludur. Ayrılıkçı terör örgütlerine tam serbestlik verilir ve amaçlarına ulaşmaları için silah verilirse siyasi olarak birleşmiş ve toprak bütünlüğü olan Suriye zor bulunur."
Çavuşoğlu, terörizmle mücadelenin bir örgüte karşı başka bir örgütün yanında yer alarak kazanılamayacağının altını çizerek, ABD’nin bu ciddi hatadan geri adım atması ve terörist kıyafeti giyenler tarafından kendisine şantaj yapılmasına izin vermemesi gerektiğini vurguladı.
Suriye’ye ilişkin siyasi cephede, uluslararası toplumun görüşmelere başlaması halinde bir umudun olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2254 sayılı kararı çerçevesinde kalıcı bir çözüm bulunabileceğini ifade etti.
Suriye'de çözümün koşulları
Mevlüt Çavuşoğlu; Türkiye, Rusya ve İran'ın garantörlüğünde yürütülen Astana Süreci sayesinde Suriye'de şiddetin azaldığına işaret etti. Cenevre sürecinin yeniden canlandırılması gerektiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, Soçi zirvesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, başarı için diğer şeylerin yanı sıra BM öncülüğünde yürütülen Cenevre görüşmeleriyle net ve güçlü bir bağlantı ve gerçek muhalefet üyelerinin PYD/YPG de dahil olmak üzere terör örgütlerine mensup herkesi açık şekilde reddetmesi şartlarına vurgu yaptığını anımsattı.
Bu iki koşulun karşılanması halinde Soçi'de yapılacak kongrenin Cenevre sürecini tamamlayabileceği ve sinerji yaratabileceğini belirten Çavuşoğlu, bunun tüm paydaşlar tarafından yapıcı bir katılım gerektirdiğini ifade etti. Çavuşoğlu, ABD'nin de Suriye'de barışı sağlamaya yönelik çabalardaki rolünü iyileştirmesi gerektiğine işaret etti.
Kaynak: TRT Haber/AA