Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. İdlib'teki ihallerin engellenmesi için İran ve Rusya'nın sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "İhlallere bakıyorsunuz, yüzde 95 rejim ya da rejimi destekleyen gruplar tarafından. Amaç ne? Amaç sivilleri tamamen yok etmek. Bizim arzu ettiğimiz bu değil. İran ve Rusya sorumluluğunu yerine getirmeli. Bu basit bir hava saldırısı değil. Burada niyet farklı. Dün İran'ın ve Rusya'nın temsilcilerini bakanlığa çağırdık ve gerekli uyarılarda bulunduk. Buradaki amaç, bu saldırılarla bazı gönülsüz muhalif grupların Soçi'ye gitmesini sağlamak ise o da ters teper" diye konuştu.
"YPG'nin olduğu yerde olmayacağımızı söyledik"
29-30 Ocak'ta Soçi'de yapılacak olan Suriye Zirvesi'ne terör örgütlerin davet edilmemesini istediklerini söyleyen Çavuşoğlu şu değerlendirmeleri yaptı:
"Bizim çekincelerimiz var ama bu çekinceleri biz mutabakata bağladık. Şu cümle çok önemli, Soçi'ye kimlerin katılacağını 3 ülke birlikte istişare eder ve birlikte kararlaştırırlar. Terörist grupların davet edilmemesini söyledik. YPG'nin olduğu yerde olmayacağımızı söyledik."
Cenevre'de rejimin müzakereye yanaşmadığının altını çizen Bakan Çavuşoğlu, "Amaç Astana ve Soçi'nin Cenevre'ye entegre edilmesi. Fakat Cenevre ile ilgili sıkıntı da şudur, hiçbir şey müzakere edilmedi. Rejim özellikle müzakerelere yanaşmadı. O nedenle biz Soçi ve Astana'da olmayan tüm fikirdaş ülkelere diyoruz ki gelin Cenevre'yi de canlandıralım. Bir tarih belirlemeye çalışıyoruz, bundan sonra hangi adımları atacağız bunları değerlendirelim. Biz Suriye için önemli bir rol oynuyoruz. Tek niyetimiz var, Suriye'de istikrarı tesis etmek, Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamak" dedi.
"Amerika hatalarını düzeltmezse ilişkilerimiz daha da zarar görebilir"
ABD ile ilişkilerin daha fazla zarar görmemesi için yaptıkları hatadan dönmeliler diyen Çavuşoğlu, "Amerikalılar, önceden Rakka operasyonundan sonra bölgeden ayrılmayı düşünüyorlardı. Bazıları siz buradan ayrılmayın masrafları biz karşılayalım dedi. Amerika'nın iç yönetimine karışmak haddimiz değil ama oradaki karışıklık bizi de etkiliyor. Farklı kurumlardan farklı açıklamalar gelmeye başladı. Öyle görülüyor ki Trump yönetimi bazı kurumlara sözünü de geçiremiyor. Farklı tablolar görüyoruz. Burada bizim arzu ettiğimiz durum henüz oluşmadı. İlişkilerimizi olumsuz yönde etkileyen en önemli konulardan biri bu. Fetullah Gülen'in iadesi ve ABD'nin PYD'ye silah vermesi şuanda bizim ilişkilerimizi zehirleyen en önemli iki konu. Amerika hatalarını düzeltmezse ilişkilerimiz daha da zarar görebilir. Terör örgütüne silah vermek ne demek? Bir taraftan da bize diyorsunuz ki PKK ile mücadelede size somut destekler vereceğiz" değerlendirmesini yaptı.
Başkanlık sistemi
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu başkanlık sistemine ilişkin şunları söyledi:
"KKTC'de de başkanlık sistemi tartışılıyor. Olabilir. Biz başkanlık sistemine geçtik. Bunun şimdiden faydasını görüyoruz."
AB üyeliği ve Yunan adaları
AB üyeliğine ilişkin Çavuşoğlu, "Bir 50 yıl daha beklenilmesin. Bizim de tahammülümüz kalmadı, milletimizin de tahammülü kalmadı." diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Ege adaları iddialarıyla ilgili, "AK Parti iktidarları döneminde ve Kardak krizi sonrası hiçbir ada Yunanistan'a verilmemiştir." dedi.
"21 Ocak'ta Bağdat'a gideceğiz"
Erbil-Bağdat ilişkilerine ilişkin de Çavuşoğlu, "Arabuluculuk talepleri var. 21 Ocak'ta Bağdat'a gideceğiz. İkili konular yanında bunu da görüşeceğiz." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, 25 Ocak'ta Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl'ın Türkiye'yi ziyaret edeceğini söyledi.
"Türkiye Filistin'i hiçbir zaman yalnız bırakmaz"
Türkiye'nin bugüne kadar Filistinli kardeşlerini asla yalnız bırakmadığını da belirten Çavuşoğlu, "Biz, insani yardım ve kalkınma projeleri konusunda da Filistin'i hiçbir zaman yalnız bırakmayız, siyaseten de yalnız bırakmayız" dedi.
Çavuşoğlu, Filistin'in haklarını gündeme getirmeye devam edeceklerine işaret ederek, "Filistin'in tanınması için, tanımayan ülkeler tarafından da tanınması için çabalarımızı yoğunlaştırdık ve bu çabalarımızı da artıracağız. En son Fransa'da bunu gündeme getirdik. Tanımayan tüm ülkelerde bu çabalarımızı sürdüreceğiz" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye Sudan ilişkileri
Türkiye ve Sudan'ın, Sevakin Adası'na ilişkin iş birliğini ve bir kısım Arap basınında bu konuya ilişkin artan dezenformasyonu değerlendiren Çavuşoğlu, Türkiye'nin çalışmalarından rahatsız olan ülkelerin, bazı Batı ülkelerinin bölgeye kurduğu üslere destek verdiğini vurguladı.
"Sevakin, turizm ve cazibe adası olacak"
Türkiye'nin, Afrika açılımı ve İslam dünyasında barış ve huzurun tesis edilmesi çabaları çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bölge ülkelerini ziyaret ederek ilişkileri güçlendirdiğini belirten Çavuşoğlu, "Sevakin Adası'nı zamanında atalarımız, ecdadımız ihya etmiş, inşa etmiş. Burası, Sudan için, İslam dünyası için çok anlamlı bir ada olmuş. Hatta Hacca giden vatandaşlarımız ve başka ülkelerdeki Müslüman kardeşlerimiz de buradan Mekke'ye, Medine'ye giderlermiş. Şimdi bu ada yıkılmış harap olmuş. Afrika'yı sömüren ülkeler buraları hep yıkmış ve Osmanlı'nın eserlerini görmeye de tahammül edememişler." dedi.
Sevakin'e üs yapılmayacak
Çavuşoğlu, "Bir üs falan yok. Sudanlılar, bizim özel şirketlerimizle mesela tersane kurma konusunda da anlaşmalar imzaladılar orada iki Cumhurbaşkanı huzurunda. Kızıldeniz'in güvenliğini tesis etmek için. Bu, Sudan'ın en doğal hakkıdır. Sudan'la biz askeri alanda da iş birliği yapıyoruz. Polis ve askerin eğitimi konusunda da destek veriyoruz. Burası zaten askeri bir üs değil. Bu ada turizm ve ticaret bakımından bir cazibe adası olacaktır" diye konuştu.
İran'ın istikrarı önemli
Çavuşoğlu, İran'ın istikrarının önemli olduğuna ve bu ülkedeki yönetimlerin seçimle iş başına geldiğine dikkati çekerek, "Eğer bir sıkıntı varsa bu sorunun yani rejim değişikliği ya da hükümet değişikliği olacaksa bunun seçimle olmasını arzu ederiz. Bu, Türkiye için de geçerli, başka bir ülke için de. Bu bir prensiptir. Sadece İran'a yönelik bir tutum değildir" ifadelerini kullandı.
Bir ülke içinde sorunların yaşanabileceğini ve gösterilerin olabileceğini söyleyen Çavuşoğlu, "Burada Ruhani'nin barışçıl gösterilere olumlu bakması, evet demesi ve sorunlar varsa diyalog yoluyla çözelim demesi bana göre kritik bir adımdı. Daha sonra yine kabinesini toplayarak halkın haklı taleplerine sadece ekonomik değil, diğer başka taleplerine de duyarsız kalmayalım demesi de bana göre son derece olumludur ve demokratik olgunluktur" diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, böyle durumlarda dışarıdan müdahalenin yapılması ve destek verilmesinin doğru olmadığına dikkati çekerek, Türkiye'nin bu olayları ABD'nin ya da başkalarının başlattığına yönelik herhangi bir beyanının olmadığını vurguladı.
Türkiye-Mısır ilişkileri
Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşmesi için doğrudan ya da dolaylı girişimlerin olup olmadığı şeklindeki soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile uluslararası toplantılarda görüştüklerini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Mısır'la bakanlar düzeyinde görüşmeler yapılabileceği yönündeki değerlendirmesini hatırlattı.
Ekonomi bakanları arasında da bazı temaslar olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Burada her zaman şunu söylüyoruz: Bizim Mısır halkıyla bir sorunumuz yok. Burada bir darbe oldu, biz darbeye karşıyız." dedi.
Mısır'ın İslam dünyasının en önemli ülkelerinden biri olarak güçlü ve istikrarlı olması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, Mısır'da iç huzur ve barışın sağlanmasının önemli olduğunu vurguladı.
Kaynak: TRT Haber , AA
12.2ºC
Ankara
