Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs'ta Konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu'nun (BMBG) Görev Süresinin Uzatılmasına İlişkin 2537 (2020) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Kararı'nın kabulü hakkında bir açıklama yayımladı.
Açıklamada, söz konusu kararın ardından KKTC Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamanın desteklendiği vurgulandı.
"Adada konuşlu BM Barış Gücü, Kıbrıslı Türklerin iyi niyeti sayesinde orada"
BMBG'nin Ada'daki varlığına dair Kıbrıs Türk tarafının rızasının yine alınmamış olmasının BM kural ve ilkelerine aykırı olduğu belirtilen açıklamada, "Esasen BMBG'nin Ada'daki mevcudiyeti konusunda Kıbrıs Türk makamlarıyla yasal bir düzenleme yapması gerekmektedir. Bu eksikliğe rağmen BMBG'nin Ada'daki faaliyetlerinin sadece KKTC makamlarının iyi niyetli yaklaşımı sayesinde sürdürdüğünü bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isteriz" ifadesine yer verildi.
'Doğu Akdeniz'e ilişkin meseleler iş birliğiyle çözülür'
Konseyin, Ada'daki iki taraf arasında iş birliğine yönelik çağrılarda bulunurken, hidrokarbon kaynaklarının adil paylaşımı konusunu iş birliği alanlarından birisi olarak görmezden gelmesinin düşündürücü olduğu belirtilen açıklamada, Doğu Akdeniz'e ilişkin meselelerin, Ada'nın eşit ortakları olarak Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafları arasında hidrokarbon kaynakları konusunda tesis edilecek iş birliğiyle çözülebileceğine işaret edildi.
Konsey kararında işaret edilen askeri makamlar arasında doğrudan temas mekanizmasının KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve Kıbrıs Rum karşıtı arasında kurulmasının mümkün olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"BM Genel Sekreteri'nin son BMBG raporunda (S/2020/682) da işaret edildiği üzere, iki taraf arasında etkin bir iş birliği tesis edilememesinin önündeki temel engel, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafını tanıma, bir başka deyişle eşit ortak olarak kabul etme endişesidir.
Kıbrıs Rum tarafının bu zihniyeti, Ada'da 50 yılı aşkın süredir çözüme dair çabaların akim kalmasının nedenidir. Kararda bir kez daha yer verilen Kıbrıs meselesinin çözümüne dair peşin hüküm içeren yazımlar da ne yazık ki Rum tarafını uzlaşmaz tutumunu sürdürme konusunda teşvik etmektedir."