Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, çeşitli programlar için geldiği Rize'de, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Hüseyin Karaman'ı ziyaret etti.
Erbaş, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Ayasofya Camisi'nin ibadete açılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ayasofya'nın ibadete açılmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Erbaş, "Bizim gençliğimiz 'Zincirler kırılacak. Ayasofya açılacak' sloganlarını söyleyerek geçti. Sadece Türkiye için değil tüm İslam dünyası için büyük bir anlamı olan, sembolik bir anlamı olan camidir Ayasofya. 86 yıllık bir hasretten sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük bir gayreti ile bütün İslam dünyasına, sadece İslam dünyasına değil, bütün insanlık için önemli bir değerdir, önemli bir mabettir." diye konuştu.
Diyanet, 24 Temmuz tarihinde cuma namazıyla birlikte hizmete açılacak Ayasofya Camii için çalışmalara başladı. Hazırlıkların detaylarını @trthaber muhabiri Sezen Ceceli Köse aktardı.https://t.co/ibulH3thY0 pic.twitter.com/46wO9xJWcu
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 11, 2020
"Aslına rücu ettirilmiş olmasının çok anlamlı olduğunu düşünüyorum"
Caminin, 1500 yılı aşkın tarihi geçmişi olduğunu hatırlatan Erbaş, "Dolayısıyla ben bütün insanlığın esasında içinde ibadet edilebilen bir mabede dönüştürülmüş olmasının, aslına rücu ettirilmiş olmasının çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. İnşallah cemaati bol olsun. Ziyaretçisi bol olsun. İçinde sadece ibadet etmekle kalınmasın ve bir mektep bir medrese olsun." değerlendirmesini yaptı.
"Diyanet İşleri Başkanlığı olarak şimdiden çalışmalara başladık"
Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak gayret içerisinde olduklarını da belirterek "Cami, kürsü dersleri ile zenginleştirmeye çalışacağız. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak şimdiden çalışmalara başladık. İçinde mektep olan, içinde bütün insanlığa hizmet edebilecek faaliyetlerin yapılabildiği bir cami olarak inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın belirlemiş olduğu 24 Temmuz tarihinde ilk cuma namazını kılarak inşallah hizmete açmış olacağız." ifadelerini kullandı.
"24 Temmuz'a kadar tamamlamayı planlıyoruz"
İbadete hazırlama sürecinde camiyi ziyaret edeceklerini belirten Erbaş, "Neler gerektiği konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Şu ana kadar yapmış olduğumuz çalışmalar var. Bundan sonra da eksikleri ne ise onları tamamlayacağız. Bunu 24 Temmuz'a kadar tamamlamayı planlıyoruz." dedi.
Danıştaydan tarihi karar
Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını oybirliği ile iptal etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kararnameyi imzaladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı Kararını "hayırlı olsun" mesajıyla paylaştı.
Karar Resmi Gazete'de
Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.
Kararda, Ayasofya Camisi'nin müzeye çevrilmesi hakkındaki 1934 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın Danıştay 10. Dairesinin kararıyla iptal edildiği anımsatıldı.
Bu kapsamda, Ayasofya Camisi'nin yönetiminin 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 35. maddesi gereğince Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına karar verildiği belirtildi.
Ayasofya ile ilgili yargısal süreç
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya için ilk olarak 2005'te Danıştay'a dava açmıştı. Dernek, 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali ve yürütmenin durdurulmasını istemişti.
Danıştay 10. Dairesi, 24 Haziran 2005'te söz konusu Bakanlar Kurulu kararının yürütmesini durdurma istemini reddetmişti. Daire 2008'de ise Ayasofya Camisi'nin müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığına işaret ederek, davayı reddetmişti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Dairenin bu kararını onamıştı. Dernek, 2016'da tekrar Danıştaya dava açmıştı.
Derneğin, Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuru hakkında ise 2018'de karar verilmişti. Yüksek Mahkeme, Ayasofya'nın namaz kılınması için ibadete açılması yönündeki talebin reddedilmesi nedeniyle din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvuruyu, "incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez bulmuştu.