Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Milletimizin istiklaline ve istikbaline kurşun sıkan FETÖ, din kisvesi altında yayılan dış güdümlü bir terör örgütüdür. Dini kavram ve söylemlerle gençlerimizi kandırarak kirli emellerine alet etmeye çalışan karanlık bir şebekedir. İslam'ın bütün değerlerini istismar eden, itikadi, ameli ve ahlaki bir sapmadır. Dünyadaki bütün Müslümanların geleceği için büyük bir fitne, tefrika ve tehlikedir" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen, birçok ülke ve bölgeden din adamını İstanbul'da bir araya getiren 3. Afrika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleşen "Afrika: Çıkarsız Dayanışma, İyilikte Yardımlaşma" konulu zirvenin açılış konuşmasında, bu etkinliğin üçüncüsünü yapıyor olmanın onur ve sevincini yaşadıklarını söyledi.
Dört gün sürecek zirve boyunca oldukça önemli konuları müzakere edeceklerini, ortak çalışmaları genişletmenin ve iş birliğini daha da güçlendirmenin yollarını arayacaklarını belirten Erbaş, "Toplantımızın ana konusu olarak; 'Çıkarsız Yardımlaşma, İyilikte Dayanışma' başlığını belirledik" dedi.
"Emperyalistlerden insanlığa iyilik beklemek.."
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Zira Allah'a gönülden iman eden müminler için, iyilik ve yardımlaşma, hayatın ana gayesidir. İnsan için hüsrandan kurtulmanın, dünya ve ahiret huzuruna kavuşmanın yolu, alemlerin Rabb'ine inanmak, iyi işler yapmak, hakkı savunmak ve sabrı kuşanmaktır. Amacımız, Kur'an- Kerim' 'iyilik ve takvada yardımlaşın, günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın' fermanının gereğini hakkıyla yerine getirmektir.
Türkiye Diyanet Vakfımızın hedefini ve idealini gösteren cümle ile ifade edersek; 'Yeryüzüne iyilik egemen oluncaya kadar gayret etmektir.' Bizler dünyaya yeryüzünü imar etmeyi, insanlığa karşılıksız hizmeti, iman ve kulluğun gereği kabul eden Müslümanların iyilik getireceğine inanıyoruz. Yaşanan onca acıdan sonra bugün, emperyalistlerden insanlığa, mazlumlara, muhtaçlara iyilik beklemenin vahim bir aldanış olduğu artık açıkça ortaya çıkmıştır. Bizim mefkuremiz, dünyanın zayıf ve güçsüz bölgelerine giderken, sömürgecilerin yaptığı gibi, kervanları boş götürüp dolu getirmek değil, dolu götürüp boş getirmektir."