Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayii hamlesinde önemli merkezlerden biri olan İstanbul İkitelli Organize Sanayii Bölgesi değerli bir organizasyona kapılarını açtı.
İkitelli Organize Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (İOSİD) tarafından düzenlenen “Savunma Sanayiinde Milli ve Yerli Ürünlerin Ülke Ekonomisindeki Yeri, Olumlu Etkileri ve Stratejik Önemi” isimli toplantı sektörün önemli isimlerine ev sahipliği yaptı.
Savunma sanayiinde çok farklı sistemleri ortaya koyan üretim tarafı ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’i bir araya getiren etkinliğin en önemli konu başlıklarından biri de örtülü ya da doğrudan ambargolar ve bu noktada üreticilerin ortaya koyduğu muhtemel çözümler oldu.
Dünyada sayılı ülkelerin yapabildiği sistemler
Toplantıda açılış konuşmasının ardından söz alan ARMELSAN Savunma Yönetim Kurulu Başkanı Yetkin Karakaş, Mavi Vatan’ın dört bir yanında imza attıkları işleri anlattıktan sonra gelecek dönemde hayata geçirecekleri yeni projeleri kapsayan bir sunum gerçekleştirdi.
Ürettikleri sistemlerde her geçen gün yerlilik oranını arttığının altını çizen Karakaş, “ilgili kurumların ihtiyacına göre ürünler ortaya koyuyoruz. Bunları yaparken de farklı yan alanlarda da kritik işlere imza atıyoruz ve günün sonunda pek çok farklı kalemde yurt dışına bağımlılığı ortadan kaldırıyoruz.” şeklinde konuştu.
Kaşif İş Sınıfı Sualtı Robotu, ARAS 2023 Dalgıç Tespit Sonarı, Nusrat 1915 Mayın Avlama Sonarı, ORKUN 2053 Helikopter Daldırma Sonarı ve MELİS 2071 Denizaltı Savunma Harbi Sonarı gibi Armelsan imzası taşıyan ürünler hakkında önemli bilgiler veren Yetkin Karakaş, bu sistemleri dünyada sayılı ülkelerin yapabildiğini ve Türkiye’nin de bunlardan biri olduğunu söyledi.
Ara eleman ‘aranan eleman’
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir de etkinlikte yaptığı konuşmada Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayii hamlesinde bir irade ortaya koyabilmenin son derece mühim olduğunun altını çizdi.
Ortaya konan iradenin kararlılıkla sürdürülmesinin de ayrı bir meziyet olduğuna değinen Prof. Dr. Demir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destekleriyle bu süreci oldukça başarılı bir şekilde yürüttüklerini vurguladı.
Savunma sanayiinde üretim yapan taraflarla bir araya geldiğinde en önemli gündem başlıklarından birinin ‘ara eleman’ olduğunu anımsatan Prof. Dr. Demir, “Ara eleman konusu ‘aranan eleman’ sürecine evrildi. Milli Eğitim Bakanlığı ile çok yakından çalışıyoruz. Meslek liselerinde ve meslek yüksekokullarında birtakım düzenlemeler yapıldı. Üreticilerimiz de elini taşın altına koydu. Ayrıca okullarda eğitimine devam eden çocuklarımızın yarı zamanlı çalışmaları konusunda da adımlar attık. Gelecekte bu konunun güzel sonuçlarını alacağımıza inanıyoruz.” ifadesini kullandı.
Doğal gaz ve petrol için ‘şerh’ düşüyorlar
Türkiye’nin bilimi ve teknolojiyi sürekli işlemesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Demir, son dönemlerde ithal edilecek bazı ürünlerde yaşanan sıkıntılarıysa şu sözlerle anlattı:
“Yerli üretimde bilgi ve teknolojinin harmanlandığı bir yaklaşımı çok önemli buluyoruz. Bakın yakın zaman önce bir anda herkes Doğu Akdeniz’e odaklandı. Kimi güçlerin Avrupa Birliği maskesi takarak Akdeniz’i bir AB Denizi ilan etmeye çalıştığını gördük.
Herkesin orada olduğu bir dönemde Türkiye kendi haklarını koruyacağını net bir dille söyledi, hareket geçti. O dönemin ardından ihtiyacımız olan bazı ürünleri yurt dışından satın almak istediğimizde ‘Savunma sanayiinde, doğal gaz ve petrol aramalarında kullanılmayacak’ şeklinde şerh düşmeye başladı kimi ülkeler. Bunları kesinlikle görmezden gelemeyiz.
Bu nedenle de belirli bir seviyede ekosistemi oluşturmalı, üreticilerimizi desteklemeliyiz. Tabi ki her ürün için yüzde 100 yerli olsun diye bir yaklaşımımız yok. Ancak ülkemizde yapılabilecek ve içerideki maliyetleri aşağı çekilebilecek üretim, hammadde ve tezgahın Türkiye'de olması gerekiyor. Burada da anahtar kelime hacim ve maliyet. Eğer hacim oluşturamazsak maliyetler düşmez. Gelecek dönemlerde bu alanlara daha çok eğilmeliyiz.”