İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir otelde düzenlenen "Biyometrik Veri Yönetim Sistemi - AFIS Tanıtım Toplantısı"nda konuştu.
Türkiye'nin bugün yazılım üretmede, küresel anlamda ciddi potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Soylu, "Konunun uzmanları tarafından yapılan bir değerlendirmedir, bizdeki e-Devlet projesinin verimliliği, işlevselliği, hizmet üretme kapasitesi, hizmet çeşitliliği, ABD'de sunulan e-Devlet hizmetinden yüksektir" dedi.
e-Devlet'ten sunulan hizmetlerin sayısı arttı
Soylu, İçişleri Bakanlığı'nın önemli bir yazılım üreticisi haline geldiğini anlatarak, sadece Bakanlık bünyesinde 2017'de e-Devlet'ten 51 hizmet sunulurken, bu sayının 7 kat artarak 352'ye yükseldiğini açıkladı.
Bakan Soylu, böylece bürokrasinin azaldığını, teknolojik, hızlı ve verimliliği yüksek hizmet sunulduğunu ve tasarruf yapıldığını anlattı.
İçişleri Bakanlığınca kurulan e-başvuru kapsamında 186 hizmetin, e-Devlet sistemine alındığını söyleyen Soylu, bu uygulama sayesinde, özellikle Kovid-19 sürecinde vatandaşlara kolaylık sağlandığını, üretim ve tedarik zincirlerinin aksamadığını anlattı.
392 milyon 69 bin 875 arşiv belgesi dijitalleştirildi
Soylu, 2017'den bu yana 392 milyon 69 bin 875 arşiv belgesini dijitalleştirerek, vatandaşın üzerindeki evrak yükünün hafifletildiğini, bunun yargının da iş yükünü azalttığını, hızını artırdığını açıkladı.
Bakanlık olarak vatandaşa sundukları hizmetlerde talep edilen toplam 3 bin 214 belgeden 2 bin 167'sinde yalınlaştırma sağlandığını söyleyen Soylu, "2021 hedefimiz 350 belgeydi, şu ana kadar 147'sini tamamladık. Yıl sonuna kadar geri kalanını da tamamlayıp 3 bin 214 belgenin 2 bin 370'ini kaldırmış, vatandaşımızın üzerinden önemli bir bürokrasi yükünü almış olacağız" dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, Bakanlık olarak 2020'de, e-Devlet hizmetleriyle 4,1 milyar lira, yalınlaştırma çalışmaları sonucunda da 1,4 milyar lira, diğer başlıklarla birlikte toplam 9,1 milyar lira tasarruf yaptıklarını vurguladı.
Eşleştirmelerle 117 bin 648 olay aydınlatıldı
Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İdaresi Genel Müdürlüğü gibi veri tutan birimlerin birbiriyle entegrasyonunun önemini vurgulayan Soylu, "Birimler arasındaki parmak izi entegrasyonunu AFIS projesiyle sağladık. 18 Ekim 2018'den itibaren tam 490 bin 849 olaya ait veriyi sisteme girdik ve yapılan eşleştirmelerle tam 117 bin 648 olayı aydınlattık" bilgisini paylaştı.
Soylu, "Biyometrik Veri Yönetim Sistemi"nin dijital adımların en büyüklerinden olduğuna dikkat çekerek, "Günümüzde biyometrik veri hem korunması gereken hem de yetkili kurumlar eliyle etkin ve verimli şekilde kullanılması gereken veridir. Bugünün dünyasında kişisel verilerin korunması hakkı, temel insan hakları arasına girebilecek kadar önemli bir hale gelmiştir. Biyometrik veri, artık kişinin bir parçasıdır. Bundan dolayı da korunması, kişinin bizzat kendisinin koruması anlamındadır" dedi.
Biyometrik verilere talep artacak
Dünyada küresel biyometrik sistemlerin pazar büyüklüğünün hızla arttığına dikkat çeken Soylu, "2020 yılında bu pazarın büyüklüğünün hacmi 36,6 milyar dolardı. Bunun 2025 yılında 68,6 milyar dolara yükseleceği tahmin edilmektedir" dedi.
Bakan Süleyman Soylu, COVID-19 salgınının, yüz tanıma, iris tanıma ve ses tanıma gibi temassız biyometrik verilere talebi artıracağını söyleyerek, "Bu noktadan hareketle, İçişleri Bakanlığı bünyesindeki biyometrik verilerin güvenli şekilde toplanması, sayısallaştırılması ve işlenmesini sağlamak, bunu milli yazılımlarla kendi içimizde yapabilmek için 'Biyometrik Veri Yönetim Sistemi' projesi devreye alındı" dedi.
Parmak izi tanıma ürünü hayata geçirildi
Projenin devreye alınan birinci fazı kapsamında, parmak izi tarayıcılarından okunan izlerle çalışan "parmak izi tanıma ürünü"nün hayata geçirildiğini anlatan İçişleri Bakanı Soylu, şunları söyledi:
"Birinci faz kapsamında, 25 Mart 2021 Perşembe akşamı, yabancı ürün devreden çıkarılmış, yerine kendi milli ürünümüz devreye alınmıştır. Bundan sonra da belli bir program dahilinde Nüfus Genel Müdürlüğümüz, Jandarma, Emniyet ve Sahil Güvenlik birimlerimiz yerli sisteme geçecektir. Bu algoritma, hem kendi hizmet ve güvenlik kapasitemizi artıracak hem de ihraç edebileceğimiz bir değer olacaktır. Bu alana hakim olmak, her vatandaşımıza daha fazla güvenlik, daha hızlı ve verimli hizmet, daha az bürokrasi getirecektir. Bu, her vatandaşımızın gurur duyacağı tamamen yerli ve milli bir dönüşümdür. Kamu hizmetinden sınır kontrolüne, bankacılıktan şehir güvenliğine kadar sayısız alanda kullanılan biyometrik sistemlerin bu dönüşümü sayesinde, güvenlik zafiyeti minimum düzeye inecek ve bilginin, verinin bir güç olacağı gelecekte Türkiye'yi, yarışın ön saflarına taşıyacaktır."
Biyometrik Veri Yönetim Sistemi projesi kapsamında, ilk fazda, BİYOTEKSAN'ın, HAVELSAN mühendislik desteği ile geliştirdiği, "yerli parmak izi tanıma sistemi" hayata geçti.
Parmak izi tarayıcılarından okunan izlerle çalışan "nitelikli parmak izi tanıma ürünü" ilk olarak İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünde kullanıma alınıp hizmet vermeye başladı.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün ardından İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün kullanımına alınacak sistem, daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı birimlerinde de kullanıma sunulacak.
"Niteliksiz parmak izi tanıma ürünü" geliştirmeleri tamamlandı
Sistemin ikinci fazında ise olay yerinden alınan, kriminal izlerle çalışacak "niteliksiz parmak izi tanıma ürünü" geliştirmeleri tamamlandı ve kısa sürede ihtiyaç birimlerinin hizmetine sunulacak.
Milli Biyometrik Veri Yönetim Sistemi Projesi'nde, nitelikli ve niteliksiz parmak izi tanıma sistemi dışında, avuç içi tanıma, retina ve iris tanıma, yüz tanıma, ses tanıma, yazı ve imza tanıma gibi özellikler de yer alacak.
Proje kapsamında, biyometrik verinin toplanacağı, sayısallaştırılacağı ve doğrulanacağı merkezi bir "milli biyometrik veri merkezi" kurulması hedefleniyor.
Emekli amirallere tepki
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geleceğe odaklı vizyonuyla, 21. yüzyılın başından beri ortaya koyduğu gelişme ve altyapıyla dünya ile rekabet edebilir pozisyona geldiğini söyleyen Soylu, Türkiye'nin dijitalleşmede öncü ülkelerden olduğunu anlattı.
Türkiye'nin, kendi helikopter ve insansız hava araçlarını üretir konuma geldiğine, bugün uzay teknolojilerinin konuşulduğuna işaret eden Bakan Soylu, tüm gelişmelere rağmen her projeyi itibarsızlaştırmaya çalışanların olduğunu söyledi
"Hala bizi vesayet dönemlerinin ülkesi gören, bir iki sayfalık bildirilerle had bildireceklerini zanneden, her anlamda emekli olmuş zihniyetler var. Bu bildirilere, varlık sebebini inkar ederek destek olan, zihinleri geçmiş yüzyılların karanlık dehlizlerinde kalan siyasiler var. Bunlar Türkiye'nin bugün geldiği noktayı, şurada yaptığımız toplantıların mahiyetini kavramaktan çok uzaklar, kafaları hesap makinelerinin ötesine geçmemiş zihniyetlerdir.
Türkiye artık bu prangaları çözeli çok olmuştur. Bu zihniyetlere, bildirilere veya girişimlere karşı ciddi bir teyakkuzumuz, tepkimiz var. Hiçbir noktasında boş bırakamayız. Çünkü biraz önce tarif ettiğim tarihi fırsatı yakalamışken, ilk kez sanayi dönüşümlerini dünya ile eş zamanlı olarak yakalamışken, belki tarihimizde ilk kez geleceğimizi avantajlı bir noktadan planlama şansı yakalamışken, birilerinin küçük kafalarına uyup geriye gidemeyiz. Bu tarihi fırsatı, bu millet adına, gelecek nesillerimiz adına tepemeyiz."