Türkiye, Kahramanmaraş ve Hatay’da art arda yaşanan depremlerin yaralarını sarmaya çalışıyor… Enkaz kaldırma çalışmaları, kentlerin yeniden ayağa kaldırılması için hazırlanan yol haritasının kamuoyuyla paylaşılması gibi konu başlıkları gündemin sıcak maddeleri. Bu süreçte devam eden artçı depremler işleri kimi yerlerde daha da zorlaştırıyor.
Diğer yanda ise depremin ardından geçen süreyle birlikte kritik altyapıların afet sırasında ve sonrasında nasıl bir sınav verdiği meselesi de detaylı bir şekilde ele alınıyor. Bunlardan biri de elektrik iletim ve denetim sistemleri…
99 depreminde elektrikler tüm yurtta kesilmişti
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından afetin vurduğu 11 ilde elektrikler kesilmiş ve şehirlerin büyük çoğunluğu karanlığa gömülmüştü. Bölgeye günler sonra elektrik kademeli olarak verilebilmişti.
Yaklaşık 400 kilometrelik bir hatta kırılan, 11 ili vuran ve 13 milyonun üzerinde nüfusa etki eden böylesine büyük bir deprem ilk planda Türkiye genelinde bir elektrik kesintisi endişelerini de beraberinde getirdi. Zira hatırlanacağı üzere 1999 Gölcük depreminde ülke genelinde saatlerce süren büyük bir elektrik kesintisi yaşanmıştı.
Deprem günü elektrik talebinde yüzde 12’lik kesinti yaşandı
Peki ne değişti de bu sefer yaşanan depremler çok daha yıkıcı bir etkiye sahip olmasına rağmen elektrik kesintisi sadece o bölgeyle sınırlı kaldı?
Edinilen bilgiye göre Kahramanmaraş’ta 04:17’de yaşanan deprem felaketinden itibaren Türkiye’nin elektrik tüketiminde 6 Şubat günü yüzde 12'lere varan çok hızlı bir düşüş yaşandı.
Böylesine ani ve büyük bir kesintinin elektrik iletim sistemlerinde büyük bir dalgalanmaya yol açtığı biliniyor. Ancak Türkiye’nin mevcut elektrik iletim sistemi bu dalgalanmaya karşı kendini koruyabildi.
‘Sistemin oturması’ yıkıcı sonuçları artırabilirdi
Elektrik enerjisinin şebekeden tümüyle yok olması anlamına gelen ve teknik bir tanımlama olan ‘sistemin oturması’ yani tüm elektrik sisteminin çökmesi halinde, sistemin yeniden aktif hale getirilmesi uzun zaman ve emek gerektiren bir süreç.
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde bu olasılık gerçekleşse ve Türkiye genelinde elektrikler kesilseydi kurtarma çalışmalarından tutun da çevre illerden ya da ülkemizin dört bir yanından bölgeye gönderilen yardımlarda ve yaralılarımızın hastanelerdeki tedavilerinde de ciddi sıkıntılar yaşanabilirdi.
TEİAŞ sınavı geçti
Konuya yakın kaynaklara göre, deprem bölgesi dışında kesinti yaşanmamasında aslan payı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı olarak hizmetlerine devam eden Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) ve Türk mühendislerin.
Türkiye’nin halihazırda doğu-batı ekseninde bin 500 km, kuzey-güney ekseninde 650 kilometre mesafede elektrik sistemi bulunuyor. Bu sistemin ana omurgasını 2023 Ocak ayı itibarıyla 73 bin kilometre uzunluğundaki yüksek ve çok yüksek gerilimli enerji iletim hatları ile ülkenin dört bir yanına dağılmış olan 785 adet indirici trafo merkezi oluşturuyor.
En küçük aksama tüm sistemi etkileyebiliyor
Ülkemizdeki tüm elektrik üretim santralleri ve tüketim merkezleri, ‘iletim hattı’ olarak tanımlanan yüksek gerilim hatlarıyla ve transformatör merkezleriyle şebeke halinde birbirine bağlı. Bu şebeke, elektrik üretim santralleri, trafo merkezleri ve bunları birbirine entegre eden hatlarla bütüncül bir sistem oluşturuyor.
Elektrik iletim sisteminin işletilmesindeki en küçük aksama büyük oranda elektrik kesintilerine ve dolayısıyla ciddi zararlara yol açabiliyor. Elektrik sisteminin sürekli olarak hassas bir şekilde dengeli tutulması, şebekedeki gerilim ve frekansın ideal değerlerde korunması gerekiyor.
2015’deki kesinti milat oldu
Dünyanın farklı ülkelerinde kimi zaman yaşanan ve ‘Blackout’ olarak adlandırılan ‘sistem oturması’ vakası, bölgesindeki en büyük elektrik piyasasına sahip Türkiye’de son on yılda sadece 2015’de görülmüştü. Hatırlanacağı üzere 31 Mart 2015’de Türkiye’nin neredeyse tamamında elektrikler kesilmiş ve saatler sonra kademeli olarak sistem normale dönmüştü.
2015’de elde edilen deneyim ülke tarihimizde ilk sıralarda yer alabilecek böylesine büyük bir doğal afetin elektrik arzı ve iletimini etkilememesi konusunda Türk mühendislerine yol gösterdi.