Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) tarafından Türkiye'de misafir edilen Kiev merkezli Kırım Ailesi Derneği üyelerinin savaş mağduru Ukraynalı çocukları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki iftar programında misafir etti.
"Burada kendi evinizde, kendi yuvanızdasınız"
Erdoğan, aralarında Kırım Tatarı çocukların da bulunduğu programda yaptığı konuşmaya, "Burada kendi evinizde, kendi yuvanızdasınız. Her ihtiyacınızda ve sorunlarınızın çözümünde tüm gücümüzle yanınızdayız. Tüm soydaşlarımız can kardeşimizdir. Dünyanın tüm insanları ise insanlık ailesinden yakın akrabamızdır" sözleriyle başladı.
"Pırıl pırıl yüzlerinize bakmaya doyamıyorum"
Çocuklar ve gençlerle vakit geçirecek olmanın kendisini çok mutlu ettiğini belirten Erdoğan, salondaki çocuklara, "Şu anda, pırıl pırıl yüzlerinize bakmaya doyamıyorum. Sizleri çok sevdiğimi bilmenizi istiyorum" sözlerini kullandı.
"Beni bir anneniz, büyükanneniz kabul edin lütfen"
Çocuklara, onları kendi torunlarından ayırmadığını söyleyen Erdoğan, "Siz de beni bir anneniz, büyükanneniz kabul edin lütfen. Sizler her şeyin en iyisini hak ediyorsunuz. Mutlu olmanız ve kurduğunuz hayallerin gerçek olması için size daima destek olacağım, yanınızda duracağım. Güzel yüzlerinizden gülümsemenin eksik olmamasını diliyorum" diye konuştu.
Ukraynalı sanatçı Jamala'nın da programa katıldığını dile getiren Emine Erdoğan, Jamala'nın Ukrayna'da savaştan etkilenenler için tüm dünyada dayanışma konserleri düzenlediğini belirterek, katılımı dolayısıyla sanatçıya teşekkür etti.
"Biz çocukları insanlığın ortak emaneti kabul ederiz"
Emine Erdoğan, Türkiye'nin insani yardım politikalarını belirleyen tek kriterin insan olduğunu, ne dil, ne din, ne ırkın insanlar arasında imtiyaza ya da ayrımcılığa sebep olabileceğini ifade ederek, bu bakış açısıyla Türkiye'nin dostluk elinin tüm ülkelere, tüm insanlara, tüm kadın ve çocuklara uzandığını vurguladı.
"Biz çocukları insanlığın ortak emaneti kabul ederiz." diyen Erdoğan, Türkiye'nin bugün, savaştan kaçan yaklaşık 4 milyon insana ev sahipliği yaptığını dile getirdi.
Türkiye'yi, coğrafyasında halihazırda devam eden savaşların yaralarını sarmaya çalışırken, Ukrayna'da çıkan savaşın derinden sarstığını vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çıkan her savaş, atılan her kurşun, insanlık dediğimiz değerler bütününü delik deşik ediyor. Gelecekte doğacak güneşin önüne, adeta şimdiden kara bir perde çekiyor. Savaşlardan herkes tarifsiz zarar görürken, maalesef kadınlar ve çocuklar orantısız olarak etkileniyorlar. Zorla yerinden edilen insanların vatan hasreti hiç dinmeyen bir sancı olarak kalıyor. Kadınların ve çocukların hayata tutunmak için zorlu bir mücadele vermek zorunda kalmaları, tarih sayfalarına yeniden eklenen insanlık ayıplarıdır."
Ukrayna'da savaş başladığından bugüne kadar geçen kısa sürede 4,6 milyon insanın Avrupa ülkelerine sığındığını aktaran Erdoğan, 13 milyon kişinin ise güvenlik riskleri nedeniyle çatışma bölgesinde mahsur kaldığının tahmin edildiğini söyledi.
"Kalbimiz Ukrayna'nın güzel insanlarıyla birlikte atıyor"
Yüzlerce sivilin hayatını kaybettiğine dair açıklamalar olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Halbuki Ukrayna savaşı başlamadan sadece iki hafta önce oradaydık. Sevgili dostum Olena Zelenska ile çok kıymetli bir zaman geçirmiş, birçok yeni proje hakkında görüşmüştük. Şu kısacık zamana bu kadar büyük acıların sığması, akıl alacak gibi değil. Türkiye olarak, ilk andan beri kalbimiz Ukrayna'nın güzel insanlarıyla birlikte atıyor. Her platformda bu savaşın durdurulması için diplomasi çalışmalarımız var. Ben de kıymetli dostum Olena'nın ricası üzerine bir video mesajla uluslararası topluma seslendim.
Ayrıca, yine Olena'nın gönderdiği bir mektup üzerine, Ukraynalı yetim çocukların Türkiye'de misafir edilmesi için bir girişim başlattım. İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Başkanlığı ve Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığımız ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün ortak çabalarıyla halihazırda 772 Ukraynalı yetim çocuğu ülkemizde misafir ediyoruz. Ukrayna'daki Kırım Tatarı ve Ahıska Türkü soydaşlarımızın da her daim yanındayız. Bugün Ukrayna'dan, aralarında soydaşlarımızın da bulunduğu yaklaşık 2 bin kardeşimiz ülkemizde konaklıyor. Kurumlarımız yüksek bir koordinasyonla gelişmeleri takip ediyor ve misafirlerimizin ihtiyaçlarını karşılıyor. Sağlık hizmetlerinden, savaş mağduru çocuklar için psikolojik desteğe kadar çok yönlü yardımlar sağlanıyor."
Emine Erdoğan, son Ukrayna ziyaretinde Kırım Tatar Okulu'nu ziyaret ettiğini hatırlatarak, "Soydaşlarımızla tekrar bir arada olmak çok büyük mutluluk ama keşke bunun vesilesi bir savaş olmasaydı" dedi.
Türkiye'nin konumu itibarıyla göç güzergahında bulunan ve uzun tarihinde sayısız insanı bağrına basmış bir ülke olduğuna işaret eden Erdoğan, bu tutumun ardında, kökleri son derece derinlere uzanan bir merhamet kültürü olduğunu söyledi.
"Filistinli çocukların bileklerine kelepçe takılıyor"
Zulüm nereden ve kime gelirse gelsin, hiçbir ayrım yapmadan, zalimin karşısında durmakla mükellef olduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu anlamda, uluslararası toplumun bazı savaşlar için gösterdiği güçlü refleksi, tüm insanlar ve tüm coğrafyalar için göstermesini diliyorum. Eğer beli bükülmüş insanlığı ayağa kaldıracaksak, bunu ancak akan tüm gözyaşlarını ayrım yapmadan silmeyi isteyerek başarabiliriz. Yıllardır Suriye'den yükselen acı feryatlar, şimdi Ukrayna'dan dünyaya yayılıyor. Filistin'de bu yüzyılın en büyük yarası olarak hala kan akıyor. Kadınların yerlerde sürüklendiği görüntüleri hazmedemiyoruz. Filistinli çocukların bileklerine kelepçe takılıyor, Filistinli çocuklar tutuklanıyor. Mübarek ramazan ayında Mescid-i Aksa'ya yapılan son saldırılar kalbimizi yine paramparça etti. An itibarıyla dünyada aktif olarak devam eden onlarca savaş var. Ve artık hiçbirimizin böyle bir dünyada yaşamaya tahammülü yok."
Emine Erdoğan, yıkmakla değil, yapmakla mükellef olduklarını belirterek, gönüller yapma, merhameti ortak lisan kılma ve yeryüzünü güzelce yaşanacak bir yer yapma misyonları bulunduğunu dile getirdi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunun aksi her davranış, bir anlamda insanın kendi varlığına ihanettir. Ülkeler arasındaki tüm sorunların diplomasi yoluyla halledilebildiği, insani diyaloğun müracaat edilecek yegane çözüm yolu olduğu bir dünyaya ihtiyacımız var. Her şeyden önemlisi, çocukların kendilerini güvende hissedecekleri, geleceğe dair kaygı duymadıkları bir barış ortamına ihtiyacımız var. Allah'ın birbirimize kenetlenmemizi istediği bu kutlu ayda, gerçek anlamda bunu gerçekleştirebilmeyi tüm insanlık adına diliyorum. Yeryüzüne bir rahmet yağmuru olarak inen bu mübarek ayın, barışın vesilesi olmasını diliyorum."
Emine Erdoğan, kendi yaptığı pamuk şekerlerini çocuklara ikram etti
Emine Erdoğan, konuşmaların ardından, YTB'nin aracılığıyla programa katılan Kırımlı Tatar sanatçı Jamala ile bir süre sohbet etti. Daha sonra Ukraynalı çocuklar Erdoğan'ın yanına gelerek, kendi yaptıkları resimleri hediye etti. Bir çocuk da kendi tasarladığı cami maketini Erdoğan'a hediye etti.
Pamuk şekeri makinesinin başına geçen Erdoğan, yanına gelen çocuklara yaptığı pamuk şekerlerden ikram etti. Daha sonra Osmanlı macunu ve patlamış mısır da dağıtan Emine Erdoğan'a çocuklar sevgi gösterisinde bulundu.
Programın sonunda Kırım Ailesi Derneği Vokal Grubu öğrencileri "Ey Güzel Kırım" ve "Çanakkale Türküsü"nü söyledi. Bu sırada Emine Erdoğan ve salondaki bazı davetli aileler duygusal anlar yaşadı.
Daha sonra sahneye çıkan şarkıcı Jamala, davetleri ve yardımları dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a teşekkür etti.
Zor dönemlerden geçtiklerini, ülkesindeki savaşın devam ettiğini belirten Jamala, savaşın ardından çok sayıda kişinin ülkesini terk ederek mülteci olmak zorunda kaldığını ifade etti.
Jamala, "Türkiye'ye minnettarız. Çünkü Türkiye bizi kabul etti, Türkiye bize kapısını açtı, Türkiye bizi korudu. Yaşasın Türkiye, yaşasın Ukrayna" dedi.
Jamala, konuşmasının ardından Eurovision'da ödül aldığı ünlü şarkılarını seslendirdi.
Programa, YTB Başkanı Abdullah Eren, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Savaş Ünlü, AFAD Başkanı Yunus Sever ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri katıldı.