Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Sancaktepe'deki mitingde halka hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"Sancaktepe gümbür gümbür yarına yürüyor"
Şimdi rakamı istedim, sordum. Evet, gelen rakam 50 bin. Demek ki Sancaktepe gümbür gümbür yarına yürüyor. Yarın akşam Sancaktepe'den tulum çıkarıyor muyuz? Bay Bay Kemal buraya geldi mi? Gelmedi… Herhalde bu saatten sonra da gelecek hali yok. Fakat Sancaktepe hakikaten bu duruşuyla yarına farklı bir selam veriyor. Sanacaktepe'nin güzel insanlarını kalbi duygularla selamlıyorum. Başımızın tacı hanımefendileri selamlıyorum. Yarın Anneler Günü.
Tabii burayı seçişimiz de yarın Anneler Günü oluşundan, Belediye Başkanınızın bir hanımefendi oluşundan dedik ki burayı seçelim. Biliyorsunuz biz hadislerimizi böyle evirip çevirip söyleyenlerden değiliz. Bay bay Kemal biraz öyle yapıyor. Anahtarı annelerin ayakları altına koyuyor. 'Cennet annelerin ayakları altındadır'. Bak babaların değil. Annelerin ayakları altında. Onun için annelerin kıymetini çok iyi bileceğiz. Annelere sadakatimizi çok farklı göstereceğiz. Öyleyse anneler, yarın siz de kaleyi içeriden fethedeceksiniz. Buna hazır mısınız? Şurada birkaç saat kaldı.
"Bay Bay Kemal'in yanında Kandil var"
Ahirete irtihal eden tüm annelerimize rahmet diliyorum. Ama hepsinden öte Diyarbakır annelerini gözü yaşlı bırakan bu teröristlere karşı Bay Bay Kemal, Diyarbakır annelerini kaç kere ziyaret ettin? Diyarbakır annelerinin yavrularını Kandil'e kaçıran teröristlerle el ele, omuz omuza utanmadan, sıkılmadan bir seçime giriyorsun. Bay Bay Kemal'in yanında Kandil var, Kandil'in parlamentodaki uzantıları var. Kılıçdaroğlu, ya sen bunların hesabını Allah'a nasıl vereceksin? Yanında da malum tipler var. Söylemeye gerek var mı? Onlar da utanmadan, sıkılmadan aynı yuvarlak masanın etrafında dönüp dolaşıyorlar. Benim milletim yarın sandıklarda bunlara en güzel cevabı vermelidir diye düşünüyorum.
"Tüm annelerimizi rahmetle, özlemle yad ediyorum"
Vatana, millete, devlete, ümmete hayırlı evlatlar yetiştirmenin gururunu yaşayan ülkemin asil annelerini, Afrika'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Türkistan'a kalbi şu an bizimle olan gönül coğrafyamızdaki tüm anneleri buradan saygıyla selamlıyorum. Bu vesileyle kendi anacığım başta olmak üzere ebedi aleme irtihal eden tüm annelerimizi rahmetle, özlemle yad ediyorum.
"Milliyiz, yerliyiz ve ailenin kutsiyetine inanıyoruz"
Biz şimdi ne diyoruz? Aile diyoruz değil mi? CHP ne diyor LGBT, İyi Parti ne diyor LGBT, öbür HDP ne diyor LGBT… Peki LGBT AK Parti'nin semtine yanaşır mı? MHP'nin semtine yanaşır mı? Cumhur İttifakı'nın semtine yanaşır mı? İşte bu Millet İttifakı denilen zillet, bunlar LGBT'ci. Ama hamdolsun biz ailenin kutsiyetine inandığımız için biz burada farklı bir yerdeyiz, farklı bir düşünceyle yolumuza devam ediyoruz. Milliyiz, yerliyiz ve ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Rabbim bizlere annelerimizin hayır dualarını alacak bir hayat yaşamayı nasip etsin. Rabbim hiçbir annemizin yüreğine ateş düşürmesin.
"3 kıtanın kalbi konumunda bir ülkeyiz"
Türkiye olarak çok stratejik bir bölgede yer alıyoruz. 3 kıtanın kalbi konumunda bir ülkeyiz. Enerji kaynaklarının geçiş güzergahındayız. Tarih boyunca birçok savaş merkezinde bizim yer aldığımız bu coğrafyayı kontrol etmek için yapıldı. Haçlı Seferleri'nden Çanakkale Harbi'ne kadar tarihteki büyük mücadelelerin hepsinin arkasında bu niyet vardı. Bu vatanı bize yar etmemek için her şeyi yaptılar. Bizi bu topraklardan söküp atmak istediler. Bizi vatansız, yurtsuz, havasız bırakmak istediler. Bunu kimi zaman kendileri bizzat gelerek, kimi zaman da maşalarını kullanarak yapmaya çalıştılar.
Çanakkale'de kınalı kuzuları toprağa verme pahasına buna dur dedik. İstiklal Harbi'mizde vatanımızı özgürleştirerek millet olarak esareti kabul etmeyeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha haykırdık. Son olarak 15 Temmuz gecesi içimizdeki hainleri üzerimize salarak vatanımızı işgal etmeye yeltendiler. Milletimizle sırt sırta, gönül gönüle vererek hamdolsun buna da müsaade etmedik. Bölücü terör örgütüne karşı 40 yıldır yürüttüğümüz mücadeleyi de bu tarihi hesaplaşmanın bir parçası olarak görüyoruz.
"Yılarca bizim enerjimizi, kaynaklarımızı heba ettiler"
On binlerce insanımızı bizden koparan bu örgüt emperyalistlerin kanımızı akıtmak, bizi güçsüz bırakmak için ülkemizin sırtına vurduğu bir hançerdir. Yılarca bizim enerjimizi, kaynaklarımızı heba ettiler. Evlatlarımızın geleceğini, gözlerindeki ışığı, yüreklerindeki umudu çaldılar. İnsanlarımızın önüne kandan ve gözyaşından duvarlar örmeye kalktılar. Türk'ü ve Kürt'ü birbirine düşürerek ebedi kardeşliğimizi bozmak istediler. Buna fırsat vermedik. Devlet olarak terör bataklığını kurutmak için çok mücadele verdik, çok ciddi çabalar harcadık. Bizim için Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Boşnak'ıyla biz yaratılanı yaratandan ötürü severiz. Bizim için Kürt neyse Türk de odur. Türk neyse Kürt de odur. Rabbimizin emri neyi gerektiriyorsa biz ona itaat ederiz.
"Terörist varlığını tükenme noktasına getirdik"
Sınırlarımız içindeki terörist varlığını tükenme noktasına getirdik. Cudi'de bunları gömdük, Gabar'da gömdük, Kandil'de gömdük, Beslerderesi'nde gömdük. Bunları yarın sandıklara gömüyor muyuz? Hedefimiz Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023 bitmeden Türkiye içinde tek bir eli kanlı terörist bırakmamaktır. Aynı şekilde hudutlarımız dışında da bu alçaklara nefes aldırmayacağız. Sınır ötesi harekatlarımız sayesinde artık inlerinden başlarını çıkartamaz, kıpırdayamaz hale geldiler. Ne 14 Mayıs'tan sonra Afrin'i geri alacağız diyen bölücülerin azgınlıkları ne Suriye'deki güvenli bölgelerimizi teröristlere altın tepside sunmayı vadedenlerin gafleti ne Kuzey Irak'taki askerlerimizi geri çekerek terör örgütüne nefes aldırma projeleri ne de bebek katillerini serbest bırakma, 6-8 Ekim hadisesinin azmettiricilerini sokağa salma planları bizi durduramayacak.
"Türkiye'yi bu ayağına vurulmuş terör prangasından mutlaka kurtaracağız"
51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu hain değil mi? Teröristin başı… Şimdi utanmadan sıkılmadan mesajlar gönderiyor. Bay Bay Kemal de eğer Selo'yu serbest bırakmak istiyorsanız oyu bize vereceksiniz diyor. Bu hesabı yarın sormaya var mıyız? Ben size inanıyorum. Kürt, Türk, Alevi, Sünni demeden şimdiye kadar 10 binlerce anaya evlat acısı yaşatan bu canilerin kökünü içeride ve dışarıda kazıyacağız. Türkiye'yi bu ayağına vurulmuş terör prangasından mutlaka kurtaracağız. Ülkemizi böldürtmeyeceğiz.
"Bay Bay Kemal'in hangi sözleri verdiğini de kimse bilmiyor"
Tüm bu pazarlıklar, beyanatlar buzdağının görünen yüzüdür. Kapalı kapılar ardında tam olarak ne konuşulduğunu ittifak ortakları dahil hiç kimse bilmiyor. Kandil'den gelen bu destek açıklamaları karşısında Bay Bay Kemal'in hangi sözleri verdiğini de kimse bilmiyor. Bay Bay Kemal suskun, ittifak ortadaki suskun, parti sözcüleri, medyadaki kalemleri suskun. Yarın seçim olacak, yarın millet oy verecek fakat daha hiç kimse Bay Bay Kemal ile bölücü örgütün siyasi uzantıları arasında hangi anlaşmaların yapıldığını bilmiyor. Hiç kimse terör örgütü temsilcilerine hangi sözlerin verildiğini öğrenemedi. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağına inanıyoruz. Bay Bay Kemal, 17-25 Aralık kumpasındaki rolünü 10 yıl sonra itiraf etti. FETÖ'cü alçakların eline tutuşturduğu kasetlerin montaj olduğunu geçen gün bizzat kendi söyledi.
"Yaptığı gizli pazarlıklar da önünde sonunda ortaya çıkacak"
Bu seçim öncesinde yaptığı gizli pazarlıklar da önünde sonunda ortaya çıkacak. Sırf Cumhurbaşkanı adayı oldu diye Muharrem İnce'ye atılan iftiraların, baskıların, zorbalıkların, haysiyet cellatlığının failleri de ortaya çıkacaktır. Rusya ile ilişkilerimizi bozma ihalesini Bay Bay Kemal'e kimin verdiği, ortada hiçbir şey yokken Alevi-Kürt videolarının niçin çekildiği, Pensilvanya'da 8 saat boyunca kimlerle hamburger yenildiği, Londra'daki tefecilere hangi tavizlerin altın tepside sunulduğu, evet bunların hepsi gün gelecek tek tek milletin önüne serilecektir. Biz o gün gelene kadar meselenin takipçisi olmayı sürdüreceğiz. Her fırsatta gerçek yüzlerini millerimize anlatmaya devam edeceğiz.
Biz her zaman sandığa giden yolu aziz milletimizin tertemiz iradesinde aradık. Türkiye'yi büyütmenin, güçlendirmenin, gençlerimize üzerinde gururla yaşayabilecekleri bir ülke bırakmanın gayretinde olduk. Gerektiğinde 17-25 Aralık'ta olduğu gibi kumpaslara, 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilerin ölüm kusan silahlarına göğsümüzü siper ettik.
Milletin sandıkta namusumuzu emanet ettiği muazzez iradesini asla yere düşürmedik, ona asla leke sürdürmedik. Böylece Türkiye'yi her alanda başarıdan başarıya koşturduk. Savunmada, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, bütün bu adımları attık.
"Buradan geriye gidişe kesinlikle müsaade etmeyeceğiz"
İşte bizim millet sevgimiz bu. İşte bizim Türkiye aşkımız bu. Buradan geriye gidişe kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Daha çok çalışacağız, daha fazla koşturacağız, daha fazla eser ve hizmet üreteceğiz. Türkiye Yüzyılı'nı inşa edene kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz. Bu amaçla sayısız proje, program ve yatırım planı hazırladık. Seçim beyannamemizde tüm bunları tek tek, detaylıca yazdık.
"Aileyle ilgili kurumu güçlendirmenin adımını atacağız"
Buradan bir tanesini sizinle paylaşmak istiyorum. Bu dönemde özellikle aile kurumunun, LGBT gibi sapkın akımlar karşısında korumasına büyük önem veriyoruz. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Aileyi asla yedirtmeyeceğiz. Özellikle de güçlü milletler güçlü ailelerden oluşur. Bu bakımdan seçim öncesi adımını attığımız ailenin ele alınması hususunda seçimin kararının verilmesi sebebiyle bu adımı atamadık. Seçim sonrası inşallah yeniden aileyle ilgili kurumu güçlendirmenin adımını atacağız.
"Kadına şiddeti kabul etmemiz mümkün değildir"
Kadına şiddet konusunda da kesinlikle tavrımız nettir. Kadına şiddeti kabul etmemiz mümkün değildir. Kadına şiddetle ilgili mücadeleyi de gerek yargı yoluyla gerekse tüm İçişleri Bakanlığı yoluyla bunlarla mücadelemizi de sürdüreceğiz. Biz bu konuda birilerinden de izin almaya mecbur değiliz. Küresel kültürün ve güçlerin dayatmasıyla giderek adeta veba gibi yayılan bu salgınlarla, bu akımlarla ilgili şimdiden gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Zira bu konuda adım atmakta geç kaldığımız her gün tehdit ve tehlike daha da büyüyecektir.
"Ev hanımlarımızın emekliliğine, primlerinin üçte birini ödeyerek katkı sunacağız"
Finansmanını doğal gaz ve petrol gelirlerinden sağlayacağımız aile ve gençlik bankasıyla işte bunu amaçlıyoruz. Bu kaynakla çalışana, emekliye, kadına, gence, engelliye, üreticiye velhasıl ülkemizdeki her kesime destek olabileceğiz. Aile ve gençlik bankası vasıtasıyla ev hanımlarımızın emekliliğine, primlerinin üçte birini ödeyerek katkı sunacağız. Gençlerimizin eğitimden istihdama kendi işini kurmadan evliliğine kadar attıkları her adımda yanlarında olacağız. Evlenecek gençlerimize faizsiz, ilk 2 yılı ödemesiz, 4 yıl vadeli 150 bin lira kredi vereceğiz. Her hanede çalışan en az bir kişi olmasını sağlayacağız.
Her bir hanemizin asgari bir gelir seviyesinin altında kalmamasını temin edeceğiz. Daha pek çok kalemdeki desteklerle hem aile yapımızı koruyacak hem gençlerimizin geleceğine ışık tutacağız. Aynı zamanda bu adımlarımızla küresel odaklar adına LGBT'nin önünü açanların da planlarını boşa çıkaracağız. Nasıl gençlerimizi zehir tacirlerine, uyuşturucu çetelerine, FETÖ ve PKK'nın başını çektiği terör örgütlerine karşı korumayı görev biliyorsak LGBT'ye karşı korumayı da vazife addediyoruz.
"Biz yaparız ama onlar böyle bir adımı atmaya cesaretleri bile yoktur"
Sağlıkta o COVID döneminde öyle bir adım attık ki 3 ayda Sancaktepe'ye işte 1006 odalı Feriha Öz Hastanesi'ni kurduk. Belediye başkanı dayanamadı 45 günde yaptık diyor. Biz yaparız, onlar konuşur. Farkımız bu. Şimdi bugün birçok ilçede böyle bir hastane yok. Ama Sancaktepe'de var. Niye bunu buraya yaptık? Gerektiğinde buraya uçak da insin, uçak indiği zaman uluslararası hastalar da buraya gelebilsin diye buraya yaptık. Bu bir düşünce pratiğidir, formasyonudur. Biz yaparız ama onlar böyle bir adımı atmaya cesaretleri bile yoktur.
"Yarın sandıklara sahip çıkmanızı istiyoruz"
Biz bundan sonra da birçok adımları yine böyle atacağız. Bunun için hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Yarın sandıklara sahip çıkmanızı istiyoruz. Daha önce hepimiz bir şey daha yapacağız. Artık önümüzde günler değil, saatler kaldı. Henüz vakit varken, halen kararsız kalan bir eşiniz, dostunuz, akrabanız, nazınızı çekecek bir arkadaşınız varsa ona mutlaka ulaşacaksınız. Bizim selamımızı söyledikten sonra 14 Mayıs'ın önemini anlatacaksınız. Kırgınlık, küskünlük varsa çözecek, bizim adımıza helallik isteyecek, oyuna talip olduğumuzu söyleyeceksiniz. Aile meselesinde CHP'ye, İyi Parti'ye, Saadet Partisi'ne gönül vermiş vatandaşlarımızın da bizimle aynı hassasiyeti taşıdığını biliyoruz. Yöneticilerinin seçim kazanmak uğruna FETÖ'cülerle, bölücülerle ve küresel güçlerle iş birliğine gitmelerinden en az bizim kadar bu insanlarımız da rahatsızlık duyuyor.
Bu kardeşlerimize de ulaşmaya, saflarımıza dahil etmeye çalışacağız. İnşallah fitne tüccarlarına inat 85 milyon olarak yarın sandıkları bayram yerine çevireceğiz. Provokasyona, kışkırtmaya asla gelmeyecek, demokratik zeminden asla ayrılmayacağız. Bizim tökezlememizi bekleyenlere, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Bunları yaptığımızda yarın yepyeni bir destan yazacağımıza inanıyorum. Sancaktepelilere ben inanıyorum, güveniyorum. Zira yarınki seçim aynı zamanda 2024'ün de müjdecisi olacaktır. Ben Kalbi kıpır kıpır atan gençlerimize güveniyorum. Evi içeriden fethedecek olan kadınlarımıza güveniyorum. Cennet yüzlü annelerimizin bizleri yalnız bırakmayacağını biliyorum.