Parçalı Bulutlu 3.9ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber, AA 17.05.2021 19:30

Esnaf ve çiftçiye müjde

Kabine Toplantısı'nın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan esnaf ve çiftçilere müjdeleri açıkladı. Erdoğan, iki ayrı grup halinde 1 milyon 384 binden fazla esnaf ve sanatkara 4 milyar 622 milyon liralık kaynağın karşılıksız olarak verileceğini duyurdu.

Esnaf ve çiftçiye müjde
[Fotoğraf: AA]

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı saat 15.15'te başladı. Toplantı yaklaşık 4 saat sürdü. Koronavirüsle mücadelenin yol haritası ve 'tam kapanma' dönemi değerlendirildi.

1 Haziran sonrası Türkiye'nin salgınla mücadeledeki yol haritası görüşüldü. Aşı tedarik durumu ve yerli aşıdaki son durum da toplantının ana gündem maddelerindendi. Esnafın durumunun da masaya yatırıldığı toplantı sona erdi. Toplantıda esnafa destek paketinin ayrıntıları da görüşüldü.

 


Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ardından millete sesleniş konuşması yaptı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Vefat sayısının 45 bine dayandığı, 10 binlerce insanımızın yoğun bakımlarda sıkıntılı günler geçirdiği, 100 binlerce insanımızın hastanelerde tedavi gördüğü, 5 milyon 100 bini aşkın insanımızın bu illete maruz kaldığı bir ortamda başka türlü hareket edebilmemiz mümkün değildir. Ramazan ayı boyunca uyguladığımız kısmi ve tam kapanma tedbirleri sayesinde hamdolsun salgını yeniden büyük ölçüde kontrol altına aldık.

Buna göre, sokağa çıkma kısıtlamasını hafta içi saat 21.00 ile sabah 05.00 saatleri arasında sürdüreceğiz. Hafta sonları ise mayıs ayı sonuna kadar sokağa çıkma kısıtlaması devam edecek. Şehirlerarası seyahatler, sokağa çıkma kısıtlaması olmayan saatlerde serbestçe yapılabilecek, diğer saatlerdeki yine izne tabi olacaktır. Anaokulları ve kreşler açılacak, diğer eğitim öğretim kademeleriyle ilgili süreç daha sonra belirlenecektir. Ayrıntıları yayınlanan genelgede yer alan bu hususların 'tamam' diye ifade ettiğimiz temizlik, maske ve mesafe kurallarına uygun şekilde hayata geçirilmesini istiyoruz. Kabine toplantımızda 1 Haziran'dan itibaren başlayacak kademeli normalleşme takviminin ikinci etabını da ayrıntılı şekilde görüştük, istişare ettik. Önümüzdeki günlerde, gelişmelere göre, bu konudaki uygulama esaslarını milletimizle paylaşacağız.

"Aşı faaliyetlerine tedarik programının elverdiği ölçüde hız veriyoruz"

Aşı faaliyetlerine tedarik programının elverdiği ölçüde hız veriyoruz. Öğretmenler başta olmak üzere riskli grupların tamamının bir an önce aşılanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Unutmayınız, salgının üstesinden ancak hep birlikte hareket edersek gelebiliriz. Belirlenen tedbirler, hayata geçirilen uygulamalar, insanlarımıza eziyet olsun diye değil, bu sancılı, sıkıntılı, maliyetli dönemi bir an önce geride bırakmak için milletimizin önüne konmaktadır.

"En zorunu inşallah geride bıraktık"

En zorunu inşallah geride bıraktık. Bir süre daha dikkatli gitmek mecburiyetindeyiz. Sağlık çalışanlarımıza, emniyet, jandarma, vefa gruplarımıza ve görev alan herkese teşekkür ediyorum. Salgının üstesinden ancak hep birlikte hareket edersek gelebiliriz.

Attığımız her adımda insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla mücadele verdik. Sanayi ve tarım üretiminde en küçük bir aksama olmaması için çalıştık. Dünyada büyüyen nadir ekonomilerden birisi olduk. Vergi ve primlerle ilgili önemli adımlar attık. Kredi ve taksit konusunda da kolaylıklar sağladık. Turizm sektörünü ayakta tutmak için çalıştık, çabaladık.

Esnaf ve çiftçiye müjde

"Nakdi ödemelerin tutarı 181 milyar lirayı bulacaktır"

Her kesimden ihtiyaç sahibi vatandaşımıza çeşitli kalemlerde hibe ödemeleri yaptık. Sadece merkezi yönetim bütçesinden yaptığımız harcamalar şimdiden 79 milyar liraya ulaştı. Bu rakam yıl sonunda 104 milyar lirayı bulacak. Bu çerçevede ilaç, tıbbi malzeme, sağlık personeline ek ödeme, tarım üreticilerine sübvansiyonlu kredi desteği temin ettik. Şimdi bir başka müjdeye daha geliyorum yaklaşık 645 bin emeklimizin maaşını 1500 liraya çıkardık. Tabii bu süreç içerisinde dezenformasyon yapmıyorlar mı? Maalesef bazı konvansiyonel medyada, görsel medyada bu tür dezenformasyon yapanları da görüyoruz. Bunlar da haya edep böyle bir şey söz konusu değil. Bakın ben rakam veriyorum. Esnafımıza verdiğimiz ciro ve kira desteğinden 1 milyon 200 bin vatandaşımız yararlandı.

Vergi indirimleri ile yani devletin 26 milyar lirayı bulan alacağından vazgeçerek pek çok sektöre destek olduk. Kısa çalışma ödeneğinden 3 milyon 768 bin, işsizlik ödeneğinden 1 milyonun üzerinde nakdi ücret desteğinden de 2 milyon 806 bin vatandaşımız faydalanmıştır. Bu desteklerin tutarı şimdiden 55 milyar lirayı bulmuştur. Haziran sonu itibarıyla 67 milyar liraya ulaşacaktır. Sosyal destek programlarıyla 5 milyonun üzerinde haneye çeşitli defalar doğrudan nakit yardımı yaptık. Merkezi yönetim bütçesi ile birlikte tüm bu nakdi ödemelerin tutarı şimdiden 134 milyar lira olarak gerçekleşirken bu rakam haziran sonu 181 milyar lirayı bulacaktır

 


235 bin işletmeye 5 bin liralık hibe ödemeleri

"Salgının başladığı günden bu yana toplamda 661 milyar liralık bir kaynağı insanımızın emrine vermiş olduk. Şimdi esnaflarımıza yönelik yeni bir destek programının müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu ivme programıyla salgın tedbirleri sebebiyle işlerine ara vermek mecburiyetinde kalan esnaflarımıza iki grup halinde destek olmayı amaçlıyoruz. Birinci grupta kahvehane, kafe, çay bahçesi gibi yerler ile okul ve personel servisleri, düğün salonları, öğrenci yurtları, kantinler, kırtasiyeler, internet kafeler, hamamlar, lunaparklar gibi işletmeler yer almaktadır. Sayıları toplamda 235 bine ulaşan bu işletmelere bir defaya mahsus 5 bin liralık hibe ödemeleri yapacağız.

1 milyon 150 bini aşkın işletmeye 3 bin liralık hibe

Destek vereceğimiz ikinci grupta ise bakım, onarım, tamirat, kaporta işleriyle uğraşanlar, seyyar satıcılar, sıhhi tesisatçılar, hırdavatçılar, müzisyenler, oto yıkamacıları, kuru temizlemeciler, oyuncak, kozmetik ve hediyelik eşya satıcıları, camcılar, çilingirler, bakırcılar, kalaycılar, ayakkabıcılar, konfeksiyoncular, tuhafiyeciler, zücaciyeciler, kurs işletmecileri yer almaktadır. Bu gruba daha önceki destek ödemelerinden yararlanan lokantalar, pastaneler, dondurmacılar, terziler, berberler, taksici, minibüsçü ve otobüsçüler ile pazarcılar da dahildir. Toplamda 1 milyon 150 bini aşkın işletmemizi kapsayan vatandaşlarımıza bir defaya mahsus 3 bin lira hibe ödemesi vereceğiz. Böylece iki ayrı grup halinde 1 milyon 384 binden fazla esnaf ve sanatkarımıza 4 milyar 622 milyon liralık bir kaynağı karşılıksız olarak veriyoruz"

Grafik: Nursel Cobuloğlu/TRT Haber[Grafik: Nursel Cobuloğlu/TRT Haber]

Çiftçilere müjde

Bilindiği gibi ramazan ayı boyunca 180 bin ton patates ve kuru soğanı üreticiden alarak ihtiyaç sahibi ailelere dağıttık. Ayrıca üreticilerimizin elinde bulunan çeltiğin 15 bin tonunu da fiyatı yeniden belirleyerek Toprak Mahsulleri Ofisi stoklarına dahil ettik. Bu yıl dünyada ve ülkemizin bazı bölgelerinde yaşanan kuraklık sebebiyle bazı ürünlerin rekoltelerinde nispeten azaltma olacağı anlaşılmaktadır. Mevcut stoklarımız ve yeni mahsul ile birlikte hububat ve bakliyata ülkemizin kendi ihtiyacını karşılama konusunda herhangi bir sıkıntısı olmayacaktır. Kuraklıktan zarar gördüğü belirlenen çiftçilerimizin Ziraat Bankasına veya Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları da ertelenecektir.

Esnaf ve çiftçiye müjde

Üretim maliyetleri ile iç ve dış piyasalardaki gelişmeleri de dikkate alarak belirlediğimiz 2021 yılı alım fiyatları ise şu şekildedir: Toprak Mahsulleri Ofisinin geçen yıl ton başına 1650 lira olan sert ekmeklik buğday alım fiyatını 2 bin 250 liraya, geçen yıl ton başına 1275 lira olan arpa alım fiyatını da 1750 liraya yükseltiyoruz. Bakliyat alım fiyatlarımız ise ton başına kırmızı mercimekte 5 bin lira, yeşil mercimekte 4 bin 150 lira, nohutta ise 4 bin 50 lira olarak belirlenmiştir. Ayrıca ortalama veriler dikkate alınarak ton başına hububatta 275 lirayı, bakliyatta ise 910 lirayı bulan prim ve destekler verilerek üreticilerimizin giderlerine katkı sağlanacaktır.

Açıkladığımız alım fiyatları, diğer kamu kurumları için de referans fiyat olacak, farklı fiyatlandırma yapılmayacak, aynı şekilde kabul edilecektir. Şimdi de çay üreticilerimiz için alım fiyatını açıklıyorum, geçen yıl yaş çay alım fiyatı kilo başına 3,27 lira destekleme ile birlikte 3,4 lira olarak belirlenmişti. Bu fiyat üzerinden 752 milyon tonun üzerinde çay alımı yaparak destekleme ile birlikte toplamda 2 milyar 760 milyon lira ödeme gerçekleştirdik. Bu yıl için yaş çay alım fiyatı kilo başına 3,87 liraya, destekleme ile birlikte 4 liraya yükseltilmiştir. Çiftçilerimizden tek isteğimiz bir karış toprağı dahi boş bırakmadan, ekmeleri, biçmeleri, üretmelidir. Destek bizden, gayret çiftçimizden, bereket Allah'tandır. Yeni hasat döneminin ülkemize, milletimize ve özellikle çiftçilerimize hayırlı bereketli olmasını diliyorum

 


MİT'ten PKK'ya operasyon: Sofi Nurettin öldürüldü

Milli İstihbarat Başkanlığımızın uzun süredir yürüttüğü çalışmalar neticesinde yerini belirlediği PKK'nın Suriye genel sorumlusu 'Sofi Nurettin' kod isimli terörist, Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirilen operasyonla etkisiz hale getirilmiştir.

Türkiye'ye yönelik pek çok kanlı eylemin faili olan bu terörist, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında askerlerimize karşı yapılan pek çok saldırının da sorumlusudur. Gara Operasyonu sırasında 13 masum insanımızın şehit edilmesi talimatını verenlerden biri yine bu teröristtir. MİT Başkanlığımızın ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gerçekleştirdiği operasyonla etkisiz hale getirilen Sofi Nurettin'in durumu, PKK/KCK ile PYD/YPG'nin aynı örgüt olduğu gerçeğini, inkarı mümkün olmayacak şekilde bir kez daha ortaya koymuştur. PKK/YPG'nin, Irak'ta ve Suriye'de saklanan elebaşlarını ve teröristlerin tamamını etkisiz hale getirene kadar operasyonlarımız sürecektir. Terör örgütünün bu önemli elebaşının etkisiz hale getirilmesinde görev alan istihbaratçılarımızı ve askerlerimizi tebrik ediyor, her birinin alınlarından öpüyorum. Bu ülkeye ihanet eden, kurşun sıkan, herhangi bir insanımıza zarar veren, hele hele vatanımızın bütünlüğüne, milletimizin birliğine, devletimizin bekasına tehdit oluşturan herkesi aynı akıbetin beklediğini, bugün bu millete seslenişte hatırlatıyorum.

 


Biden'ın İsrail'e silah onayı

Biden'ın İsrail'e silah onayıyla ilgili imzasını gördük. Lafa geldiğinde silahsızlanma, şu, bu, vesaire bunları konuşuyorlar. Sayın Biden, sözde Ermeni soykırımında Ermenilerin yanında yer aldı. Şimdi de ciddi manada orantısız bir şekilde Gazze'ye saldıran ve yüz binlerce insanın şehadetine vesile olan bu olayda da ne yazık ki siz kanlı ellerinizle bir tarih yazıyorsunuz. Bunu söylemeye bizleri mecbur ettiniz. Çünkü biz bu konularda çok daha fazla duramayız, durmayacağız. Bugün de tekrar hatırlatıyorum, 84 milyon hep birlikte Kudüs nöbetimizi devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz.

Bugün Filistinliler tarafından 'en-Nakba' yani felaket günü olarak adlandırılan 1948 yılından itibaren ise bu kadim topraklardaki çatışmalar ve istikrarsızlıklar tek taraflı bir katliam ve hırsızlık haline dönüşmüştür.

 


"Sadece 1948 ile 1967 yılları arasında 3,5 milyondan fazla Filistinli yurtlarından edilerek mülteci durumuna düşürülmüştür"

Her ne olursa olsun bize düşen görev mazlumun yanında yer almak ve onun hakkını, hukukunu gözetmektir. İsrail'in, 1967 Savaşı'nın ardından Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayarak saldırılarına devam etmesi, bölgedeki acıları derinleştirmiştir. Sadece 1948 ile 1967 yılları arasında 3,5 milyondan fazla Filistinli yurtlarından edilerek mülteci durumuna düşürülmüştür. Lübnan'ın 1982 yılındaki işgali sırasında Sabra ve Şatilla kamplarındaki binlerce savunmasız sivil Filistinli mültecinin hunharca katli dahi dünyayı durdurmak için harekete geçirmeye yetmemiştir. Filistin halkının intifada olarak adlandırılan İsrail saldırılarına karşı sivil itaatsizlik eylemleriyle kendini, evini, vatanını koruma mücadelesinin hep yanında olduk, olmayı da sürdüreceğiz. Sınırları hala belirsiz olan İsrail devleti, Siyonist hayaller peşinde koşan siyasetçilerin ve insanlığa karşı suç işlemeyi mubah sayan radikallerin elinde bir terör aygıtına dönüşmüştür. Fanatik Yahudiler, 1995'teki barış görüşmeleri sırasında Filistinlilere taviz vermekle suçladıkları kendi Başbakanlarını dahi öldürmekten çekinmeyecek kadar işi ileriye götürebilmişlerdir.

"Bunlar yavruları öldürecek kadar katil"

Ülkemizden Filistin'e yardım için giden bir uluslararası yardım organizasyonuna da uluslararası sularda saldıran İsrail, hukuk tanımazlığını burada bir kez daha göstermiştir. Ya bunlar yavruları öldürecek kadar katil. Yavru, yavru... 5 yaşında 6 yaşındaki yavruları öldürecek kadar bunlar katil. Kadınları yerlerde süründürerek öldürecek kadar katil. Yaşlı insanları öldürecek kadar katil. Bunların eşi benzeri yok ve aynı suda maalesef beslenenler de bunları destekliyor. İsrail'in 2016 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan yasa dışı yerleşimleri hemen durdurması kararını tanımadığını açıklaması bile bu haydut devlete, bu terörist devlete karşı etkin tedbirler alınmasını sağlayamamıştır

 


"Terör devleti İsrail"

Bir yandan Kudüs'ün mahremiyetine el uzatan, diğer yandan Gazze'deki sivilleri insafsızca bombalayan, içinde medya gruplarının olduğu devasa bir binayı da bombalayarak yerle bir edenler işte bu terör devleti İsrail'dir. İsrail kendini savunan Filistinlilerin direnişlerini zulmüne bahane etmekten de geri durmuyor. İsrail bombalayarak, kurşunlayarak ve araçlarla üzerinden geçerek katlettiği onlarca masum çocuğu, yüzlerce masum sivilin evlerini yıktı. Sürekli taciz ederek göçe zorladığı on binlerce Filistinli aileyi görmezden gelenler Tel-Aviv'e atılan füzeleri öne sürerek insanlığın vicdanını gölgelemeye çalışmaktadır.

"Çocuklar öldürülürken değil, uyutulurken sessiz kalınmalıdır"

Kaç tane roket atmışlar? Attıkları roketlerle acaba yok olan nedir? Bir de bunu açıklayın ya ama siz orantısız güç kullanıyorsunuz ve siz savaş uçaklarınızla birlikte Gazze'ye bomba yağdırıyorsunuz. Acaba Gazze'nin savaş uçakları var mı? Yok. Sizde sayısızca. Onlarla vuruyorsunuz. Kiminle neyi aldatacaksınız? Ben şu anda Ankara'dan tüm dünyaya bunu seslenmek istiyorum, bunu hatırlatmak istiyorum, Filistinli çocukların bombalarla ölmesiyle ilgilenmeyenler, İsrailli çocukların füze seslerinden korkması karşısında dehşete kapılabilmektedir. Şu hale bak. Halbuki çocuklar öldürülürken değil, uyutulurken sessiz kalınmalıdır.

Esnaf ve çiftçiye müjde

Avusturya'ya İsrail tepkisi

Başbakanlık binasına İsrail bayrağı çeken Avusturya devletini telin ediyorum, böyle bir resmi makama bir terör devletinin bayrağını çekmek terörle izdüşümü bir hayat yaşamak demektir. Avusturya devleti herhalde soykırıma tabi tuttukları Yahudilerin faturasını Müslümanlara ödetmeye çalışıyor. Aynı şekilde İsrail'in Kudüs'te ve Gazze'de yaptıklarına destek veren diğer ülkeler de çocuk katillerinin günahlarına ortak olmak suretiyle tarihe ve insanlığa karşı işledikleri bu suçun karasıyla anılacaklardır.

Uluslarası topluma çağrı

Şu teklifi yapıyoruz, Kudüs'ün üç dinin temsilcilerinden oluşan bir komisyon tarafından yönetilmesi, günümüz şartlarında en doğru ve tutarlı yol olacaktır. Aksi takdirde bu kadim şehirde kalıcı barışı sağlamak kolay ve mümkün görünmüyor. İsrail güvenlik güçlerinin bu korumadaki Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik her saldırısı fitili ateşlenen bir bomba etkisi yapmaktadır. Dünya tarihi Kudüs'te ateşlenen bombaların yol açtığı devasa çatışmaların, yıkımların ve oluk oluk akan kanların örnekleriyle doludur. Bu tehdidin önüne geçmenin mevcut durumdaki en hızlı ve etkin yolu Kudüs'ü teklif ettiğimiz şekilde yeni bir yönetim statüsüne kavuşturmaktır. Birleşmiş Milletleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini, kuruluş amaçlarından biri de bu olan İslam İşbirliği Teşkilatını ve diğer tüm uluslararası kuruluşları bir an önce ve etkin şekilde Kudüs ve Filistinli mazlumlar için harekete geçmeye çağırıyoruz.

Sıradaki Haber
TBMM Başkanı Şentop'tan Filistin diplomasisi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz